Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu |
|
||||||||||
|
''27 Mart günü her ülkenin sanat ve tiyatro adamlarınca hazırlanan bir bildiri, sahnelerde okunur. Tiyatrolar o gece halka parasız gösteriler düzenler. Tiyatroyu halka sevdirmeye çalışırlar.'' Bu gün 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü... Muhteşem bir sanattır tiyatro. Tabi ki sinema da çok güzel, ancak tiyatro hayatın kendisidir. Yaşamın kıyısından değil, tam ortasındandır... Sizler o güzelim koltuklara seyretmek için oturunca, sahnede kanlı canlı tiyatro oyuncuları karşınızdadır... Sinemaya nazaran daha saygın, daha nezih bir sanattır tiyatro... Tiyatro da öyle sinemada ki gibi patlamış mısır ya da leblebi çekirdek yiyemezsiniz... Taşkınlık yapamazsınız, fevri davranışlarda bulunmazsınız, herkes sizi kınar... Tanınmış tiyatro oyuncusu Genco Erkal ''Tiyatro insandan insana bir iletişimdir. Araya elektronik ya da mekanik bir aygıt girmeden yapılan bir iletişim.'' demiştir... Her ne kadar son iki yüz yılda büyük bir ilerleme ve gelişme gösterdiyse de tiyatro çok eski zamanlardan beri de var olan bir sanattır... Antalya da bulunan Aspendos, Efes Antik Kenti bu tiyatro sahnelerine en güzel örnektir... Bizde de Orta Oyunu, Meddah, Karagöz, tiyatromuza, milli kültürümüze büyük katkılar yapmışlardır... Oralarda sadece tiyatro değil, gladyatörlerin dövüşleri de yapılırmış zamanında... 27 Mart günü tüm ülke de tiyatrolar kapılarını daha bir coşkuyla, daha bir mutlulukla seyircilerine, açarlar. Küçük yaştan itibaren çocuklarınızın elinden tutup tiyatrolara, çocuk oyunlarına götürün. Büyüyünce çocuğunuz zaten o sevgiyi, o aşkı yüreğinde hissedip devam ettirecektir tiyatroya ilgisini... ''Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.'' der devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk... Günün önemine uygun güzel bir şiiri de burada sizlerle paylaşalım... Dünya Tiyatro Günü Dünyanın her yerinde Yirmi Yedi Mart günü. Tüm coşkuyla kutlanır 'Dünya Tiyatro Günü'. Bildiri yayımlarlar Dünya tiyatroları. İnsanlara sunarlar En güzel oyunları Hiçbir ücret almazlar O gün seyredenlerden. Tiyatronun zevkini Tattırırlar derinden. Güneş nasıl dünyayı Aydınlatıyor ise, Tiyatrolar da öyle Işık tutarlar bize. Tiyatronun önemi İnkâr edilmez asla. Onu seyredenleri Etmeyenle kıyasla. Fark edersin o zaman Tiyatro cevherini; Anlarsın tiyatronun Toplumdaki yerini. Naim YALNIZ Edebiyatımızın önemli isimlerinden Sabahattin Kudret Aksal ''Tiyatro, sanatın tümü gibi bir okuldur. Eğitir, geliştirir insanı, dünyasının sınırlarını genişletir.'' demiştir. Aslında hepimiz dünya sahnesinde birer oyuncu değil miyiz? Dünya sahnesinde kimileri baş rolde, kimileri kötü adam rolünde, kimileri yardımcı oyuncu, kimileri de figüran olarak sürdürüyoruz hayatlarımızı... Rahman ve Rahim olan Allah cc. ne zaman perdeyi indirir ise bizim için, gideceğimiz diyarlarda, ahiret yurdunda da dileyelim kaybedenlerden değil de kazananlardan olalım... ''Tiyatro toplum kültürünün aynasıdır.'' Aynaya baktığımız zaman hep güzel şeyler görmeyi dileyelim ve görelim... Unutmayalım ki ''Tiyatrosu olan bir ülkede kötülükler, çirkinlikler, yanlışlıklar sürüp gitmez.'' William Hazlitt Televizyonlarda geçmiş zaman da rahmetli Minir Özkul'un defalarca seslendirdiği bu tiratı da es geçmeyelim. Aşağıda ki bu tirat Osmanlı döneminin unutulmaz aktörü Tomas Fasülyeciyan'a aittir bunu da bir dip not olarak verelim... 'Zaten aktör dediğin nedir ki?.. Oynarken varızdır, yok olunca da sesimiz o boş kubbede, bir hoş sada (seda) olarak kalır... Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olur kalırız... Görooorum hepiniz gardroba koşmaya hazırlanıyorsunuz... Birazdan teatro bomboş kalacak... Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar... Çünkü Satenik'in bir şarkısı şu perdelerden birine takılı kalmıştır... Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir... Hiranuş'la Virjinya'nın bir diyaloğu eski kostümlerin birinin yırtığına sığınmıştır... İşte bu hatıralar, o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir fısıltı halinde yine sahneye dökülürler... Artık kendimiz yoğuz... Seyircilerimiz de kalmadı... Ama repliklerimiz fısıldaşır dururlar sabaha kadar... Gün ağırır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır... Perde...' Tomas Fasülyeciyan
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |