"“Yazarlık, kelimelerle bir tadanın sabrı; okuyucular ise bu sabrın tatlı işkencesi.” – İhsan Oktay Anar"

Uzaklardaki - Bir İhtimal Kundakçı, Bir İhtimal Büyücü, - Beyaz Adamın Karanlık Geceyi Ansızın Ele Geçirmesi

yazı resim

Yokluğunda seni özlemek
maziden bugüne gelenlerin,
yokluğunda tekrar var olanların
bana fark ettirdikleri ile
beni aramak,
kazdıkça tüm küllenmiş aşkları
hayalkırıklıkları tortularını,
indikçe derinlere
en dipte,
herkesten
hatta kendimden
bile gizlediğim,
özenle sakladığım,
seni bulmak.

seni yalnızlıktan
ilgisizlikten
sevgisizlikten
kaçmak için
değil
aksine
mazinin hayaletleri ile birlikteyken
ilgi alaka mevcutken
sevgi ihtimali kapıdayken
aramak.

yokluğunu en derinden hissetmek
varlığında tam anlam verilemiyen
o mutluluk ve ilham verici duyguyu
tanımlamaya mecbur bırakılmak.

hem de hayatında ilk defa
sevilmeme hatta hor görülme ihtimalini
ego incinmesini hiç umursamadan.

itiraf ediyorum
seni seviyorum
içim, nedenini yokluğunda
çok iyi öğrendiğim,
masmavi bir mutlulukla dolup taşıyor.
Kalbim sanki senin adınla atıyor.

Bu akşam yaseminleri koklarken
dolunaya bakarken
yüzümde ışıltılı bir gülümseme
gözlerimde yaşama sevinci
aklımda sen vardın.

dudaklarımdaki şarkı sana sesleniyordu.
Duyularım her gördüğünde, duyduğunda,
her kokladığında, tattığında,
her dokunduğunda
seni hissediyordu.

Çakralarım bile aşkının gücüyle
enerji saçıyordu.
Hem hayata sımsıkı, kıpkırmızı bağlıyor
hem bilgeliğe mor ışıklarla uzanıyordu.

Gözün aydın
uzaklarda beyaz bir adam oldun
delicesine sevilen,
Özlenen
her daim yaşanılan
ve yarınlara güneş olan.

ama bu itiraf ben de saklı kalacak.
bu büyük sevgiden korkup kaçmandan
çekinen kalbimin,
büyük aşkı küçük sırrı olacaksın.

Zaten aşkımı yaşamam için senin bunu bilmen
ya da beni sevmen değil elzem olan.

Vazgeçilmez olan yegane şey sensin.

Gönlüme fark etmeden öyle süzülmüşsün
ruhuma öyle işlemişsin ki
seni yaşamamak,
emsalsiz varlığını hissetmemek
mümkün değil.

Her dizede
her ezgide
her dolunayda, ay ışığında
her şarap kadehinde
yıldızlı gökyüzünde
yasemin kokularında
yakamozlarda
deniz kabuklarında
çakıl taşlarında
hep sen varsın.

nargilemin dumanı da sensin
yoluma ansızın çıkan kara kedi de.
En sevdiğim şairin mısraları da sensin.
yeraltının tamamlanmamış tüm cümleleri de.

En çok da karanlık gecelerde
kalbimi kanatlandıran gözlerin
bana her imkansızı mümkünleştiren
içimi masmaviye boyayan bakışların
her yerde.

Bu yüksek ateşin,
tekinsiz kavrulmanın
nedenini, nasılını bilmiyorum.

ya kundakçının birisin
çaktığın ilk kıvılcım belirsiz
ancak akibeti tam karşında
kan kırmızı alevlerle
yangın yerine dönüşen yüreğim.

Ya da
büyücünün tekisin
beni
içten içe yanan
ansızın lavlarını akıtan
bir yanardağa dönüştürdün.

Kraterim her patlayışta
seni haykırıyor
lavlarıyla.
eteklerim aşkınla yanmaktan memnun.

sevginin doğurduğu
bu topraklarda
filizlenecek üzümlerden
yapacağı
gül rengi şarabı düşlüyor.

Yorumlar

Başa Dön