"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote |
|
||||||||||
|
Bugün World of Warcraft'tan bahsedeceğim size. Özellikle odaklanacağım konu Zindan-dungeon konusu, party-gurup yapısı ve class-sınıf rolleri, sınıfların yetenekleri. Hemen pööööfff demeyin lan. Bi bildiğimiz var ki anlatıyoz bunları. Bi okuyun şunu sonuna kadar... World of Warcraft denen oyun benim 4 sene kadar sıkı biçimde oynadığım ve hala arada uğradığım bir oyun. Blizzard firmasının bir oyunu ve Blizzard'ın diğer oyunları gibi çok kaliteli bir oyun-du... Neyse oyundu oyun-du konusunu çok karıştırmayalım, o tamamen ayrı bir yazı mevzusu olacak kadar derin bi konu... Ne diyordum, Bu oyun çok oyunculu çevrimiçi bir oyun. MMOG. Oyuncular isterlerse sadece diğer oyunculara karşı mücadele edebilir yani PVP yapabilir isterlerse de PVE yapar yani oyun dünyasına karşı mücadele eder. Oyun dünyasına karşı mücadele demek oyundaki NPClerin yani "oyuncu olmayan", bilgisayarın yönettiği karakterlerin verdiği görevleri yapmak ve NPC düşmanlara karşı savaşmak demek. Bu NPC düşmalar benim bugünkü konum. Bu NPC düşmanlardan oluşan Dungeon-Zindan mekanlarıyla ilgili konuşacağım. Bir zindan 5 kişilik bir bölgedir. Bir geçitten geçilerek içine girilir ve her gurup için aynı zindanın bir kopyası yaratılmak suretiyle her gurubun diğer guruplardan bağımsız o zindanı kendi kafasına göre savaşması sağlanır. Normal bir zindan gurubu 5 kişi limitlidir. 6. giremez. Raid yani Akın-baskın zindanları daha farklıdır. 10-20-25-40 kişilik raid-akın zindanları WOW'da mevcut. Zindanların içinde NPC düşmanlar vardır. Bu NPCler; zindanın belli yerlerinde ikişer, üçer, beşer, sekizer guruplar halinde duran ya da devriye atan elite-seçkin statüsündeki trash mob(ayak takımı) ve bunlardan ayrı duran Boss-Başkötü-patron-komutan tipinde asıl Elite Abiler olarak ikiye ayrılır. Her düşmanın kendine göre vuruş gücü, yetenekleri, saldırı özellikleri vardır. Oyuncular bu NPClere çeşitli ve uygun taktiklerle saldırır. 5 kişilik normal bir zindan gurubunda bir tank(koruyucu), bir şifacı-HEALER, üç DPS(hasarcı) bulunur. Koruyucu-TANK nefret yani agro üreten vuruş ve özellikleri ile düşman NPClerin dikkatini üzerine çeker. Oyunun TEMEL mekaniği bu. Agro her şey demek... Kavga başladığı andan itibaren her oyuncu bu NPCler üzerinde yaptığı her hareketle, saldıryla, büyüyle, vuruşla, özel yetenek kullanımıyla agro üretir. NPClerin bir AGRO listesi vardır ve NPCler kendi agro listesinde en üst sırada olan oyuncuya saldırır. Sadece ona. Bu yüzden her zindana bir TANK gerekir. Tank rolünü oynayan hangi sınıf olursa olsun tanktan beklenen en önemli şey AGRO tutabilmesidir. NPC düşmanlar yani salak aptal zekalı yapay zeka zindan ahalisi; saf ve aptal biçimde, çok önemli olan ŞİFACIYA değil, NPCleri teker teker öldüren HASARCILARA değil ama sadece NEFRET üreten, dikkatleri dağıtıp üzerine çeken TANK'a vurmalıdır. Bunu başaran, agroyu-NEFRETİ-dikkati üzerinde tutan ve saldırılara az hasar alarak dayanabilen tank iyi bir tanktır. Bazen şifacılar ve hasarcılar agro listesinde öne çıkar gibi olur ve NPCler bu asıl hedef olması gereken gurup üyelerine döner.. Ve tank hemen anında büyük agro üreten, özel ve belli aralıklarla kullanılabilen, yetenekleriyle tekrar NPClerin dikkatini üzerinde toplar. Tank gurubu kurtarır, gurup da NPCleri rahat rahat kesip doğrama işine geri döner. Bazen bir tank yetmez. Ek taktikler gerekir. CC taktikleri gerekir. CC yani Crowd Control; Kalabalık Kontrolü. Mesela 8 kişiden oluşan kalabalık düşman gurupları vardır ve bu 8 kişilik düşman NPC gurubun içinde savaşçı, büyücü, şifacı, keskin nişancı, sürekli başka düşmanlar çağıran bir Çağırıcı, ninja gibi yüksek hasar veren bir DPS NPC vardır.. İşte burada CC yani kitle kontrol yetenekleri öne çıkmak zorundadır. Zindandaki gurup ya da akıncılar bu durumlarda kendi sınıflarının yeteneklerini kullanır. Avcı, tuzakları ile bir düşmanı dondurur, ninja bir diğerini bayıltır, büyücü bir diğerini kurbağaya çevirir, rahip bir başkasını zihin kontrolü ile diğer NPClere saldırtıp diğerlerine öldürtür, paladin bir diğerini şok ile yerinde hareketsiz bırakır... Tank kalanları etrafına toplar ve tankın biraraya topladığı bu kalanlardan oluşan guruba herkes AOE (yani alan etkili; bir kerede birden çok kişiye vuran) saldırıları ile hücum eder, en kısa sürede bu gurubun işini bitirmeye bakar... Sonra teker teker bu özel yeteneklerle CC edilmiş diğerleri indirilir. Şimdi çok uzatmak ve daha fazla sıkmak istemiyorum... Ben bu yazıyı niye yazdım? Çünkü bu ülke uzun süredir salak bir Zindan ahalisi gibi feci şekilde TANKlanıyor ve defalarca farklı gurupların sürekli tecavüzüne uğruyor. Sürekli olarak yağmalanıyor ve soyuluyoruz. Aptal NPCler gibi bu YAĞMACILAR ordusunun taktiklerine her defasında aynı şekilde yeniliyor ve her defasında aynı şekilde acı çekiyoruz. Bir TANK sürekli olarak ortaya çıkıp bizi tanklıyor. Şifacılar yaptıkları büyüler ve koruyucu güçleri ile tankı var güçleri ile arkadan destekliyor. Onların tek işi tankı ve hasarcıları iyileştirmek, neticede ganimetten pay alıyorlar bu iş için... Sonra diğer kalabalık kontrol yöntemleri ile gözü biraz açık olan zindan ahalisi; biraz daha tehlikeli olanlar, hemen yavaşlatılıyor, uyuşturuluyor, uyutuluyor, maymun ediliyor, beyni yıkanıyor, birbirine düşürülüyor, hapsediliyor, güçsüzleştiriliyor, ilk önce öldürülüyor. Kalanlar süratle TANK tarafından tanklanıp hemen o gözümüze ilişmeyen hasarcılar tarafından bütün güçleri ve süratleri ile AOE ediliyor... Bu, bundan ibaret. Ne güzel saçmaladım di mi? Bir MMOG ile bir anda dünya düzeni ve Türkiye gerçeğini nasıl ortaya serip gözünüze soktum... Bir sonraki seferde TANK zora düştüğünde dikkat edin nerede terör saldırısı olacak, nerede Ergenekon dalgası yükselecek, hatta nerede deprem olacak. Hayır arkadaşlar, deprem bombası bilim kurgu değil. Bu teknoloji ne yazık ki var. Biraz araştırın HAARP nedir. Teşekkür istemez. Bu aydınlatma işini karşılık beklemeden yapıyorum. Ben bunu bir toplum hizmeti olarak yapıyorum. Türkiye'nin yarısını öpüyorum. Düşündüm de.. Diğer yarısını da öpüyorum. Anladın sen onu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Levent Ölçer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |