Umutsuzluğa düşmeyin. -Charlie Chaplin |
|
||||||||||
|
-Şehirde kimi aradıysak açmadılar telefonları. Tek orospu sen kalmışsın sanki buralarda. -He ya ben kaldım. -Nasıl yaa? -Jandarma düştü peşimize, topladılar tüm sermayeleri. -Hadii ? -Ne sandın? Beni de aldılar içeri, bıraktılar sonra. Bizim kızların çoğu içerde. -Abla nerede? -Abla, Allah seni inandırsın evden dışarı çıkamıyo götünün korkusuna. -Sultan? -Kaçtı, İzmir’de. Ama yakalarlar bugün yarın. Keş zaten o. Bizim kızları da alıştırmış mala. -Nigar? -İçeride hepsi. Rusları gönderdiler sınır dışına. Bizimkiler mahkemeyi bekliyo. -Vay anasını sayın seyirciler. Sen nasıl kurtardın paçayı peki? -Herkes birbirinden şikayetçi oldu, beni satıyor diye. Satmak suç tabi. Bana ilişen olmadı. Ben de dedim kendim çalışıyom. Yok pezevengim. Ama şerefsizler adıma tutanak tutmuşlar, abladan şikayetçiyim diye. -Eeee? -Saldılar beni, çıktım savcıya. Gizlilik kalkmıştı ya, elime vermişlerdi evrakları. Dedim savcım, ben kimseden şikayetçi değilim. Kendim yapıyom bu işi, al işte telefonum adresim. Kızım dedi, git başımdan. Ben de çıktım geldim. -Biz ablayı aradık, sen açtın telefonu, di mi Cüneyt? -Evet Kemal Abi. Abla yoktu, Ceylan açtı telefonu. -He, ben açtım. Yok iki kız elimizde şimdi, tek geleyim dedim. Ne de olsa tanıyoz birbirimizi. -Kemal abi, nasıl olucak şimdi, tek hatunla? -Oğlum Cüneyt, anlattı ya kız şimdi. Tek gelmiş. İdare ederiz diyor. -Abi anlattı da abla, nasıl yani şimdi? -Ne ablası lan ! Sen git ablanı becer o zaman bu akşam. -Pardon abla. Yani pardon Ceylan Abla. Yaa ne ablası? Pardon Ceylan, Ceylancım. -Ceylan, biliyor musun, ben de milli olmak için geneleve gitmiştim, Zürafa’ya. Daha 16 yaşındaydım. Oradaki kıza abla demiştim, o da senin cevabı vermişti bana. Git ablanı becer demişti. Sizde standart bu laf galiba. -Bak Kemal Beycim, sen bana orospu diyorsun, kızmıyorum. Ama bu senin salak çömez abla diyor kızıyorum. Var demek ki bişey, di mi? -Tabi ben de kadın olsam, kendimi yaşlı rahibe gibi hissedeceğime, genç orospu gibi hissetmek isterim. Di mi lan Cüneyt? -Haklısın abi. -Sen git abini sik lan! -??? -Şaka lan şaka. Hep Ceylan sana küfür edecek değil ya! -Heh heh he. Tamam abi. -Beyler, viskilerinizi yudumlarken ilk kim gelecek karar verin artık isterseniz. -Abi sen git, sen. -Cüneytçim, sen önden git. Ben iyiyim böyle. -Yok abi, lütfen. Ben zaten içiyorum daha. -Almadın di mi yine senin mavi haplardan? Gidersin bak genç yaşta kalpten? -Ulan Cüneyt, geçen sefer anamı belledin zaten. Alma şu haptan. Kalırım istediğin kadar. İstemiyorum takviye, makviye ona göre. -Yok abla, pardon Ceylan. Almadım valla. O bi kerelikti denemek için. -Ceylan bu herif sana da mı hapla daldı? -Gavat atmış önden hapı, sonra sabaha uğraştırdı durdu beni. Çift tarife alacaktım, param yok dedi bi de. -Bizim bir sağlıkçı abimiz var fabrikada. O buluyor buna hapları. Kendi kullanmıyor yetmiş yaşında herif, bizimkine veriyor. -O moruk ne yapıyor peki yetmişinden sonra? -Enginar yiyormuş her gün, öyle diyor bize. -Yalanını skeyim onun. -Valla da billa da almadım abi bu sefer. -İyi bak, iş uzarsa dalarım odaya, ona göre. -Tamam abi. Ben gideyim o zaman. -Gel bakalım yakışıklı. Erkekim benim. Kemal Bey, kaybolma bir yere. -Siz gidin. Ben iki satır birşeyler yazarım bu sırada. .......... -(Ulan üç sayfa hikaye yazdım burada, çıkmadılar hala. Kesin hap aldı bu. İçkim de bitti, dalalım bakalım odaya. Kafa da iyi zaten. Grup takılırız belki. Ceylan’da her numara var nasılsa.) ........... -Açın lan kapıyı, ben geldim! Aha açıkmış kapı. -Aman abi, hayrola? -Hayır ola, hayır. Ne oğlum kaçtın yorganın altına? Bekliyoruz kırk saattir. Kitlendin mi ne oldu? -Cüneyt, ben dedim sana, uzatma diye, bak daldı herif içeri. Benim için hava hoş. -Cüneyt ne gülüyorsun oğlum? Kriz mi geldi? Boğulacan yorganın altında. -Valla kriz geldi çocuğa. Kemal Bey, çık dışarı, bak çocuk gülüyor mu ağlıyor mu belli değil. Ödü koptu birden. Kilitlendi herhalde. -Abi bittim ben. Benim göt açıktaydı kabak gibi. -Cüneytçim, senin kase benim kapsama alanımda değil şu anda. Sıraya koysak seninki dördüncü sırada. Odada üç delik var senden önce sokacağım. -Hah, hah. İlahi Kemal Bey, korkutma çocuğu. Cüneyt bak, sen bitirmezsen işi, bu hayvan beyefendi aramıza karbon kağıdı koyup ikimize de dalacak. Pompası iyi bunun... Gülme lan, hadi! Gelmezsen buna verecem bak. -Valla ben çıkıyorum odadan. Sen devam et abi. Söndü zaten benimki. Bittim abi ben nasıl bitiverdin odanın ortasında birden? Ben demiştim abi sen önden gir diye. -Cüneytçim, sen git içkini bitir. Bak bir şişe daha var rafta. -Ya Kemal Beycim, helal olsun sana. Ben bi saattir indiremedim, hap almış pezevenk belli. Sen iki saniyede indiriverdin. Seni bizim mesleğe mi transfer etsek? -Ceylan, kafam bin olmuş viskiden. Çok konuşma, dön arkanı. Bizimki daha oraya varamamıştır herhalde. -Yok ya ne varacak. Bi saattir tepişiyoruz aynı yerde. ....................... -Kızım ne oldu? Ne ağlıyorsun şimdi? -Ya ne bileyim duydulandım birden. -Ceylan, sen arkadan mı duygulanıyorsun? Ne alaka ya? -Yok ya. Ne bileyim. İyi geldi böyle, rahatlayıverdim. Depresyondayım, birden ağlayasım geldi. Tutamıyorum kendimi... -Kızım, bişey mi yaptım anlamadım.Kobra değil, anakonda değil bu. Memleket ortalamasında aletle dolaşıyoruz, ilk defa ağlayanını gördüm. -Yok ben nelerini gördüm ama duygusal bişey oldu. Ailemden kimse konuşmuyor benimle, biliyor musun? -Tahmin ederim. -Hayır, bilmiyorlar orospu olduğumu. Bilseler tamam ama... -Bi sus da öyle anlat. İçimi kıydın yatakta. -Adamın birini sevdim, kaçtık. Bizimkiler adamı hiç tutmamışlardı. İki abim var benim. Bizi birlikte görmüşler. Adamı dövüp sokak ortasında bırakmışlar ben yokken. Ben de sinirlendim kaçtım onunla Ankara’ya. -Ailen ona mı kızdı? -Kaçtım diye hala konuşmuyorlar benimle. -Nerede kocan? -Orospuya kaçtı, ben çocuk doğurduktan sonra. -Bildiğimiz orospu? -He ya. Benim gibi karı bırakılır mı orospu için? Tabi ben orospuluk yapmıyorum o zamanlar. Ben de baktım para yok. Başladım çalışmaya. Duluz ya, işyerinde önüne gelen asılıyor. İki iş değiştirdim. Ama meslek yok tabi. Hep boktan işler. Ustabaşı ister, patron ister, muhasebeci ister. Ulan dedim sonunda, size bedavaya vereceğime, paramı kazanırım, daha iyi. -Klasik hikaye. -Klasik ama ne çok kadın var patronuna, ona buna veren biliyon mu? Onlara orospu demiyo kimse. Yok bende bedava verecek bişey. -Senin aile? -Adamdan boşanınca yanlarına alsalardı böyle olmazdım herhalde. Sen artık ailemizden değilsin dediler. Gidecek yerim de kalmadı. -Çocuk? -Önce kocama bıraktım, kızını sever çok. Ama o ororspu da onu boynuzladı bi sene sonra. Zaten imam nikahlılardı. Sonra kız yine bana geldi. Ablanın yanında kalıyordu. Burada okula gidiyor. Ben ablayı satmadım karakolda, kızıma bakıyor. -Neyse, sen de kendi başının çaresine bakıyorsun bir şekilde. Gel içeri gidelim. Bir sigara yakayım, içim darlandı. ............ -Abi bana diyorsun, sen benden uzun kaldın içeride. -Oğlum kaldım, kaldım da sor bakalım niye kaldın diye? -Dert dinledi Kemal Bey. Orospunun derdi de bitmez iki dakkada. Durun ben size geçen günkü macerayı anlatayım da gülün biraz. Baskından önce. -Anlat abla. -Ablanı ....? -Pardon abla. -????? -Neyse, geçen gittik şehir dışında bir eve. Adam kaptanmış körfezde, öyle demişti telefonda. Gittik iki kişi, dayandık kapıya. Adam artiz gibi. Boy desen boy, tip desen tip. Hepsi yerinde. -Eee? -Biz iki hatun, dağ gibi adamın karşısındayız. Üzerindeyse, hani pijama üzerine giyerler ya? Filmler de olur? Zengin bornozu? -Löpteşambır. -Hah, işte ondan.Adam aldı bizi içeri. Biz Sultan’la oturduk salona. Adam bize birer içki verdi. Sorduk hangimizden başlayacaksın diye. Dönmesin mi arkasını. İndirdi pijamayı. Biz Sultan’la kala kaldık, kase önümüzde, ayna gibi. Meğer adam parmaklatacak hatun arıyormuş. -Yapma yaa! -He işte. Dedim içimden ulan Ceylan, göt yolu, bok yolu. Ne yapsam ne yapsam. Bu arada adam tuttu benim elimi götürdü kalçalarına. Açtım benim çantayı alelacele, aldım elime prezervoyu. Taktım parmağa. Sürdüm kaptanın verdiği kremi. Başladım git gel, git gele. Aradan geçti beş dakika, baktım olmayacak, soktum ikinci parmağı da içine. Sabaha kadar neredeyse, Allah seni inandırsın, git gel, git gel, adam yeter diyene kadar. -Çift parmak he? -He ya, çift parmak. Sonra dedim sayın kaptan, ulan bilseydim durumunu, bi kilo hıyar kapar gelirdim manavdan. Kolum uyuştu, iki gün kendine gelmedi sonra. Ne ulan otomatik piston gibi bu böyle? -Kızdırmasaydın adamı. -Ne kızması ya, adam dedi sizden başkasını aramam artık. -Bizim Sultan ne yaptı peki? -Sultan garibim bütün gece uğraştı adamınki kalkacak da bize sokacak diye. Nerdee! Soktuk, soktuk çıkardık. Sonra aldık tam gece vizitesi, bir de taksi parası, geldik eve. -Kemal Abi, ibne çok memlekette. -Oğlum çok da, kendi tercihleri tabi, kızmamak lazım. -Ulan ne kızmaması, sen çağır bizim gibi iki tane taş gibi karıyı, çift parmak çalıştır, şeyimin oğlu. -Neyse, herkes bi cins tabi. Sende de maşallah yoğunluk had safhada herhalde Ceylan, her türlü adam denk geliyor. -Sen ne diyorsun. Sırf ibneleri yazsam kitap olur. -Yazmana gerek yok, Ceylan. Biri yazar elbet. -Nası yani? -Yok bişi, senin depresyonun geçti değil mi? -Geçti valla. Senin pompa iyi diye mi anlamadım, bi tek burada ağlıyorum. Bu viski ne marka? Belki bu ağlatıyordur beni, eve de alsam bi şişe. -Al abla......
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kemal Yavuz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |