Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
Oyunun başrolünde Şerefli(!) İsrail ordusu ile 1.500.000’luk terörist şehir(!) Gazze var... oyun yeni dünya sistemini anlatıyor, yeni soykırım modelini; artık eskisi gibi gaz odaları ve fırınlar yok... Bunun yerine bir halkı, bir şehirde hepten esir etmek var... İsrail bulmuş yolunu gerçek soykırımın... Seyirciler ise birbirinden ilginç... Protokolde her zaman ki gibi dev isimler var (ABD, Fransa, İngiltere, Rusya, Çin ve tabi ki önceki oyunun başrol oyuncusu Almanya ve yeni elitleşen Türkiye). Nerdeyse bütün dünya orada ve yaslanmış rahat koltuğuna bu tiyatro oyununu seyrediyor... Oyunun ismi; Mazlum İsrail in Kahraman(!) oluşu... Herkes keyifli ne de olsa bu oyunda ölen İslam’ın fakir ve güçsüz çocuğu Filistin’in yarısı Gazze... Herkes oyun zannediyor; çünkü atılan kurşunlar sadece Filistin’e isabet ediyor... Arada bir Türkiye sinirleniyorsa da bu oyuna; protokoldekilerin sitemine uğruyor… 'bu bir oyun dostum, evet biz de seninle aynı düşünceleri paylaşıyoruz, ama unutmamak gerekli ki sanatçının(!) işine karışılmaz ve hele ki bu sanatçı İsrail gibi bir ustaysa ' diyor ABD; Almanya da başını sallıyor gülümseyerek ve 'doğru, doğru' diyor... Neyse yatıştırıyorlar Türkiye’yi bir şekilde; tabi bunda Türkiye’nin içindeki kötü duyguların ve yalancı sesin de katkısı var... İlerleyen zamanlarda; oyunun bir yerinde İsrail vuruyor Filistin’in kafasına düşürüyor yere; ‘hadi ayaklarımı öp pis Müslüman; bende bir zamanlar ayaklarını öpmüştüm Hıristiyan efendilerimin, şimdi sen de öp benim yani efendinin ayaklarını; ben bunu bütün Müslümanlar adına kabul edeceğim' diyor... Bütün seyirciler hep bir ağızdan bağırıyor 'öp,öp' diye; fakat Filistin direniyor, Gazze başkaldırıyor ve diyor ki 'kimseler durmasa da bu mücadelede yanımda, kimseler duymasa da sesimi, kardeşim Filistin sırt çevirse de bana, emirim Arabistan ortak olsa da düşmanlarımla ve son umudum Padişahım Türkiye dahi el uzatmasa da bana ben yine de boyun eğmeyeceğim, öpmeyeceğim o pis ayaklarından; çünkü benim Peygamberim kimseye boyun eğmemiş ve bizlere de emir buyurmuş ''yalnız namazda boynunuzu eğin Allah'a, ondan gayri boynunuzu eğmeyin hiçbir kula'' diyor...Artık dayanamıyor Türkiye; anlıyor bunun bir oyun olmadığını ve haykırıyor locadan 'yeter! Yüce Yakup' un hain evladı; yeter! fitnenin fesadın anası; yeter! Yüce İsa’nın düşmanı; yeter! bütün dinlerin katili ve yeter! kendi ismi geçtiğinde Tanrıyı kendinden küçük gören zavallı...' birden bire karışıyor salon ve İsrail bunu altında kalmamak için 'burada ben senden üstünüm, çünkü ben sanatçıyım(!) sen seyircisin bana akıl vermesin’ diyor... Ve karışıyor ortalık Türkiye bütün kudretiyle kükrüyor ve sadece gücü güçsüzlere yeten İsrail korkuyor; özür diliyor... fakat gelin görün ki oyun devam ediyor ve ölen hep Gazzeli çocuklar oluyor...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © musab eminoglu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |