Özgür Doğa

Bir Varmış İki Yokmuş

Bir kaldırımdan diğerine koşarak geçen yalnızlığı, musalla taşına sahipsiz bir tabut gibi yatırdı. Ellerini can çekişirmişçesine yanlarına düşürüp başını arasına aldı.
Tıkış tıkış otobüsleri ve dolmuşları düşündü. En arkada sıkışarak oturan kendisinin tıpatıp aynısıydı. Yüzündeki giz ifadeye dönüşüp ortalığa soru işaretleri yığıyordu.

Başa Dön