Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
"Sigara içebilir miyim ?" dedi Zehra. Arkasındaki aynalı bölümün arkasında kimse yoktu. Bir kamera devamlı olarak odaya odaklanmış şekilde onları gözetliyordu.Sadece ikisinin nefes aldığı sorgu odasının dışında hiç kimse yoktu. Komiserin sorduğu soruyu hiç duymadığını fark etti Zehra. Daha yüksek bir ses tonu ile sordu. "Komiser,bir sigara içebilir miyim." Belleğinden bir anda çıkıp gelen anıdan kurtuldu.Gevşo'yu orada bıraktı Komiser. Şaşkın bir uyanışla cevap verdi. "Elbette.." "Nereye gittiniz Komiser?" Kendini toparlayarak cevap verdi Komiser. "Hiç,hiç bir yere gitmedim." Rahat bir ifade ile keyiflice sigarasını içiyordu Zehra. Sanki sorgulanan Komiser,sorgulayan kendisi olmuş gibiydi.Kadınların en cazibeli olduğu anlardan birini belki bininci kez yaşar gibiydi. Kadınlar sigara içerken bir çok erkeğe çekici geldiğini düşünmekteydi. İri ela gözlere ince yüz hatlarına kalın sayılabilecek dudaklara sahip bu kadın.Sigarayı keyifle içine çekerken,kadınların sigara ile çekici gelen bir çok anını sanki tek bir kareye sığdırmanın keyfini yaşıyordu. "Eh ne zaman başlayacaksınız Komiser?" Komiser "Neye?" diye sordu. "Beni buraya niçin getirdiniz.Deli olmadığımı öğrenmek için mi? sanırım sormak istediğiniz ve benim de cevaplamamı istediğiniz şeyler var." Kadınlar hangi ortamda olursa olsun; ortamı yumuşatmayı ve her türlü psikolojik tehditi lehlerine çevirmeyi biliyorlardı. "Mesajlarınız ..." dedi Komiser. "Onlardan başlayalım." "Çoğu kez dışarıdan sorgulamaları seyretmişinizdir Komiser." Konunun bu soru ile ne ilgisi vardı? Konuşmasına devam etti Zehra. "Dışarıda bir kamera var,şu anda bizi kaydediyor ve de izliyor değil mi Komiser?." Dayanamadı ve hatta sinirlenmeye başladı Komiser. "Sorduğum soru ile bunun ne ilgisi var zehra hanım?" "Mesajlarımdan bahsettiniz verdiğim cevap buydu.Çok açık aslında." "Ne yani?" dedi. "İzlemekle bu cevabın ne alakası var?" Sigarasından bir nefes çekti. "Benim daha evvel size tüm söylediğim şeylerin kilit cevabı bu.Mesajlarımın özü:İzlemek." Masaya iyice yaklaştı.İri ela gözlerine sigarayı içine çeken dudaklarına daha dikkatlice bakarak seslendi Komiser. "Kim izliyor?, Kimler izliyor..." "Siz, beni,ben sizi,dışarıdaki kamera ikimizi," Sinirlendi.Deli saçması cevaplardan sıkıldı. "Lafı eveleyip,gevelemeyin Zehra hanım." "Ömer İncesu" diye birini tanıyor musunuz? " "Ya da Nihal İncesu." Masa üzerindeki klasörden iki adet fotoğraf çıkartıp,önüne attı. "Kim bunlar?" Sesini yükseltti. "Zehra hanım resimlere bakın lütfen,bu kadın Nihal İncesu,diğeri onun eşi Ömer İncesu.Bu kişileri tanıyor musunuz? sorduğum soruya cevap verin lütfen!" "Tanımıyorum..." dedi Zehra. "O halde biraz zihninizi çalıştıralım." Ömer İncesu.Yaklaşık bir haftayı geçti.Kendi çalıştığı iş yerinde bir sabah ortalıktan kayboldu.Çalıştığı iş yerinin tuvaleti kanlar içindeyken,adamın kendisi ortalıkta yoktu.İş yerindeki çalışanlar sabah iş yerine en erken gelen arkadaşları Ömer olduğu için onun öldürülmüş olduğunu düşündüler.İlk görünüşte o kanlı manzarayı görünce başta biz de öyle sandık. Ama Tuvaletteki kan bu adamın kan grubu ile uyuşmuyordu. İşin ilginç tarafı arkadaşlarının Tuvaletteki manzara ile karşılaşmalarını sağlayan yani öldürüldüğüne yada başına bir iş geldiğinin ihbarını yapan o sırada iş yerinden çok uzakta olan eşi idi." Hikaye de biraz daha ilerledi Komiser. "Akabinde ki gelişmeler daha da ilginç Zehra hanım.Bir hafta geriden kamera kayıtlarını inceledik.Ama böyle bir olayın kamera kayıtlarında gerçekleşmemişti.Ve sonrasında internette dolaşan photo shop'lu fotoğraflarda Ömer'in tuvalette kanlar içerisindeki fotoğrafı ile karşılaştık. Bu fotoğraflarda Ömer'e ölü bedeni kanlar içinde tuvalet içindeydi. Sigarası bitmişti. Yanan izmariti küllük içerisinde yavaşça söndürdü.Yanında duran pet su şişesinden bardağına su koydu.Kalınca sayılabilecek dudaklarınla içine çektiği dumanın ardından,suyunu yudumladı. "Tüm bunların benle yada kocamla ne ilgisi var Komiser?" "Karısı yani Nihal İncesu.Kocasının başına bir iş geldiği sabah iş yerindeki herkesten önce nereden öğrenmiş olabilir sizce?" "Bilmem..." dedi Zehra. "İnternette arama motoruna kendi adını yazdığında,kendisi hakkında çıkan garip,abuk,sabuk saçma sapan şiirsel yazılardan Zehra hanım." "Kocanızın tavanda asılı duran cesedini ihbar ettiğiniz de o gün bana söyledikleriniz aklımda.Kocanızın çalıştığı okulda,okul müdürünün kocanız hakkında elde ettiği bilgileri arama motoruna düşen şiirsel yada kısa metinlerden öğrendiğini söylemiştiniz." Masaya iyice yaklaştı Komiser.Dikkatlice gözlerinin içine baktı. "Aynı hikaye ye ne kadar benziyor değil mi Zehra hanım?"
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © erdal divriklioğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |