Zeus'un Kızı; Trafik Eşittir Toplum

Ey insanoğlu niye güneşin bulutlara yansıyan kırıntıları ile yetinmeye çalışırsın ki !Gündüz neredeydin.Ag.

yazı resim

Araba klaksonlarının, bir dili olduğunu, bilmeyeniniz yoktur. Çoğumuz, aile içinde, çok yakından tanıdığımız, araba kullanan, nice babalarımız, dayılarımız ve hatta annelerimizin, direksiyon başında iken, ettiği küfürleri, o insanın normal halinde iken, hiç duymamışızdır herhalde. İnsanlar, arabalarının camları, kapalı iken birbirlerine kızıyorlar. Ve asla tanımayacakları insanlar hakkında, kötü kelimeler sarf ediyorlar. Yanlış şerit değiştirdikleri ve sollama yaptıkları, kazaya sebebiyet verecekleri için. Kaç kişi karşıdaki araba durduğunda, hala aynı sinirle ve aynı kelimelerle konuşuyor ki, karşı taraftaki sürücüye. Bir nevi deşarj olma yolu mu o zaman. Belki de. Ama, gerçek hayatta, kendilerine bile, olan haksızlıklara, sus pus olurlar belki de kim bilir.
Peki ya ambulansın arkasından gidenler, ya da yolcu almak için birbiri ile yarışan ve bu arada ne yayaları ne de başka arabaları, görmek istemeyen, yarışçı minibüsçüler ve otobüs şoförleri. Emniyet şeridini kullananlardan bahsetmek bile istemiyorum. Onları kendi haline bırakmak doğru mu bilemiyorum. Asıl önemli nokta ise şu bütün bunlardan şikayet eden çoğu kimsenin bunları birebir yaptığını biliyorsunuz. Bu nasıl bir yalancılıktır. Hadi başkalarına söylüyorsunuz ya kendinize.
Arabanın içinde, kimsenin görmediğini düşünüp de, burnunu oynayan kimse gibiyiz. Aslında herkes sizi görüyor. Yapılan yanlışlıklar, suyun içindeki baloncuklar gibi, suyun üstüne çıkıyor. Bir şeylerin düzeltilmesi için, herkes birbirini bekliyor.
Bir de, madalyonun öteki kısmı var. Peki ya böyle haller gördünüz mü?
Yol veren şoföre, klaksonla teşekkür eden kamyoncular, dar yolda geçmesi için, kendisi hızlı gidemediğinden, bariyerlere yanaşıp, taksinin geçmesini sağlayan tırcılar !, kırmızı ışık yanarken ilermesini isteyen şoförün, yanlışlıkla kornaya bastığını belirten el hareketleri ile özür dilemesi. Evet, bunları da görebilirsiniz nadir de olsa. Peki böyle bir ortamda, nasıl soluk aldığınızı da bir düşünün. Cehalet, kültürün yegane düşmanı ve yozlaşmanın birebir dostudur. Kendini kontrol edemeyen toplumlar başkalarının yönetimine ihtiyaç duyduklarını belli ederler. Otokontrol mekanizması, huzurun ve bilginin ortaya çıkmasını sağlar. Deneyin denemekten ne kaybedersiniz ki. Ona kadar sayın o da yetmez ise yirmiye…….

Başa Dön