..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir sanatçý baþarýsýz olamaz; sanatçý olabilmek bir baþarýdýr. -Charles Horton Cooley
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > M.Nazým Güler




10 Kasým 2012
Ölüm Oruçlarý ve Baþbakan Ýnadý  
M.Nazým Güler
Eskiden ýrkçý “faþistler”, Kürt devrimci ve demokratlarýný aþaðýlamak için; “Ermeni dölü”, “Moskof” vb. yakýþtýrma söylemler kullanýrlardý. Sayýn Erdoðan da, tutturmuþ ikide bir, “onlar Zerdüþt’türler” söylemiyle ayný ýrkçý ve köhnemiþ politik ahlaký sürdürmeðe çalýþýyor.


:ABGJ:
ÖLÜM ORUÇLARI ve BAÞBAKAN ÝNADI

Eskiden ýrkçý “faþistler”, Kürt devrimci ve demokratlarýný aþaðýlamak için; “Ermeni dölü”, “Moskof” vb. yakýþtýrma söylemler kullanýrlardý. Sayýn Erdoðan da, tutturmuþ ikide bir, “onlar Zerdüþt’türler” söylemiyle ayný ýrkçý ve köhnemiþ politik ahlaký sürdürmeðe çalýþýyor. Aslýnda bu tür söylemleri bir baþbakan söyleyebiliyorsa, baþta Kürt gençleri olmak üzere, her halktan tüm gençler, ilgili inançlara ve halklara hakaret olan bu terimlerle ilgili, eleþtirel bir metotla tarihsel bir araþtýrmaya girmelidirler.

Araþtýrmalarýnýn sonucunda göreceklerdir ki, Ermeniler ve Kürtler, bu bölgenin en kadim halklarýndandýr; belki Türkler Orta Asya’da bile tarih sahnesine çýkmamýþlarken bu halklar, bu bölgede otantik olarak yaþýyorlardý. Birinin veya birilerinin dini inancý gereði Zerdüþt olmasý, kimi niçin gersin ki? Herkesin din ve vicdan özgürlüðü hakký olmasý gerekmez mi? Ýnançlar üzerinden insanlarý aþaðýlamak, kime, ne faydasý olabilir ki? Ortamý germekten ve saygýsýzlýk üretmekten baþka!..

Hiçbir halk, aþaðýlanmayý hak etmiyor. “Moskof”, dedikleri de þimdiki Rusya’nýn baþkenti olan Moskova þehri kast edilip, dönemin dünyasýnda, emperyalizme karþý, kendince alternatif bir süper güç olan SSCB’nin de baþkentiydi, diye hakaret anlamýnda, karþýt güçlerce kullanýlýyordu. Bunlar, hakarete konu olmamalýydý aslýnda, belki kýskanmaya konu olabilirdi. Dönemin emperyalist, kapitalist, faþist rejimleri ve yandaþlarý kendi muhaliflerine olan tahammülsüzlükleri nedeniyle, aklý sýra böyle bir aþaðýlama yolunu tercih ederek, onlarý alt etmeyi umuyorlardý veya kendilerini ancak böyle kandýrarak, statükocu gerici fikirlerinde tatmin olabileceklerini düþünüyorlardý.

Þimdi de, ayný mantýk yaklaþýmýyla, Sayýn Erdoðan, çözmek istemediði Kürt sorununu, PKK’nin(veya Apo’nun) þahsýnda terörize etmeði amaçlayarak, beþ bin yýllýk Zerdüþtlüðü, günün keþfiymiþ gibi ortaya atmaktadýr. Bilerek veya farkýnda olmayarak Zerdüþt dininin günümüzde ve bölgemizde yaþayan mensuplarýna da hakaret etmiþ oluyor. Bir baþbakana yakýþýr mý bu tavýr; üstelik o, bu ülkeden yaþayan Zerdüþtîlerin/Ezdîlerin de baþbakaný olmak durumundayken!. Yoksa o, kendi ülkesinde yaþayan halklarý ve dinleri bilmeyecek kadar, kendi ülkesine yabancý mýdýr?

Neden kendi atalarýnýn dini (hayvan totemlerine tapýnma dini olan) “Þamanizm” ile PKK’lýlarý suçlamýyor da, Zerdüþtlükle suçluyor? Çünkü, Zerdüþtlük Kürt orjinli bir din olup, mensuplarý, Ezdilik adý altýnda aðýrlýklý olarak Güney Kürdistan baþta olmak üzere, bölgemizde ve diðer parçalarda hâlâ yaþamaktadýrlar.

Amaç Kürt orjinli kriterlere saldýrmaksa, anlaþýlan, PKK iþin bahanesi ve kýlýfý oluyor. PKK’lýlar, bu topraklarýn insanlarýndan oluþtuðuna göre, onlarýn aileleri kendi çocuklarýnýn dinini bilmezler mi ki, Sayýn Erdoðan’ý referans alsýnlar? Onlarýn içinde Ezdî Kürtler de olacaklardýr elbette; çünkü Ezdîler, bu parçada ve diðer parçalarda da yoðun olarak yaþýyorlar ve kendi dinî ve millî kimliklerinin inkârýndan ve Kürtlerin genel haklarýnýn reddinden ve imha kültüründen onlar da rahatsýzdýrlar. Demokratik çözümler geliþmedikçe, o daðlara Ezdîler de, Ermeniler de, Süryaniler de gidebilir ve öyle olunca da, hiç de Baþbakan gibi, boþ bakýp hayretleri oynayamayýz biz. Etki, tepki meselesi…

Zerdüþtîlik, yani Ezdîlik de bir dindir, resmen tanýnmalarý, hak ve hukuklarý gözetileceði yerde, onlarý aþaðýlamak veya baþkalarýna yafta gibi yapýþtýrmak insanlýða sýðmaz ve hiç de etik deðildir. Herkes, din, dil, ýrk, renk farký gözetilmeksizin, kanunlar karþýsýnda eþit görülmelidir. Yirmi milyondan fazla Kürt ulusunun hak ve hukukunu inkâr eden ve köklü bir çözüme karþý olanlarýn adý “Müslüman” olsa ne yazar; her þeyden önce öylelerin ýrkçý duruþlarý, Ýslam dinine en büyük hakaret olmaktadýr. Ýslam, selam, selamet, barýþ ve kurtuluþ anlamýný taþýyan bir dinin mensubu bu kadar itici olabilir mi? Ýslam dini bir fýtrat dinidir; biz de, her þeyden önce birer insan olmalýyýz.

Özellikle Kürt tarihçileri, araþtýrmalarýný derinleþtirmeli ve çalýþmalarýný acilen yoðunlaþtýrmalarý gerekiyor. Egemen baskýcý iktidarlarýn, inkâr ve red kýskacýnda imhaya çalýþtýklarý tarihlerini, en bilimsel bir tarzda yeniden yazmalarý gerekiyor. Bunun için ilgili bütün ülkelerin arþivlerini ve arkeolojik kazýlarýný tek tek incelemeleri; nerede bir kýrýntý varsa, araþtýrýp bulmalarý ve tarih bilimi marifetiyle yazýya dökmeleri üzerlerinde farz olan bir yurtseverlik görevidir.

Zerdüþt adýyla tarihte üç Kürt peygamberin geldiði iddia ediliyor; bunlardan birincisi M.Ö. 3000 yýllarýnda yaþayan Mahabad; ikincisinin M.Ö. 2040 yýllarýnda yaþayan Haþeng ki, Urfalý Hz. Ýbrahim olduðu söylenir; Hz. Muhammed de, Hz. Ýsmail yoluyla onun soyundandýr. Üçüncü Zerdüþt ise, M.Ö: 600-700 yýllarýnda yaþayan, günümüzde, Kürtler arasýnda Ezdîlik (Yezdanîlik), (Hindistan’da Manî, Mazdekî, Mecusî, vb.) þeklinde inancý hâlâ süren ve iddialarda söz konusu edilen asýl Zerdüþt peygamber budur.

Zerdüþtlük, beþ bin yýldan fazla önceleri, Tek Allah’a inanan, Kutsal (Avesta – Mishef a Reþ)Kitabý olan, Vahiy Meleði, Sýrat Köprüsü, Cennet-Cehennem, Þeytan, Oruç, vb. iman kaideleriyle diðer semavi (Yahudilik, Hiristiyanlýk, Müslümanlýk gibi) dinlere de kaynaklýk ettiði iddia edilen semavi bir dindir. Unutmayalým ki dünyaya yüz yirmi dört bin peygamber gelmiþ ve (üçü tartýþmalý olarak)bunlarýn sadece yirmi sekizinin adý Kur’an’da geçiyor. Hz. Adem’ den bu yana tüm hak dinlerin inancý bir, þeriatlarý ayrý olarak gelmiþtir.

Her ne olursa olsun, bu dine (ve tüm dinlere) ya da mensuplarýna hakaret etmek veya aþaðýlama malzemesi olarak kullanmak hiçbir insana yakýþmaz, yakýþmamalýdýr. Hele özellikle Sayýn Baþbakan, böyle bir hatadan kaçýnmalýdýr. Hani dinler arasý diyalog, toplumlar arasý diyalog söylemine ne oldu? Söz konusu Kürtler olunca, yan çizmek olur mu? Herkes, herkese saygýlý olmak zorundadýr.

Artýk günümüzde Kürtlere hakaret etmek, çapý ne olursa olsun, herkesi aþar. Ortadoðu labirentinde, bin bir tuzaklý ve çok patnerli bu nazik sahada, günübirlik deðiþebilen politika ortamýnda, herkes, ne söylediðine iyice dikkat etmesi lazýmdýr. Kendi heva ve hevesi uðruna, kendi halkýnýn ve ülkesinin baþýný derde sokmak, her politikacýya fazladan bir lüks olarak görülmelidir. Halklar ve dinler arasýndaki nazik sýnýrlarý zorlamamalýyýz ve lütfen nezaketimizi bozmamalýyýz.

Kim ne derse desin, artýk inanýyorum ki, Kürt sorununu gerçekçi anlamda çözmek, Sayýn Erdoðan’ýn aklýndan bile geçmiyor. Çünkü tüm söylemleri bu yönde; Kürtlere ait ne varsa sanki onun hedefi haline gelmiþ ve sürekli aþaðýlayýcý bir dil kullanmaktadýr. Kürt halkýna karþý bu tür ýrkçý söylemler, onda bir saplantý haline gelmiþ gibidir. “Kürt Kardeþlerim” derken bile, inandýrýcý olamamaktadýr.

Sayýn Erdoðan, “Kürt Kardeþlerim” derken, ciddiyse ve yürekten söylüyorsa;
Kürt sorununu tam olarak çözsün de, varsýn Apo boþluða düþsün.
Kürt sorununu çözsün de, varsýn PKK’ýn (“terörist” dediklerinin) elinde gerekçeleri kalmasýn.

Ama yok; Kürt sorununa çözüm yolunu bilerek kilitleyerek, ardýndan diyanet baþkanlarýndan bile dini bilgileri daha derin olan, “Kürt melle” lerini aþaðýlayacaksa; alakasýz ve asýlsýz “Zerdüþtlük” yakýþtýrmalarýyla kafalarý karýþtýrmak adýna Yezidî vatandaþlarýmýza böylece hakaret edecekse; yüzlerce açlýk grevine girenleri, bedenlerini, (kendilerince) davalarý uðruna ölüme yatýranlarý, tüm dünya gördüðü ve bildiði halde, bir tek kendisi “yok böyle bir þey” deyip onlarý, ölüme ramak kala “þov” yapmakla suçlayacaksa, kimse kusura bakmasýn, onun, Kürt sorununa ve çözüme dair yapýcý bir yaklaþým sergilediðini söyleyemeyiz, belki niyeti de yoktur veya hiç olmayacaktýr.

Ucunda ölüm olmayacak bir diyalog mümkün olmayacak mýdýr bu ülkede? Muhaliflerin, diyalog yolunu açmak için bedenlerini ölümlere yatýrmasý mý gerekiyor? Bu çaðdýþý koþullar, her hangi bir Avrupa ülkesinde rastlanabilir mi? Düþüncesi bile saçma olur oralarda. O zaman böbürlenmenin âlemi var mýdýr? Güya bu ülke, bu iktidarla, baþka ülkelere örnek olacakmýþ; böyle mi olunacak?..

Peki, baþkalarýnýn dinlerini aþaðýlayan mantýk, halklarýn ekseriyeti Müslüman olan bir ülkede bu durumu kendi halkýna reva görmesi insanî midir ya da Ýslamî midir? Yani, baþbakan veya iktidar, Kürt ulusunun sorununu, demokratik yoldan çözmeyi dayattý da, Kürtlerce ret mi edildi? Hayýr, çözüme dair ciddi bir adým yoktur ortada. Ýcraat gerekiyor bu yolda, icraat. Sürekli birilerini suçlamak veya inançlarý aþaðýlamak, demokratik diyaloglara hizmet etmeyeceði gibi, hiçbir soruna çözüm de üretmez, ancak týkayýcý olur.

Bence, baþbakan çok konuþuyor; konuþtuklarýnýn yüzde seksenini hükümet sözcüleri dile getirebilir aslýnda. Demek ki, o, hiç kimseye güvenmiyor olmalý ki, olur olmaz her konuda ve her sahada kendisi konuþuyor. Böyle çok konuþarak, gittikçe kanýksanýp, gözden düþecektir. Konuþmalarý öyle bir býkkýnlýk getirecek ki, gün gelecek, kimse onun ne konuþtuðunu merak bile etmeyecektir.

54 gündür bedenlerini ölümlere yatýran (fikirleri kendilerine) yüzlerce insanýmýzýn, göz göre göre helâk olmalarý veya kalýcý sakatlýklara maruz kalmalarý, hiç kimseye yarar getirmeyecektir ve demokratik bir barýþa da hizmet etmeyecektir. Kürt sorununa bir çözüm düþünülüyorsa, onlarýn istekleri bu yolda atýlacak adýmlar içinde olmasý gereken, gayet makul görülebilecek taleplerdir. Hatta bu talepler, çok öncesinden iktidar tarafýndan gerçekleþmesi gereken adýmlardýr. Ölümler olursa, sorunlarýmýzý artýracak ve daha da içinden çýkýlmaz hale sokacaktýr. Ýktidar, böyle olsun mu, istiyor?

Artýk adýmlar atýlsýn, toplumu daha fazla germenin ve ülkeyi bir iç savaþa sürüklemenin gereði yoktur, olmamalýdýr. Bu ülke hepimizin ise, bu insanlar da bizimdir, uzaydan gelmediler. Hükümet de, PKK ve BDP de ellerinden gelen özveriyi yapýp bu iþe el atmalýdýrlar. Talepler, haklý olsa da, hükümet, bazý talepleri þimdilik karþýlayamaz durumda olabilir; kendileri veya kamuoylarý buna henüz hazýr olmayabilir. Kýsaca, zamana ihtiyaçlarý olabilir; ama açlýk grevindekilerin sayýlý günleri, buna yeterli olmayacaktýr. Çözüm için, ortak bir yol bulunmalýdýr. Hemen gerçekleþebilir talepler, karþýlanýp, diðerleri, makul bir zamana yayýlabilir. Yeter ki, kimse ölmesin ve ardýndan çözümler gelebilsin.

Artýk, birbirilerimizi dostça ve dürüstçe kabullenelim; birbirimize tahammül edelim. Çözümden baþka bir çýkar yol yok; baþka yol, çýkmaz sokaktýr. Yoksa hepimiz, top yekûn bu topraklarda yok olabiliriz. Baþkalarý da cirit atar. Unutmayalým ki, hiçbir halk, öldürmekle bitirilemez. Baþka bir halký ezen bir halkýn kendisi de özgür olamayacaðý tüm tarih þahit...

Ya birbirimizi birlikte özgürleþtireceðiz veya birbirimizi boðazlarken, çaresizlikten baþkalarýnýn esiri olup, yardým adýna, onlarýn ayaklarýna kapanacaðýz. Bu zilleti birbirimize yaþatmayalým. Kardeþçe yaþadýðýmýz bu topraklarda, mevcut sorunlarýmýzý en demokratik yollarla, barýþçýl bir þekilde çözmenin yolunu tercih edelim. Bu topraklarda yaþayan tüm halklarý, kendi kimliðiyle ve onuruyla yaþayabilir hale getirmek bizim elimizdedir.

Bu topraklarda artýk hiçbir ana aðlamasýn, hiçbir ana kuzusu ölmesin; bir orman gibi hepimiz kardeþçe ve birer aðaç gibi özgürce yaþayalým. Bu da, pek de zor veya imkânsýz deðildir. Yeter ki hepimiz olaylara birer özgür insan gibi bakalým ve vicdanýmýzýn sesini dinleyerek, bu yolda birer adým atabilelim; arkasý kendiliðinden gelir.

Selam ve sevgiyle kalýn.

M.Nazým Güler -04.11.2012
info@mnazim.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik olaylar ve görüþler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bu Ülkede Barýþý Ýsteyen Var Mýdýr?
Hatip Dicle Olayý, Açýlýma ve Çözüme Çomak Sokmak Mýdýr?
Demokratik - Kürt Açýlýmý Nereye Kadar?
Kocaman Bir Asýr Heba Edildi; Neden veya Kimler Ýçin?
Kürtleri Temsil Sorunu ve Çözüm Sürecine Dair
Bilge Köyü Vahþetinin Gerçek Sorumlularý Kimlerdir?
Seçimin Sonucu, Halklar Arasý Barýþ ve Diyaloðu Dayatýyor
Bölgemizdeki Elektrik Sorunu, Neden Kesin Bir Çözüme Kavuþamýyor?
Yerel Seçim Dersi, Rojava ve Bdp’ Nin Sonu - 2
4+4+4, Bir Gündem Saptýrma Mýdýr?

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sadece Yazmak, Yazarlýk Mýdýr?
Tahammülsüzlük, Gelecek Korkusundandýr!
Kendi Ýrademiz Varsa Özgür Olabiliriz.
Seçim Sürecinde "Demokratik" Yalanlar Yarýþý Baþlayacaktýr!..
Yeni Anayasa, Son Anayasamýz Olmayacaktýr.
Tarihsel Aþklar ve Sevgi Üzerine
Kürt Sorunu ve Yerel Seçimler
Van Depremi, Sosyal Yaralarýmýzý Sarabilecek Mi?
Erdoðan: "Ben Kabile Reisi Deðilim"
Ev Bir Okuldur; Eðitim, Oradan Baþlar!.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Yüreðime Lehimliyorum Seni [Þiir]
Veda Edemem! [Þiir]
Uyan Ey Zergan Deresi! [Þiir]
Seni Arýyor Gözlerim [Þiir]
Daðlar Yüreðimi, Bu Daðlar! [Þiir]
Esirin Olmuþum [Þiir]
Tu Her Bijî Yilmaz Guney [Þiir]
Sende Buharlaþmaktayým [Þiir]
Ben, Kendim Olmak Ýstiyorum. [Þiir]
Zor Kabulleniriz [Þiir]


M.Nazým Güler kimdir?

www. mnazim. com ------- M. Nazim Güler Kitap okumak, Þiir yazmak, Resim yapmak özel zevklerim arasýndadýr. Vücudumu zinde tutacak ve koruyacak kadar spor yaparým. .

Etkilendiði Yazarlar:
Yoktur, kimsenin günahýný almayayým.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © M.Nazým Güler, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.