Mutlu insanlar tatlý þeylerden söz ederler. -Goethe
 |
|
 |
|
|
||||||||||
|
Yabancý sayýlmaz... yýllardýr benimle...adý MS... kendileri çok ciddi görünürler...yerine göre gitti gidiyor com.larý oynarlar... Aslýnda, kendini hasta sanma hastalýðýdýr. Kendisi hastalýk deðildir... korkutur ama zararsýzdýr... Adamýn cinsel organý sertleþmez ...MS... cinsel isteði azalýr...MS... topallamala baþlar...MS... Gözler çatal görür...eli tutmaz, parmaklar kapanmaz...hep MS... Ýyi düþün... Aslýnda ciddi görünümlü komik bir hastalýk... tamamen sanal... Taným sorunu Ýnternetten, deðiþik kitaplardan istediðiniz kadar taným bulabilirsiniz. Hiçbir kaynakta domates ile MS nin iliþkisinden söz edilmez... Bilmiyorlar da ondan...Yoksa susarlar mý... Bu yazýnýn benim açýmdan....(eksik yazý) Sen kim hovardalýk kim www sen kim hovardalýk kim com týk týk kapý çaldý internetteki güzel aþksa aþk güzellikse güzellik bi yol öp yanaktan o sana yeter iþte adresim yutkundu delikanlý bekle geliyorum bilgisayar güzeli dedi ve çýktý hedef bilinen kiþi www…..com gücü bitene kadar yürüdü delikanlý çuval gibi yere serildiðinde bir karýþ yol kalmýþtý hedefe parmaklarý oynuyordu ama eli onun deðil sayýn kardeþim sen kim zamparalýk kim sana mý kaldý ww bilmem ne sana mý kaldý fýstýk ayýklamak kabuksuz tarafýndan sonra sevgili avukatýna ne anlatacaksýn 24 Mart 2007 Not: Sen kim hovardalýk kim Muzaffer Ýzgü’nün bir öyküsünün adý ve fýstýk ayýklamak Nevin’den…kalaný da firmamýzýn ikramý. Doktora gittiniz...daha doðrusu götürüldünüz.. Yürüyemiyorsunuz...kardeþim senin cinsel sorunlarýn var... -Yapma doktor... cinsellik nere, yürümek nere... Hangi organýmýz ile yürüdüðümüz konusunda kuþku mu var... Nerden çýktý bu þamata... Yukarýdaki dizelerde cinsellik mi gizli... hani o, www. Bilmem ne deki güzel... Yapmayýn doktor bey/haným.... öyküde bile ayrýmcýlýk ha....neyse... Öyküdeki sanal fýstýk... bunun yürümek ile ne ilgisi var... Ciðercinin kedisi Ne sen ciðercinin kedisisin Orhan Veli’nin dizelerindeki ne ben sokak kedisi istersen kül kedisi ol Kaf Daðýnýn ardýnda ya da adalet daðýt ülkemin bir yanýnda görüþme istemim var 20 yýl öncesi için geri çevirme artýk bu dileði ister Kadýköy’de ister Çiçek Pasajýnda ister Kani’nin kahvesinde Ýnciraltý’nda 5 Kasým 2006 Ýkinci þiir çok daha masum.... onda sanal fýstýk bile yok... doðru aslýnda... gerçek fýstýðýn olduðu yerde, sanalýn ne hükmü var... cam kafanýn çalýþtýðýný biliyorum ama düþ olarak kalmayý baþarman o üstün zekandan mý yoksa yeteneksizliðinden mi bilinmez yine de gerçek olduðun zaman cam gibi kýrýlacaðýn da ortada iþte bu noktada bir anlaþýlmazlýk var Nisan 1987 Üçüncü þiir cam gibi kýrýlmaktan söz ediyor...sevgili deðil, cam bardak, cam þiþe ya da camdan hayaller...Burada gizli bir kaybetme endiþesi, güvensizlik, biraz da kafa bulanýklýðý var.... Kýrýlma olasýlýðý olah hayaller aslýnda... ezbere bu yol bu kaldýrým gökyüzü yýldýzlar köpek havlamalarý ve gecenin belirsizliði hep ezbere ezbere yürüyorum yol boyu dizeler üstünde o kaldýrým senin bu kaldýrým benim kafamý çarpmamak için düþersem eðer taþlara ortasýnda yürüyorum asfaltýn ezbere seviyoruz düþler ezber, güzeller ezber sarýþýn ve esmerler ela ve karagözlüler hepsi ezbere ezbere yazýyor ezbere geziyorum aslýnda yaptýðýmýz hiçbirþey yok dostlar alýþveriþte görsün Ýstanbul 4 Mayýs 1991 Hasta olan þiirler deði... onda ne arýyorsun... Sözcükler ve dizeler arasýnda gizlenen karamsarlýðý arýyoruz... hayýr aramýyoruz...açýkça görülüyor... Aslýnda fýkra montajý yapýlacak da, olmuyor... Nerden baksan komedi... Bir kitabýn anlattýklarý Siz þanslý bir hastasýnýz... Ýyi ki MS olmuþsunuz demeye getiriyor... Kaynak göstermiyorum... Hassas organlar ve MS Belirgin olarak, gözde, bacaklarda, cinsel organda ve diðer sistemlerde kendini göterir. Komik sahneye geliyoruz... Bir gözlem yetmez... birkaç tekrar ve sonucu not etmek gerek... Gözlem ve deney... yok bu iþin baþka baþka boyutu... Çatal görme de hassas bir davranýþ... Kýzdýrma beni seni iki tane görürüm... Adam yalpalayarak yürümek için bir 35 lik içer.... Adamýmýz masrafsýz olarak yalpalar...Karaciðere de yük gelmez... Ciddi mesele tabi ki... Demek ki gözümüz, gözümüz gibi baktýðýmýz þeyimiz ve bacak kaslarý gösterge olarak çalýþýr... kargalar bir sen deðilsin ki güzelim beni görmeyen bak kargalar bile aldýrmýyor bu delikanlýya Maltepe 1991 Kargalar öpsün seni... Yumurta vakasý Çocuðun iki yumurtasýndan biri acýk yumuþak hal almýþ... Önemli ya...acilen üroloji...hoca öðrencilerini çaðýrýp, hasta sizin demiþ mi demiþ... Bir iki yoklama sonrasý donunu toplayan çocuk renkten renge girmiþ... Kolay mý...sahne sizin...bir hoca, dört kýz öðrenci... Bitmedi...sizi sedyeye alalým...muayene için... biri saða, biri sola çekerse...gülme krizine girerisin böyle... Bak, MS de böyle bir þey yok... Neden þanslý çocuk olduðunu anlýyor musun... Uzun incelemeler sonucu, ben diyeyim yumurta, siz deyin testisdeki bu deðiþikliðin MS nin bir görüntüsü olabileceði... yok caným, bu nerden çýktý... Tamamen psikolojik...Gençliðini böyle ciddi meselelerin ardýna koþturur adamýmýz... Düzelme sürecini izlerken gülüyorsunuz... olur mu olmaz mý... olur, olur...þaþýrýp kalýrsýnýz... Hayal dünyasýnda yaþamak Aslýnda fizik bir rahatsýzlýk yok... Öyle olduðuna inanýyorsuzuz... Korku, endiþe, savunma, kendini gizleme... nasýl tanýmlarsanýz öyle... Seni bu diyardan alýp kaçamam dediðin genç kýz, hadi diye iþaret vermeni bekliyor... sen aslýnda þartlarýn esirisin... keyfi davranma lüksün yok... bunu yazarsan þiir olmaz... Bir sen deðilsin ki güzelim, bana yüz vermeyen...dediðin arkadaþýn , aslýnda seni en az senin onu sevdiðin kadar seviyor.. Gerçeklerden saklanýyorsun... Güvensizlik, korku, endiþe... Eline telefon numarasýný içeren pusulayý veren arkadaþýn, beni ara demek istiyor... seviyorsun da, arayacak cesarýt yok... Kendi çapýnda rol yapýyorsun...gülünecek haldesin o kadar... Þiirleri bu gözle okursak, ciddi görünümlü komediyi görebiliriz. Sözcükler arkasýna gizlenmek, dizeler arasýna gizlenmek ilginç bir oyun... Aþýk olduðun Balkanlar ve Ortadoðunun en güzel kýzý... ben geldim, seni seviyorum... dese, oturup kalacaksýn. Böyle komik beklenti olur mu.... aþkýnýzý ilan edeceksiniz ve... ya evet derse korkusu yaþayacaksýnýz... sizin derdiniz þarký söyleyip, þiir yazmak... arada bir hüzünlenip içmek... ne kadar duygusal... Hayraný olduðunuz ve ayný sýnýf ve sýralarý bölüþtüðünüz prenses, sizi ders çalýþmaya davet ediyor... Þimdi ne bahane bulacaksýn ..... Bu öykü böyle biter mi... Bir düþme macerasý Sýradan bir demir korkuluk... bahçeden, beton yola geçmek için bir adýmda geçilebiliyor.. iþte tam o noktada, adým atýp geçerken ayaðý takýlýyor genç adamýn ve yere kapaklanýyor... Yüz üstü düþmemek için elleri ile beton zemini kavrýyor...Demir korkuluk düzgün düþmeye veya adým atýp toparlanmaya engel oluyor Burnunun ya da yüzünün –ikisi bir arada- yere çarpmasýný son anda engelliyor... Buraya kadar anlatýlan sýradan bir ayak takýlmasý olayý.... Aradan yaklaþýk bir hafta geçmiþ... ve adamýmýz ayný yerden geçmeyi düþünüyor... Demir korkuluða üç-beþ metre yaklaþtýðýnda, yani takýlma ve düþme noktasýna yaklaþtýðýnda, gerildiðini hissediyor. Ordaki bir engellemeye karþý dikkat uyarýsý ile radarlar çalýþýyor sanki... Bu olay, herhangi bir engellemeye karþý vücudun savunmaya geçmesi ve arkadaþ ordan geçersen baþýna bunlar gelebilir uyarýsý... Sistemin kendini koruma çabasý... yalnýzca beyinle mi, tüm sistemle birlikte mi düþünülür, bilinmez... Bu sýradan olay, herhangi bir risk, herhangi bir olumsuzluk karþýsýnda, baþarýsýz giriþim ya da engellenmiþ bir davranýþ karþýsýnda, ayný olumsuzluðun yaþanmamasý için, sistemin bir savunmasý... Konuyu nasýl toplayýp da yürümeye getireceðim...bunu ben de bilmiyorum... Ýlk yürüme güçlüðünü yaþadýðým dönem, Karadüzden, köye doðru yürüdüðüm zamanlar olabilir... Sonra, bütünlemeye çalýþacaðým üniversite yýllarýnda, inþaatta çalýþmaya baþlamam, dersleri askýya almam... Bu dönemde, ciddi ciddi aksamaya, çatal görmeden çiðneme güçlüðüne, tad almada bozukluðu ile karþýlaþýyor adamýmýz. Normale dönebilmek için, bir aylýðýna köye gidiyor... Köy hem doðal güzellikler hem de ana kucaðý... Ana kucaðý demiþken... oldum olasý annemin öleceði korkum vardý.... ya ölürse diye... Avukat olduktan sonraki bir zamanda, Atatürk’ün annesinin, o cumhurbaþkaný olduktan sonra öldüðünü öðrenince... bayaðý rahatlamýþtým.... Bu arada Atatürk ile olan yakýnlýðýmý anlayabilirsiniz. Asýl ayrýntýyý tartýþmamak için kývýrtýyor adamýmýz... Ciddi aðýz kuruluðunun kökeni Yalan söylemek mi, korkmak mý.... söylemekten çekinmek mi.... Nerden çýktý bu kuruluk... Cavidan, cinsel sorunlarýmýz var galiba... dedi ve sustu... E noolmuþ yani... görünen köy kýlavuz ister mi... Bu yüzden, bu söylemden dolayý aðzýn kurudu... Sözün devamýný söylemekten çekindin ... Bu etki insidon hap kullanýnca da oluyor... sakinleþtirici mi, uyku ilacý mý... kimyasal takviye yok... vücut kimyasý iyle ucuz tarife idare ediyorsun.... Küstümotu rahatsýzlýðý ya da MS Bu açýklamayý Saðlýk bakanýndan veya batýlý bir uzmandan beklemeyin… Bitkilerin çeþitli savunma sistemleri var… bazen de saldýrý.. Serde dikenli olmak, zehirli olmak, acý olmak, dokunulunca küsmek de var… Dokununca küsmek nasýl bir savunma, incelenmeli… Avcýdan kaçmak, gizlenmek, onu yanýltmak gibi bir gayret var… MS nin küstümotu hastalýðý olduðu görüþü bana ait… Týb ile, bilim ile, bilim adamlýðý ile ilgim, yalnýzca MS li olmak… Küstümotu ailesi hakkýnda, ciddi bir tarama yapacaðým…. MS nin kökeni konusunda, en özet ve gerçekçi tespit bu… Tekerlekli sandalye kullanmadan kalkýp koþturacaðým zamanlar yakýn… Beni yemeyin diye bitki, diken geliþtiriyor…ya da dikenli olanlar yaþama þansý buluyor… Zehirli bitkiler yaþýyor…bazý bitkiler de hayvanlarý yiyiyor… Dokunulunca küsen bitki, senin bende yiyeceðin bir þey yok mesajý veriyor…Belki de lezzetli ve doyurucu bir bitki… kendini nasýl savunacak… gizlenerek… Bukalemin nasýl savunuyor kendini…ortam rengine uyarak… Çevre ile uyumlu canlýlar, gizlenme ve korunma olanaðýna sahip…Gelsin evrim teorisi… Öðrenilmiþ roller Kaçmak, gizlenmek, karþý koymak, tuzaða düþürmek ve korkutmak… savunma yöntemlerinin bazýlarý… Pasif direniþ de bir savunma sistemi… Küstümotunun pasif direniþ yaptýðý düþünülebilir mi… Hareket etme, ok atma þansý yok… onun baþka savunmasý olamaz. Pasif direniþ hayvanlara özgü… Saklanma, renk uyumu, sessiz kalma… Küstüm Otu‘ nun çok ilginç bir savunma sistemi vardýr. Bu bitkinin yapraklarýna dokunulduðunda birkaç saniye içinde, sapla birlikte yapraklarýnýn gövdeye doðru yaslandýðý görülecektir. Eðer bitkiyi rahatsýz eden etki devam ederse bu kez küstüm otu aþaðýya doðru ikinci bir hareket yaparak gövdesinin üzerindeki sivri dikenleri ortaya çýkarýr. Bu da böcekleri kaçýrmak için yeterlidir. Bitkideki bu hareketi gerçekleþtiren mekanizma elektrik akýmlarýyla baþlar. Bu akým ayný insan vücudundaki sinirlerden geçen akým gibidir. Bitkinin reaksiyonlarý bizde olduðu kadar hýzlý deðildir. Bununla birlikte bitki özünü taþýyan kanallar aracýlýðýyla iletilen elektrik sinyalleri 30 santimetrelik mesafeyi bir-iki saniye içinde geçer. Isý ne kadar yüksek olursa, reaksiyon o kadar hýzlý olur. Her bir yapraðýn dibi (yapraðýn sapýyla birleþtiði yerde), oldukça þiþkindir. Buradaki hücreler sývýyla doludur. Uyarý buraya ulaþtýðý zaman, yapraðýn dibindeki þiþkinliðin alt yarýsý aniden suyunu boþaltýr ve ayný anda diðer üst yarý, bu suyu kendi bünyesine alýr. Ve yaprak aþaðýya doðru düþer. Böylece uyarý saplar boyunca ilerlerken, yapraklar domino taþlarý gibi teker teker, ardý ardýna kapanýr. Bu þekilde bir savunma hareketinden sonra, bitkinin tekrar hücrelerini doldurup, yapraklarýný açabilmesi için 20 dakika gereklidir. Öðrenilmiþ Kölelik Devlet politikalarý, insanlar ve insan davranýþlarýna baðlý… Bilim onlarýn iþi, askerlik, teknoloji…þunlar ve bunlar… týb eðitimi ..mühendislik Sahibin kollayýcýlýðý ve gözetleyiciliði olmadan, tuvalete bile gidemez…öyle öðrenmiþtir…dedesinden, babasýndan öyle öðrenmiþtir, Bir þey olmak, biryere gelmek için torpil gerekir… Dayýsýnýn selamýna ihtiyacý vardýr… Öðrenilmiþ kölelik… Bu adam, her þeyi satabilir… Satarak mevki, itibar þu bu kazanýr… Güçsüz bulduðunu, ezer…. Kozlarýný cömertçe kullanýr… ama aslýnda o yoktur… tatlý caný veya küçük çýkarlarý gemiden önemlidir… sitti… Yeniden ve yeniden... 28 Haziran 2012 Perþembe Geri dönmek....önemli kýsmý iþin düþünsel boyutu.... Genç adam, bir gün büyüdüðümde, çocukluk veya gençliðime dönmek istemeyeceðim... dedi... Aslýnda iki döneme de kýrgýndý... iþin özeti bu... Bir karikatür geliyor aklýma... adamýn sað kolu yok...baþýný sol koluna yaslayýp, baþýný sað koluna yaslamýþ kendini hayal ediyor...ama yine tek kolu var.... Öðrenilmiþ çaresizlik hayal gücünü bile sýnýrlýyor... Normal olan iki kolunun olmasý... Adamýmýz bir engelin varlýðýna o kadar inanmýþ ki, engelsiz yaþamý düþünemiyor... burasý komik mi acýklý mý... takdir sizin... Gerçekleþmesi imkansýz gibi görünen kapýlar birer birer açýlýyor... Bu gerçeðe inanamýyorsun... Ýnandýðýn yanlýþlarla birlikte yaþýyorsun... Hasta olmayý kafaya koyduðu için hasta olur mu adam... Bu bir pasif direniþ, bir kaçma ya da öðrenilmiþ çaresizlik deðil mi... Deneyler hep hayvanlarla yapýlmýþ... bu durum sizi gülümsetmiyor mu... köpekbalýðý, pire,þu ve bu... Ýnsanýn yeri neresi Çözüm görünüyorsa ne duruyoruz Üniversite sýnavýna gireceðim zaman, yapabileceðim soru sayýsý ve sýnav sonucu konusunda, kendime güveniyordum. Ýstediðim bölümü kazanacaðýma, kazanmam gerektiðine inanýyordum. Kurs ve dersane olmadýðý gibi, lise biri okuduktan sonra okuldan ayrýlmýþým... Köydeyim. O aþamada elektrik dahi yok. Mantýða dayalý bir hesabým vardý... bir an aklýma takýldý... yanýlýyor, kendimi kandýrýyor olabilir miyim... Güven duygusunun yanýnda, ya yanýlýyorsam sorusu da vardý... Bunu niye anlattým.... MS konusunda bulgular konusunda, yanýlýyor olabilir miyim... Acaba sorusu biraz kuþku uyandýrýyor... Bilimde kuþku önemli...bizimki kendi saðlýðýmýz konusunda deney yapabilmek... Hastalýk etkenini baþkasýnda aramak MS nin tipik özelliði, hatayý kendinde aramak, öyle inanmak ve öyle yaþamak... Taþý baþkasýna atmak klasik bir savunma....taþý havaya fýrlatýp sonra da baþýný düþen taþýn altýna uzatmak... fýkra iþte... Ne demiþtik, ciddi görünümlü komik hastalýk.... Geciktirici spreyler falan olur ya... gecikme kontrolden çýkar, canýnýzý çýkarýrsa ne olur... Olur mu.... olur.... kontrol edilemeyen zayýflama hastalýðý gibi... önce geciktirmeye çalýþýrsýn, zevk uzasýn diye... fazla uzayýnca da, bitsin gari dersin... sizi dinlemez... Buraya kadar zevk üzerine pazarlýk... bitmeyen oyun, size yürüme zorluðu, tutma sorunu, çatal görme, ..... çizmeyi aþmayalým.... Tekerlekli sandalyeyi, geciktirici spreye baðlayacaksýn... Olumsuz düþüncenin anýnda görüntüsü Kiþiye özel bir durum mu, ortak davranýþ mý tartýþýlmalý... Adamýmýz, karþýlaþtýðý ve doðrudan etkilendiði bir aldatýlma olayýný ve olayýn kahramaný, adam görünümlü eþeði düþününce, vücut kimyasý bozuluyor... Adým atma güçlüðü çekiyor... Hoppala... Sinirlenince, yürüme zorluðu, korku veya endiþe halinde benzer davranýþ... olum mu... olabilir.... Yatak arkadaþýnýn, olmuyor iþte... deyiþi, küstümotu etkisi yapabilir.... Ne yaparsan yap.... söylemi, yapmasan da olur þeklinde çevrilebilir.. Cinsellik içermeyen seni mutlu edeceðim sözü ile mutlu olunabilir.. Dýþ dünyanýn yönlendirmesi Þartlý refleks gibi öðrenilmiþ çaresizlik gibi. Partnerin vaginasý, iliþkiyi uzatýyor... nasýl oluyor...vaginada sarkma var... cinsel iliþkinin uzamasý nedeni... bu durum partnerun huzursuzluðuna neden oluyor... Olumsuz bir durum ve neden adamýmýz gibi algýlanýyor... Ýliþkinin fizik haretekinde zorluk baþlýyor... küstümotu oyunu burda oynanýyor... Yürüme zorluðunu, aksamayý ve sonuçta tekerlekli sandalyeye bu sayede ulaþýyor adamýmýz... Bu kadar basit mi... hayýr, deðil... bu kadar karmaþýk... Parmaklardaki tutamama, kavrama güçlüðünün arkasýnda da, silah kullanma endiþesi var... adamýmýz fen labotuvarý gibi çalýþýyor... Tesbitler gerçek ise, geri dönüþüm kutusunu görelim... Kendi çapýnda sanal bir düþman, sanal bir güçbüzlük ve buna gösterilen pasif direniþ... Ama direniþ gerçekçi... Ýyi de sanal saldýrýya karþý sanal savunma yapýlsa, sorun olmayacak.... Bilgisayar ortamýndaki veya filmdeki hayali kötü adama karþý gardýmýzý alýyoruz... Film izlerken aðlayan, sinirlenen veya mutlu olan insan sayýsý o kadar çok ki... Gerçek olmadýðýný düþünmeyiz bile... Film kahramanýndan fazla korku ve endiþe duyar, daha fazla mutlu olunur... Hayal ve gerçek karýþýr gider.... Öðrenilmiþ çaresizlik.... Bu kadarýna da pes yani... Cinsel iliþkiden, kadýn mutlu olmuyor... mutlu oluyor göründükleri de, durumu kurtarmak için.... Çocuðu oluyor... görünürde sorun yok... Bir çocuk, iki çocuk, üç çocuk... Ama aslýnda deðiþen bir þey yok... Yani iliþkiden zevk almak yerine acý ve eziyet çekiyor... Yýllar sonra, sevdiði ve güvndiði bir doktor arkadaþýna, hapþýrýrken, çiþ kaçýrdýðýný söylüyor... Bu tip olaylar konusunda bir üroloji uzmaný arkadaþýný öneriyor ve bu tip rahatsýzlýðýn, basit bir operasyon ile giderilebileceðini belirtiyor... Doktor ile görüþtüðünde, rahatsýzlýðýn sýk görülen ama bir estetik operasyonu ile düzelecek bir rahatsýzlýk olduðunu, genellikle birkaç doðum yapan kadýnlarda görüldüðünü, bazen de doðuþtan olabileceðini öðreniyor... Bir üroloji kliniðinde bekleriz... Bu rahatsýzlýkta, cinsel iliþkiden zevk almama, acý çekme gibi sonuçlar da doðabilir... Yeri gelmiþken, psikiatriye de bir uðra.... Gizli bir sorun olabilir... Sizin açýnýzdan olabileceði gibi, partneriniz için de sorunolabilir... Ýliþkinin uzamasý zevksiz hale gelmesi sonucu görülebilir... Cinsel açýdan bir problemi olmayan partner, psikolojik baský veya durumdan sorumluluk çýkarma endiþesi ile, iliþkinin baþarýsýz olmasýndan kendini sorumlu hissedebilir... Burada öðrenilmiþ güçsüzlük sözkonusu olabilir... Ýliþkiden kaçýnmak için fizik bahaneler aranabilir... Çünkü sonuç istediði gibi olmayacaktýr... Taraflar, iliþkinin uzamasý ve sýkýntýlý durumdan erkeði sorumlu tutmaktadýr... Cinsel iliþkide sorun yaþayan erkek, önce fizik hareket kýsýtlamasý ile karþýlaþýyor... sonra yürümesinde aksama oluyor.. Uzun vadede tekerlekli sandalyeye kavuþuyor... baþka bir nörolojik teþhis konuluyor... Ýliþki ile yürüme ve tekerlekli sandalye iliþkisi yerli bir gözlem... Öðrenilmiþ çaresizlik böyle bir þey olabilir.... Ýspat için geri dönüþüm saðlanmalý...26 Temmuz 2012 Perþembe
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Anasayfa
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Odabaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |