Çocukların eğitimi, zaman kazanmak için nasıl zaman yitireceğimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Her çeşit eğitim bir dayatmadır. Toplum eğitim kurumu dediğimiz okulu siyasal düzene eleman yetiştirmek için oluşturur ve ülkenin yönetsel rejiminin en iyisi olduğunu öğrenciye aşılar. Bundan dolayıdır ki tüm toplumlarda eğitim sistemleri genel de merkezidir ve yönetsel erkin belirlediği konular öğrencilere öğretilir. Okul bunu törenler, dersler ve çeşitli eğitsel etkinlikler aracılığıyla yerine getirir. Rejimin veya siyasal düzenin devamı için okul bir araç olarak kullanılır. Vatan, bayrak, devlet kavramları da buna hizmet etmesi için tüm eğitim kademelerinin programlarında yer alır. Onun için Devlet erkanının kıvanç dolu bakışları altında nostaljik 19 Mayıs gösterilerine devam edilecek, Ankara’da devlet erkânı tribününde oturanların büyük çoğunluğu şimdi AKP’li olsa da başka zaman başka partili olacak. Cumhuriyetin kuruluşu ile ulus devlet yapılanması gereği Türklük- Siyasal Rejim kalıbı eğitim/öğretim programlarının şekillenmesinde temel eksen olarak ele alınmıştır. En iyi yönetim şeklinin cumhuriyet olduğu, bir Türk’ün dünyaya bedel olduğu, cumhuriyetin ilelebet yaşayacağı, ezberlenen Gençliğe Hitabeler, Güneş Dil Teorisi, Cumhuriyet sonrası tarihsel sürece önem verilmesi, köy enstitüleri, millet mektepleri, halkevleri vs. gibi durumlar, bu doğrultuda şekillenen dersler, törenler bunun pratikteki uygulamalarıdır. Türkiye eğitim sisteminde bu kavramların bariz şekilde yer aldığı en iyi örnek, yolu okuldan veya kenarından geçen herkesin çok iyi bildiği ve 1932 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip tarafından yazılan, o günden bugüne her sabah ilköğretim öğrencileri tarafından okunan Andımız metnidir. Metindeki anlam yüklemesi aslında tüm öğretim programlarında da yer alır. Bu açıdan Türkiye eğitim sistemi ulus devlet eksenli “siyasal düzene sadık- iyi vatandaş” yetiştirmeyi kendine şiar edinmiştir. Buna hizmet etmek için de öğretmen, cumhuriyetin, ulus devletin temsilcisi ve ilkelerinin yayıcısı olarak görüldü/ görevlendirildi. O yüzdendendir ki öğretmenin toplumsal statüsü o dönemde oldukça yüksekti. Eğitim sistemi laik, yüzü Batı ‘ya dönük, toplumu, devletin yapısını kutsal gören iyi vatandaş yetiştirmeye çalıştığı rahatlıkla söylenebilmesine karşın muhafazakâr, dindar birey yetiştirme çabasına bu dönemde girdiği söylenemez. Hatta bundan koparmaya çalıştığı söylenebilir. 12 Eylül darbesinden sonra yukarıda belirtilen kalıba din ayağı da eklemlenerek Türklük- İslam- Siyasal Rejime uygun nesil yetiştirilmeye çalışıldı. Atatürkçülük ve İnkılâp Tarihi, Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi, Milli Güvenlik ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri bu amaçla konuldu. 1982 anayasasında zorunlu olarak ilköğretim ve ortaöğretimde okutulması gereken Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi de siyasal rejime hizmet eden bir içerikle oluşturuldu. Bu dönemde açılan imam hatip liselerindeki nicel artış belirtilen yapılanmaya katkı getirdi. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’ in “Eğitim sistemimiz çok ideolojik bir kalıba oturmuş” derken asıl maksadının da bu olsa gerek. Bakan Dinçer’in, zorunlu din derslerinin neden kaldırılmadığı veya en azından zorunlu olmaktan çıkarılmadığı sorusuna karşılık Milli Güvenlik dersini kaldırma yetkisinin bakanlığında olduğunu din dersi konusunun topyekûn eğitim sistemine yaklaşımla ilgili olduğunu” söylemiş. Bu cümle durumu tüm çıplaklığıyla özetlese de yukarıda belirtilen Türklük- İslam- Siyasal rejim kalıbının siyasal rejim ayağında yer alan törenler ve derslerdeki bazı simgelerin kısmen zayıflatılması, din kısmının ise öne çıktığının ifadesidir. Bunun en önemli göstergesi ilahiyat fakültelerinin kontenjanlarındaki artışın yanında dini cemaatlerin açtığı her tür ve derecedeki okulların teşvik edilmesidir. Din dersinin eğitim sisteminin bütününü ilgilendiren/kilit bir ders olmasından ziyade dini yaygınlaştırmak amaçlı kuruluşların eğitim kurumlarını birer amaç olarak görmelerine bakmak gerekiyor. Bu kişi veya kuruluşların din dersinin okutulup okutulmaması konusunda pek te ısrarcı olmadıkları rahatlıkla söylenebilir. Hatta bu dersin tek mezhep eksenli olması ve “devlet dinini” öğretmesi açısından rahatsızlık duyanlar da ciddi boyuttadır. Eğitimdeki amaç dindar bir nesil yetiştirmek nihai hedef olsa da öncelenen ise eğitimi dine hizmet eden bir yapıya götürmektir. Laik bir rejimde hükümetin, devletin politikasının amacı bu olmazsa da dindar nesil yetiştirmek, dini cemaatlerin, muhafazakâr derneklerin nihai hedefi haline geldi. Bu kesimlerce Ülkede birçok yurt, okul, dershane açılması da bunun sonucudur. 19 Mayıs törenleri okullarda kutlanmayacak olması veya Milli Güvenlik dersinin kaldırılmış olması demokratikleşme açısından son derece önemli ve olumlu bir adım olarak görülmesi fotoğrafın tümünü görmemek anlamına gelir. Yukarıda da vurgulandığı üzere kaldırılan dersin içeriği ile 19 Mayıs törenlerindeki ruhun milli eğitimin genel ve özel amaçları ile bu amaçlar doğrultusunda oluşturulan öğretim programlarında rahatlıkla görülebilir. Nitekim Başbakan Milli Güvenlik dersinde yer alan konuların diğer ders programlarına serpiştirileceğini söylemesi değişen bir şeyin olamayacağını gösteriyor. Devletin gözetim ve denetimi altında gerçekleştirilmeye çalışılan Türklük- İslam- Siyasal Rejim kalıbının geçmişten bugüne amacına ulaşıp ulaşmadığı tartışılabilir. Ancak yapılan biçimsel değişiklikler eğitim sisteminin “çok ideolojik bir kalıba” oturmaktan çıkarılması anlamına hiç gelmiyor. Bu ideolojik kalıpların siyasal rejim ayağı kısmen zayıflıyor, din ayağı güçleniyor demek daha doğru olacaktır. Doç. Dr. Sadık Kartal Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi-Eğitim Fakültesi Sadikkartal02@mynet.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sadık Kartal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |