..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Gülün dikene katlanmasý onu güzel kokulu yaptý." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Söyleþi > Hilâl Erboyacý




21 Kasým 2011
Türk Edebiyatýnda Sonbahar/ XXI. Uluslararasý Kýbatek Edebiyat Sempozyumu  
Türk Edebiyatýnda Sonbahar/ XXI. Uluslararasý Kýbatek Edebiyat Sempozyumu

Hilâl Erboyacý


XXI. Uluslararasý Kýbatek Edebiyat Sempozyumu/ Edebiyatta Sonbahar


:ACHBE:

Birinci Bölüm



‘’Türk Edebiyatýnda Sonbahar ‘’bahsine geçmeden önce bir þarkýyý hatýrlayalým birlikte. Ben yaþlardakilerin ya da benim yaþýma aþaðý yukarý yakýn olanlarýn unutamadýðý Yýldýrým Gürses’e ait bir þarký:

Düþen bir yaprak görürsen
Beni hatýrla demiþtin
Biliyorsun ben seni
Sonbaharda sevmiþtim

Her sonbahar geliþinde
Sarý sarý yapraklarda
Kuru dallar arasýnda
Sen gelirsin aklýma


Öyle ya güfteler de edebiyatýn bir parçasý. Ýnsan duygularýný biçimlendiren zaman, mekan kavramlarýnýn yaný sýra, yaþadýðý olaylarýn býraktýðý psikolojik etkileþim de zamaný ve mekaný deðerli/ deðersiz kýlar. Yýldýrým Gürses’in þarkýsýnda Sonbahar, sevgiliyle güzelliklerin yaþandýðý mutlu bir mevsimdir. Bu nedenle sonbaharýn býraktýðý duygular, özlenen ve hatýrlanan güzelliklerdir.

‘Sonbahar ‘ deyince Türk edebiyatýnýn önemli romanlarýndan söz etmeden geçmek olmaz. Örneðin ‘’Eylül’’… Mehmet Rauf’un edebiyatýmýza kazandýrdýðý ilk psikolojik roman olarak kabul görür. Romanýn ana kahramanlarý Suat ve Süreyya’nýn mutluluk arayýþlarý; Suat’la, Süreyya’nýn en yakýn arkadaþý Necip arasýnda baþlayan platonik aþk; Eylül ayýnda Suat’ýn Necip’ten uzaklaþýp, sonbaharla özdeþleþtirilerek yaprak dökümü yaþadýðý bir acýya dönüþür. Zamanýn ‘’Eylül’’ olarak belirlenmesi tesadüfî deðildir. Bildiðiniz gibi, bu büyük aþk köþkte çýkan yangýnda, Necip’in caný pahasýna kendini alevlerin arasýna atmasýyla sonlanacaktýr.

Bir baþka roman, Reþat Nuri Güntekin’in Yaprak Dökümü… Ali Rýza Bey’in hazin sonunu anlatmaya gerek yok sanýrým. Teker teker hüsrana uðrayan çocuklarýnýn ve ailesinin sonbahar yapraklarý gibi dökülüþünü Ali Rýza Bey’in yavaþ yavaþ tükeniþiyle anlatýr roman.

Tuna Kiremitçi’nin son günlerde adýndan çok söz edilen’’Selanik’te Sonbahar’’ adlý romaný, bir ulusun doðmasýný engelleyecek bir suikastý iþler. O suikasta uðramasa lider olacak bir asker ve gerçekleþmesi ölüme baðlý bir aþk... Atilla, Fikriye ve Lütfiye…’Dýþarýda bulutlu, ruhlarý ezen bir sonbahar. Ýçinde mektuplar, dýþýnda elma, i-pod ve ývýr zývýr olan çantamla babamýn canlý halini son kez gördüðüm yere doðru hýzlý hýzlý yürüyorum.’ Tuna KÝREMÝTÇÝ, ‘Selanik’te Sonbahar’ romanýnda Sonbahar temini postmodern bir bakýþ açýsýyla tüm kahramanlarýna yükler.. Paþa da dahil olmak üzere üzerlerinde dolaþan bulutlar bunaltýcýdýr. Romanda Atatürk’süz bir Türkiye’nin ve Cumhuriyeti inþa edememiþ bir ulusun geri kalmýþ bir Osmanlý olarak sürdüðünü, bir müddet manda yönetimi ile yönetildiðini ve sonra kendi haline býrakýldýðýný ve kendini yönetemez bir ülke haline geldiðini görüyoruz.

Pýnar Kür’ün ‘’Sonuncu Sonbahar’’ adlý romaný; Erhan Bener’in denemelerini topladýðý ve ince bir mizah anlayýþýyla yazdýðý ‘’Sonbahar Yapraklarý’’; Yýlmaz Karakoyunlu’nun Þeyh Bedrettin’i anlatan ‘Serçe Kuþun Sonbaharý’; 6-7 Eylül Olaylarý’ný, Rum, Ermeni, Yahudi azýnlýklarýn ülkelerini terk etmek zorunda kalýþlarýný, kendine has üslubuyla roman kurgusu içinde anlattýðý ‘Güz Sancýsý’ Sonbahar temasýný içselleþtiren eserler arasýnda sayýlabilir.

Sait Faik Abasýyanýk, ‘’Bir Sonbahar Akþamý’’ öyküsüne: ‘’ Nedir bu kuþ, bilmem ki? Sonbaharda bulutlar turunç renklidir Sonbaharda yapraklar konuþur Lodoslu Ýstanbul denizi ne baþ döndürücü þeydir! ‘’diyerek baþlar. Maksadý sadece bir býldýrcýný anlatabilmektir. Bir býldýrcýna olan sevdasýný, tutkusunu… Öyküsünü þöyle bitirir:’’Sensiz sonbaharýn ne tadý olabilir? Bir adamýn, onlarý iplere dizmiþ götürdüðünü gördüðüm zaman, içimde ürpertiler belirir "Milyonla geride býraktýklarý fedailere raðmen, acaba gidecekleri yere gidebilirler mi?" derim’’ Sonbahar, Sait Faik için býldýrcýna olan tutkusuyla güzelleþir; Sonbahar, hüzne deðil, tutkuya iþarettir.



Tüm bu eserlerin ‘Sonbahar’ temine yaklaþýmýnda yazarýn kiþisel bakýþýyla biçem kazanan bir farklýlýk arz ettiðini görüyoruz. Roman ve öykünün durum ya da olay perspektifinde hüzün, ölüm, yaþlýlýk, çöküþ anlamýna gelebileceði gibi mutluluk, özlem, güzellikler, yaþama aþký gibi anlamlar taþýyabileceði anlaþýlýyor. Bir imparatorluðun, bir ailenin, yaþamýn, fikrin, aþkýn giriþ- geliþme- sonuç bölümlerinden, geliþme bölümünün sonundan sonuca varan ince bir çizgidir Sonbahar… Düþen kýzýl ve sarý yapraklarsa bu anýn resmedilmesinde, sembolleþtirilmesinde can alýcý bir im olarak karþýmýza çýkar. Týpký akþamýn geliþini ifade eden tan vakti gibi…

************************************************************



Ýkinci Bölüm

Halk Þiirimizde ve Divan Þiirimizde Sonbahar

Þiire gelince; Sonbahar temasýnýn Halk Þiirimizden çok Divan Þiirimizle içselleþtiðini ve daha çok kullanýldýðýný görüyoruz.

Karacaoðlan’ýn þu dizelerinde gördüðümüz gibi:

‘Aþam dedim, karlý daðlar baþýndan
Yüce daðlar koç yiðide dað m’olur
Aðrýr bedenim, sýzlar yaralarým
Bu yarayý çeken yigit sað m’olur’ ….ya da:

‘Ýncecikten bir kar yaðar

Tozar Elif Elif diye

Deli gönül abdal olmuþ

Gezer Elif Elif diye’….

gibi dizelerinden de gördüðümüz gibi kýþ temasý; acýnýn, sýkýntýnýn, mutsuzluðun, umutsuzluðun sembolüdür.

Erzurumlu Emrah’ýn þu dizelerinde:

‘’Gene bahar oldu, açýldý güller

Bülbülü Þeydalar baðlarda gezer

Bir saçý Leyla’ya meyil verenler

Elbet mecnun olur, daðlarda gezer…’’



Ya da Gevheri’nin þu dizelerinde:

‘’Tazelendi âlem nevbahar oldu

Gel sevdiðim senin ele gidelim

Açýldý her taraf sebzezar oldu

Gel efendim Þam’a doðru gidelim’’

gördüðümüz gibi ilkbahar ve yaz mevsimi umuda daha açýktýr. Bülbülün güle tutkusu ancak bu mevsimlerde dillenir, þair de bülbülle hemdem olmanýn zaman zaman hüznünü zaman zaman mutluluðunu bu mevsimlerde yaþar.



Erzurumlu Emrah’ýn:

‘’Hazan ile geçti gülþeni butsan

Eyler dertli bülbül zâr garip garip

Haraba yüz tuttu bezmi gülistan

Aðla þimden geru var garip garip…’’

gibi bazý örneklerinde iþlenen ‘hazan’ konusu çok yaygýn olmamakla birlikte yine hüznü, acýyý ve ayrýlýðý anlatýr.

Divan Þiirimize gelince, ‘hazan’ yine hüznün sembolüdür. Özellikle kasidenin nesip bölümlerinde ‘Hazaniye’ adýný alan Hazan, betimlemelerle canlýlýk kazanýr. Örneðin Fuzulî:

Kat’ edip fasl-ý hazân âb-ý revân þirâzesin

Nüsha-i gül-zârýn evrakýn periþan eylemiþ

(Hazan mevsimi, akarsuyun gidiþatýný bozup gül bahçesi kitabýnýn yapraklarýný periþan etti.) derken Sonbahar yaðmurlarýnýn gül bahçelerini daðýttýðýný söyleyerek farklý ve suçlayýcý bir bakýþ açýsý geliþtirir.

Baðdatlý Ruhî de þu beytiyle hak verir Fuzulî’ye:

Âþiyânsuz n ’eylesün gülþende bülbül Rûhiyâ

Derd-mendün eylemiþ bâd-ý hazân evin harâb

(Ey Ruhî bülbül gül bahçesinde evsiz barksýz ne yapsýn? Zavallý, dertli bülbülün evini hazan rüzgârý harap etmiþ)

Çünkü Divan þiirinde gül ve bülbül, olmazsa olmaz mazmunlardandýr. Gülün ve bülbülün periþan olmasý hazana karþý duyulan öfkenin nedenini oluþturur. Zaman zaman ‘köhne bahar’ diye adlandýrýlýr Sonbahar.

Keçecizâde Ýzzet Molla:

‘’Bir mevsim-i bahârýna geldik ki âlemin

Bülbül hamûþ, havz tehî, gülistan harâb’’

( Bu alemin öyle bir bahar mevsimine geldik ki, bülbül suskun, havuz boþ, gül bahçesi harap.) diyerek zamandan þikayetini köhne bir baharla açýklar.



Nabî’nin:

Bâð-ý dehrin hem hazânýn hem baharýn görmiþüz

Biz neþâtýn da gamýn da rüzgârýn görmiþüz

(Biz bu dünya baðýnýn hem hazanýný hem baharýný görmüþüz, biz sevincin de kederin de zamanýný görmüþüz.) diyerek hazanla, hüzün ve acýya iþaret etmesi Sonbahar mevsimine yine ayný anlayýþla baktýðýnýn ifadesidir.

Halk þiirinin doðaya açýk, yalýn ama derin felsefi bakýþý içinde kýþ ve yaz aylarýnýn daha keskin çizgileri ortaya koymasý; Divan þiirinin ise sevgiliye, aþka, tasavvufa, sosyal olaylara bakýþýndaki ince, zaman zaman karmaþýk, zaman zaman aþikâr bakýþ açýsýný sonbahar, köhne bir bahar oluþuyla daha güzel ortaya koyar.

*****************************************************************

Üçüncü Bölüm

Belki de Türk þiirinde Sonbahar temasý Batý Edebiyatý etkisinde geliþen Türk þiirinde gerçek deðerini Sembolist ve Empresyonist anlayýþ içinde bulur. Sembolistlerin hayata bakýþlarýndaki karamsarlýk, sembollerle dýþ dünyayý betimleme ve algýlama arzusu için sonbahar en uygun mevsimdir.

Paul Verlaine, Orhan Veli Kanýk’ýn çevirdiði þiirinde sembolizmin Sonbahara bakýþýnýn en güzel örneklerinden birini verir:


‘Hâtýralar, ne istersiniz benden?… Sonbahar… Durgun gökte ardýç kuþlarý uçuþmadalar .Güneþten ölgün ve soluk bir ýþýk vurmada. Ýçinde poyrazlar esen sararmýþ ormana. Yapayalnýzdýk, yürüyorduk, türlü hülyalarda, Saçlarýmýz ve düþüncelerimiz rüzgârda. Çevirip güzel gözlerini bana: “Hangisi? En güzel günün” diye sordu o billur sesi. Bir melek sesi kadar tatlý, o kadar derin. Hafif bir gülümseyiþ cevap verdi sesine, öptüm ellerini, ibadet edercesine.’

— Ah! Ýlk çiçekler! Ne güzel kokularý vardýr! Ne kadar sevimli bir mýrýltýlarý vardýr! Sevilen dudaklardan çýkan ilk evet’lerin!

Sembolizm edebi akýmýnýn önemli isimlerinden Charles Baudelaire, ‘’Alýp Götüren Koku’’ adlý þiirinde:

‘Gözlerim kapalý, bir sonbahar akþamýnda
Sýcak göðsünün kokusunu içime çeker
Dalarým, gözlerimden mesut kýyýlar geçer
Hep ayný günün ateþi vurur sularýna’ …

derken sonbaharýn ve akþamýn gizemini büyülü bir atmosfere çevirir, sözcüklerle resmeder.

Paul Verlaine:

‘ÞÝÝR SANATI
Musiki, her þeyden önce musiki;
Onun için tekli mýsradan þaþma.
Kývrak olur, erir havada sanki;
Aðýr aksak söyleniþe yanaþma.
Kelime seçerken de meydan senin;
Bile bile bir nebze aldanmalý.
Dumanlýsý güzeldir türkülerin;
Öyle hem seçik olsun hem kapalý.
Güzel gözler tül ardýnda görünsün
Gün ýþýðý titremeli þiirinde
Ak yýldýzlar maviliðe bürünsün
Ilgýt ýlgýt sonbahar göklerinde… ‘

þiirinde flu bir resimden, derinden ruhumuza iþleyen bir musikinin büyüsünü sonbahar mevsiminin sisli ve bulutlu havasý içine yerleþtirir.

Bizim edebiyatýmýzda Sembolist akýmdan etkilenen; Ahmet Haþim, Ahmet Muhip Dranas, Cahit Sýtký Tarancý, Ahmet Hamdi Tanpýnar v.b. isimler bu konuda en çarpýcý örnekleri verirler:

Ahmet Haþim’in:

‘Aðýr, aðýr çýkacaksýn bu merdivenlerden,

Eteklerinde güneþ rengi bir yýðýn yaprak,

Ve bir zaman bakacaksýn semâya aðlayarak...

Sular sarardý... yüzün perde perde solmakta,

Kýzýl havâlarý seyret ki akþam olmakta...



Eðilmiþ arza, kanar, muttasýl kanar güller;

Durur alev gibi dallarda kanlý bülbüller,

Sular mý yandý? Neden tunca benziyor mermer?



Bu bir lisân-ý hafîdir ki ruha dolmakta,

Kýzýl havâlarý seyret ki akþam olmakta...’



þiirinde Sembolistlerin hayata bakýþý ve gizemi sonbahar ve akþam sembollerini kullanarak

en çarpýcý biçimiyle ortaya çýkar.

Ahmet Muhip Dranas:



Yaðmur, Gül, Eller, adlý þiirinde:



‘Yel yapraklarýmý savurur,
Dört yaným yaðmurla örtülü;
Güz vaktim gerçek ya, ne yaðmur!’

diyerek yaðmurla sonbaharý özdeþleþtirir.



Cahit Sýtký Tarancý’nýn Otuz Beþ Yaþ þiiriyle Sonbahar, acýtýr içimizi:



‘Ayva sarý nar kýrmýzý sonbahar!
Her yýl biraz daha benimsediðim.
Ne dönüp duruyor havada kuþlar?’



Ahmet Hamdi Tanpýnar Sonbahar adlý þiirinde:



"Durgun havuzlara iþlesin býrak
Yapraklarýn güneþ ve ölüm rengi,
Sen kalbini dinle,ufuklara bak.
Düþünme mevsimi inleten rengi
Elemdir mest etsin ruhunu yeter
Eser rüzgarlarýn durgun ahengi.
Yan yana sessizce mevsimle keder
Hicrana aldanmýþ kalbimde gezin
Esen rüzgarlara sen kendini ver."



diyerek hüzünden ve melankoliden uzaklaþtýrýr Sonbaharý. Sonbahar gelse de hayat hissettiklerimizden ibarettir. Duygularýmýz ve yüreðimiz güzelliklerle dopdolu olursa mevsim bu güzellikleri etkileyemeyecektir. Þu ana kadar olan tespitlerimizin içerisinde altýný çizmemiz gereken bir söylem bu. Tabiatý algýlayýþ biçimimizdeki öznellik de buradan kaynaklanmaktadýr.

Parnasizm’in temel ilkesi gerçekçiliktir. Þairin bütün amacý doðada var olan güzellikleri gerçekçi þekilde aktarmaktýr. Bu nedenle Sonbahar Yahya Kemal Beyatlý’nýn ‘Sonbahar’ þiirinde gördüðümüz gibi aþikâr gözlerimizin önünde resmedilir.

‘Fani ömür biter,bir uzun sonbahar olur.
Yaprak, çiçek ve kuþ daðýlýr, tarümar olur.
Mevsim boyunca kendini hissettirir veda;
Artýk bu daðdaðayla uðuldar deniz ve dað.

Yazdan kalan ne varsa olurken haþýr neþir.
Günler hazinleþir, geceler uhrevileþir;
Teþrinlerin bu hüznü geçer ta iliklere.
Anlar ki yolcu yol görünür selviliklere.’

1940 sonrasý þiirimizin önemli isimlerinden biri de Bedri Rahmi Eyüboðlu’dur. Bedri Rahmi, ayný zamanda bir ressam olduðu için þiirlerini yazarken bol renkli, canlý betimlemeler kullanýr. Biçim ve konu yönünden Garipçilere yakýn bir anlayýþ içinde; ancak bir resim estetiðinde þiirler yazar. Doða ve insan doðal ve yerli bir atmosferde birliktedirler þiirlerinde. Sonbahar onun þiirlerinde þöyle biçimlenir:

‘Önde zeytin aðaçlarý arkasýnda yar
Sene 1946
Mevsim
Sonbahar
Önde zeytin aðaçlarý neyleyim neyleyim
Dallarý neyleyim
Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim
Yâr yâr ….Seni kara saplý bir býçak gibi sineme sapladýlar’

‘Sonbahar Geliyor’ adlý þiirinde ise Cahit Külebi serçe için duyduðu endiþeden söz ederken, somutla soyut arasýnda lirik bir anlayýþla þairane bir gezinti yapar:

Sonbahar geliyor serçe
Yuvaný ne yapacaksýn?
Ayva çiçek açmadan önce.
Meyvelerin içi geçecek
Rüzgâr baþka çeþit esecek
Yaðmurlarla ýslanacaksýn.

Halbuki ne kadar sýcaksýn!

Edebiyatýmýzda Maviciler adý verilen grubun en önemli ismidir Atilla Ýlhan. Atilla Ýlhan’ýn sosyal realizminin egemen olduðu þiirlerde duygu ve romantizm ön plandadýr. ‘Adým Sonbahar’ bunlardan biri:

‘Nasýl iþ bu
her yanýna çiçek yaðmýþ
erik aðacýnýn
ýþýk içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaþýr

oysa ben akþam olmuþum
yapraklarým dökülüyor
usul usul
adým sonbahar’

Sosyal Gerçekçi’lerin en önemli ismi olan Nazým Hikmet, gerek manzum öykülerinde gerekse destanlarýnda, Türkçenin olanaklarýný zorlamýþ, eski ve yeni edebiyatýn tüm öðelerinden yararlanmýþ, özellikle son dönem þiirlerinde insan sevgisine ulaþan, özümlenmiþ bir þiir anlayýþý geliþtirmiþtir. ‘Güz’ þiirinde:

Günler gitgide kýsalýyor,
yaðmurlar baþlamak üzre.
Kapým ardýna kadar açýk bekledi seni.
Niye böyle geç kaldýn?

Soframda yeþil biber, tuz, ekmek.
Testimde sana sakladýðým þarabý
içtim yarýya kadar bir baþýma
seni bekleyerek.
Niye böyle geç kaldýn?

Fakat iþte ballý meyveler
dallarýnda olgun, diri duruyor.
Koparýlmadan düþeceklerdi topraða
biraz daha gecikseydin eðer...

Bir bunaltý ve sýkýntý edebiyatý olan Varoluþçuluk da Sembolizm ve Empresyonizm kadar konu ve duygu itibariyle sonbaharý iþlemeye ve imge olarak kullanmaya müsaittir. (Demir Özlü’yle ilgili tespitlerini Sayýn Metin Turan dile getirecekler.) Ben Ýkinci Yeni þiirinin sonbahara bakýþýndan kýsaca söz etmek istiyorum:

Egzistansiyalizmin yani Varoluþçuluk akýmýnýn izlerini taþýyan özellikle Ýkinci Yeni þiirinde de Sonbahar temi farklý biçimlerde iþlenir:

Cemal Süreyya kendi biçemiyle anlatýr Sonbaharý :

Sevdiðin kentlerin selamý sanki
Sülüs kamyon þoförleri
Kufi hamallar

Anýlar hep sonbaharda gibidir
astrakan gecede
süt yýldýzlar

Ne varsa yarým kalmýþ, geleceðindir
Bir kez girilmiþ sokaklar
Açýlmamýþ kapýlar

Bilir misin iki kökeni var hüznüniyetinin:
çiçek durumu aþklar,
yaprak düzeni siyasalar.

Turgut Uyar’da ölümü çaðrýþtýrýr Sonbahar:

Bir gün, bir parkta otururken, biliyorum

Bir el yaðmurla dokunacak omuzuma

Bir çift göz, bir davet, bir kalp

Çoluðu çocuðu terk edeceðim.

Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak



Bir sonbahar, bir sabah ve bir yaðmur olacak

Toprak ve insan kokularýyla,

Uðultulu bir sarhoþluk içinde, yýllar için

Baþýmý alýp gideceðim.



Sezai Karakoç Hz. Muhammed’e sesleniþinde ömrün son günlerini benzetir sonbahara :



yýllar geçti sapan olumsuz iz býraktý toprakta
yýldýzlara uzanýp hep seni sordum gece yarýlarýnda
çatý katlarýnda bodrum katlarýnda
gölgendi gecemi aydýnlatan eþsiz lamba
hep kanlýca’da emirgan’da
kandilli’nin kurþuni þafaklarýnda
seninle söyleþip durdum bir ömrün baharýnda yazýnda
þimdi onun birdenbire gelen sonbaharýnda
sana geldim ayaklarýna kapanmaya geldim
af dilemeye geldim affa layýk olmasam da



Þiirimizde konusu, imgesi ‘Sonbahar’ olan o kadar çok örnek var ki… Bu isimlere ekleyebileceðimiz o kadar çok isim…



XXI. Uluslararasý Kýbatek Edebiyat Sempozyumu/ Edebiyatta Sonbahar

17.11.2011




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn söyleþi kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hayallerim ve Ben

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Türk Edebiyatýnda Egzistansiyalizm (Varoluþçuluk)
Türk Edebiyatýnda Dine Baðlý Egzistansiyalizm/ Varoluþçuluk
Dinle Neyden Duy Neler Söyler Sana
Mehmet Akif Ersoy'u Anarken
Bâkî (16. Yy)
Bayburtlu Zihni
Kutadgu Bilig
Ali Þîr Nevaî (15. Yy)
Türk Dil Bayramý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Har Elinden [Þiir]
Kutsi ve Asi [Þiir]
Erteledik [Þiir]
Orantýsýz Güç [Þiir]
Yirmi Birinci Asra Hicviye [Þiir]
Nerede Ölmeden Önce Ölüm [Þiir]
Çanakkale'de Zafer Muþtulanmýþtý [Þiir]
Sessiz Kahramanlarýmýz [Þiir]
Yapay Tanrýlar [Þiir]
Üç Çocuk / Üç Can [Þiir]


Hilâl Erboyacý kimdir?

Yaþam söz üzerine kurulmuþ. Yazý sözü kalýcý kýlmýþ. Bir Edebiyat neferi olarak seksenli yýllarda baþladýðým serüvenime bir iz býrakmak ve geleceðe katkýda bulunmak üzere çýktým. . Bir hoþ sada býrakabilirsem ne mutlu. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Türk þiirinin tüm isimlerinden etkilenmiþ olmam mümkün..


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hilâl Erboyacý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.