Eski Zamanların Yarışmaları

yazı resim

Televizyonların tek kanallı olduğu zamanlardı. TRT de bilgi yarışmaları var para ödüllü bir yarışma. Şimdi ismi aklıma gelmiyor. Joker miydi ne belki de. Paraya çokta ihtiyacım filan yok ama o tarihte, insan yine de heyecanlanıyor katılmak istiyor. Fena olmaz bende gitsem boy göstersem diye kalbinden geçiriyor.

O tarihlerde daha bekarız. Evde seyrediyoruz maaile... Annem, babam, kardeşim ben. Bir çok soru zaten ortaokul lise bilgisi... Kolayca cevaplıyor insan, babasının annesinin cevaplayamadığı soruları... Onlarda hayret ediyorlar, arada aferin filan çekiyorlar bana... Benimde tabi koltuklarım kabarıyor, şişiniyorum ki hem de ne şişinme... Mahalle arkadaşım Gürsel'e de söyledim ''Gel oğlum beraber katılalım şu yarışmaya para ödülü de varmış sen de okuyan insansın bende, hem de önümüze bir iki ansiklopedi açar çalışırız.'' O da Gürsel de olumlu karşıladı...

Daha o tarihlerde bilgisayar cep telefonu gibi aletlerin esamisi bile okunmuyor, hayatımızda yoklar. Evimizdeki ansiklopedileri, kitapları önümüze koyacağız, oradan çalışacağız, bir şeyler öğrenmeye, bilgi dağarcığımızı genişletmeye bakacağız... Tabi bu arada yarışmaya da başvuru yapmak gerekiyor... Yaşımız tutuyor buluğdan gençliğe yatay, dikey, yan yan basarak, artık ne sayarsanız sayın bir şekilde geçmişiz işte... Geçmedik desek yalan olur.

Uzun bir hazırlık zamanı var önümüzde. Başvuru yapsak bile çok başvuran var, sıra bize gelene kadar epey kitap ve ansiklopedi bitiririz diye düşünüyoruz ikimizde... Onda Meydan Larusse bende de kupon biriktirip de aldığım, Temel Birtannica ve AnaBritannicalar... Her gün birimizin evinde, açıyoruz bir cildi, elimizde kalem kağıt, önemli bilgileri yazarak filan çalışıyoruz bayağı ciddiye alıyoruz yarışma işini...

Yaz oğlum yaz bak 6 Ağustos da Hiroşima'ya ilk atom bombasını atan uçağın adı... Neymiş Enole Gay? Bombayı atan pilotun annesinin adıymış. Yok ulan devenin bale pabucu... Bunu da sormazlar herhalde... Sormazlarsa sormasınlar oğlum ''Fazla bilgi göz çıkartmaz.'' bak öğrenmiş olduk... Ha ne işimize yarar ileride? Belli mi olur bakarsın bir yerde karşımıza çıkarda birileri sorar... Avusturalya Yerlilerine ne denir? Hmmmmm! Ben biliyordum bunu Aborcinler miydi neydi? Yaklaştın birader, Aborjinler Aborjinler...

O tarihlerde gözlerimiz sapasağlam. Yakın gözlüğü, uzak gözlüğü, büyüteç filan kullanmıyoruz. Saatlerce televizyon filan seyretmiyoruz ki zaten televizyonlarda yayın saatleri belirli zamanlarda oynuyor ve gece de Kele Bakış ile pardon Güne Bakış Can Akbel ile kapanıyor. Bu arada rahmetli Can Akbel'i de anmış olduk...

Oku, oku bitmiyor arkadaş. Ansiklopedilerde bir kalın bir kalın ki sormayın. Ama ciddi çalışıyoruz arkadaşım can dostum Gürsel ile... Arada balkona çıkıp sigara filan içiyoruz kimselere çaktırmadan. Sonrada ağzımıza nane şekeri atıyoruz kokmasın kimselere diye...

Neyse epey çalıştık çalıştık Gürsel ile bir zaman sonra haber geldi... Heyooooooooooooooo! Havalara uçtuk tabi ikimizde. TRT Televizyonu elemeler için bizi Antalya'ya davet ediyordu... Atladık gittik bir pazar günü Akdeniz'in incisi Antalya'ya... Bir Lisenin Salonunda yazılı eleme sınavına girdik. Sonuçlarını bir kaç gün sonra size bildireceğiz, dediler TRT Yetkilileri... Çok genç zamanlarımız, gelen cevapta Gürsel'in kazandığı benim ise kazanamadığım ortaya çıkmıştı. Ben üzülürken Gürsel havalara uçmuştu. Sonrada ileri bir tarihte katıldı yarışmaya Gürsel Kardeşim, çok da büyük bir meblağ olmayan bir para kazandıydı o zaman. İşte böyle bizim otuz kırık sene önceki bilgi yarışması maceramız...

Yorumlar

Başa Dön