Kendini başkasının yerine koymak
Kendini başkasının yerine koymak nasıl olur. Sevinci, üzüntüye, acıya, tatlıya her şeye ortak olmak. Film kahramanı ile birlikte, ovaları, dağları, dereleri dolanmak, yüzme bilmediği halde, suda kulaç atmak ve derine dalmak. Karacaoğlan ve Pir Sultan Abdal ile insan sevgisini yaşamak…
Saldıran orduya karşı kurulan cephede savaşan bir asker olmak, yargıçlarla birlikte zor kararlara imza atmak.
Kasparov ile satranç oynayıp, O. Veli ile kadeh tokuşturmak. Biraz da şiir üzerine söyleşi.
Atatürk ile matematiği tartışmak, Çanakkale savaşında, evine mektup yazan subay görevini üstlenmek,
Size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum diyen komutanın yerinde olmak,
Ben astlarıma emir verirken, aynı emir bana verilseydi, ne düşünürdüm diyen komutanın yerinde olmak,
Çaresiz kalınca Atatürk gibi düşün diyen insanlar gibi düşünmek,
Televizyon programında, Karadağlı ve Talih Hoca ile hukuk problemi çözmek,
Film izlerken, roman, öykü veya masal okurken, dinlerken, izlerken, kahraman ile özdeşleşmek, onun gibi düşünmek, onun gibi sevmek. Onu örnek almak…
Tüm insani özelliklerde, kopyala yapıştır yöntemini uygulamak.
Olumlu sahneler tamam… olumsuzluklar da, öğrenilmiş çaresizlik görünümünde karşınıza çıkar.
Buna bünye ne kadar dayanır ya da nasıl tepki verir.
Olumsuzluklar için adeta davetiye çıkarılır.
Aklından geçip ve yazamadığın garip öyküler var mı.
Kendine güven ile, kaygı, endişe ve güvensizliği nasıl bir araya getirirsin. Sen bile şaşırır kalırsın.
Çocukluğun, gençliğin, okudukların, gördüklerin düşünüp ve yaptıkların ciddi bir arşiv.
Problem çözmede, olayları ve insanları anlamakta işine yarar. Olumlu pasajlar tamam da, olumsuzluklar da pusuda.
Rahatsızlıkları da, başarıyı da arşivde ara.
Yazılım meselesi.
İyi de bu işte hırsızın hiç suçu yok mu diyebilirsin. Hoca da aynen öyle söylemiş.
07 Temmuz 2015 Salı