"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yı ayılttılar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Ah benim çitlembiğim, işlemeli bakır ibriğim, yaldızlı yılbaşı tebriğim. Nasılsın, iyi min? Sen iyi olmayacan da ben mi iyi olacam? Her zaman dediğim gibi, bu devirde vatandaş olmak yerine senin gibi bi günlük olmayı tercih ederdim, Allah günah yazmasın. Çünkü hükümet, mevcut iktidar vatandaşı öylesine bunaldıyo ki; insanı, dünyaya geldiğine - geleceğine bin pişman ediyo. Yeni bi yıla daha girdik. Yeni yılın gutlu olsun sevgili günlüğüm.”Yeni yılda neler mi yapdık?” Cumhurbaşganı duymasım ama, biz yeni yılı pek güzel gutladık. Hindi aldıydım yılbaşına, onu bişirip bi gözel yedik çoluk çocuk. Satıcının, “Fatma Nine, yılbaşında kesmeyin hindiyi, günah,” demesine hiç mi hiç aldırmadım. Sen benim keyfimin kâhyası mısın? “Parayı veren, düdüğü çalar,” demişler. Hindinin parasını veren ben olduğuma göre, onu ne vakıt kesip yiyeceğime de ben garar veririm. Hem hindiyi yılbaşında kesmeyecez de ne vakıt kesecez? Bartın Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir de kendi kendine bir şeyler saçmalamış yılbaşıyla ilgili. "Anadolu insanının gelenek ve görenekleri ile bağdaşmayan, Hıristiyanlık propagandası olan noel-yılbaşı kutlamalarının çocuklarımızın bilinçaltını işgal etmesine fırsat vermeyerek, milli bir hassasiyet sergileyeceğiniz için şimdiden teşekkür ederim." diye mesac yayımlamış öğretmenlerine. Öğrenciler yılbaşında hediyeleşmesin diye okullara yazı gönderen başga bi işgüzar müdür daha çıkmış.Yılbaşında çoluk çocuk toplaşıp guru yemiş yemeyi, televizyon izlemeyi, birbirimize ufak defek hediyeler almayı; nasıl oluyo da Hıristiyanlık propagandasıyla bağdaşdırıyorla aklım sırrım ermiyo sevgili günlüğüm. Memet Amcam nasıl mı diyon? Eh işte, orta şekerli. Biletlerine amorti bile vurmadı Memet Amca’nın. “Fukara gece hırsızlığa çıkacakmış, Ay akşamdan doğmuş.” hesabı, şans mı var bizde? Belki çıkar diye umutla bekliyodu, ordan da havasını aldı. “Aman, boşver! İyi ki çıkmamış para. Milli piyango harammış, günahmış; zaten senin günahların boyunu aşdı, bu günahdan bari gurtuldun,” dedim. Bi gızıverdi ki sorma. Onun ne günahı olacakmış. Çoluğunu çocuğunu sınavsız bi yere yerleştirmemiş, arsızlık yapmamış, hırsızlık yapmamış, sit alanına villa gondurmamış, kimsenin hakgını yememiş, ihaleye fesat garışdırmamış, Ayet böyle emrediyor diyerek akrabalarına torpil yaptırmamış. Niye onun günahları boyunu aşacakmış. İşde herkes gadar onun da yanlışları, günahları varmış, hepsi bu gadarcıkmış. Bi düşündüm, adam doğru söylüyo sevgili günlüğüm. Aldığı üç guruş emekli mayişiyle, hiç haram garıştırmadan bi evi çekip çevirdiği için, hem de üç tane evlât yetiştirdiği için, onları zorla da olsa okutabildiği için doğrudan cennete girmesi ilâzım. Derken şeytan dürtdü, birden aklıma bi şey geliverdi. “Ama,” dedim.” Gadın spiker dinlemek de günahmış. Sen habire gadın sipiker dinliyon; bunun günahı ne olacak?” …. “Bırak Allah’ını seversen,” dedi. “Ben gadın görünce; hiç kötü şeyler düşünmüyom, cinselliği aklımın ucundan bile geçirmiyom. Allah da içimi bilip duruyo. Gadın spikeri dinlemenin günah olduğunu söyleyenler, herhalde kendi cinsel dürtülerine göre gonuşuyorla. Benim abdesimden şüphem yok ki, namazımdan şüphem olsun,” dedi. “Hay senin ağzını öpüm,” diyecekdim, utandım da diyemedim. “Hay senin ağzın bal yesin,” dedim. İşde millete böyle psikolojik basgı uyguluyorlar, vatandaşı şaşgına çeviriyorla. Şöyle bi düşündüm sevgili günlüğüm, bu memlekette çok acayip şeyler oluyo. Anadilimizi reddeden ve üniversite kampüsüne “Şimdiden sonra Külliye diyelim” diyen cumhurbaşganımız var. Torpili “Ayet böyle emrediyo, akrabalarını koru, kolla diyo” diye savunan bir milletvekilimiz var. Anayasa Mahkemesini hiçe sayan ikdidar mensupları var. Kendini adalete teslim etmekden gorkan ve bi yol bulup yargılanmaktan gaçan siyasilerimiz var. Ekranda, adı yolsuzluğa garışan dört bakanla ilgili haberleri gazeteden okudular diye, tv ganallarına ceza yazan ikdidarın suyunda giden bi RTÜK’ümüz var. Şimdi, bunların yapdıkları günah olmayacak, yeni yıla neşeyle girelim diye işde öylesine bi yılbaşı gutlaması yapmak günah olacak. Yılbaşı hediyesi almak günah olacak. Geç bunları sevgili günlüğüm, geç. İkdidarı eleşdirdiler diye gazetecileri, köşe yazarlarını haksız yere gasteden attırmak günah değil mi? Rüşvet almak- vermek, bunu yapanlara göz yummak günah değil mi? Milleti biz – onlar diye kutuplaşdırmak günah değil mi? Feysbuk mu ne orda, her gün bi Bakara Makara sallamak günah değil mi? Seçimlerde sandık sonuçlarıyla oynamak günah değil mi? Kıytırık bahanelerle memurları, yöneticileri oradan oraya sürmek günah değil mi? Kendilerine muhalif gördükleri bangalara, işletmelere sudan bahanelerle basgın düzenlemek, üstlerine maliye müfettişlerini yollamak günah değil mi? İkdidarı eleştirdiler diye, “Falan filan gasteleri almayın,” demek, o gasteden ekmek yiyenlerin ekmeğiyle oynamak günah değil mi? Bunları düşündüm düşündüm, sonra dedim ki Memet Amca’na gülümseyerek: ” Bizim öte dünyada cehenneme gitmemiz çok zayıf bi ihtimal. Çünkü, yukarıda saydıklarımı yapanlardan sıra bize gelinceye gadar, biz cennetin keyfini çıkarırız.” Her şeye gızar ya Memet Amca’n, bu dediğime de çok gızdı, bana gözlerini bölertdi….” Sus garı sus! Günaha girme. Kimin cennetlik- cehennemlik olduğunu Allah’dan başga kimse bilmez,” dedi. Allahım sen beni af et ya Rabbim. Bunların yüzünden ben de saçmalıyom bazen. Bugünlük bu gadar sevgili günlüğüm. Dışarıda yarım metirodan fazla kar var. Kalkayım da merdemenlerin karını kürüyüm. Memet Amca’n inip çıkarken düşüp de, gafayı gözü dağıtmasın. Ondan başga kimin var ki! Öpüyom gözlerinden, hoşca gal.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |