İçine koyabileceğin bir karanlığın olmadan, bir ışığın olamaz. -Arlo Guthrie |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Barzani aşiretinin Kuzey Irak’ta kontrol ettiği özerk bölge Irak’ın işgalinden sonra ABD ve İsrail’in katkılarıyla kurulmadı mı? AKP hükümeti buna destek vermedi mi? O kukla devlet ile petrol ve ticaret anlaşmaları yapmadı mı? PKK’nın TBMM’deki uzantıları ulusal devlete ve Atatürk devrimlerine karşı değil midir? “Ulus” ve “Türk” kelimelerinden artık ödü patlayan, “Atatürk” demekten kaçınan, “Ulusa Sesleniş” programının adını bile “Millete Hizmet Yolunda” olarak değiştiren ileri demokrasi zihniyetinin onlardan ne farkı var? Özerklik iddiasında olan etnik gruplar hiç ABD emperyalizmine veya küresel güçlere direnmişler midir, yoksa onların desteğiyle mi ayakta durmaktadırlar ? Avrupa’da terör örgütünü büroları yok mu? Bunlara silah yardımı yapan ülkelerin kim olduğunu bilmiyor muyuz? Demek ki, etnik-ayrılıkçı projelerin ilericilik, bağımsızlık ve özgürlüklerle gerçek anlamda hiç bir ilişkisi yoktur. Çünkü bunları destekleyenler küresel güçlerdir ve bunun altında petrol üzerine oynanan oyunlar, Türkiye’nin Kafkaslar, Türk Cumhuriyetleri ve Türk halkları ile olan sınır ve toprak bağlantısını Ermenistan ve Büyük Kürdistan duvarıyla kesme planları vardır. Aynı bayrak altında yaşayan komşusuna karşı terör eylemine kalkışan aşiret düzlemindeki etnik gruplar insancıl ve devrimci olamazlar. Onlar, gerici ve ırkçı yapıları gereği, ancak faşizme, teröre ve küresel güçlere sığınarak hareket etmek zorundadırlar. Kukla ve maşadırlar. O halde, Türkiye’deki etnik grupların ayrılıkçı eylem ve söylemlerinin tarihi küresel güçlerle işbirliğinin tarihidir. İşte bunun için Prof. Dr. Birgül Aymar Güler “Kürt milliyetçiliğini bana ilericilik ve bağımsızcılık diye yutturamazsınız” diyor. Peki, güya Türk halkını korumak için getirilen Patriot füzelerinin şimdi ne için geldiğini iyice anladık mı? Daha Patriot füzeleri doğru dürüst yerleştirilmeden İsrail’in 30 Ocak 2013 günü Suriye’ye durup dururken saldırması ve bir araştırma merkezini vurması tesadüf veya yanlışlıkla mı oldu? Kuzeyden Türkiye, güneyden İsrail tarafından çembere alınan Suriye bu baskıya daha ne kadar dayanabilir? Savaş yaygınlaşıp Rusya ve İran da devreye girerse ne olacak? Komutanlarının yarıya yakını tutuklu, moralsiz bir orduya sahip, ama dik duruş sergileyen ileri demokrasinin kumdan kalesi ülkemiz savaşta taraf olursa bunun çok vahim sonuçlar doğuracağını hala göremiyor muyuz? İflas etmiş olan “vanminit” ve komşularla sıfır sorun politikasının geldiği bu acıklı ve gülünç durumun bizi Üçüncü Dünya Savaşı’nın anaforuna doğru çektiğini fark edemiyor muyuz? Bu milletin bazı şeyleri anlaması ve kavraması için illa kafasını duvara mı çarpması gerekiyor?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
![]() | Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2023 | © Hulki Can Duru, 2023
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |