..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hala çevrende bulabileceğin güzellikleri bir düşün ve mutlu ol. -Anne Frank
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Hulki Can Duru




21 Ağustos 2012
Ampulistanya Gözlemleri (Bir Uzaylının Gözüyle)  
Bu bir kapkara mizah öyküsüdür...

Hulki Can Duru


Kanopus yıldızından gelen uzaylı Ruso Kob Ağustos başlarında ülkemize gizlice gelerek gözlemlerde bulunmuş ve 21 Ağustos’ta güvenlik gerekçesiyle geri dönmüştür. Elime geçen bazı notlarını paylaşmak istedim.


:AIIJ:
Ben Kanopus yıldızından Ruso Kob. Kanopus yıldızından 2 milyon ışık yılı süren galaktik bir yolculuktan sonra dünyaya ulaştım.. Kanopus Konseyinin tavsiyesi üzerine uzay aracımı görünmez hale getirip insan kılığında dünyadaki en konuksever insanların arasına karıştım. Her yerde gördüğüm ampul resimleri, bayraklar ve ampuller nedeniyle bu ülkeye Ampulistanya adını verdim.

Dikkatimi ilk çeken şey şu oldu: Ampulistanya’da yaşamaya çalışan veya yaşadıklarını zannedenlerin müzik zevkleri hiç yok gibi. Uzun sütunların, direklerin tepesine astıkları binlerce ses büyüten aygıtlarla günde 5 kez böğürtüye benzeyen aynı ezgiyi hep şevkle ve huşu içinde dinliyorlar. Bazıları duygulanıp hüngür hüngür ağlamaya başlıyor ve hemen o yüksek desibelin geldiği yere koşup ayakkabılarını çıkartıyor, arka arkaya diziliyor ve toplu halde birbirlerinin arkası önünde eğilmeye, yere yatıp kalkmaya başlıyorlar. Böyle yapmazlarsa öldükten sonra cehennem dedikleri yere atılıp yanacaklarından korkuyorlarmış.

Birbirlerine hiç saygıları ve sevgileri yok. Ancak, ölmek en yüksek mertebe olduğu için ölenlere ve ölülere büyük saygı ve sevgi gösteriyorlar ve tahta sandıklar içinde eller üzerinde taşıyorlar. Toplu halde ölmeye ve öldürmeye çok meraklılar ve bundan çok hoşlanıyorlar sanırım.

Çünkü ölümün olmadığı tek bir gün yok gibi. Her yerde, her fırsatta, her an ölmeye ve öldürmeye çalışıyorlar. İçine doluştukları metal araçlar birbiriyle çarpışıp duruyor, bombalar, mayınlar patlıyor, uçaklar, helikopterler düşüyor, evler yıkılıyor günde en az 15-20 kişi ölüyor, bana mısın demiyorlar. Coşkuyla birbirlerinin yardımına koşuyor, ölülerini toprağa gömmeden önce görkemli törenlerde buluşup birbirleriyle öpüşüp ağlaşıyorlar. Bu ölüm törenlerine tüm yöneticiler ve herkes katılıyor. Katılamayanlar görüntüleri televizyonlardan izliyorlar.

Kadınları, kızları sokak ortasında dövmek, bıçaklamak, öldürmek de serbest bırakılmış. Bunu yapana kahraman, ideal erkek gözüyle bakılıyor, “ne erkek adam” diye sırtı sıvazlanıyor. Ancak, bu daha toplu bir uygulama haline dönüşmemiş, ama sanırım yakında dönüşür.

Hapır hupur sürekli yemek yiyor, tıkınıyor, devamlı tuvalete gidiyor ve kendi kirlettikleri plajlarda güneşlenip pislettikleri denizlere giriyorlar. Herkesin yoğun radyasyon saçan en az bir cep telefonu ve zehirli gazlar salan bir aracı var. Bir taraftan da evlerin bacalarından etrafa zehir saçıyorlar. Fabrikalar ve tüm tesislerin aslı amacı çevreyi kirletmek ve insanların birbirlerini öldürmesi için gerekli araç ve gereci üretmek.

Ampulistanya’nın yöneticileri halk tarafından seçiliyor. Ancak, halk ağır vergiler ve düşük ücret yüzünden fakirlik içinde, sağlıksız beslenme, kalitesiz gıda ve çevre sorunları nedeniyle çeşitli hastalıklara yakalanıyor. Hastaneler, sağlık ocakları dolup taşıyor. Her şey insanların bir an önce ölüp ahret diye inandıkları yere gitmesi için planlanıyor ve bu konuda öğretim yapan okullar açıp çok ciddi propaganda yapıyorlar.

Sadece, yöneticiler refah ve bolluk içinde yaşıyorlar. Öldürülmemek için etrafı yüksek duvarlarla çevrili güvenlikli evlerde oturuyor, zırhlı araçlar ve özel korumalarla geziyorlar. Düşünen, eleştiren, bu gidişata karşı çıkan her kim olursa olsun genç, yaşlı, çoluk, çocuk demeden susturuluyor, hapse atılıyor. İlginç olan şu ki her şeye rağmen çoğunluk mutlu ve bu durumun sürmesinden yana tavır koyuyorlar.

Ben Kanopuslu Ruso Kob, bu insanları yok etmek için enerji harcamaya gerek görmüyorum, çünkü kısa bir sürede kendi kendilerini yok edecekleri kaçınılmaz gözüküyor. Burada daha fazla kalırsam öldürülme veya kim vurduya gitme riskim var. Bu nedenle buradan derhal ayrılıp Kanopus’a dönmeye karar verdim.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: çok güzel
Gönderen: lacivertiğnedenlik / , Türkiye
31 Ağustos 2012
Bana bir filmi hatırlattın hocam ,yüksek duvarlarla çevrilen yerleşim bölgesine giren bir çocuğun başına gelenleri.Vahşi ve acımasızlar..Saygımla




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kağıttan Kaplan ile Sivrisinek
Sürüngenlerin Şöleni
Türk Savaş Uçakları Diyarbakır'ı Bombalıyor!
Filizkıran
Balkondaki Adam
Soytarı Zaman
Patigül
İki Eski Kayakçının Son Mektupları
Dağları Delen Budala İhtiyar
Dragos Hülyaları

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Elsa'nın Gözleri [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan - II [Şiir]
Albatros [Şiir]
Yeryüzü Rüzgarları [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan [Şiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Şiir]
Malta Şahinlerine [Şiir]
Uçan Ayakkabı [Şiir]
Havanın Ölümü [Şiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Şiir]


Hulki Can Duru kimdir?

Başlıca yapıtları: Eski Kule Müziği (şiir) Geometrik Aydınlık (şiir) Havanın Fen Noktası (şiir) Tartaros Paradigması (eleştiri) Teslis Sendromu (eleştiri) Nano Kutsallık (eleştiri) Sevgili Kutlu Yaşam (öykü) Kuşku Bilinci ve Eleştiri (eleştiri)

Etkilendiği Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.