..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan kendini bilmeli. Gerçeği keşfetmeye yaramasa da, yaşamayı öğretiyor. Ve bundan daha güzel birşey yok. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık > Didem Duruöz




26 Ağustos 2014
Gelen Gülüş  
Didem Duruöz
Bu öykü denemem can dostumun söylediği bir paragrafla başladı. Sonra kelimeler içimden aktı. Şiirimsi – deneme- öykü karışımı bir yazı ortaya çıktı. Can dostum bana bir artı daha kattın. Yine içimdeki saklı kelimelere çıkan yolu açtın. İyi ki varsın. Postacı bir mektup getirdi. Üzerinde ismim yazılıydı. Gönderene baktım. Sevgilimin ismiyle karşılaştım. Bir anda ağzım kulaklarıma vardı. Yüzümdeki tebessüm yüzüme bir başka yakıştı. Zarfı açıp açmamak arasında kararsız kaldım. Bana mektup yazmak adeti değildi…


:AHBH:
Postacı bir mektup getirdi. Üzerinde ismim yazılıydı. Gönderene baktım. Sevgilimin ismiyle karşılaştım. Bir anda ağzım kulaklarıma vardı. Yüzümdeki tebessüm yüzüme bir başka yakıştı. Tanrım geldi dedim geldi. Yüreğimin ritimleri değişti. Yine beraberiz yaşasın dedim. Mektubu aldım elime, bastırdım göğsüme. Parmaklarımı gezdirdim, zarfın üzerindeki el yazısının üzerinde.   Kapının karşısındaki aynada, gözlerimle göz göze geldim. Onu bu kadar çok özlediğimin, farkında değildim. Zarfı açıp açmamak arasında, kararsız kaldım. Bana mektup yazmak adeti değildi. Yoksa bu bir ayrılık daveti miydi? Beni sevdiğini, bakışından, sesinin tonundan biliyordum. Yine de hiç bilmediğim bir nedenle uzun zamandır beklediğim sözleri duyamıyordum. Bir umut doğdu içime, yıllardır beklentileri yasaklamış olsam da kendime.    Bu sefer acaba dedim. Az sonra, beklediğim kelimeleri mi okuyacağım? Zarfı açmayı, açıp içindekileri okumayı. Hem istiyor, hem de okuyacaklarımdan, korkuyordum. Bir cesaret geldi üzerime, zarfı yırtmadan açtım. Şaşırdım, elimde bomboş bir kağıtla kala kaldım. Hiçbir şey anlamamıştım. Acaba muzipliğimi tutmuştu sevgilimin. Bana bir bilmece mi hazırlamıştı? Yoksa kararı bana mı bırakmıştı? Bu karar ne hakkındaydı?    Daha ilişkimizin başladığı anda bir söz vermiştik birbirimize. Bir gün birimiz bir başkasını severse bunu söyleyecekti diğerine. Ve bunu söyleme biçimimiz de artık sevilmeyen kişiye boş bir kağıt göndermekti. Bu düşünceyi hatırlayıp beynim algıladığı an gözyaşlarım harekete geçti. Ben hatırlamasam da yüreğim hatırlamıştı. Geçmişte söylenen sözleri. Şimdi zaman geri çekilme zamanıydı. Sözleşmiştik. Neden diye kim diye. Birbirimizi sorguya çekmeyecektik. Daha çok seven sevgilisinin mutluluğu için zamanı geldiğinde onu ona bırakmayı bilecekti. Aynada kendime tekrar baktım. Gözyaşlarımdan akan makyajımla karşılaştım. Ağzım yerine geri gelmişti. Bir de üstelik dudaklarım neredeyse çeneme değecekti.   Sonra çakmağı elime aldım. O boş kağıdı yaktım. Zarfı ise sakladım. Çünkü ben gidenlerin ardından acısını anılardan çıkarmayanlardandım. Yine de zarfı ve fotoğraf albümümüzü elime aldım. İçinde onun olan tüm fotoğrafları ve bende kalan tek el yazısının olduğu zarfı bir kutuya attım. Kutuyu da gözümün önünden kaldırdım. Artık kendimle baş başaydım. Canım içmek onu mutluluğuna uğurlarken şerefine kadeh kaldırmak istedi.    Telefonumu elime aldım kayıtlardan can dostumu tuşladım. Telefon iki kere çaldı sonunda açıldı. Can dostum karşımdaydı. Boş kağıdı yaktım dedim. Cevap geldi az sonra sendeyim.
On dakika sonra kapı çalındı. Elinde bir şişe rakı can dostum karşımdaydı. Boynuna sarıldım göğsünde hıçkıra hıçkıra ağladım. Mühürlüydü dudaklarım. Can dostum beni tutup yatağıma yatırdı. Dizlerinin üstüne başımı aldı. Saçlarımı okşamaya başladı. Bilmiyorum böyle ne kadar süre geçti.
Gözlerimi açtığımda güneş çoktan doğmuştu. Can dostum uyumuştu. Yerimden kalktım onu yerime yatırdım. Gidip kahvaltıyı hazırladım. Sonra onu uyandırdım. Ona sarıldım dedim iyi ki varsın. Gülümsemesi ile gülümsemem birbirine karıştı. Tekrar hayata karışmamın tadına vardım.   

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ..........
Gönderen: Kâmuran Esen / ,
26 Ekim 2014
Merhaba; Düz yazı formatında yazsaydınız daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Bir de yazınız şiir gibi bölüm bölüm ya; bazı bölümlerde cümleniz tamamlanmadan, satır aralığı bırakarak başka bölüme geçmişsiniz. Bu da, kopukluğa neden oluyor okurken. Bir örnek vereyim: "Bir kutuya attım. Kutuyu da gözümün önünden kaldırdım. Artık kendimle baş başaydım. Canım içmek, Onu mutluluğuna uğurlarken, Şerefine kadeh kaldırmak istedi. Telefonumu elime aldım. Kayıtlardan can dostumu tuşladım. " Yani, 4. satırdan sonra olmamalıydı boşluk. Çünkü, orada cümleniz henüz tamam değildi... Devamını dilerim. Sevgiyle.

:: gelen gülüş
Gönderen: Y. Aynur Öztürk / , Türkiye
3 Eylül 2014
Hayat hep iniş ve çıkışlarla yol alır.İniş noktasını ayarladığın yerde sen çıkışa geçmişsindir.Bunu başaran çok az kişi vardır.Çıkışlar elbette önemlidir.Ama inişler olacak ki çıkışlarımızın farkına vararak,yaşamda yerimizi kendi öz güvenimizle yaşayabilelim.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Anne Çocuk Eğitim Vakfı - Anne Destek Semineri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kırılmak [Şiir]
Yaşam yakında yakala [Şiir]
Sanatla Soluklanmak [Şiir]
Haykırmak İstiyorum [Şiir]
Cem Mumcu - Kendine Bakma Kitabı [Deneme]
Duru Sohbetler 2 [Deneme]
Duru Sohbetler 1 [Deneme]
Korkuların; Engellerindir Yaşam Sevinçlerinin! [Deneme]
Sarmaşık Sakal Yansımaları [Deneme]
Anlamlandırma Arayışı [Deneme]


Didem Duruöz kimdir?

Kendini arayan, dünyayı ,hayatı anlamlandırmaya ve onun içinde etkin olarak var olmaya çalışan, suskunlar ordusundan ayrılmaya çabalayan biriyim. Yazılarımda bazen; aklımdan, yüreğimden, içimden geçenleri, bazende farklı kişilikleri deneyimleme örneklerimi görebilirsiniz.

Etkilendiği Yazarlar:
Doğan Cüceloğlu, Jülide Sevim, Üstün Dökmen, Louise Hay,Allice Miller,Leyla Navaro,Emre Kongar,Kemal Sayar, Milan Kundera, Engin Geçtan,Türkay Demir, Gabriel Garcia Marquez, J.R.R.Tolkien,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Didem Duruöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.