Kuþ cývýltýlarý duymaya baþladým, arka balkona açýlan yarým açýk kapýnýn arasýndan sýzan sesler hayatýn canlýlýðýnýn devam ettiðini simgeliyordu. Oysa ben cennet görünümlü bu cehennemde sensiz bir sabaha daha uyanmak istemiyordum. Ýnadýna açmadým gözlerimi, duymazlýktan geldim bülbül ve kanaryalarý. Baþýmý yastýðýn altýna saklayýp devekuþu gibi uyumaya devam etmeye çalýþtým. Bi süre daha rüyamda seninle kucaklaþabilme ihtimalinin tadýný çýkardým. Güneþ ýþýklarý süzüldükçe içeri odayý iyice ýsýtarak daha fazla uyuyabilmeyi ortadan kaldýrmýþ oldu. Bir yaz sabahý her yaným terden yapýþ yapýþ olmuþ biþekilde gözlerim þiþmiþ, saç baþ daðýlmýþ halde sensizliðin gölgesinde bir silüet olarak istem dýþý aðýr aðýr doðruldum yataktan. Yine sensizliðin manzarasý ile karþýlaþmak canýmý yakýyor, yokluðun ruhumun huzursuzluðunu artýrýyor ve mide bulantýsýna benzer biþeyler hissediyorum. Karným acýyor ama bu durum iþtahsýzlýðýmýn umrunda bile olmuyor. Gün geçtikçe zayýflýyorum sýcaktan ve iþtahsýzlýktan. Sensizlik gün be gün eritiyor beni. Yapýcak hiçbiþeyim yok seni düþünmekten baþka, aklýma senin dýþýnda biþey gelmiyor. Saatin tiktaklarý gibi içimde ismini tekrarlayýp duruyorum. Bu arada yataðýn üzerine oturup donup kalmýþ biþekilde roden’in düþünen adam heykelini oluþturmuþ buluyorum kendimi. Keþke bir rüya olsa sensizlik, uyanýnca geçse keþke diye sayýklýyorum dudaklarým kýpýrdamadan. Ýyice sersemlemiþim, alnýmdan süzülen terin gözümün içine sýzmasýyla kýsa süreli bir yanma hissediyorum. Gözlerimi ovuþturarak kalkýyorum yataðýmdan ve her teki bir yana fýrlamýþ terliðimi aranýp buluyor, ayaðýma geçiriyorum. Ayaðýmý sürüye sürüye lavabonun yolunu buluyorum ve el yordamýyla musluðu bulup çevirmeyi baþarýyorum. Kafamý kaldýrýp aynaya bakýyorum, gözlerim hala þiþ, yarýkapalý ve mutsuzken baþlýyorum musluktan akan suyu miskin suratýma çarpmaya. Tokat gibi geliyor ilk baþta, sonra alýþýyorum ve bisüre hoþuma gidiyor bu serinlik ama sensizliðin yangýnýný söndürmeye yetmiyor bu eylem de. Sonra sýzlana sýzlana üstümü giyinip terliklerimi ayaðýmdan çýkarmadan sokaða atýyorum kendimi. Kalabalýðýn arasýna karýþmak serinletici bir etki yaratýyor gönlüme, göðsüme olan baskýyý azaltýyor az da olsa. Unlu mamülcüden bi boyoz bi de patatesli poðça alýyorum ve mahalle kahvesine gidip ince belli bir çay söylüyorum kendime. Yiyip bitiriyorum önümdekileri zorda olsa ve bir nebze midemin acý suyunu dindiriyorum. Sonra önümdeki bikaç parça gazeteyi öylesine okumaya çalýþýyorum. Hiç biþey anlamýyorum tabiki sadece anlamsýzca bakýnmak yerine biþeyler yapýyor görünmek için gözlerimi gezdiriyorum sayfalarýn üzerindeki resimlere ve haber baþlýklarýna. Aklýmýn hala sende olduðunu fark edip spor sayfalarýna geçiyorum. Hýzlý hýzlý çevirip sayfalarý diðer gazetelere geçiyorum ve bu kýsa anlýk hýþýrtýlar ve saçma sapan transfer haberleriyle kafamý daðýtmaya çalýþýyorum ama bi türlü kurtulamýyorum sana olan saplantýlý düþüncelerimden. Kalkýyorum ordan da, nereye gideceðimi bilmeden yürümeye baþlýyorum.. Ýçimde bi his var beni arayacaðýna dair ama kýsa süre sonra o his yerini içimdeki yangýnýn islerine býrakýyor. Simsiyah izler kalýyor geriye, týpký sýcaktan erimiþ, výcýk výcýk olmuþ asvalttan çýkan buðulu kýzgýn duman gibi.. Yürümeye devam ediyorum hedefsizce, bi amacým yok seni görmeyi arzulamaktan baþka, bu makus talihimi deðiþtiricek birileri çýksýn karþýma diye hababam yürüyorum. Güneþ yavaþtan yükseliyor tepe noktasýna doðru ve ensem piþmeye baþlýyor. Kollarým da keza öyle, amele yanýðý oluyorum sanýrým. Ýþte plansýz yaþamanýn kaçýnýlmaz sonucu, yanarken de severken de amelelik etmekten kaçamýyorum bitürlü.. Akýlsýz baþýn günahýný ayaklar çekermiþ ya tabanlarým aðrýmaya baþlayýnca nereye gidiyorum ben diye sormaya baþladým kendime isterik olarak ama buna verebileceðim henüz bir cevabým yoktu. Cevap bulamadýkça da yürümeye devam ediyordum, yollarý arþýnlýyorum sanki.. Yollar gide gide biter ama dönüp dolaþýp ayný yolun baþýna çýkarsan o yol hiç bitmez. Kýsýr bir döngünün içinde kaybolup gitmenin ne demek olduðunu ancak bir saplantý uðruna yýllarýný harcayanlar bilir. Tilki gibi dönüp dolaþýp kürkçü dükkanýnda alýrlar soluðu hep. O zaman da bizim zülküf aga sorar; ulan biz bu boku niye yedik madem? diye.. Hakikaten ben bu boku niye yedim? Bu þuna benziyor; madem yine acýkýcaz niye yemek yiyoruz?. Felsefeler bitmez ki, boþluðun insan üzerindeki en büyük kazancý felsefe biliminin hala kullanýlmasý ve geliþtirilmesi, topluma yeni filozoflarýn katýlmasý ama bir türlü þu soruya cevap bulunamamasý; tavuk mu yumurtadan çýkar, yumurta mý tavuktan? Þu an geldiðim yer bizim evin yakýnlarý. Dedim ya dönüp dolaþýp ayný yere çýkýyorum. Kýsýr bir döngüye saplanmýþým, bizim mahalle ve senin yüreðin arasýnda mekik dokuyorum hergün. Eve gelip duþ alýyorum, sonra uzanýp seni düþünmeye devam ediyorum. Dalýp gittiðim bir ara mesaj geliyor telefonuma, heyecanlanýyorum, acaba diyorum, totem yapýyorum telefonu elime almadan önce. Mesaja bakana kadar totem tutsun diye garip þekillere sokuyorum kendimi, þekilden þekle girip duruyorum. Tanrým diyorum; n’olur, lütfen, son kez.. Acaba çok mu sýra var ki Tanrý huzurunda, uzun süre geçen dileklerime bir cevap gelmiyor? Ama biliyorum, mutlaka cevap alýcam bigün, bigün mutlaka haberleþicez kendisiyle.. Telefonu baþucuma koyup dalýyorum tekrar yarý hayal, yarý uyku moduna. Bisüre sonra telefon çalýyor, yine heyecanlanýyorum. Alelacele kýlýfýndan çýkarýp ekrana bakýyorum ama kayýtsýz bir numara görüyorum, kim bu acaba diye düþünüyorum. Rakam kombinasyonu tanýdýk gelmiyor gözüme açmaya karar veriyorum. Sesimi düzeltmek için öksürüp yutkunuyorum. Tam numarayý açmaya hazýrlanýcam arama sonlanýyor. Belki tekrar arar diye bir süre baþýnda öylece bekliyorum ama aramýyor. Bu kez ben çaldýrýp kapatýyorum, yine bekliyorum yine aramýyor, boþ veriyorum, önemliyse tekrar arasýn deyip gamsýzlýða vuruyorum kendimi ve kaldýðým yerden seni düþünmeye devam ediyorum, göz kapaklarým kapanýyor, yataða yayýlýyorum, sýzýp kalýyorum.. Gözlerimi açtýðýmda garip bi aptallýk, sersemlik hali yaþýyorum. Ben nerdeyim, kimim diyen hafýzasýný kaybetmiþ kiþiler gibi bakýnýyorum etrafa. Oda kararmýþ, demek akþam olmuþ, ilk vardýðým kaný bu. Doðrulup sabah yaptýðým gibi yataðýn üzerine oturup kalýyorum. Sanki dejavu yaþýyorum, ayný gün içerisinde ikinci kez baþtan baþlýyorum sensizliðe. Kýsýr döngü içinde baþka bir döngü oluþuyor sanýrým. Bu korkunç biþey, kabus olsa gerek. Tanrým yardým et, aklýma mukayyet ol, çýldýrmamak elde deðil. Ne yapmalýyým, nasýl çýkmalýyým bu çýkmaz sokaktan? Yardým elinden vazgeçtim, yok mu bi kazma ya da kürek sapý uzatan, heeyyy.. batýyorum, boðuluyorum.. Son bir gayretle tekrar dikiliyorum, lavaboya gidip su çarpýyorum yüzüme. Aklým baþýma geldi gibi oluyor, sakinleþiyorum. Kendimle dalga geçiyorum, düþtüðüm haller yüzünden. Baðýra baðýra þarký söylemeye baþlýyorum aniden ve tekrar giyinmeye baþlýyorum. Kapýyý açýp çýktýðýmda susmuyorum, sadece biraz daha alçak sesle devam ediyorum söylemeye. Þarkýnýn sonunu getirdiðimde sokaktayým tekrar, içimde patlamaya hazýr bir bombanýn potansiyel enerjisini hissediyorum. Otobüs duraðýna gelip ilk gelen otobüse binme kararý veriyorum. Tesadüf bu ya, sizin o tarafa giden otobüs denk geliyor, yine seni hatýrlýyorum, verdiðim karardan cayýp baþka bir duraða yürümeye baþlýyorum. Ýçimdeki enerji biraz azalýyor ama tamamen kaybetmek istemiyorum, biþeyler yapmalýyým derken gözüm þehirlerarasý otobüs firmalarýnýn yazýhanelerine takýlýyor. ‘Hadi kop git’, diyor bir ses içimden. ‘Terket bu sana yaramaz, yar olmaz þehri’.. Hak veriyorum içimdeki sese, seni terk ettiðim gibi sensizliði de terk ediyorum þimdi. Ýçeri girip biletimi kestiriyorum güneyde biyere. Servisin gelmesine yarým saat var daha, eve dönüp neyim var neyim yok sýrt çantama týkýþtýrýyorum, benim için kalem ve kaðýttan baþka iþe yaramayan laptopumu da alýp geliyorum. Servis geliyor biraz sonra binip gidiyorum otogara doðru. Yeni hayaller kurmaya baþlýyorum, yeni bi heyecan kaplýyor içimi. Yazma isteðimi tetikliyor düþündüklerim, yazýya dökmek istiyorum oluþan bu kompozisyonu. Sýrt çantamý bagaja verdikten sonra laptopumu yanýma alýyorum. Koltuðuma geçip baþlýyorum yine parmaklarýmla klavyeyi okþamaya. Otobüsün hareketiyle beraber bende baþlýyorum inceden yazmaya. Senkron takýntýmýn ürünü yine bu davranýþým. Çok sesli bir orkestranýn parçasýymýþým gibi hissediyorum. Konser vermeye baþlýyoruz. El sallayanlarý bizi alkýþlayan seyirciler olarak görüyorum, mutlu oluyorum. Sonunu bilmediðim bir maceraya daha yol alýyorum..