Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapısı değil bu kapı. / Nasılsan öyle gel. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Ve o kalabalıkta kimse görmedi.Ne devirler bitti böyle,ne devirler geldi geçti bu alemden.Halk'ın ekmeği,halkların içten gülümsemesi,anaların çocuklarını en içten dileklerle sevip okşaması bile "Masumiyet Çağını" getiremedi. İnsan hep kendinle savaştırıldı.Kendi yenik aleminde kayıp zaferler peşinde koştu.Üstün gelmek,üstün olmak,yukarıdan aşağıya inen bir yeniklik duygusundan inmedi topluluklara.Aşağıdan yukarıya doğru çıkan bir hiçliğin yeniklik duygusundan ibaretti herşey.Yoksulluk her ne kadar kendini büyütüyorsa da öte yandan en üstlerde filler ve devlerin aleminde kimi zaman şeytani,kimi zamansa masalsı kahramanlar büyüyor ve büyütülüyordu. Kimisi uçuyor,kimisi çok güçlü,kimisi ruhani,kimisi ise; beklenen ve beklenilmeye adanan kahramanlardı bunlar. Ve hiç kimse de cesaret yoktu,inanç,ahlak,sadakat hepsi bu kahramanlarda bütünleşiyordu.Yok olan yada yokluğu hissedilen ne varsa? hepsi bu kahramanlardaydı. İçimizden biriydi bu kahramanlar,içimizden çıkıp gelen bizde ki yokluktan ve hiçlikten çıkmış.Ama her şeyin var olduğu ve her şeyin üstünde olan kahramanlardı bunlar. Bir çoğumuz bunlardan birine hiçliğimiz kadar inandık. Beğenmemize gerek yoktu.Onlar bizim adımıza beğeneceklerdi. Muhakeme etmemize de gerek yoktu.Onlar bizim adımıza muhakeme edecek,en doğrusunu söyleyeceklerdi.Yol gösterilmeye de muhtaç ikincil ruhlar gibiydik.Saf bir ruha sahiptiler,bizim kadar türetilmiş ve yığınlaşmış,kümeleşmiş, presleşmiş halde değildiler.Her devirde yeni sloganlar buldular,her devirde bizlere bir şeyler söylediler.Onları alkışladık,yol göstermelerine dudaklarından çıkacak her kelimeye dikkatle dinler olduk. Ve onlar bizim için vardılar.Bizim hiçliğimizden çıkan ve var olan en değerli herşeylerimizdi. Herkes kendine bir kahraman seçmemişti.Herkeslerin bir kahramanı vardı her alemde. Arenalar kuruldu.Kan ve vahşet üzerine yeniştik biz kahramanlarımızla.O günden bugüne hiç bir şey değişmedi. "Masumiyetin Çağı" bir türlü gelmedi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © erdal divriklioğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |