Geçmiş ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
Ah benim sazımın teli, harmanımın yeli, radıyomun pili, sehedimin zembili günlüğüm. Nasılsın, iyi mi’n? Beni soracak olursan, vaziyetler; esgi tas esgi hamam. İşte öylesine ömür tüketiyom. Kimsenin beni umursadığı yok. Yalınız; seçimler yaklaştı diye arayanım soranım olmaya başladı. “ Fatma Nine’cim, bi ihtiyacın var mı?” diye soran sorana. Beş yıldır nerdeydiniz? Ben onlara yapacağımı biliyom.” Çaya çorbaya sandık, ille de sandık.” deyip hakkın, hukukun, özgürlüğün yerine “ sandık” diyenlerden hırsımı alıverecem seçimlerde. Bi de diyom ki kendi kendime; bicik oyla kime ne kadar zarar verebilirsin ki? “Sivrisinek filin kulağına konmuş da, acıttım mı demiş.” hesabı. Deveden bi tüy koparmış gibi olacam yani. Diğer taraftan da “ Belli mi olur, belki benim gibi düşünen bir sürü insan vardır.” diye umutlanıyom. Umut, fakirin ekmeği işte. Sana dün gece gördüğüm üryamı anlatıverim sevgili günlüğüm. Memet Amca’na anlatacak olsam, dinlemez . “Üstün açıkta kalmıştır, onun için böyle üryalar görmüşsündür.” der, susturur. Bari sana anlatayım da, aycık ferahlayım. Bu sefer gördüğüm ürya, hem çok günceldi, hem de çok paralel. “ Üryanın da mı paraleli olur Fatma Nine?” deme sakın; olur olur sevgi günlüğüm, hem de bal gibi olur. Doları yükselten, hazine arazisine villa yapıldığını ortaya çıkaran, borsayı düşüren paralel, üryalarımıza el atmaz mı? Atar. Bu paralelin her yerde eli, kolu var. Dün akşam gece haberlerini dinlediydim. Başbakan her zaman olduğu gibi, işine gelmeyen her durum, her olay için “Paralel devletin işi.” deyip duruyodu. Lobiciler gitti, onların yerini paralelciler aldı. Yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ortaya çıkarılmasını paralel devlete bağlıyodu. Rüşveti, yolsuzluğu, dolandırıcılığı ortaya çıkarmak “Paralel olmak” anlamı taşıyo başbakana göre. Paralel devlet aşağı, paralel devlet yukarı. Nerdeyse, yaşadığımız kuraklık bile paralelin işi diyecek. Sağdan sola paralel, soldan sağa paralel; yukarından aşağıya paralel, aşağıdan yukarıya paralel. Senin anlayacağın, içim dışım paralel oldu. Derken uyuyakalmışım. Bi baktım, AVM gibi büyük bir evde tek başınayım. Ne Memet Amca’n var, ne çocuklar, ne gelinler, ne de torunlar. Silkelenmiş dut ağacı gibi meyvesizim. Boş kavanozun dibinde kalmış mercimek tanesi gibi yalınızım.Yalnızlıktan bunalmışım. Arayan, soran yokmuş aylardır. Uçsuz bucaksız, labirent gibi bir evdeymişim üstelik. Her yanım duvarla örülü. Yolumu bulup sokağa bile çıkamıyom. Bağırmak isdiyom sesim çıkmıyo, yürümek istiyom bacaklarıma söz geçiremiyom. Derken, nasıl yolunu bulduysa, yan komşum çıkıp geliyo. Beni de hiç sevmez. Tabi ben de ona aşkımdan ölmüyom sevgili günlüğüm. Komşuma, “Memet Amca’nızı gördünüz mü, nerde bu adam?” diye soruyom, cuvap yok. “ Oğlanlarım nerde?” diyom, tık yok. “ Torunlar nerde?” diyom, ağzı kımıldıyo, sesi çıkmıyo. Kadının ağzında dili dönmüyo, gonuşamıyo. İşte böyle sıkıntılı bi durum. Sonra komşunun kızı geliyo, annesi yollamış. Başlıyo anlatmaya. Kızın dediğine göre, meğer Memet Amca’n paralel kocaymış; biz kendisiyle yıllardır paralele evlilik yaşamışız. Çocuklar, gelinler, torunlar da paralel kişilermiş. Sahte suç belgeleri düzenleyip hepsini atmışlar Silivri’ye. Şu saçmalığa bi bakıver hele. Hiç kocanın, çocukların, torunların paraleli olur mu? Ama, iftirayla, gizli tanıkla olmuş işte. “ İyi de bunca yıl birlikte yaşadıklarımız neydi?” diyom; “Paralel hayat, paralel.” demesin mi? Nedir bu başıma gelen diye saçımı başımı yolmaya başlıyom. Hüngür hüngür ağlarken uyandım. Bi baktım, yataktayım. Çoktan sabah olmuş. Ürya gördüğümü o vakit anladım. Memet Amca’n odasından, “Kahvaltı hazır mı? “ diye bağırıyo. Gittim yanına, üryamı anlatıverecem. Daha ben “Paralel ürya” derken lâfı ağzıma tıktı. “Paralel devlete bu gadar gafayı dakarsan, göreceğin ürya da paralel olur.” dedi. “Sana gaç sefer söyleyecem, paralel maralel devlet yok. Bu; hükümetin kendini aklamak için uydurduğu bir şey. Daha doğrusu, yıllardır kendi ektikleri tohumlardan yetişen ağaçlar kendi üstlerine bir bir devrilmeye başlayınca, “paralel devlet “ adını verdikleri bi memleket gerçeği.”… Allah Allah! Bu adam bu sabah nasıl da mantıklı gonuşuyo. Demek ki son günlerde, yandaş tv ganalları yerine; gerçekleri anlatan ganalları izlemiş, nihayet doğruyu bulmuş. Biliyo mun sevgili günlüğüm; bu paralel üryayı gördükten sonra artık bırak paralel söcüğünü ağzıma almayı, paralel çizgi bile çekmeyecem. Adı batasıca.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |