seçkin gündüz

Ayrana Tövbe

“Sen ne dersen ondan,” dedim. Gözlerimi gözlerinden kaçıramamıştım. Benimkilere benziyor mu? Bıyıklarım çıkınca mı benzeyeceğim? Saçlarım azıcık beyazlaşsa? Boyumun yaşıtlarımınkinden uzun olduğunu söylüyorlar ama... Utancımı yenip yüzüne baktım. Kaşlarına , dudaklarına, burnuna... İşte yıllar sonraki ben?

Son Martı

“Evet, dişi kadın demek. Bunun kanatla da ilgisi yok. Düşeceksin!! ” Sesi yumuşadı, “Kadın martı...”
Gülümsemeye çalıştı ; “ Martı kadın... Son martı...”

Öykü : Zil

Gözleri zarftaydı. ‘Adı , soyadı , caddesi , sokağı , numarası... Tıpa tıp... Mektup benim sayılır. Gönderilmemiş de olsa...’ Yapıştırılmamış oluşu işi— ‘Yapıştırılmış olsa da açardım. Kim olsa açar. Suç mu? Suçmuş demek ki, baksana. İster misin bir gün önce dönsün; daha erken dönsün ; bugün , şu

46\. Çeşit

Birkaç giysi dolap başlığı altında sıralanmıştı. Masa kolaydı da üzerindekilerini yazarken azıcık oyalanmışlardı. Perdeyle ayrılmış bölüme geçerken üyelerden biri, 'Sıra ikinci vagonda,' demiş; demesiyle yanakları allanmış, kimse de gülümsememişti. Delikli taşın yanındaki musluğa eğretice bağlanmış hortum, ucundaki süzgeçle duş görevini üstlenmişti.

Düşler Uykuya Dalarken

“ Baba ,” diye usulca sözünü kesti ; “Büyüdüm.” Yorganı çenesine çekti , “Masalsız da uyurum. Yorulmasan?” Yorganı azıcık daha çekse gözleri örtülecekti. “Öksürüyorsun. Alık Balıkçı’yı kesip kesip öksürüyorsun. Üstelik yarın erkenden açılacağız.” Gülümsedi , “Ben kendim uyurum.” Yutkundu , “Yani sen... sen istersen...”

Başa Dön