Pek çok doktorun yardýmý ile ölüyorum. -Büyük Ýskender |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Oysa “Ey sevgili” deðil, “Sürgün ülkeden baþkentler baþkentine” idi bu þiirin ismi… Ne zaman ki 10 Aðustos 2014, 12. Cumhurbaþkaný seçim kampanyalarýnda/meydanlarda/milyonlara Recep Tayyip Erdoðan okudu, ismi deðiþti, Ey sevgili oldu bu þiirin. Bu arada; þiirin þairi üstat Sezai Karakoç’a selam olsun…. Kaldý ki, þairin en meþhur þiiri de bu deðildi, -bu güne kadar- “Mona Roza” idi þairin en meþhur þiiri. Karakoç, gönlündeki muhacir kýzýna yazmýþ bu þiiri … Rivayete göre; Ankara Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesine giden Karakoç gönlünü bir muhacir kýza kaptýrýr. Bu kaptýrýþ öyle sýradan bir kaptýrýþ deðildi, þairce bir kaptýrýþtý. Þairler bir sevmeye görsün… Þairlerin sevmesi de, nefreti de… Üstat Karakoç her þair gibi utangaç ve içine kapanýktýr. Tabiri caizse, bu kusur(!) her Anadolu çocuðunda vardýr ve bir tabiat meselesidir bu. Karakoç, en son aþkýna dayanamayýp kýza açýlmaya karar verir. Fakat kýzýn kendini terslemesini ve ret cevabýný alma riskini göze alamamaktadýr. Þairler, ayný zamanda korkaktýrlar… Hem ‘en korkak’, hem de ‘en cesaretli’ insan þairlerdir. Anadolu’nun baðrýndan gelen genç Sezai Karakoç’un kalbi kýrýlmýþtýr. Ama bu kýrgýnlýk fazla uzun sürmez Sezai geri toparlanýr ve þansýný tekrar denemeyi hedeflediði aþký yaþamak için elinden geleni yapmaya karar verir. Dört yýl boyunca bu aþký yaþayan þair, okulu bitirmenin heyecanýyla mezuniyet gecesinde, davet üzerine kürsüye çýkan genç aþýk Sezai Karakoç, ana baba misafir öðretmen öðrenci deryasýna bir bakar, kalabalýðýn içinde aþkýný arar, gönlünde yer alamadýðý kusursuz sevdasýna olan duygularýný þöyle haykýrýr: “Mona roza siyah güler ak güller Geyve’nin gülleri beyaz yatak Kanadý kýrýk kuþ merhamet ister Ah senin yüzünden kana batacak Mona roza siyah güller ak güller” Þiir bitene kadar o kalabalýktan hiç bir ses gelmez. Oysa Sezai Karakoç þiirin tamamýný sevdiðinin gözlerinden gözlerini hiç ayýrmadan okumuþtur. Son kýta da baþlayan uðultular, kalabalýðýn þiiri çok beðendiðini mýrýldayan dudaklar ve bu aþk kime diye sorular sorular arasýnda bir kýz? O kýz ki Sezai'nin gönlünün sahibi dört yýl boyunca nasýl fark edemedim böyle bir aþký dercesine kalabalýktan sýyrýlýp kürsüye yaklaþýr. Ve baðýrarak seni kabul ediyorum der. Fakat, grur aþkýn önüne geçmiþtir. Sezai, bu seferde ben seni kabul etmiyorum diyerek arkasýný döner. Ne kadar yürekten söylediði tartýþýlsa da gönül susmuþ dudaklar konuþmuþtur. Delikanlý þair Sezai Karakoç, o günden sonra bir daha kýzý görmemiþtir. Rivayet göre o kýz (Muazzez Akkaya), -þairin de þirinde ifade ettiði- Sakarya’nýn ilçesi Geyve’ye giderek orada intihar etmiþtir… Tekrar “Sürgün ülkeden baþkentler baþkentine”e dönecek olursak… Þair; “Sevgili En sevgili Ey sevgili Uzatma dünya sürgünümü benim” derken; ekseriyet, bencileyin bu ifadelerle Peygamber ya da Allah’a yakarýþ olarak algýlýyor. Oysa þair burada sevdiði þehre/;Ýstanbul’a seslenmektedir… Ve bugün bu þiir, Sayýn Recep Tayyip Erdoðan’ýn dilinde bir baþka boyut kazandý… “Ülkendeki kuþlardan ne haber vardýr Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardýr Aþk celladýndan ne çýkar madem ki yar vardýr Yoktan da vardan da ötede bir Var vardýr Hep suç bende deðil beni yakýp yýkan bir nazar vardýr O þarkýya özenip söylenecek mýsralar vardýr Sakýn kader deme kaderin üstünde bir kader vardýr Ne yapsalar boþ göklerden gelen bir karar vardýr Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardýr Yanmýþsam külümden yapýlan bir hisar vardýr Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardýr Sýrlarýn sýrrýna ermek için sende anahtar vardýr Göðsünde sürgününü geri çaðýran bir damar vardýr Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlý bir çýnar vardýr Sevgili En sevgili Ey sevgili” Þeklinde milyonlarýn dilinden düþmeyen þiir; -Cumhurbaþkaný seçim kampanyasý reklam filminde olduðu gibi- yeni kurulmakta olan Yeni Türkiye’nin yeni marþý gibi insanlarýn dilinden düþmüyor…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © Þevket Baþýbüyük, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |