Dünya hiçbir padiþaha kalmadý, sana da kalmayacaktýr. -Nizamî |
|
||||||||||
|
“RESMÎ TARÝH“ ÝN ÖN YARGI VE KLÝÞELERÝNDEN KURTULMAK ÞARTTIR… Geçtiðimiz günlerde ÝTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarý’ nca düzenlenen “ ‘ Osmanlý Musikisi ’ Tarihini Yazmak “ ana baþlýklý Sempozyum’ da ülkemizin ve diðer ülkelerin akademisyenleri iki gün boyunca Osmanlý Musikisinin Dönemselleþtirilmesi, Tarihsel Osmanlý Musikisinin Yeniden Ýnþasý ve Anadolu Halk Müziðinin Tarihi ara baþlýklarý altýnda , meseleleri tarih ekseni altýnda tartýþtýlar. Bu cümleden olarak,Osmanlý Musýkisi alanýnda son dönemde hýz kazanan araþtýrmalarýn belli bir sentezle yapýlabileceði,bunun hangi kriterlere göre, hangi kategorik deðerlendirmeler, dönemler, akýmlar ve geliþmeler gözönüne alýnarak yapýlabileceðine dair görüþler ile ifade edildi. Sempozyum’ da sunulan tebliðler ve tartýþmalarda aðýrlýklý olarak Osmanlý Türk Müziði'nin özellikle 17. Ve daha önceki yüzyýllardaki kaynaklarýnýn ortaya çýkarýlmasý konusunda neler yapýlabileceði ve Ali Ufkî’ nin Mecmuasý, Kantemir Edvarý, Þeyhülislâm Esad Efendi’ nin Atrâb’ül Âsar’ ý,Abdülbâki Nâsýr Dede, Hamparsum Limoncuyan'ýn derlemelerinden örnekler , Eski nota mecmualarý v.d. yazýlý kaynaklardan örnekler verilerek anlatýldý. Sempozyumda her ne kadar bazý teblið sahipleri Osmanlý Musýkî tarihinin yazýmýnda sistem ve Resmî Tarih’ in doðasý ile ideolojik bakýþ açýsýndan kaynaklanan bir takým engelleri öngördülerse de, genelde tartýþmanýn ekseni bu musýkînin nazarî ( teorik ) kayýtlarý ile, icralarýndaki farklýlýklar ve baþkalaþýmlarý üzerine inþa edilmiþti. Osmanlý Musýkîsi’ nin nazarî ve amelî uygulamalarýnýn tarihinin doðru olarak yazýlmasý, elbette aklý baþýnda herkesin en samimi dileðidir. Ancak bunun yapýlabilmesi için, öncelikle gerek son dönem Osmanlý yönetimi ve gerekse Cumhuriyet’ in kurucu kadrosu ile T.C.’ nin erken dönem yönetimlerinin öz musýkimize karþý aldýklarý ön yargýlý tavýr ve buna iliþkin koyduklarý engel ve yasaklarýn objektif bir bakýþ açýsý ile yeniden araþtýrýlýp, deðerlendirilmesi gerekecektir. Siyasî ve idarî olarak 19. Yüzyýlýn ilk yarýsýndan bu güne izlenen devletin müzik politikalarýnýn sebep ve sonuçlarý araþtýrýlýp deðerlendirilmeden, bizatihi Geleneksel musýkîmizin eser, bestekâr ve yorumcularýna iliþkin tarihinin yazýlmasýnýn pek mümkün olamayacaðý inancýndayým. Oysa bilindiði gibi geleneksel musýkimize devlet eliyle müdahale il olarak 19. Yüzyýlýn ikinci çeyreðinde Sultan II. Mahmud ( 1786 - 1839 ) un padiþahlýðý döneminde yaþanýr. 28 Temmuz 1808’ de Osmanlý tahtýnýn sahibi olan II.Mahmud o güne kadar bütün padiþahlarýn giydiði geleneksel kýyafeti terk ederek pantolon giyer ve sakalýný oldukça kýsaltýr.Bu yüzden halk arasýnda “Gâvur Padiþah” olarak anýlmaya baþlar.Þer’ i hukuk yerine, seküler hukuk kurumlarýný yapýlaþtýrýr.Ýlköðretimi zorunlu hale getirir ve yüksek öðrenim için Avrupa’ ya öðrenci gönderir.1815’ de Topkapý Sarayý’ ndan, Batýlý tarzda inþa ve dekore edilen Dolmabahçe Sarayý’ na taþýnýr. “…Eskiyen geleneksel kýyafetlerini terk eden, resimlerini yaptýrarak yine Batýlý hükümdarlar gibi devlet dairelerine astýran, her akþam da kafa çekmeyi ihmal etmeyen bir hükümdar, ayný zamanda Halife-i üslimîn sýfatýndan da feragat etmeyecekti…”1 Böylesine ilginç bir kimlik ve kiþilik sergileyen Padiþah, 17 Haziran 1826 tarihinde Yeniçeri Ocaðýný kaldýrýp, yerine “Asâkîr-i Mansure-i Muhammediye” adýný verdiði yeni orduyu kurar.Yeniçeri teþkilâtý böylelikle tarihin derinliklerine gömülür. Yeni orduyu eðitmek amacýyla Avrupa’ dan öðretmen subaylar getirtir. Bütün bu deðiþimleri yaparken, model olarak da 17. yüzyýl’ýn sonlarýnda Rusya’ da Çar Deli Petro’ yu neredeyse bire bir taklid eder. 17 Haziran 1826 tarihi musýkîmizin kýrýlma noktasýnýn baþlangýcýdýr. Yeniçeri teþkilâtýnýn sona erdirilmesi ve yerine kurulan yeni ordu ile birlikte,askerî müzik kurumu olan “ Mehterhâne ” de kapatýlýr.Bu bir anlamda batýlý kalýplara büründürülen askerin müziðinin de ona uydurulmasý ise de, aslýnda Devlet’ in genel müzik politikasýnýn da deðiþtirildiðine dair önemli bir iþaretti. Bunu yapan kiþi de III.Selim ayarýnda olmasa bile hanedan içinde tanburî,neyzen ve bestekâr olan bir Padiþahtýr. “…Batý musýkîsini devlet musýkîsi olarak kabul eden de II.Mahmud’ dur.Vak’a-i Hayriye’ de,bir Yeniçeri müessesesi olduðu için muhteþem millî askerî musýkîyi,Mehterhâne-i Hâkaanî’ yi ilga etmek kapital hatasýný iþledi… 2 Geleneksel Musýkîmizin, askerî; dolayýsýyla Devlet Musýkîsi kurumu olan Mehterhâne kapatýlmýþtý ama, yerine hangi kurum konacaktý? Bu sorunun cevabý ayný zamanda Türk müzik sisteminin de deðiþip deðiþmeyeceðinin cevabý olacaktý.Anlaþýldý ki ” devletlûlar”ýnýn gönlünde yine Batý tandanslý bir form yatýyordu.Yeni askere pantolon giydirilirken, müziðimizin “polifonik”olmamasý büyük bir ayýp (!) olacaktý. Ancak bütün bunlar olurken, gözden kaçýrýlmamasý gereken bir fenomenden sözetmemek olmaz. Biz Mehter’ den kurtulmaya çalýþýrken; Batý da, asýrlarca biraz endiþe ve gýptayla izlediði askerî müziðimizi kendi bünyelerine uydurmaya çalýþýyordu. Mehter müziði’nin ritmik yapýsý Batý müziðinin statik yapýdan kurtulup, dinanizm kazanmasýnda oldukça önemli bir rol oynar. Netice de Batý askerî müziðini Mehterden yola çýkarak geliþtirir ve zirveye çýkarýr. “…Türk musýkîsi kýsmý da olmakla beraber, bu kýsmý gittikçe üvey evlat muamelesi göreceði Muzýka-i Hümâyûn’ u bir Saray Konservatuvarý, bandosu , orkestrasý olarak kurdu. Enderûn-u Hümâyûn’ daki (Saray Akademisi)Türk Musýkîsi kýsmýný ortadan kaldýrmadý. Fakat zamanla bu kýsým fonksiyonsuz hale hale geldi ve sona erdi.Önce bu iþi içeride halledeceðini sanan Hâkan,müzisyen olduðu için,kurduðu ilk askerî bandoyu beðenmedi…” 3 Batý müziðinin ülkemize girmesiyle,Âyin-i Þerif,Kâr,Beste,Aðýr Semâî gibi sözlü eser formlarýna raðbet gittikçe azalacak,bunlarýn yerine þarký,fantezi gibi formlar yerleþmeye baþlayacaktýr.Saz eserlerinde ise Peþrev,saz semâisi gibi formlar yerlerini Sirto ve longa gibi formlara býrakmaya baþlayacaktý. Batý musýkîsi ister istemez geleneksel makamlarýmýzda yeni varyasyon arayýþlarýna da yol açar. Baþta Ýsmail Dede, Þakir Aða’ da olmak üzere ve diðer çaðdaþ bestecilerin eserlerinde batýnýn minör majör gamlarýna yakýn melodik inþalar çok rahat gözlemlenebilir. 23 Kasým 1831’ de Mýzýka-i Hümâyûn bünyesinde, personel yetiþtirmek üzere “Askerî Mýzýka Okulu” açýlýr. II. Mahmud’dan sonra , gerek Tanzimat ve gerekse Meþrutiyet dönemlerinde Geleneksel Musýkimiz iyiden iyiye ihmal edilir. Cumhuriyetin kurulmasý ve uygulanan kültür “ devrim” leri içinde en büyük darbeyi yine musýkîmiz yer. Okullarda, öðretim ve radyolarda yayýn yasaklarý konulur. 1970’ li yýllarýn ikinci yarýsýna kadar musýkimiz Batý müzüði karþýsýnda tabir caizse üvey evlat muamelesi görür. Bu gün Türkiye Dersim olaylarý, Ýstiklâl Mahkemeleri davalarý,yargýsýz infazlar gibi bir yýðýn olaðandýþý uygulamalar ile yüzlþmeye baþladý. Eðer objektif bir Musýkî Tarihimiz yazýlacaksa, Mehterhânenin kaldýrýlmasý ile baþlayan ve gittikçe hýzlanan bir süreçte Geleneksel Musýkimizin yok edilmesi amaçlý devlet politikalarýnýn kaynaðý , sebepleri, aktörleri ve figüranlarýný ortaya çýkarmak için Devlet’ in , özel ve tüzel kiþilerin arþivlerinde yapýlacak araþtýrmalar baþlatýlmalýdýr. Devletin neredeyse 200 senelik müzik politikalarýnýn bütün detayý ile ortaya konmasý halinde, bu dönem içinde üretilen musýkînin sosyal ve teknik özellikleri ile geliþme ya da yozlaþmalarýnýn da belirlenebileceði bir gerçektir. DÝP NOTLAR : 1 Hüseyin HATEMÎ, ” Devrimler Devlet Terörü ile Gerçekleþtiridi ”, Cumhuriyet’ in 70.Yýlý - Aydýnlar Konuþuyor, Yeni Asya Yayýnlarý, Ýstanbul/1995, s. 12 2 Yýlmaz ÖZTUNA,”Dede Efendi”,Kültür ve Turizm Bakanlýðý Yayýnlarý,Ýstanbul/1987 , s.38 3 Yýlmaz ÖZTUNA,” a.g.e ” s. 38-39 http://ferahnak.wordpress.com/2011/12/01/dogru-bir-osmanli-musiki-tarihi-ni-yazmak-icin-resmi-tarih-in-on-yargi-ve-kliselerinden-kurtulmak-sarttir/
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |