Ýnsandaki gerçek güzelliði ancak yaþlandýkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee |
|
||||||||||
|
Uyuz Ümmet, fikirler üretiyor ,yorumlar yapýyor, sorular sorup yanýtlar veriyordu… Halime’ nin her davranýþýna bir anlam yükleyerek kendisine pay çýkarýyordu… Ara sýra , ‘ Acaba kendimi mi aldatýyorum, diye hayýflandýðý da oluyordu… Halime’ nin yaþlý anasý, Koca Kýz’ dan bir çekincesi olmamasýna karþýn kardeþlerinden için için korkuyordu! Babasý da yýllar önce ölmüþtü. Köy halkýna gelince, Halime otuzunu geçtiði halde aklý baþýnda bir isteyeni neyin olmamýþtý. Bu bakýmdan, Uyuz Ümmet’ in Halime’ ye sarkmasýnýn ayýplanacak bir yan mý vardý sanki… Hemen, herkes ‘ Ne bok yesin kart kýz, evde turþusu kurulacak deðil ya! , der geçerdi. Öyleyse, iþi sýký tutmalý, Halime’ ye sahiplenmeli, kanat germeliydi… Kardeþleri olacak kerhaneciler, kavatlýðý ele almýþlardý; olmazsa onlara da beþ-on kayme gösterdi mi, götlerini bile teslim ederlerdi!... Su arkýnýn boyunca ip incecik yolda ilerlerken, kafasýndaki düþüncelerin çarpýþmasý yavaþlar gibi oldu. Bu denli düþünce yoðunluðuyla hâlâ ayakta olmasýna kendisi de þaþýrdý… Bir temmuz gecesini tüm aðýrlýðýyla omuzlarýnda hissediyordu. Hava öylesine durgundu ki, yaprak bile kýmýldamýyordu… Gece tam uykudaydý adeta. Herkes de uykunun tatlý saatlerini uyumaktaydý… Yolak, Halime’ lerin bað damlarýnýn çok yakýnýndan geçiyordu… Dama epey de yaklaþmýþtý. Aklýna birdenbire, bahçe duvarýnýn dibine çömelerek bir sigara tellendirmek geldi. Üstüne kurþun gibi çöken havayý ancak böyle daðýtabileceðini düþündü… Yolaktan iki-üç adým saparak, duvarýn dibine çöktü. Elini cebine attý, paket boþalmýþtý! “ Vay gözün kör ola! ” dedikten sonra, boþ sigara paketini buruþturup yuvarlayarak suya attý. Sigara paketi, suyun üstünde oynayarak gidiyordu… Ay, Cavlaktepe’ nin doruðuna sarkmaya baþlamýþtý… Gölgeleri birbirine karýþmýþ iðde, elma, karaerik, kiraz ve kayýsý aðaçlarýnýn dallarý arasýndan süzülen ay ýþýðý titreþerek yüzüne vuruyordu… Yapraklarýn arada bir aðýr aðýr dans ettiði bu ýþýk sýzmalarýndan seçilebiliyordu… Gözkapaklarý aðýrlaþtý; duvara sýrtýný verdikten sonra, baþýný da dayamýþtý…Aradan iki dakika bile geçmeden, dingin bir karanlýða gömüldü!... Karanlýk sürerken, bu karanlýðýn dinginliði uzun sürmedi. Ortalýk, gece yarýsýný çoktan geçmiþti. Her ne kadar, yakýndan gelen karýþýk sesler nedeniyle gözkapaklarý aralanmýþ, uykusu daðýlmýþsa da, bu sesleri kendisini biraz toparlayýnca seçebildi: “ Biz iki kancýk önümüzde yiriðimizle gecenin bu saatinde su çalarak sebze, meyve sulamaya çabalarken, sözde delikanlýlarýmýz nerelerde sürter kim bilir!... ” Bu ses, elindeki taþlarla ve tutam tutam otlarla suyun yolunu deðiþtirmeye çalýþan Koca Kýz’ ýn sesiydi. Yanýnda da elinde kürekle toprak, çamur gibi þeyler bularak savaða berkitmeye çalýþan Halime vardý. Bu olanlar, Uyuz Ümmet’ in önü sýra oluyordu… Kendilerini çok net göremese de, duyduklarýndan ve görebildiklerinden emindi… Koca Kýz, belini doðrultarak elini þalvarýna sildi ve bir ‘ Offf , çekti! Þalvarýn paçalarý, ayak bileklerinden yukarý çemrenmiþti. Arktan bölünen su, istenilen yöne akmaya baþlamýþtý; Koca Kýz, suyun peþi sýra yürüdü ve gözden kayboldu… Uyuz Ümmet, duvarýn dibine büzülmüþ ne yapacaðýný bilmiyordu… Kiraz aðacýnýn gövdesini siper ederek, kendisine bakmakta olan Halime’ yi hiç sezmemiþti! Halime’ in baðýrmasýyla ancak fark edebildi: “ Ana, kýz ana!...Burada bir yabancý var! Ýlkin Durmuþ aðam sandýydým da bakar dururdum, deðelmiþ!... ” Koca Kýz: “ Elindeki küreði boynuna indir de bir sor bakayým, kimin itiymiþ? ” diye karþýlýk verdikten sonra Halime’ den yana hýzlýca yürüdü. Anne ve kýz, Uyuz Ümmet’ ten yana seðirttiler! Ümmet, ne diyeceðini, ne yapacaðýný þaþýrmýþ halde öyle büzülmüþ duruyordu duvar dibinde… Ýyicene yaklaþmýþlardý duvara. Halime: “ Deminden beri saða bakar dururdum; eveli, Durmuþ aðam sandýydým. Hindik tanýdým; niden buralarda Ümmet emmi? Hasta mýn, yaralý mýn? ” dedi. Halime. Niden buralarda, hasta mýn, yaralý mýn, derken sözcüklerin içinde yer alan n’ leri, dilini yarý - aralýk ön diþlerinin arasýna deðdirerek net deðil de, damaðýna yapýþtýrarak telaffuz ediyordu… Lafý Koca Kýz aldý: “ Ümmet! Su senin oraya neyin mi giderdi yoðsam? Biz gündüzün fýrsat bulamadýðýmýzdan suyun azýcýðýný bizden yana çevirdik. ” dedi. Uyuz Ümmet, söyleyecek bir þey bulamamýþtý ki, su iþi, imdadýna yetiþti… Suya sahiplenmekten baþka seçeneði yoktu. Kendisini topladý ve: “ He ya! ” dedikten sonra, “ Suyu bizim kayýnbabanýn baðçasýna tuttuydum; oturdum bir cigaraiçmeyçün, buruþup galmýþým duvar dibinde… Dün sabahtan beri ayaküstündeydim.” diye bitirdi sözünü. Sözünü bitirdi ama, kuyruðu kurtardýðýna sevinemedi! Halime elindeki kürekle saldýrsa, Koca Kýz da, taþa sarýlarak üstüne yürüse bundan daha iyi olurdu belki!...En çok, Halime’ nin ‘ Ümmet emmi, demesi bozdu iþi. Sonra her ikisinin doðal davranýþlarýndan da utandý… Tepkili davranýþlarla karþýlaþsaydý, oracýkta her þeyi ortaya döküp, içini boþaltabileceðini düþünüyordu… ...../......
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mudi Beya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |