..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tarihten öðreniyoruz ki tarihten hiçbir þey öðrenmiyoruz. -Hegel
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Aþk Romaný > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




26 Aralýk 2012
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/21. )  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Ayný tip kooperatif evlerinden Erol’larýn evi ile Halil’lerin evi arasýndaki evin düzenli biçilmiþ, yemyeþil çimle örtülü bahçesinde, rengarenk çiçek öbekleri ve birkaç meyve aðacý arasýnda iki kýz çocuðu evcilik oynuyordu.


:IFB:
Ayný tip kooperatif evlerinden Erol’larýn evi ile Halil’lerin evi arasýndaki evin düzenli biçilmiþ, yemyeþil çimle örtülü bahçesinde, rengarenk çiçek öbekleri ve birkaç meyve aðacý arasýnda iki kýz çocuðu evcilik oynuyordu. Altlarýna evin büyükleri tarafýndan serilmiþ bir kilimin üstüne oturmuþlar, etraflarýnda oyuncaklarý…

1.Çocuk, içine yolunmuþ çimen parçalarý doldurulmuþ bir naylon tabak ile çatal ve ekmek parçasýný 2.çocuðun önüne koyarak, “Eþim, buyur, yemek!” dedi.

Evcilik oyununun erkeðini oynadýðý anlaþýlan 2.çocuk, “Gene mi ýspanak? Kendin ye onu!” diye sinirlendi.

1.çocuk, “Sen ye! Temel Reis gibi kuvvetli olmak için…” diye ýsrar etti.

2.Çocuk, “Ben, Temel Reis gibi olmak istemiyorum! O, küçücük, kambur…Bi de…” Yüzünü çizgi filmindeki Temel Reis’in yüz görüntüsüne benzetmek için eðip büzmeye çalýþtý. “… böyle! Püro içiyo hep…

1.çocuk, onu hemen düzelterek, “püpo, püpo…” dedi.

2.çocuk, “püpo içiyo…” diye tekrarladý.

1.çocuk, “Ama, Safinaz’ý haydudun elinden kurtarýyo…”dedi.

2.çocuk, bilgiç, “sen köfte piþir…Ben yiyim…Böle kocaman büyüyiim…Böle haydudun elinden kurtariyiim…” diye söylendi.

1.çocuk, herhalde annesi babasý arasýnda geçmiþ ayný muhabbeti hatýrlatýrcasýna, “Olur! Kýyma al da yapýyým!” diye terslendi.

2.çocuk da galiba babasýndan þahit olduðu bir itirazý kullanarak, “Param yok!” dedi.

1.çocuk, “Bu ýspanaðý ye de… kuvvetlen de…çalýþ da… para kazan da… kýyma al da… köfte yapayým da… ye!”

2.çocuk, “Olur, madem!” dedi. Önüne konulan tabaktaki otlarý yiyormuþ gibi yapmaya baþladý.

Ümmühan, odasýndan çýkarken, kendi kendine Halil’in þiirini tekrarlayarak, ezberlediði þiiri mýrýldanýyordu : “…sevgilim gelecek meyhaneci, ki, o henüz on dokuz yaþýnda,” Burada kendi kendini iþaret ederek, “Yani, ben!” dedi. Devam etti þiiri mýrýldanmaya:” Dök þarabý kadehime, dök!… Þarap içeceðim, bugün, sarhoþ olacaðým… sarýlacaðým belinden sevgilimin, incecik…” Burada yine kendisini göstererek, “Yani, benim,” diye söylenerek kendi belini iki avucu içine alýp kývýrttý; þiirin her sözcüðüne uygun hareketler yaparak telefonun baþýna geldi. “…sýkacaðým usulca… baþý göðsüme yaslanacak… bacaklarý dolanacak bacaklarýma… koklayacaðým saçlarýný ihtirassýz… öpeceðim dudaklarýný küçücük öpücüklerle… sýzacaðým… bu hülyadan hiç uyanmayacaðým… öylece yaþlanacaðým…“ Telefonu açtý, Nisa hanýmý aradý. “Ne haber Nisa teyze?” diye sordu.

Nisa haným, “kýzým bugün sabahtan beri bu kaçýncý arayýþýn?” diye sordu kýzarak.

Ümmühan, “ne yani, aramayayým mý? Sýkýyor muyum seni?” dedi sitem ederek.

Nisa haným, “Ah, kýyamam sana, tamam, tamam, istediðin kadar ara, þu an odasýnda Erol ile beraberler…… Ne mi yapýyorlar? Senden bahsediyorlar……. Býrakmýyorsun ki, neler konuþtuklarýný dinleyeyim!”

Ümmühan, “Tamam madem, kapatayým da dinle……….. Tamam görüþürüz,” diyerek kapattý telefonu. Mutfaktan bahçe kapýsýný açtý, çýktý, sundurmada oturmaya baþladý. Gözü Halil’lerin evinin bahçesindeydi. Onlarýn evi ile kendi evleri arasýndaki evin bahçesinde, evcilik oynayan iki kýz çocuðunu gördü. Bir süre onlarý seyretti.

*

Halil, “Sana raðmen, Ümmühan’la evlenmek gibi bir düþüncemin olduðunu sanmaný istemem!” dedi.

Erol, “Ben kýrýlýrým diye mi, istemiyorsun, yoksa?” diyerek itiraz etti. “Kýz kardeþimle evlenmenden, en çok ben memnun olurum!”

“Sen de mi be, kanka? Yahu, boyu benim boyumdan neredeyse bir karýþ uzun! Nasýl yürürüm yanýnda?”

Erol Soylu, kahkaha attý. “Derdin bu olsun! Ne olmuþ yani? Benim kýz kardeþim olmasýna karþýn, benden de uzun! Anne soyuna çekmiþ…Kýz kardeþim seninle evlenmekle karlý çýkar. Bunun tersi de þu: Sen kýz kardeþimle evlenmekle zararlý çýkarsýn…”

“Ýyi cesaret veriyorsun kanka, saðladýðýn maneviyata teþekkür ederim(!)”

“Kardeþimi senden kýskanmýyorum. Daha ne istiyorsun?… Hatýrlýyor musun? Þaban vardý, hani… Ýlkokula giderlerken Ümmühan’la arkadaþtýlar. Bir gün, evcilik oynarlarken yakalamýþtýk ikisini…”

“Hatýrladým. Hatýrlamaz olur muyum? Oðlaný tekme tokat dövmüþtün…”

“Ya! Ben öyle bir abiyim aslýnda. Kýz kardeþimi erkek sinekten bile kýskanýrdým. Ama, iþ seninle evlenmesine gelince, nedense, kýskanmak bir yana, bu evliliði ikinizden çok ben ister oldum… Anlayabiliyor musun, beni?”

“Hem diyorsun ki, senin zararýna olur bu evlilik…”

“Ne zararý be oðlum? Zarar dediðim, sürekli pozitif enerji ile yüklü, dolu dolu, hareketli, þýmarýk bir hayat yani…Yoksa, Ümmühan, namuslu kýzdýr. Hayatýna giren ilk erkek sen olacaksýn. Üstelik, ev iþlerinde ondan daha beceriklisi var mýdýr bilemiyorum. Caným börek istedi, de; onbeþ dakika sonra böreðin hazýr. Caným çýkýp þöyle bir dolaþmak istedi de, öyle elalemin karýlarý gibi saatlerce süslenip püslenme ile uðraþmaz, beþ dakikada en þýk haliyle hazýr…Ne bileyim, her þeyi ýþýk hýzýyla yapar… Zaten lisanslý atlet olmasýndan da belli deðil mi, hýz tutkusu?”

“Lisanslý atlet mi? Atletizm mi yapýyor?”

“Bilmiyor muydun? Beþbin metrede Türkiye þampiyonluðu var. Milli atlet…”

“Hadi ya!…”

“Ne oldu? Niye bu kadar þaþýrdýn?”

“Boþ ver!”

“Boþ verme, anlat!”

“Yaa, anlatayým da dalga geç, deðil mi?…”

“Ýyi, sen bilirsin! Ben de, eve gidince Halil senin atlet olduðunu duyduðu zaman niçin þok geçirdi diye Ümmühan’a sorarým…”

“Sor! Sor da, beni nasýl salak yerine koyduðunu anlatsýn sana…”

*

Ümmühan, bahçelerindeki sundurmadan kalkýp, komþu bahçeye geçerek, evcilik oynayan çocuklarýn yanýna gitti. “Ne yapýyorsunuz, çocuklar?”

2.Çocuk, “Evcilik oynuyoruz,” dedi.

Ümmühan, “Hanginiz annesiniz, hanginiz babasýnýz?” diye sordu.

1.Çocuk, “ben anneyim… O baba…” dedi.

Ümmühan, “Ben de çocuðunuz olayým mý?” diye sorunca

1.çocuk hevesle atýldý. “Ol…”

2.çocuk itiraz etti. “ Sen kocamansýn ama… Baba ol sen, ben de çocuk…Temel Reis gibi Safinaz’ý kurtar deveden…”

Ümmühan, “Safinaz kim?” diye sordu.

2.çocuk, “O…” diyerek arkadaþýný gösterdi.

Ümmühan, “Safinaz, hadi gel, seni deveden kurtaracaðým…” dedi.

1.çocuk düzeltti, “Devden, devden…”

Ümmühan, “devden,” diyerek tekrarladý.

2.Çocuk, “dev benim, hadi yen beni,” diyerek Ümmühan’ýn üstüne atýldý.

Ümmühan korkarak aðlamaya baþladý. “E-e, hüü… Ben korkuyorum devden… Hayýr, ben Temel Reis olmayacaðým iþte. Ben, çocuk olmak istiyorum…Bana ne, bana ne…Çocuk olacaðým ben…”

1.çocuk, “Tamam,” dedi; “tamam, aðlama, çocuk ol sen…”

Ümmühan, “Sað ol anneciðim,” diyerek baþýný çocuðun kucaðýna koydu.

*

Halil Kaya, Ümmühan’la, gün boyunca kendisini rahat býraktýrabileceðini umut ederek girdiði yarýþta uðradýðý hezimeti ve Ümmühan’ýn, o bin metrelik yarýþ ile kazandýðý iddia nedeniyle denize girmesini istediðinde, girmek istemeyince, onu elbiseleriyle denize düþürüþünü anlattý.

Erol, gülmekten dinleyemiyordu… Arada bir, “Kimin kardeþi o!” diyerek Halil’i alt ediþinin gururuyla söyleniyordu.

Halil Kaya, “Ogün, Sarýmsaklý’da bir þey fark ettim.” dedi. “Ümmühan’ýn saðlýklý bir ruh yapýsý olmadýðýný…”

Bu itham karþýsýnda morali bozulan Erol, ciddileþerek, “Kardeþimin Ruh Saðlýðý yerinde, þükürler olsun!” diyerek tepki gösterdi.

“Hemen celallenme,” dedi Halil, “Elbette çok saðlýklý bir kýz! Ben akýl hastasý, filan demek istemiyorum ki!”

Erol, “Ya ne demek istiyorsun?” diye sordu.

Halil anlatmaya çalýþtý :”Bir insana, ideallerinle örtüþtüðünü düþünerek, yakýnlaþmak istiyorsun. O insan ise, seninle ilgili olarak ayný düþünceleri yaþamadýðý için mesafeli duruyor; ne bileyim iþte, mesela, o sana kardeþlik duygularýyla filan baðlý…”

Erol, “Bir dakika! Dur.” diyerek O’nun konuþmasýna müdahale etti.”Ümmühan ile senden bahsediyoruz deðil mi? Yani, Ümmühan, beni ideal bir koca olabilecek adam olarak görüyor, ben de onu dünya aret bacým olarak görüyorum mu, diyorsun”

Halil, “Abartma!” diyerek devam etti. ” O beni aþýk olunacak adam olarak görüyor, ben ise kendimi aþýk olmaya deðmeyecek bir zýrtapoz olarak görüyorum, diyorum…Þunun þurasýnda bilimsel bir konuþma yapmaya çalýþýyoruz, deðil mi? Ýki dakika susup dinlesen ölürsün sanki!”

Erol, sakinleþir gibi yaparak, “Dinleyelim, buyur…” diyerek, yeniden çýkýþtý: “Ama, kardeþime çamur atmadan konuþ!”

Bunun üzerine Halil, “Off yahu, off!” diyerek isyan etti. “Seninle iki dakika konuþamayacak mýyým?”

Erol, “konuþ, dinliyoruz ya!” diyerek sustu.

Halil, “Þunu demek istiyorum,” diyerek yeniden anlatmaya çalýþtý: “Onun da sana aþkla baðlanmasýný istiyorsun ama, istediðin bir türlü olmuyor. Hýrs yapýyorsun, bu hýrsla ona karþý olan duygularýný tutkuya çeviriyorsun. Öyle bir tutku ki, kendi kendine yarattýðýn için tehlikeli de…Tehlikesi þu: saðlýklý bir ruh saðlýðýna sahip olmaktan seni alýkoyuyor… Ýþte, Ümmühan’ýn durumu bu! ”

Erol, düþünceli, “anladýðým kadarýyla, sana tutkusunun aþk deðil de, elde etme hýrsý olduðunu söylemeye çalýþýyorsun! Ama, aþýk olduðunu sanýyor, diyorsun… Öyle mi?”

“Öyle gibi…”

Erol, ” Hepimiz ayný þartlarýn insanlarý deðil miyiz?” diye sordu. O’nun cevap vermesi için deðildi bu sorusu, kendisi cevabýný vermek içindi; verdi de: “Benim hayatýmda tutku halinde mevcut olan þey, serbest avukatlýkta Ali, Veli, Hakký dayýlara, amcalara yüzde ellisini vermek zorunda kalmayacaðým paralar kazanmak. Senin için Yardýmcý Doçentlik. Onun hayatýnda, senin deyiþinle, seni elde etme hýrsý, kendi deyiþiyle aþk… Ben, sen, o… Biz, siz, onlar yok; sadece ben, sen, o! Yani tutkularýný yaþayanlar… Tutku halindeki isteklerimiz gerçekleþince ne olacak peki? Bitecek… Tutkumuzun, sýradanlýðý girecek hayatýmýza bu defa… Sonra, yeni tutkular baþlamayacak mý? Sen, Yardýmcý Doçentlikten sonra ununu eleyip, eleðini asacak mýsýn? Doçentlik için sýnava girmeyecek misin?… Ondan sonra, prof olmak istemeyecek misin?… Bak dostum! Hayat tutkularýn sýradanlaþmasýndan ibaret bir süreçtir.”

Halil Kaya, “Tabii ki sýradanlaþacaklar ki, hayat olsun. Sýradanlaþtýrýlamayan tutkulardan korkarým ben…”

Erol, ciddiyete devam ederek, ” ben, Ümmühan’ýn tutkusunun, sen tersine inansan da, kusura bakma ama, aþk olduðuna inanýyorum. Ve, inan ki, adý ne olursa olsun, O’nun bu tutkusu da sýradanlaþýp, annelerimizin babalarýmýza, yada babalarýmýzýn annelerimize hissettiklerine benzeyecektir. O, bu tutkusunun ceremesini böyle çekecektir, elbette… Hayat bu, dostum… Hayat bu! Evde, sen bira içerek televizyonda maç seyrederken, O, evde seninle ilgilenen biri olma rolünü oynamaya baþlayarak, O’na bu rolü üstlendiren bu tutkusundan arta kalanlarý bir çuvala doldurarak sýrtýnda taþýmayý sürdürmek zorunda kalacaktýr.”

Halil Kaya, arkadaþýna hak vererek, kaygýsýnýn bu olduðunu itiraf etti., “Benimle birlikteliði bir tutku haline getirmiþ, ama yarýn bir gün beni elde edince, bu tutkusunu sýradanlýða dönüþtürecek”

Erol, ” Baban, annene ilk evlendikleri günkü gibi arzu duyuyor mu dersin? Abartma!… Bak babana bir, annen onun için ne ise, annen için o ne ise, senin hayatýnda Ümmühan da iþte bundan ibaret olmalý! Ne tutkusu? Onun tutkusu, sana çay servisi yapmak, týpký annenin babana yaptýðý gibi… Baþka bir þey arama! Ruh saðlýðý imiþ… Hýh! Ruh saðlýðýna sen mukayyet ol, yoksa Ümmühan gibi bir kýzý elinden kaçýrdýðýnla kalýrsýn…

Halil, “Sanki onunla evlenmemi istiyor gibisin,” dedi.

Erol, “Ýstiyorum elbette!Sabahtan beri söylediðim bu deðil mi?” diye çýkýþtý.

Halil, “Sen böyle diyorsan, evlenirim!” diyerek güldü.

Erol kýzarak, “Beni memnun etmek için mi evleneceksin?” diye sordu.

Halil, gülmeye devam ederek, “Annemi, babamý, Ümmühan’ý, senin anneni, babaný, seni… herkesi…” diye saydý. Gülmesi, gülerim aðlanacak halime demek içindi…

Erol kýzdý. “Saçmalama, be oðlum! Ben, sen istersen, demek istemiþtim!”

“Ýstesem mi, ki? ”

“Neden olmasýn?”

” Olabilir mi?”

Erol, ” Olur tabii…” diyerek bir sigara çýkartýp yaktý.

Hiç sigara içmeyen Halil, ses çýkartmadan kalktý, onun yüzünden duman altý olmamak için pencereyi açtý. Dýþarý bir göz atýnca Ümmühan’ý gördü komþu bahçede. Þaþýrarak, gördüklerine inanamayarak, bir daha, daha dikkatle baktý.

Ümmühan, komþu bahçede, çocuklarý, kendisinin, onlarýn çocuðu olmasý için ikna ettikten sonra, 1.çocuðun bacaklarýna yatmýþ, “ýngaaa-ýngaaa!” diye aðlayarak kendini sallatýyordu.

Halil, kahkahalarla gülmeye baþladý. “Ha ha ha ha!…”

Erol, merak ederek, “kendi kendine niye gülmeye baþladýn þimdi. Kafayý mý yedin, ne?” dedi.

Halil, gülmeyi sürdürerek, “Gel…Gel de gör, kardeþin ne yapýyor, gel…” diye bir þeyler söylemeye baþladý.

Erol, merak içinde fýrladý oturduðu yerden, geldi. Gördüklerine inanamýyordu. “Bu kýz daha çocuk yahu!” diye söylendi.

Halil, ýsrarla gülüyordu. “Ha! Ha! Ha!… “Beni evlendirmeye çalýþtýðýnýz bayan bu mu yahu? Ha! Ha! Ha! Ha ha ha ha!….”

Gülme krizi tutmuþtu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk romaný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/40)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/37)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/36. )
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/10. (1. Bölüm Sonu)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/39)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/35. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/38)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/34. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/32. )
Mevsim Gülbahar (2. Bölüm/7. )

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bizim Köyün Ayýlarý
Paþazade... 2
Paþazade…1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/3.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/9.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/4.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/2.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/8.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/6.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.