..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Roman yazmanın üç kuralı vardır. Ne yazık kimse bu kuralların neler olduğunu bilmiyor. -Somerset Maugham
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Hilâl Erboyacı




13 Kasım 2011
Sürgünlerim Oldu  
Sürgünlerim Oldu

Hilâl Erboyacı


Martılar gezerken içimde bir yerlerde, küheylanların ayakları yerde. İnsan önce kendi savaşını kazanmalı derinliklerinde. Göreceli doğrularla yola çıktınız mı yolun sonu gelmez…Dolaşır durursunuz bir labirentte. ‘Ah!’ larımız yol arkadaşımız olsa da doğrular adına olmalı savaşımız.


:BJIF:
Sürgünlerim oldu. Yaşamın handikaplarına kendimi sürgün ettiğim zamanlar…Doğrularımdan taviz vermemek için acı çektiğim, doğru adına içime çekildiğim anlar..

Acı nedir? Acı, içimizde ukde bırakmasına rağmen günlük/ anlık kaygılardan azade güllük gülistanlık -mış’lı bir hayata katlanmak mı, reel bir dünyanın içinde, yerkürenin bizden beklediği misyonu her şeye rağmen omuzlamak mı?

Mutlulukla mutsuzluk arasında öyle ince bir çizgi var ki…Ne güzel demiş büyükler:’’ İki iyiliksiz bir dünya…’’ Bu, hayatı algılayış biçimimizle hatta biçemimizle yakından alakalı. Suyun görünüşündeki saflık, derinlik ne kadar yansıyorsa denize, içimindeki hayatilik de o kadar önemli.

Martılar gezerken içimde bir yerlerde, küheylanların ayakları yerde. İnsan önce kendi savaşını kazanmalı derinliklerinde. Göreceli doğrularla yola çıktınız mı yolun sonu gelmez…Dolaşır durursunuz bir labirentte. ‘Ah!’ larımız yol arkadaşımız olsa da doğrular adına olmalı savaşımız.

Haklı olmanın bin bir türlü yolu var. Birilerini kandırmak çok kolay; -mış gibi davrandığımız her konuda kolay kanar insanlar..Hele okşamışsanız yumuşak ellerlinizle şefkate muhtaç sırtını, bir yarasına merhem oluvermişseniz sorun yok, diyorum ya insanları kandırmak kolay…Kimse sevmez birilerinin sorunuyla uğraşmayı. Kendi derdi başından aşkındır zaten. Ya inanır, inanmak istediklerine ya da inanıyor görünür boşverdiklerine…

Pişmanlıkla hata arasında ince bir çizgi var..Pişmanlıklarımızın arkasında ne kadar durabilirsek, hatalarımızın arkasında da o kadar durmayı öğrenmek zorundayız. Kılıfını hazırlamak yetmez. Önce kendimizi inandırmalıyız.

Sürgünlerim, haklı olduğum ya da gerçekten haklı olduğuma inandığım buzlu bir zeminde başlar. Öyle kaygan bir zemindir ki bu, ya tepetaklak düşeceksiniz ya da dik durmayı başarmayı öğreneceksiniz. İçiniz üşüyecek, titreyeceksiniz. Olsun….Her şeye ama her şeye rağmen omuzlarınız ve başınız dikse; özgürlüğünüz, ödülünüz. Kimseden ödül beklemeyeceksiniz. İç huzurunuz, gözlerinizdeki ışık huzmelerinde, yıldızlar gibi gecenizi aydınlatacak. Sabrın sonu selamet…

Doğru olduğuna inandığımız, doğruluğundan zerre kadar şüphe duymadığımız değerler uğruna kazandığımız zaferlerden ibaret olmalı hayat. Değilse anlamsız ve boş…Gelip geçici/ aldatıcı kazanımlar, nehir akışı gibi kayıp gider ellerimizden… Başını kayalara vurur, ardı arkası gelmez isteklerinden.. Bir gün, susuz kaldığında kurur, kaybolur gider yerkürenin üzerinden.

‘’Güzel düşün , iyi hisset , aldanma; ne varsa doğrudadır ; doğruluk şaşar sanma.’’ diyor Tevfik Fikret. Bu kadar kolay mı? Tevfik Fikret’in hayat öyküsüne baktığımız zaman, bu kadar kolay olmuş mu? İkinci Meşrutiyet’ten beklediği umudu yakalayamamanın acısını ‘Aşiyan’ında sürgüne dönüştürmesi, benzeri bir içe çekiliş değil de nedir? Belki de bireyselden sıyrılıp, toplumsala dönüşte içine yaptığı sürgünün etkisi vardır. Kim bilir?..

‘’Fikirlerine emin mahfazalar bulamayan bir medeniyetin, tefekkür kabiliyetini kaybetmekte gecikmeyeceğinden hiç şüphe etmemelidir.’’diyen Ahmet Haşim’in sürgünü, kendini toplumsal sorunlardan uzaklaştırarak içine yönelmesiyle, kırk dokuz yıllık ömrünü ne kadar mutlu kılmıştır? ‘’Ağır ağır çıktığımız merdiven’’lerden ‘’Eteklerimizde ‘ güneş rengi bir yığın yaprak’la mı tırmanacağız sonsuza; iç huzuruyla, sararan yapraklara ağlamadan / tebessüm ederek mi ? Tercih bizim…

Ben yine de ‘Pembe İncili Kaftanlardan Muhsin Çelebi duruşu’nu tercih ediyorum. Vakur ve kendinden emin….

29.09.2011



Güncel Sanat Dergisi- Ekim Kasım Sayısı



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnşirah

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ah! Ahmet Haşim...
21 Mart Dünya Şiir Günü
Çınar
Pembe Panjurlu Ev
Sızlanmalar
Arena
'Zekanı Unut Daima Çalışkan Ol'
Yüreğimi X Işınlarına Kapadım
Ne Çok Ortak Yanımız Var
İkinci Cumhuriyet

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Har Elinden [Şiir]
Kutsi ve Asi [Şiir]
Erteledik [Şiir]
Orantısız Güç [Şiir]
Yirmi Birinci Asra Hicviye [Şiir]
Nerede Ölmeden Önce Ölüm [Şiir]
Çanakkale'de Zafer Muştulanmıştı [Şiir]
Sessiz Kahramanlarımız [Şiir]
Yapay Tanrılar [Şiir]
Üç Çocuk / Üç Can [Şiir]


Hilâl Erboyacı kimdir?

Yaşam söz üzerine kurulmuş. Yazı sözü kalıcı kılmış. Bir Edebiyat neferi olarak seksenli yıllarda başladığım serüvenime bir iz bırakmak ve geleceğe katkıda bulunmak üzere çıktım. . Bir hoş sada bırakabilirsem ne mutlu. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Türk şiirinin tüm isimlerinden etkilenmiş olmam mümkün..


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hilâl Erboyacı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.