“Tiyatronun Sesi Radyosu” Canlý Yayýnda Sevgili Dinleyiciler…

Seval Deniz Karahaliloðlu

Eveeet, “Tiyatronun Sesi Radyosu” canlý yayýnda sevgili dinleyiciler. Yine bir “Tiyatro ile Yaþamak” programýnda birlikteyiz. Ben sunucunuz Ebru Atilla Sagay, bu hafta tiyatroya gönül veren bir yazarý aðýrlýyoruz….

Boynunda sarýlý pembe peluþu, canlý ses tonu, güleç yüzü, samimi tavrýyla Ebru karþýmda duruyor. Aslýnda oturduðum sandalyenin koluna tünemiþ vaziyette. Bir yandan da gülüyor. Mikrofona eðilmiþ gülerek bana bakýyor. “Nereye gitsem hep ona rastlýyorum. Bütün oyunlarda o var. Tiyatroyla ilgili her yerde karþýmýza çýkýyor…” Benden bahsediyor.

Kalbim heyecandan küt, küt, küt atýyor. Hani, neredeyse bum, hum, bum sesi duyulacak diye korkuyorum. Oysa alýþkýným son 20 yýldýr canlý yayýnlara. Londra Türk Radyosunda yaptýðým radyo programlarý, TV’da yýllarca yaptýðým sanat programlarý var ama bu farklý. Davetli olarak katýldýðým tiyatroya ait, tiyatroya adanan bir radyo programýndayým. Belki de bu kadar heyecanlý oluþum bundandýr. Çok sevdiðim tiyatro, artýk radyo dünyasýnda kendine ait bir sese sahip.

Ýzmir, Metin Altýok Kültür Merkezindeyiz. Yeni Kapý Tiyatrosu oyuncularýnýn ve gönüllü tiyatro severlerin, sanatçýlarýn, aydýnlarýn bir araya gelerek emek vererek kurduklarý bir kültür merkezi. Aslýnda, Alsancak’da sokak arasýnda eski bir Rum evi arka bahçesi ve bahçeye kurulan küçük sahnesiyle þahane bir kültür merkezine. Rum evinin duvarlarýnda yaðlý boya tablolar selamlýyor gelenleri. Sonra radyo yayýnýnýn yapýldýðý odaya giriyoruz. Kapýda Tiyatronun Sesi Canlý Yayýnda yazýyor. Yani, lütfen sessiz olun anlamýnda. Radyo programýnýn yapýldýðý oda iþin ruhuna yaraþýr bir þekilde tiyatro kostümleriyle donatýlmýþ. Hemen arkamýzdaki askýlýkta Yeni Kapý Tiyatrosunun sahneye koyduðu Moliere Efendi oyunun kostümleri yer alýyor. Ben gayet teklifsiz bir þekilde hemen Moliere Efendi’nin havalý þapkasýný alýp baþýma geçiriyorum. Moliere Efendinin Þapkasýný kuþanmýþ bir þekilde Ebru Atilla Sagay’ýn sorularýný yanýtlýyorum. Aslýnda aramýzda sohbet ediyoruz. Hayata, tiyatroya, tiyatronun hayatýmýzdaki yerine dair bir sohbet bu. Tiyatronun ekmek, su gibi yaþamsal bir ihtiyaç olduðundan bahsediyoruz. Tiyatro bir eðlence deðil, bir ihtiyaçtýr diyoruz. Tiyatroya dair yaþanmýþlýklar, anýlar, öyküler, þiirler. Tabii Didem Madak þiirleri. Tiyatroya gönül vermiþ iki kadýn karþýlýklý sohbet ediyoruz. O boynuna doladýðý pembe peluþu, ben baþýmda Moliere Efendinin Þapkasýyla tiyatronun ruhuna uygun, tiyatronun o büyülü dünyasýna bir yolculuða çýkýyoruz.

Dýþarýda muhteþem bir Ýzmir havasý var. Oda sýcacýk, tiyatro kostümleri, renkli peluþtan ahtapot þeklindeki askýlýðý, tiyatro afiþleri, köþedeki kütüphanede tiyatroya ait kitaplarýyla bambaþka bir dünyanýn kapýlarýný aralýyor. Ebru Atilla Sagay, Tiyatro NÝENOR’un sahibi, yöneticisi ve oyuncusu. Kadýna dair o sýcak sesi tek kiþilik oyunlarla sahneye yansýtýyor. Farklý bir iþ yaparken her þeyden bir günde vazgeçmiþ. Bundan sonraki hayatýmda tiyatro yapmak istiyorum demiþ. Ve þimdi tiyatroyla yaþýyor, tiyatroyla yatýp kalkýyor. Pencereyle “Sevim Burak”, Sevgi Soysal’ý Tante Roza ile ve tüm zamanlarýn en sýra dýþý heykel sanatçýsý Camille Claudel’i sahneye taþýmýþ bir tiyatrocu. Geçtiðimiz yýl Didem Madak Belgeselini çeken Ebru, Didem Madak’ýn sesini tiyatroya ve belgesele yansýtýyor. Þiirin sesini tiyatro sahnesine yansýtmayý seviyor. Þimdi de yaptýðý radyo programýyla tiyatronun sesini, internet üzerinden duyurmaya çalýþýyor. Ýnternet üzerinden yayýn yapan www.tiyatronunsesi.com her Pazartesi akþamý saat 21.00 de tiyatroya gönül veren, emek veren kiþileri aðýrlýyor. Tiyatro sanatçýlarý, oyuncular, yönetmenler, yazarlar, kostüm dekor tasarýmcýlarý yani tiyatroya gönül veren herkes “Tiyatro ile Yaþamak” programýna konuk oluyor. Gündelik fare koþusuna bir es verip tiyatronun sesine kulak verme zamaný þimdi. Her Pazartesi akþamý tiyatroya gönül verenlerin yolu “Tiyatro ile Yaþamak” programýndan geçiyor.