Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
Kelepçeli ellerini kamufle etmeye çalışarak, diken üstü dar bir vakitte, koşar adım emniyete götürülürken yani savunmasına yönelik söylenebilecek en çarpıcı ifadeleri duyurmaya çalışırken, o insanla ilgili neler hissetiniz sizi bilemem ama,ben kendi adıma ne sevindim ne de üzüldüm diyebilirim… Üzülmedim zira, var ya hani Atalar sözüdür hem nasihatlerin özüdür, Nedir o?”Kendi düşen ağlamaz” kendi elleriyle kendi hazin sonunu hazırlayan bir insana üzülseydim kendi düşünce lerimle çelişen bir duruma düşer, kendimle alay etmiş gibi trajikomik bir durum hâsıl olurdu… Sevinmedim, çünkü kendi hatalar zincirinin kurbanı da olsa düşmüş bir insanın o durumuna sevinmek ne insani ne İslami ilkelerimle bağdaşırdı… Türkiye’de çoğunlukla büyük meblağ paraları devşiren ve görkemli projelere imza atan eller, suça bulaşmış da olsa nedense kelepçeye mahkûm edilince bu durum insanlarımızın çok tuhafına gidiyor. Oysa en ünlüsünden en ünsüzüne, kanun karşısında eşit sayılan, sayılması gereken insanlara işlediği suç mukabilinde verilecek cezaların eşit olması da gayet normal. Ülkemizde maalesef, topçular, popçular, assolistler ve mankenler çok astronomik paralar kazanmakta edindikleri bu haksız kazançlarla da krallar gibi yaşamanın ve ölçüsüz harcamanın girdabında normal insanların yaşantılarından tamamen bihaber kendi tozpembe dünyalarında zevkü sefa içinde devran sürmenin gayreti içerisindedirler maalesef. İnsanları yönlendirme hususunda dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri olmayan bir kısım şirret basınımızın da marifetiyle(!) en ince detaylarına ve en mahrem özelliklerine kadar vakıf oluruz bir ayçekirdeği kabuğunu bile doldurmayı değmeyecek manken ve assolist bilgilerine ve bilumum dedikodularına. Anlı-şanlı basınımız günün her saatinde yani mütemadiyen kâğıt bebekleri, tap modelleri, starları, ballandıra ballandıra anlatıp genç kızlarımızı özendirmekle de yetinmez onları bizzat tribünlerden sahanın içine çekmeye çalışır. Okuyup doktor, mühendis, avukat, öğretmen olmak isteyen genç kızlarımızın zihinlerini bulandırarak seçecekleri makul mesleklerden de külliyen soğutarak kısa yoldan şöhret olmanın ve güya bol para kazanmanın kestirme yollarını gösterirler tavsiye ve telkinin de ötesinde tebliğ ve tembih ederek… Ama maalesef halkımız da kendilerini bu bir kısım hafifmeşrep edepten etikten yoksun basının tahrik ve tahribinden koruma gücüne dahası alternatif programlar ve yayımlar,materyaller bulma okuma,dinleme ve seyretme şansına ve imkanına sahip olduğu halde inancına, örfüne ve aile yaşantısına tamamen zıt ve bünyesinde tahrip edici unsurlar barındıran yayım ve programların adeta esiri olarak,o yayımları dayatanların ekmeğine yağ sürmekte ve onların daha da azgın ve cüretkar olmalarını sağlamaktadırlar. Okuyup hasta vücutlara şifa dağıtmak gibi kutsal bir görevi amaç edinen genç kızlarımıza bu insani görevleri yapmalarına engel olurcasına vücutlarını çömertce(!) teşhir etmelerini teşvik eden ve bunun için çeşitli programlar ve kampanyalar düzenlemekten çekinmeyen medya şirretliğine prim veren halkımızın bir an önce bu rezalete bir son vermesi, daha seviyeli ve eğitici porgramları tercih etmesi yani bu çok hassas konuda seçici olması çocuk ve gençlerin televizyon, internet gibi görsel medyadan bilgi ve beceri bazında yararlandırılması bunlara bağımlı hale gelmesinin önlenmesi bu hususta yapılması gereken en elzem şeylerdir. Onca imkanlara sahip olduğu halde ilimden bilgiden nasibini almayan, dünyadan ve insanların gerçek gündeminden bihaber elit tabakanın hasbelkader kodese düşmesi akabinde, orada bile normal vatandaşlardan daha geniş imkanlara sahip olmaları, vatandaşların eşitliği gerçeği ışığında onlara tamamen farklı muamelelerde bulunulması halkımızı derinden yaralamakta ve devlete olan güvenini örselemektedir. Bize çok önemli ve örnek kişilik numuneleri olarak pohpohlanan futbolcusundan kâğıt bebeğine ve turfanda pop starına kadar bütün sahte şöhret müsveddelerini şöyle biraz da bilgi ve donanım bazında incelediğinizde çoğunun birer kof,sıradan ve boş tenekelerden başka bir şey olmadığını hayretle ve esefle görebilirsiniz. Bazılarının, Bir İstanbul’un fetih ve Cumhuriyetimizin kuruluş tarihini, bilemeyecek kadar bilgiden yoksun olduğu bu insanların Türkiye’mizin ve Dünyanın gerçek gündeminden de haberleri yoktur,Bunlar bir ekmeğin,bir kilo biberin,ıspanağın kaç lira olduğunu,asgari ücretlilerin ayda kaç liraya talim etmek zorunda olduğunu,Güneydoğu’da yaşayan bir genç kızın bırakın bir özel odası olmasını fazladan bir giysileri ve bazılarının en ucuzundan bir cep telefonunun olmadığını da bilmezler bu tuzu kuru şımarık ve eyyamcı insan müsveddeleri… Sabahlara kadar barlarda,gece kulüplerinde kıyasıya ve çılgınca eğlenen,yüz milyarlarca lirayı bir lüks jeep’e yatırmaktan bir sakınca görmeyen ama iş insani yardımlara gelince ellik fellik kaçacak delik arayan ,çöplerden ekmek toplayan ve asgari ücretle ay sonunu getirme mucizesini gerçekleştiren cefakar halkımızın gözlerinin içine baka baka yedikleri herzeleri anlatan insan kılıklı garip mahluklara muhtaç durumdaki en yakınlarına hatta bazen ebeveynlerine bile bir hayrı dokunmayan bir kısım eğlence farelerine,kıt akıllı zevk objelerine ve mirasyedilere bilmem ne diyebilirim ki… Allah akıl ve izan versin demekten başka… Eh kimi zaman bazıları hasbelkader de olsa ölçüsüz hatalarının ve önü alınamaz ihtiraslarının girdabına düştükten ve şöhretin büyüsünden kurtulduktan sonra hayatın gerçeklerini kendi doğrularını idrak ederek hayatına yeni bir sayfa açıp tabiri caiz ise birer “Adam” olabiliyorlar… Umarım konumunu ve kişiliğini hiç önemsemediğim adını da kullanmaya gerek duymadığım hakkında bu satırları mecburiyetten yazdığım “Kağıt bebekler kraliçesi” de düştüğü durumdan bir hisse ve ders alarak düzgün bir insan olabilmeyi başarır.Temennim budur.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Cafer ŞAHİN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |