Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli |
|
||||||||||
|
Amerika Birleşik Devleti (ABD) her ne kadar Suriye'den çekildiğini söylese de, arkada vekalet edecek birtakım güçleri bırakarak gitmiştir. Bu da bölgeden elini ayağını tam olarak çekmediğini gösteriyor. Yine de bu karar Amerika'nın, Büyük Orta Doğu Projesi'nde (BOP) başarılı olamadığının en açık kanıtıdır. ABD yaklaşık yüzyıldır dünya jandarmalığını yaptığı halde, boyunu aşan birçok olayda dünyanın yüz karası olmaktan kurtulamadı. Aynı şekilde tüm oyunlarına rağmen çıkış bulamayınca, kuyruğunu paçasının arasına sokarak Suriye'den de kaçmıştır. İnsanlık dışı bu tarz oyunlara bizde bir deyim vardır, “Su Uyur Düşman Uyumaz”. Amerika vb. emperyalist ülkeler, insanlık düşmanı olduklarından, asla derin uykuya geçmezler. Rakiplerinin zayıflığını gördüğü anda, kirli emellerini sürdürmeye devam edeceğinden şüphe edilmemeli. Kıta ve coğrafyalar üzerinde doğru analizler yapıldığında, toplusal ve de bölgesel olarak dünyada büyük bir bataklığın olduğu iki bölge her zaman göze çarpar. Bunlardan birisi Orta Doğu, diğeriyse Latin Amerika'dır. Latin Amerika ayrı bir analiz konusu olduğu için burada Orta Doğu ile incelememizi sürdürmeye çalışacağız. Orta Doğu; iklimsel açıdan Asya'nın en sıcak bölgesi olmakla birlikte, gerek ticaretin gerekse ilk medeniyetin burada başlaması, bölge halklarının büyük bir çoğunluğunda kör cesareti denilen ukala bir öz güven yaratmıştır. Bu cahil cesaret psikolojisi çok derin bir hastalıktır. Dünyanın en uzman psikologları dahi, bunu kolayca o birey ve toplumlara anlatıp tedavi etmesi mümkün değil. İlkel tekniğin Orta Doğu'da başlamış olması, tek tanrılı dinler ve peygamberliklerin bölgede icadı, sanki tüm dünyayı bunlar yaratmışlar. Bütün bunların bilimsel analizi yerine, idealist övünmeci (Şoven) ırkçı ve ukala duygunun bilince yerleşmesi, bölge halkının geri ve cahil kalmasındaki en önemli sebeplerdendir. İkinci bir nokta; petrolün bu bölgede var olması, aygır misali doyumsuz devletlerin hep iştahını kabartıyor. Petrol için bölge topluluklarını iyice anormalleştiren emperyalistler, bölge devletlerini uşak konumuna getirmişlerdir. Sıralanan bu vb. birçok sebepten dolayı, Amerika'nın bölgede her zaman etkinliği sürmüştür. Ancak bundan sonra eskisi gibi devam ettiremeyeceğini rahatlıkla ifade edebiliriz. Hatırlanacağı gibi 1989 ve 1990 yıllarında Sovyetler Birliği'nin öncülüğündeki Varşova Paktı ve sosyalist sistemler dağıldığında, meydan kapitalistlere kalmıştı. Bunu birçok kapitalist ülke ve de bu zihniyetteki kişiler, adeta kapitalizmin zaferi olarak ilan ettiler. Şimdi benzer bir durum bugün kapitalist devletler ve İslami gerici ülke yönetimleri için de başlamıştır. Bunun en samut örneği ABD'nin, Suriye'den çekilmesi başta olmak üzere, Avrupa ile birçok konuda yaşadığı çelişki ve anlaşmazlıklardan görüyoruz. Ve Rusya'nın kısa sürede Sovyet dönemindeki gücüne yeniden kavuşup, Çin' ile birlikte hareket etmesi, kapitalist yayılmacılığın sonuna işaret ediyor. Bu düşüncelerimizi doğrulayan olayları şu şekilde sıralamak mümkündür. Rusya'nın, Suriye'ye yerleşmesine rağmen, dünyanın jandarması Avrupa ve Amerika, konvensiyonel gücünü kullanarak, Rusya'ya savaş açma cesaretini gösterememişlerdir. Benzer şekilde dünyadaki ekonomik dengesizlikler ve yıkımlar, her ne kadar fakirleri daha çok etkilemiş olsa da, kapitalist ülkelerde bundan ciddi anlamda sarsılmıştır ve sarsılmaya devam ediyor. Kapitalistler içerisinde en çok etkilenen ülkelerin başında Amerika geliyor. Amerika'nın kendi bölgesindeki ülkelerle siyasal, ekonomik ve askeri sorunlar, aynı şekilde diğer kolonilerindeki çürümeler, Amerika'nın sömürülerini tarihin en düşük seviyesine indirmiş bulunmakta. Daha farklı bir örnekse; 1923'de Avrupa ve Amerika'nın desteği ile var olan Türkiye vb. Orta Doğu devletleri, belirli bir zaman sonra kendince bölgede hükümranlık peşinde koşup, İslami gericiliği tüm dünyaya kabul ettirme çabasına girdiler. Bunun içinde ağa babaları olan Amerika'dan çeşitli taleplerde bulunuyorlardı. Ancak bu taleplerin çoğu Amerika'nın çıkarlarına ters olduğundan istediklerini alamadılar. Bu defa insanca doğru siyaset yapmak yerine cambaz Arap politikalarıyla, emperyalist abilerini köşeye sıkıştırmak için, sırtını farklı devletlere dayamaya başladılar. Oturmuş bir düşünce ve kültürden yoksun olduklarından, işbirliği yapmaya çalıştıkları güçlerin kendilerini kullanacağını akıl edemeyecek kadar geri zekalılıkta ısrarlarını sürdürüyorlar. Rusya'nın, Suriye'ye yerleşmesi başta ABD'nin birçok plan ve programları olmak üzere diğer tüm devletlerin oyununu bozmuş oldu. Bölgede siyasal, ekonomik ve askeri açıdan dikkate değer bir başarı elde edemeyeceğini anlayan Amerika, daha fazla rezil olmamak için çekilme kararı almıştır. Bu da zararı nereden dönersem kardır hesabı anlamına geliyor. Çünkü eskisi gibi her istediği ülke üzerinde ekonomik ve siyasal olarak yaptırım gücü kalmamıştır Amerika'nın. Bundan sonraki askeri yaptırımlarsa bölgesel veya dünya çapında nükleer savaş anlamına geliyor. Bunu göze alamadığı için şimdilik çekilmekte çareyi bulmuş oldu. Amerika'nın başarısılığıyla ilgili diğer bir kanıtsa, kendi ulusal meclisinin gerçici olarak kapanması çok ciddi iç ve dış sorunların olduğunu göstermeye yetiyor. Suriye'de bundan sonra Kürtler, Şii Araplar ve Sünni Araplar olmak üzere üç federal bölge şeklinde ortak bir yönetim oluşacaktır. Bunun dışında başka hiçbir çözüm mümkün değil. Oluşacak yeni yönetimse, Rusya'nın garantörlüğünde gerçekleşecek. Türkiye her zaman olduğu gibi kendi iç sorunlarını çözemediği halde Amerika'nın, Suriye'den bizim dayatmamız soncunda çekildi gibi şoven ve aptal siyasetini ileri sürmesi, yalancılıkta yine sınır tanımamıştır. Rusya Müsaade etmeden, Türkiye'nin; Suriye gibi başka bir yerde ufak bir adım atmayacağını tüm dünya biliyor. Bölgede esas gerçeklikler bu şekilde olduğu halde, Türkiye'de zeka ve düşünce sorunu yaşayanların Türkiye'nin yalanlarına inanması, bölge halklarının zeka ölçüsünün ne kadar düşük olduğunu gösteriyor. Er ya da geç Türkiye'de de federal sistem tartışmaları hızlanacaktır. Türkiye başta olmak üzere, bölge ülkelerinin eski yönetim şekilleri her türlü işlerlik ve geçerliliğini yitirip tamamen atıl duruma gelmiştir. Bölge ülkeleri bundan sonra akıl edip, ya “Demokratik Federal Yönetim” şekline geçmelidir; veya Suriye'nin yaşadığı gibi kaos ve çatışmalarlas boğuşmak durumunda kalacaktır. Amerika'yı, Suriye'den çıkaran nedenler özet olarak bunlardan ibarettir. Türkiye; ABD ile yeniden anlaşamaz ise, Rusya'nın kuyruğunu yalamaya devam edecektir. Cemal Zöngür
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |