Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere |
|
||||||||||
|
sessizleşir ortalık, çıt çıkmaz aç kurtların sesinden başka... urfalı bir türkü patlatır, acılısından trabzonlu; komik davranır en doğalından burda bir dalarsın karanlıklara karanlıklar; aydınlık hayallere gebe olur... aslında cennet gibidir çukurca anlamam ki sınırı neden buraya koymuşlar halbuki şu aşağı kayadan çıkan su zemzem gibidir, cenneti andırır insana... peki ya şu yeşiline yandığımın yaylası kaç tane daha vardır bundan dünyada... bir haftadır pek birşey olmadı Keklikkaya'da bir iki kaçak mal götüren köylü ha bir de mayınlı araziye yaklaşan çobanlar örgütten haber yok bu aralar şehirlere iniyorlarmış artık öyle diyor haberler... daha dün gece; Bitlis' te polise saldırmış beşi polis, ikisi çocuk, sekiz kişiyi şehit etmiş alçaklar... sekiz aydır burdayım, ama hala anlamadım aslında pek bir farkımız yok birbirimizden burdaki insanlarda Antep'teki gibi ekmek derdine düşmüş; çoğu zaman ekmek bulamıyor garipler... biz de gariban çocuğuyuz, zengin değiliz ki arkadaşım anlarız fakirlikten, fakirin halinden... sözgelimi, şehre bu yıl göç ettik köyden babam, garibim, inşaatta bir iş buldu bekçilik yapıyor geceleri tek umudu da benim desem yalan olmaz ee sekiz kardeşin en büyüğüyüm bir buçuk ay kaldı teskereyi almama dört gözle bekliyorlar yolumu şu bayram bir gelse, hayatımın bayramı olacak valla daha dün akşam konuştum annemle 'babanın tek derdi seni evermek' dedi 'paran var mı' diye sordu yalan söyledim 'var' dedim! hem ne yapacam paraya ben bu dağ başında bakkal bile beş kilometre uzakta anasını satayım yedi kardeşime anca yetiriyorlar parayı bir de bana mı yollayacaklar, nerden bulacaklar... hem bir de yük olmak bu yaştan sonra onlara o acıtıyor asıl canımı... dedim ya anlamıyorum ben burayı biz neden savaşıyoruz, neden öldürüyoruz birbirimizi kan davası desen; kiminle, husumet desen; yok aramızda daha geçen gün çukurcada sigara aldığım bakkalın kardeşi dağda hem kardeşi dağda desem de bakma çok iyi adam, namazında niyazında çok da seviyor askeri... herkes bıkmış burda çatışmadan devlet ile örgüt arasında kalmış insanlar hadi dağda kalanlar canavar ama ovadakilere bir el uzatmak lazım çünkü savaşın girdiği her yerde canavar olmaya başlıyor insanlar... off...bitse de bu nöbet içeri girsem dondum vallaha bu ayazda ah ulan başçavuş, ne vardı nöbete beni yazacak... az önce telsizden haber geldi yakındaymış teröristler... çukurca'da alayla, emliyete saldırmışlar ne yapıyor bunlar, anlamıyorum sanki şehirlere indirmeye çalışıyorlar savaşı kesin operasyona çıkarız gene madem burnumuzun dibine gelmişler bu kadar ilçede kan revanmış ortalık belli bu sefer büyük iş peşindeler... hişşt aydınlı bir cigara versene lan oğlum mehmet kime diyorum ben hadi oğlum valla nöbetten sonra verecem içerde kaldı cigaram... sağol, aslansın sen MEHMED'im.. bir de ateş ver be nasıl yakacam cigarayı'... 'ALLAH...yandım anam'...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © musab eminoglu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |