"Bana ev hikayesinden söz açmayýn. Artýk benim oraya gideceðim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Komþumuz Suriye’ de kan gövdeyi götürüyor. Gün yok ki, onlarca insan yaþamýndan olmasýn. Resmen her gün bir baþka katliam oluyor orada. On binlerce insan öldürüldü. Yüzbinlerle insan yerinden, yurdundan olup göçe zorlanmýþ, komþu devletlere sýðýntý olmuþlardýr. Orada bir barbarlýk örneði yaþanýyor. Dünya devletleri ve kimi komþu ülkeler, kendi çýkarlarýna uygun olarak, kimileri silah desteðiyle veya cirit atan ajanlarýyla, uluslararasý diplomasileriyle orada ortamý gererek, bu savaþa doðrudan veya dolaylý olarak müdahil oluyorlar. Tabii ne ekersen onu biçersin, hesabý; gün gelir yaptýklarýnýn karþýlýðý, yapana ayný þekilde geri dönebilir çoðu zaman. Türkiye, Özgür Suriye Ordusuna ve Suriye muhaliflerine açýktan destek veriyor; onlara üs veriyor, onlarý eðitiyor, vs.. Eðer Suriye ve muhaliflerinin çatýþmalarý her yerde olduðu gibi, sýnýrlarda da gerçekleþiyorsa, elbette o çatýþmalarda kullanýlan top atýþlarýndan kimi toplar, kasten veya istemeden sýnýr dýþýna, yani komþu topraklarýna da düþecektir. Türkiye tarafýna düþen toplar, kasten (muhalif güçlerden deðil de) Suriye devleti ordusu tarafýndan atýlýyorsa ki bu; (muhaliflerimi destekleme, anlamýnda) bir mesaj olabileceði gibi; ayrýca kaçýnýlmaz bir yenilgiye giden Beþþar Esed, ömrünü uzatabilmek için iktidar savaþýný, bölgeye yaymak adýna, Türkiye’yi de bu savaþýn içine çekmek amaçlý da yapýyor olabilir. Türkiye ise, sanki bu savaþa taraf olmaya çoktan razý bir istemle kollarýný erken sývamýþ ve kimi destek adýmlarý atmýþ da, müttefiklerinin rýzasý bir türlü çýkamadýðý için, bir çýkmaza düþmüþ gibidir. Bunun nedenleri çeþitli olabilir. Irak’a müdahale olayýnda, ABD için çýkarmadýðý tezkerenin sonuçlarý, burada tekrar etmesin diye, bu sefer müttefiklerine bir jest yapmak adýna, zamanlama hesabýný karýþtýrarak erken mi davranýyor acaba? Böyle ise, neden erken davranmýþ oluyor? Çünkü öncelikle, ABD seçimleri yapýlmadan, ABD’den keskin bir kararý (askeri müdahale gibi bir kararý)çýkmayacaktýr. Seçimden sonra da, yeni yönetim kadrolarý yerli yerine oturuncaya kadar, aylarý bulacak bir süre gerekecektir. Ardýndan ittifaklar için diplomasi turlarý baþlatýlacaktýr. Rusya, Çin ve Ýran bu süreci sekteye uðratmak isteyen güçler olacaktýr. Daha sonra, gerektiðinde Türkiye’ ye görev düþecekse, ancak o zaman önerileri olabilecektir. Ya da baþka bir nedeni var mýdýr? Türkiye, Suriye Kürdistaný’ nda egemen durumuna gelecek olan PYD/YPG’ yi engellemek adýna, kendini bu duruma müdahil olmaya mecbur hissediyor olabilir. Acaba bu tezkere, Suriye Kürdistaný’ný iþgal edip, bir tampon bölge oluþturmak veya Kürtlerin orada bir statü kazanmalarýný engellemek için olabilir mi? Durum buysa, olay çok daha vahimdir; kendi içlerindeki Kürtleri ihmal etmiþ, problemlerini çözmeden, güvenlerini elde etmeden, Suriye’deki Kürtlerin kaderiyle oynamak ne denli doðru olabilir ki? Tüm Kürtlerin güvenini kaybetmekten baþka!.. Anlaþýlan, Türkiye kendi içindeki Kürtlerin sorunlarýný çözmedikçe, diðer parçalardaki veya dünyanýn herhangi bir yerinde Kürtlerin tüm kazanýmlarýndan hep ürkecektir. Dikkat edilirse, tezkerede, “Türk Silahlý Kuvvetlerinin yabancý ülkelere gönderilmesi ve görevlendirilmesi” ibaresi vardýr; “yabancý” denilince rotasýz gibi görülen tezkerenin rotasý, sanki sadece Kürtlermiþ gibi algýlanýyor. Kürtler arasýnda böyle bir algýlamaya sebep olmuþtur bile. Çünkü deniliyor ki; eðer TSK, Suriye’ye girecek olursa; ilk baþta Suriye Kürdistaný hedefi olur; Ýran’a girilecekse, öncelikle Ýran Kürdistaný hedefi olacaktýr; Irak’a girmek istendiðinde ise, Irak Federal Kürdistaný hedefleri olacaktýr ve ne yazýk ki bu hedeflerden her hangi birinden geçmeden, hiçbir yabancý topraða karadan ulaþmak mümkün deðildir. Onun için, bu tezkere, sanki sadece Kürtlere bir tehditmiþ gibi algýlanýyor ne yazýk ki. Eðer Türkiye, kendi Kürtlerine bir statü vermiþ olsaydý veya Kendi içindeki Kürtleri memnun eden bir çözümü gerçekleþtirebilmiþ olsaydý; kýsacasý, Türkiye tüm Kürtler için bir cazibe merkezi olabileydi, bu tezkere, diðer parçalardaki Kürtler için belki bir umut veya bir sevinç kaynaðý bile olabilirdi. TSK’yi imdatlarýna gelecek bir dost veya kardeþ bir ordu olarak görebilirlerdi belki. Biliyoruz ki Suriye’ deki muhalif Araplar da, Kürtlerin sorunlarýna ilgisiz kaldýlar ve onlar için herhangi bir statü verme düþünceleri olmadý; dolayýsýyla Kürt partileri, ayrý bir güç olarak kendi topraklarýnda mevzilenmeye baþladýlar. Beþþar Esed yönetimi, kendi muhaliflerine destek veren Türkiye’nin yaklaþýmýna tepki olarak, bir manevra diye, PKK uzantýsý PYD/YPG güçleri lehine Suriye Kürdistaný mýntýkasýndan kendi askeri güçlerini çekti. PYD Eþbaþkaný Salih Müslim; hayýr, biz, Esed yönetimine buradan çekilmelerini söyledik, demesi durumu deðiþtirmez. Sonuçta çatýþarak ele geçirme olayý olmamýþtýr. Esed, bunu yaparken de, Kürt bölgesinden çektiði bu askeri güçlerini, Halep vb. yerlere kaydýrabilme fýrsatýný elde etmekte, Türkiye’yi de telaþa vermek ve tahrik etmek adýna kendince taktik politik bir manevra yapmýþ olmaktadýr. Eðer PKK veya onun Suriye’ deki uzantýsý PYD, Esed’ýn bu taktik manevrasýnýn farkýnda olup, kendilerini de bilinçli olarak bu oyunun parçasýymýþ gibi göstererek ve bu durumu fýrsat sayýp, bir karþý taktikle, halkýnýn geleceðini korumak adýna, kendi topraklarýnda mevzilenmeyi hedefliyorlarsa, akýllýca bir yaklaþým yapmýþ oluyorlar. Çünkü sonunda Esed gidicidir ve kendileri, taktik bir politikayla, bu fýrsatý deðerlendirerek, kendi topraklarýnda kendi halkýyla baþ baþa kalacaklardýr. Yaklaþým buysa, mantýklý bir politika olacaðý söylenebilir elbette. Ancak, bunun tersi iddialarda bulunanlarýn söyledikleri, önemli kuþkulara da neden oluyor. Deniliyor ki; PYD, Esed’ýn baðlaþýðý bir güçtür ve lideri Salih Müslim, müebbet yemiþ bir hükümlüyken, pazarlýk sonucu hapisten çýkarýlýp PYD’ nin baþýna Esed tarafýndan getirtilmiþtir. Esed’ýn ordusundan kaçanlarý, PYD/YPG onlarý, sýnýrda yakalayýp, Esed ordusuna teslim ediyorlarmýþ, diðer (müttefikleri) Kürt parti ve örgütlerin, varsa silahlý güçlerini kullanmalarýna izin vermiyormuþ, kendi silahlý güçleri dýþýnda baþka (Kürt) silahlý güç kabul etmiyorlarmýþ. Asayiþ, sadece onlardan sorulabilirmiþ. Kürt gençlerini zorla askere alýyorlarmýþ ve dolayýsýyla Kürt gençleri özellikle onlardan kaçýp Güney Kürdistan’ ýna sýðýnýyorlarmýþ. Vs.vs. . Ýnþallah bu tür iddialar, sadece iddialardan ibaret olup, doðru deðildir. Yoksa Kürtler adýna daha vahim bir durum ortaya çýkar. Yani savaþ sonrasýnda, Esed’ in þahsýnda Kürtlere de zarar gelebilir. Kürtlerin, bu tarihi fýrsat karþýsýnda kaybedenler safýnda yer almak gibi bir lüksleri olamaz, olmamalý. Tüm bunlar ortadayken, alevi kardeþlerimiz de, kendi haklý taleplerini, vesayetçi “Kemalist” CHP kuyruðunda saf tutarak ve Aleviliðe zerre kadar faydasý olmayan, kendi halkýna bile katliam uygulayan zalim diktatör Beþþar Esed’a destek vererek kirletmesinler. Kendi mezheplerinin maðduriyetini ve bundan çýkýþýn çözüm yollarý üzerinde kafa yorsunlar ve özgürlükleri için örgütlensinler ki, olasý demokratik oluþumda ve yeni Anayasa’da somut durumlarýna uygun bir yer edinebilsinler. Kemalistler, Aleviliðe dost olsalardý, vakti zamanýnda, tek parti diktatörlükleri döneminde, kendilerine bir iyilik düþünürlerdi, onlarý, “irtica gelecek” korkusuyla ehlileþtirme yolun gitmezlerdi. Dersim/Tunceli katliamýný yaptýrmazlardý. Kemalizm’in iflah olmaz çocukluk hastalýðý müptelasý “Türk Solu” örgütçükleri, Türk halkýndan kopuk, iþçi sýnýfýndan kopuk ve Cumhuriyet tarihi boyunca Kürt halkýný hep maðdur eden CHP’nin gölgesinde hâlâ boy gösterme çalýþma ve çabalarý, beni hiç hayrette býrakmýyor nedense. Yanlarýna BDP’ yi de katmalarýnýn hiçbir anlamý olmaz ayrýca. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bilimsel anlamda bir sol yapýlanma ve hele Kürt halkýna dost (þövenist olmayan) bir yapýlanmalarýný göremedik ne yazýk ki; hep askeri vesayetin derin çocuklarýymýþ gibi pratikleriyle kuþku verdiler. Mustafa Suphilere yaþam hakký tanýnmadýðý için onlar için bir þey söyleyemem. Ama ardýllarý, yanlýþ beyan ve bilgilerle, Komintern’i, hep Kürt halkýnýn aleyhine olumsuz etkileme mücadelesini verdiler. Þöven oldular. Solculuk, öyle “Kahrolsun Emperyalizm” kisvesi altýnda, zalim Suriye diktatörüne arka çýkmakla olmaz; bu hilenin özü, oradaki Kürt kazanýmlarýn engellemek adýna, diktatör Beþþar Esed’ý savunma þovenizmidir. Bunu yapacaklarýna, Suriye Kürdistaný’ na somut koþullarýna uygun bir statü verilmesi için mücadele etseler ya. Öyle “Halklar kardeþtir” ninnisiyle de bizleri uyutmaya kalkmasýnlar; gerçek ve doðrucu kardeþlik, kardeþ dediðine eþit hak ve statü vermekle gösterilebilir. Enternasyonalist olabilmek, her babayiðidin harcý deðildir. Kürtlerin paket oylarý üzerinden kimse ikiyüzlüce ahkâm kesmesin. þüphesiz ki, savaþa girenlerin kazananý olmayacaktýr; rant paylaþýmý adýna zafer, savaþýn senaryosunu yazan, oyun kurucularýnýn olacaktýr. Çaresiz kalýnmadýkça, savaþtan uzak durmak gerekir. Bir savaþta, kazanan taraf kim olursa olsun, kendi halklarýna ve ülkelerine verdireceði tahribat, onarýlmasý güç kayýplara ve yýkýmlara neden olacaktýr. Savaþýn zararlarýný, acýlarýný, tahribatlarýný telafi etmek de, asla mümkün deðildir. Ne toplumda ortaya çýkacak travma, kolayca geçebilir ve ne savaþ ekonomisi nedeniyle halk, belini kolayca doðrultabilir. Savaþ sonrasýnda hiçbir düzen, eskisi gibi olamayacak ve savaþ okulundan geçecek halklar, artýk eski hallerini kabul etmeyeceklerdir. Onun için, ülkede ve bölgede gerçek demokrasiyi savunmak, insan odaklý mücadele vermek; her halka, her inanca ve her görüþe haklarýný teslim edebilecek bir insani ve demokratik duyarlýlýk gerektirir. Savaþ demek, talan, yýkým, açlýk, periþanlýk ve göç demektir, ölüm demektir. Amacýmýz, insanlarý yaþatmak olmalý; öldürmek deðil. On yýllarca, yüz yýllarca nice emeklerle kurulmuþ modern þehirleri bir anda harabeye çevirip yok etmek; çoluk çocuk, kadýn, genç, yaþlý ayýrt etmeden insanlarý katletmek, bir insanlýk dramdýr, vahþettir. Ýnsanlýk yararýna var olan tüm deðerleri yok etmektir. En doðru olaný, öncelikle kendi evindeki yangýný söndürmenin yollarýný araþtýrmaktýr; kendi halklarýný özgür ve mutlu kýlmanýn yollarýný arayýp bulmaktýr. Savaþsýz, çatýþmasýz bir barýþ ortamýný tesis edebilmek için, özgür, eþit ve katýlýmcý bir demokrasiyi tesis etmek gerekir. Her halkýn ve her kesimin kendini içinde görebileceði ve yürekten güvenebileceði bir anayasayý yapmak, ertelenemez bir zorunluluktur. Son olarak; Diyarbakýr Emniyet Müdürünün açýklamalarý, tarihi deðerdedir ve kesinlikle birleþtiricidir. Onun bu empatik insan duruþundan, insanlýktan nasibini almayanlarýn anlamasýný bekleyemeyiz. Tüm yöneticiler bu duygulara sahip olabilseydi, Kürt sorunu, belki sittin sene öncesinden çözülmüþ olurdu. Bu güzelim topraklarda, bir damla dahi kardeþkaný dökülmeyebilirdi. Kýrk bin yitik can, belki þimdilerde kendi hayallerini yaþýyor olabilirlerdi. Bu topraklar, çaðýn en ileri demokrasisini yaþýyor ve tüm dünyaya örnek olarak gösterilir durumda olabilirdi. Birçok þeyi öngörmek bir erdemdir. Kötülük yapmak kolaydýr; zor olan iyilik yapabilmektir; yakýp yýkmak kolaydýr; inþa etmek ve yapýcý olabilmek asýl marifet budur. Biz de, doðruyu, iyiyi, güzeli, barýþý, merhameti ve adaleti arayalým, bulalým ve herkese sunalým. Bir de, hepimiz empati yaparak sempatik olabilmeyi deneyelim. Yararý olacaktýr. Selam ve sevgiyle kalýn. M.Nazým Güler -09.10.2012 info@mnazim.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.Nazým Güler, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |