..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar > El.Zem Hebiloğlu




10 Ocak 2017
Kafamdaki Herşey  
abcdefghıijklmnoöprsştuüvyz

El.Zem Hebiloğlu


djhshdjndk dfjsdjhbjhsbfjhcbbhjfbkjmbv knjnhvb, nmnsvm, knffvjkd jnfjv mnvd mnv


:AGJC:
Dışarıda yağmur yağıyor, bugünlerde Antalya çok sinirli ve üzgün. Ben kahve içiyorum özel kahve, sıcak çikolatayla karışıtırıyorum. Aklımda birçok düşünce ve soru işareti var. Soru işaretlerinden biri illuminateyle ilgili tabiki güzel bir düşünce geçmiyor bu soru işaretini düşünürken ve bir yandan da geleceğe dair hesap yapıyorum. Düşüncelerim daha kişisel, özel. Birini bekliyorum, birini görüyorum, o birini o kadar sahiplendim ki kendimi onda görüyorum. Kaygılarımla savaşıyorum, bir yandan da yağmur pencereme vuruyor çık dışarı diyor bana, ben ısrarla evdeyim, burada bekliyorum. Filozofluk soru işaretleriyle başlar diyorlar acaba ben de mi onlardanım? Sanmıyorum nihilistler dışında pek bir akım bilmem, kendi kafama göre ilerliyorum. Benzetmeleri hep sevdim, beyin de böyle çalışmıyor mu? Aslında en çok beyni sevdim bir doktor olsaydım beyin üzerinden ilerlerdim ya da belki ileride beyin üzerine çalışmalar yapabilirim.
Bir yola giriyorum aslında herşey pek bir muamma. Bu beni korkutuyor. Aslında seninle konuşacağımız ne çok şey var, önce biz tabiki. Benim için herşeyden önce bu geliyor. Ya bişey diyim mi, bence herşey hallolur aslında hep buna inandım. Dilersen Coca Colanın ceosu olmak yerine kendi pazarında dünya markası olabilirsin, sadece şu kafa var ya rahat olmalı, endişeleri halletmelisin. Ben aslında bu yolu bekliyorum, kafamın rahat olacağı zamanı. İnsanda her potansiyel vardır bence, her konuda bilgi sahibi olabilirsin hele de günümüzde bu daha rahat ama şunu da düşünüyorum alanında ne kadar bilgi sahibi ve pratik kişi de olsan eski çağlardaki gibi ses getirmen gerçekten zor. O zamanların imtihanı bilgi azlığıydı şimdi herkes biliyor, herkes konuşuyor, herkes araştırıyor. Eskisi gibi yankı yapamayacaksın. Yine de yağmur vuracak bulutlardan pencerene güneş de açacak. Baharı yine de sevmiyorum, elimde değil -ah bu alerjinin canı sağ olsun, çocukluk fobim bahar benim- Hem bunlardan yanı sıra insanın gerçekten özlemleri de çok oluyor, robot değiliz sonuçta. Temiz bir ruh hali lazım bize. Günümüzde bu imkansız. Sosyal medya kullanma taraftarı değilim aslında sevdiğim kişiyle olduktan sonra elimi yorganımı sosyal medyadan çekmek istiyorum, aslında çekmiştim de ama itiraf etmek gerekirse ara sıra iç açmıyor da değil bu sayfalar. Aslında benim isteklerim hep daha farklı şeylerden yana. Belki ileride beraber spor da yaparız her gün. Aslında bu kişisel yazdıklarımı sadece seninle paylaşabilsem. Aslında seni çok seviyorum. Demin aklımdan hediyeleşmeyle ilgili kesitler geçiyordu. Ben birine hediye almayı en az o kişiden hediye almak kadar çok seviyorum. Düşünüyordum niçin kızlar bu konuda hep bana tavırlarına giriyor diye, ben öyle yapmak istesem sanırım kendime eziyet ederim. Bence özel günlerde ya da normal herhangi bir günde herkes eşittir bu konuda. Kadınla erkek eşittir demiyorum, dikkat edin. Biri birinden üstündür de demiyorum. Benden elma mı armut mu karşılaştırması yapmamı beklemeyin, hepsi güzel. Kimse kimseden üstün değil, eşit de değil beyinlerimiz bile çok farklı çalışıyor. Bu arada beyinlerin de cinsiyeti var ve benimki erkek çıktı, neyse bunu da karıştırmayalım.
Ya bazen bişeyimiz bozuluyor, onu düzeltmek için doktora gidiyoruz ya aslında bu da nimet olabilir, tabi geri onardıktan sonra. İnsan kendine daha çok kıyamaz hale geliyor. Dışarıda yağmur yağıyor ve çiçek açıyor ağaçlar sonra zaten Antalya'm bu yüzden çok güzel. Hep yağmur...
Her zaman açıklıktan yanayım, düşünceleri tutmayacaksın içinde ama yanlış bir harekette herkesin içinde de konuşmayacaksın onunla. Bazen başım dönüyor düşüncelerim oradan oraya atladığı için. Zaten ünide de alırlardı mikrofonu elimden soru sormayım diye. Oyun kuramı var mesela ya da Einstein'ın görecilik kuramı hayatın içinden. Güzel bir kızla beraberken zamanın nasıl geçtiğini bilmezsiniz diye devam eden. Benim de tespitlerim oldu ama acaba makale olarak yayınlamadığım için mi bilinmiyorum. Birşey diyim mi, yollasam da bence dalga geçerlerdi yaymlanmazdı bile. Sanırım çok daha sonra olacak şeyler bunlar. O posta dairesindeyken yollamış yayımlanmış yazıları, benim için bu olursa anca profluğa bakar muhtemel. Onda da eminim ki meslektaşlarım dalga geçer benimle. Herşeyden önce cesaret lazım. Aslında üni 1deyken çok sevdiğim hocam bir mat formülü hakkında cesaretlendirmeye çalışmıştı hatta mat okulu vardı o 15 tatilde ama ben değerlendiremedim, elimin tersiyle ittim bu fırsatı, sonra çok pişman oldum tabi üni 4deyken öyle bir imkanın tekrar olup olmadığını sorduğumda fırsat çoktaan kaçmıştı. Ailem Düzcedeki okula gitmeme izin vermemişti üni1de ama bence hata bendeydi, yani gerçekten istesem bir şekilde gerçekleşebilirdi. İtiraf etmek gerekirse bazen biyomedikali ülkemiz şartlarında hata düşünüyorum. Yurt dışında gerçekten kazanan mesleklerden ve sağlık alanında herşeye bir şekilde eli ayağı uzanıyor ama bilmiyorum yaa bu konu da düşündürmüyor değil. Endişelendiğim farklı şeyler de var yani. Bir yandan da kendime mühendis gözüyle bakıyorum, artık mühendisim ve yüksek lisansı kazansam bile bir dönem daha Antalyada kalabilirim, bu olasılık da var. -Bu olasılık benim iradem dışında- Çalışmayı planlıyorum ve çizim üzerine ilerlemek istiyorum- pcden. En önce kafam rahat olursa ve bişeyler yapmaya karar verirsem bu duraklama döneminden çıkıp ileride kendi kendime bişeyler yapmak istiyorum, bu fikir gerçekten hoşuma gidiyor, heyecanlandırıyor. Teknik çizim burada lazım bana işte tam olarak. Yanımda da sevdiğim olursa beraber dünyaları devirebiliriz. Bu da muamma. Keşke bunları buraya yazmak yerine herşeyi konuşabilsek, dünyaya bedel olan şey asıl bu bence. Benim ondan tek beklentim iyiki varsın sözünü gerçekten içten söylemesi. Herşeyi beraber halledebiliriz. Hiçbir şeyden korkmuyorum, onsuzluktan korktuğum kadar... Dışarıda yağmur yağıyor Antalya sinirli biraz ve bir o kadar duygusal...

Buraya şöyle birkaç açıklama yapmadan geçemeyeceğim, yanlış anlaşılmak ya da yanlış bir kanaat gelmesini istemiyorum çünkü kendi hayatımda gördüğüm en açık insan olduğumu düşünüyorum, patavatsız değilim bence ama gizemli havasına girmek gibi bir kaidem de olmadı bu yüzden şunu belirtmeliyim ki hiç bir şekilde yönlendirme yapma amacı gütmedim yazılarımda, sadece açık yazdım, dolaylı yollardan anlatmayı sevmiyorum, anlatamıyorum çünkü. Ayrıca ülkemizin içinde bulunduğu bu çetrefilli yollar gerçekten üzücü, gerçekten düşündürücü ve insanı gerçekten kahrediyor, hayırlanıyor. 15 Temmuzla alakalı paylaşımlar yapmamam ya da terörü internet üzerinden lanetleyip klavye delikanlısı olmamam terörü desteklediğimden değil, bazen paylaşımlar yaparken gerçekten tereddütte kalıyorum ama şöyle düşünüyorum ülkemiz zaten çok uzun zamandır ateşten gömlek, insanlar gerçekten kaygılı ve benim kaygısız olmama gerçekten imkansız bir bayan olarak ya da kadın olareak veya kız olarak yani ne derseniz artık çünkü beynimizin kaygı faktörü erkeklere oranla çok daha büyük, bu yüzden de genel olarak kaygılıyım zaten, fizyolojimin farkındayımm kendi psikolojimle gerçekten ilgileniyorum. Kaldı ki benim de insanları bu kaygı vesvesesine düşürmem gerekmiyor bence, terörü yasallaştıran onayladığımız cümlelerdir bence ve dediğim gibi internetten birşeyler yazıp bu hareketi lanetlemekle elimize birşey geçmeyecek. Bazen Kur'an okuyorum, gerçekten insanın içini açıyor ve bu yıla kadar hiç hatim indirmemiştim bunları yazmak da hoşuma gitmiyor, samimiyetimi sorguluyorum ama yanlış anlaşılmak istemediğim için belirtiyorum ki şehitlerimizi unutmuyorum. Fetonun maskesi düşmeden de hiçbir zaman sevmemiştim kendisini, içim asla ısınmadı ve yine samimiyim. 15 Temmuzla alakalı paylaşım yapmadıysam hiçbir yana çekilmemeli bu davranışım. Ailem her zaman Erdoğan'ı beğendi ben siyasi parti tutmuyorum hiçbir şekilde leyhlerine de aleylerine de bir paylaşımda bulunmadım asla çünkü siyaset benlik bir şey değil. Birşeyler yazıp sonra hayatlarına kaldıkları yerden devam eden gülüp eğlenen insanlara da saygı duyuyorum, benim de birçok kaygım var ülkemizle alakalı ve sevdiklerimi askere yollarken de kaygılanıyorum, kaygılanacağım da lütfen hiç bir şekilde hiçbir tarafa çekilmesin yazdıklarım, bu konuda aslında çok hassasım ve devletimin de her zamana arkasındayım, bu kadar. Kendi kendime düşünüyorum napabilirim diye, mesela diğer ülkelerdeki iç savaşlara karşı napabilirim diye düşünüyorum bir çıkış noktası arıyorum. Ölümden korkuyorum çünkü Allah'ın karşısına çıkmak korkutuyor beni iyi bir kul da değilim, biliyorum. Bu da kaygılandırıyor. Sanırım kafamdaki herşey bu işte, çok samimi oldu. Ben aslında samimiyetsizlikten suçlanmaktan da korkuyorum çünkü kendimi samimi buluyorum kendime karşı yalanım olmadığı için. Duygularımı kendimden saklamadım hiçbirini, saklamak elimde olmadı. Ya neden saklayım ki bir de kendimden ya da başkasından, herkeste bulunan genel şeyler aman gizemli olayım kaygım da olmadığı için kafa rahat. Birkaç defa böyle bir girişimde bulunmaya çalıştım ama acısı farklı işte bunu da belirtliyim. Neyse umarım okunmaz bu yazım, aslında herşeyi konuşmak istediğim bir kişi var onunla da konuşamayınca buraya saçmalıyorum, hadi Allah'a emanet. Ama şunu tekrar belirtmek istiyorum klavye delikanlısı olmak samimiyetsiz geldiği için paylaşımda bulunmuyorum ve dualarım zaten ülkemle ve ülkemin her zaman arkasındayım birgün gerçekten birşeyler yapma imkanı bulursam canla başla yapmak isteyebilirim bence. Noktalarken yazımı sadece şunu söylemek istiyorum herşey için geçerli illa bir hata arayacaksanız her türlü hatayı bulursunuz, tüm iyi niyetlerimle yazdım sadece herkes zaten endişeli dünyanın haline ben de yangına körükle gitmek istemediğim için daha farklı konularda bişeyler paylaşıp yazıyorum, içimden geldiğince. Siyaset burda yapılmaz ve terörü gündeme sık sık dile getirip onu meşrulaştırmak niyetinde değilim, hepimizin acısı gerçekten büyük, şiirlerim var bu konularda ama bazen insan kendine saklıyor bazı şeyleri. Elimizden birşey gelmiyorsa herkesi paniğe sokmak iyice ve fitne vermek hoş değil bence, bu benim görüşüm. Orman yanıyor, yangını söndüremiyorsun ve bu da yetmezmiş gibi heryeri yaygaraya verip insanları vesveseyle karışık telaşa kaptırıyorsun, itfaiye görüyor durumu ama sen sadece felaket tellalı gibi hepimiz yanacağız deyip duruyorsun ısrarla, dilinde sürekli bu cümleler var. Panik hali, korku, dehşet... Üstelik ormanı kasıtlı yakanların amacı da senin ve ülkenin huzurunu kaçırmak, seni kötüye hapsedip yaşam enerjini elinden çalmak, işte terörizm budur... Son zamanlarda kadın cinayetlerinin artmasındaki nedeni de medyayı görüyorum başından beri, bence çok büyük payı var medyanın. Bunu da meşrulaştırdılar, artık herkesin kafasında tecavüzün normal olduğu düşüncesi var, herkese hayırlı uğurlu olsun! İnsanların var oluşu m.ö kim bilir kaç yıllarına dayanıyor, bu kadar gündemde değildi eminim ki bu olağan üstü suçlar. Ayrıca yine medya bize evlilik dışı ilişkilerin de normalmiş gibi göstermesi gerçekten üzücü birşey. Bir Türk dizisine kadının hamile kalıp evlenmeleri konusu gerçekten çok tuhaf, bana da dizi olunca normal geliyor çünkü meşrulaştı ama bir yandan da direkt şunu düşünüyorum ki böyle birşeyin olması ve bunu Türk dizisi olarak göstermeleri, üstümüzde oynanan oyunlardan ve biz bu kötü dönemin ilk nesilleriyiz belki de ve olmamış çocukları düşünüyorum, devir kötü diyorum, bazen kendimi bu döneme ait hissetmiyorum, üzülüyorum, kendimi ötekileştiriyorum, kendimle savaş haline giriyorum ve günüm güzel geçerken böyle kararıyor, bunları da ben yapıyorum. Sonra diyorum ki kendi şarkılarını, sözlerini, masallarını yazacaksın, kendine söyleyeceksin, seni herkesin bilmesine gerek yok, seni kimsenin bilmesine de gerek yok, kendinin kahramanı olacaksın. Gizli bir ad alıp dünyanın en güzel sözlerini yazacaksın, umut olacaksın kendine, savaşacaksın kendinle diyorum ama bişeyler oluyor bişeyler olmuyor. Sonra senin de savaşın kendinle diyprum, barışın da kendinle. Bir sayfa aç kendine oraya bilimsel, teknik, edebi her güzel şeyi yaz, paylaş. Gerekirse zor zamanların için bir film çek, güzel bir film arşivin olsun, sana ümit verecek şeyler yaz ve böylece marşlar yazıyorum. Bir marşım vardı sözlerini bulmam sabahı aldı, hiç uyumadan İngilizce kursuna gitmiştim marşımı yazdıktan sonra ve adıma bir kartvizit yaptım, 30 tane bastım, ileride olacağım yer, mekan herşey yazıyordu hatta ne kadar fit olacağım da yazıyordu üstünde. Aslında çok şey beklemiyorum, cesaret olduktan sonra tüm güzel şeyler olabilir. Babamla konuşuyordum Özgürlük Marşımı okutmuştum, gerçekten çok beğendi, ona dedim ki Mehmet Akif'le aynı dönemde yaşasaydım ben de ülkemiz için bir marş yazmak isterdim tabi ki ben kazanamazdım ama niyet önemli. Babam Özgürlük Marşını okuyunca benimle gerçekten gurur duydu, ona başka bir sitedeki şiir ve marşlarımı okudum işte benim kızım demişti ben öyle bir tepki beklemiyordum, muhtemel dinler kırmamak için bişey demez, susar herhalde diyordum ama babam Özgürlük Marşını paylaşmış bile fbsinde. Bu arada sabahlara kadar sözlerini düşündüğüm marş Özgürlük Marşı değil, ara sıra hatta bana 'Hop hop, dur bakalım' diye başlar sözlerine. Bu benim için gerçekten kocaman bişey. İleride çocuklara cesaret aşılayan kitaplar basmak istiyorum aynı zamanda çünkü birinin cesaretlenip umut yayması gerekiyor. Belki benim ütopyam da böyledir ama bu kötü anlamda değil, geleceğe dair beklentilerim, belki bilim kurgu kitaplarımda ben de var olan dünyayı böyle bir şeyle değiştirirm ileride. Olur ya da olmaz bilinmez ki. İlk defa düşündüklerimi yazdığım için uzun oldu, ne saçmalıyor da diyebilirsiniz tabi, ben özetle devletimin ve güzel olan herşeyin arkasındayım ve onlara güveniyorum. Bu iyi niyetle yazdığım yazıyı, özellikle bu uzun notu, ülkemizi ve diğer ülkelerin halleriyle ilgili düşüncelerimi- lütfen hiçbir yere çekmeyin, amacım bu değil....


Bu arada teröre ve onu destekleyen kurum ya da örgütlere karşı teknoloji dünyasında bu insanlık dışı suçlara/katliam için tek silah beyaz şapkalı hackerlik muhakkak ki.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yedıgım Ictıgım Benım Olsun Sıze Tecrubelerımı/gezılerımı Paylasayım
Barbie ve Kenlere
Karga Yavrusunu Kuzgun Görür
Güzel Sevmek
Andrea ve Aşk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Matrıx'in Gerçek Hikayesi... [Şiir]
Kaçış [Şiir]
Morfin [Şiir]
Seninle Heryere [Şiir]
Gözlerimi Kapattım [Şiir]
Sadakat [Şiir]
Çiçek Bahçesinde Sararan Çiçekler [Şiir]
Evren [Şiir]
Bir Şair Bozuntusu İçin Kendi Şiiri [Şiir]
Zürafalar [Şiir]


El.Zem Hebiloğlu kimdir?

Kız usulca fısıldadı papatyaya seni şimdiden çok özledim. . . Senin için en iyi şeyi yapıyorum seni dualarımdan asla esirgemeyeceğim. . . Dualarımda hep yaşa güzel insan. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Özgün


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © El.Zem Hebiloğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.