Terörü Asıl Besleyen...
Karnı tok, sırtı pek, hayatından genel manada memnun bir adam niye dağa çıkıp eline silah alsın? En fazla olacak olan siyasi bir platformda memnuniyetsizliklerini dile getirmek olacaktır.
Karnı tok, sırtı pek, hayatından genel manada memnun bir adam niye dağa çıkıp eline silah alsın? En fazla olacak olan siyasi bir platformda memnuniyetsizliklerini dile getirmek olacaktır.
Geçen akşam bir CHP’li ve ÖDP lideri Ufuk Uras, Fatih Altaylı’nın programında SOL’u konuşuyordu. Arasıra zaplarken gidip geldim.. Kusura bakmasın CHP’li konuğun adını hatırlayamıyorum.
Milletin vekilleri toptan çuvalladı. Milletin aslının duruma el koyma vakti geldi. Siyaset ne yazık ki kendini arapsaçı bir düğüme hapsetmiş durumda. Biz vekilleri bizim yerimize işleri yürütsünler diye Ankara’ya gönderdik lakin onlar ortalığı duman ettiler.
Ha illa diyecekseler “esebilir de esmeyebilir de” ben de diyorum biz niye o zaman nehirlere baraj kuruyoruz, “yağabilir de yağmayabilir de”..
Lakin iş gençliğin Cumhuriyeti müdafaa etmesi noktasına gelene kadar yarılması gereken savunma hatları vardır. Bu hatların yarıldığı Cumhuriyeti seven kitlelerce hissedilmeye başlandığında toplumda oluşacak huzursuzluğun derinliğini çok kişi takdir edecektir.
Seçim sisteminin barajına da karşıyım. Ne barajı arkadaşım!? Bu ülkenin %1 lik kesimi de hala bu ülkenin vatandaşı.. Nasıl sokmazsın sen onu meclise? Onun da sesini duyurmaya hakkı var.
Ben bunda en büyük günah sahiplerinden biri olarak Edison’u görüyorum.
Dünyayı sen mi kurtaracaksın, acılara sen mi ilaç olacaksın? Yok fayda başka vah vah demekten. Oyna da oyna ne gelir elden.
..düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum.. Sonra geleceği düşünüyorum. Aydınlık uzak, çok uzak. Gündemin kalemime düşen gölgeleri..
Yasa ortada, suç işlendiyse cezası verilir. Suçluyu değil de kanunu kınamak nasıl bir korkaklıktır, nasıl bir pısırıklıktır.
“Zamanın bir yerinde seni yeniden bulacağım, seni yeniden kucaklayacağım aşkım.”
Zehir bu yeminin ona edilmediğini bildiği halde umursamadı. Rolünü memnuniyetle oynadı. Yanağındaki ele nazikçe uzandı. Ellerin teması önlenemez biçimde iki ruhu birbirine dokundurmuştu. Farkında olmadan dudaklar buluştu. Gecenin içinde zaman durmuştu adeta.
Gözünüzü kulağınızı iyi açın. Kalbinize kulak verin. Gerçeklerden kaçamazsınız. Kendi cennetinizde bir peri masalının arkasına saklanamazsınız.
“Kabul. Bu büyüklükte bir gurubun büyü kullanımına karşı şamanları olacağını hiç düşünmedim. Kabul. Çok paslanmışım. Ama net biçimde ifade ediyorum; bu, bugün yaptığım son hataydı!” diyerek dizlerine yükseldi. Buharlı arbaletini beceriden ziyade refleksleriyle nişanladı ve gelen ilk guruba doğru yaylım ateşini başlattı. Buhar gücüyle; çeliği delip geçecek korkunç
Maddesel uygarlıkta büyük bir aşama kaydettik son iki yüzyılda. Ne yazık ki insanlıkta aynı ilerlemeyi kaydedemedik. Maddesel uygarlıkta ilerledikçe daha açgözlü ve diğerlerine karşı daha düşman olduk. Maddeye o kadar yoğunlaştık ki maneviyatı inkar eder olduk.
Haritaya bakmanıza gerek olduğunu hiç sanmıyorum. Bu petrol denizinin ortasındaki ada Türkiye.
Dahası ABD kalkıp İran’a posta koyarken arkadaşı Pakistan’ın nükleer cicilerine göz yummaktadır. Yani açıkça gösteriyor ki maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. İran’ın varlığı istenmiyor. Bugün Irak nasıl otoriteden yoksun bir durumdaysa, iç savaş halindeyse İran için de istenen bu.
Bunları yazarken yazması kolay geliyor ama
Bu yaşanan bir İktidar Savaşıdır. Aşkta ve savaşta her şey mubahtır. İşte bu nedenle Türk halkının da bütün diğer dünya hakları gibi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar tarafından kandırılması, suiistimal edilmesi, din dahil her kutsal duygu ve değerinin, inancının amaç doğrultusunda kullanılması mubahtır.
“Ortadoğu dünyanın enerji kaynağıdır. Ona hükmeden dünyada çok büyük bir güce sahiptir. Hakimiyeti için son beş yıldır yürütülen büyük plan önlenemez biçimde nihayetini buldu. Birinci Hanedanın büyük güçleri bir şekilde pasifize edilmiş olmalı ve sonrasında dünya bu son darbeye alıştırıldı. İkinci Hanedan kendisine suret olarak Rusya ve eski
“Hiçbiri Kerim değil” dedi kızı battaniyeye sarmalayıp korumacı bir şefkatle kucağına alan Önder.
“Önemli değil.” Dedi soğuk bir sesle Cihan. “Onu da buluruz.” AVİ’ler artık açıktı ve silah sesleri ile patlamalar sürerken Şirin’e seslendi Cihan. “Burada işimiz bitti. Yaralı bir rehine ile beraber çatıdan çıkacağız. Tam
Fantazyada büyü, teknoloji ve aksiyon İldar'da buluşuyor.
07/10/2017 tarihinde şimdi diyebilirim ki neredeyse 2 senedir tek kelime yazmadım... 2 senedir yazar tarafım ölü. oysa oldugum şeyler içinde olmayı en sevdiğim şey yazar olmaktı :) Toprağı bol olsun.
İyi şeyler yapmaya çalışan, iyiyi, güzeli, doğruyu, çikolatayı seven biriyim... Fantastik romanları, Şirinleri, Süpermen'i bir de Battalgazi'yi severim... Herkes başkasının işine karıştığı kadar kendi işini yapmaya vakit ayırsa bu ülke kurtulur diyenlerdenim.
Türkiye
Hikaye aklımda her bir sahnesi ile oluştuktan sonra sıra kaleme gelir.
Süpermen, Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, Battalgazi, David Eddings, Michael Moorcock.
Robert E. Howard, Tolkien, Salvatore, Jules Verne, David Eddings, Michael Moorcock.
Bilim Kurgu ağırlıklı Blog Yazılarım
deviantart galerim, profilim, favorilerim...
Susayanın Uyanışı facebook sayfası
Dünyadaki açlara yardım ulaştıran bir hayır sitesi.