"Denemeler"de gördüğüm şeyi Montaigne'de değil, kendimde buluyorum. -Pascal |
|
||||||||||
|
İçimde ürkek ve titrek bir kanat çırpınışıyla uyandım. Hala düş görüyor olabilirim diye kendimi çimdikledim. Kitaplarda, filmlerdeki gibi. Kahraman, eninde sonunda hayallerini gerçekleştirir. Bedbaht olacağını bilse bile onlardan vazgeçmesi mümkün değil. Kahraman çünkü. Kendi hikayesinin baş rolünde. İyi de, ben kahraman değilim. Avuçlarımın içi sırılsıklam, şakalarımda tamtamlar kulaklarımı sağır ederken, ilhamın yaratıcılığına değil, sebepsiz bir korkuya kapılmış olduğum yalan değil. Üstelik şaşkın ve bomboşum. Olayım bu. Ezikçe ve acınası görünür. Bana sorulsa, inkar ederim. Kendime yediremediğimden değil, spontane bir cevap olur, düşüncelerden, kaygılardan uzak. Çünkü, beni ancak ben bilirim. Korkularım var, evet. Sırlarım yok, açık veririm korkusu yok. Basit, insanca telaşeleri içerisine düşerim ara sıra. Hepsi bu. Korkularım, fark ettim de, bana dair değil. Kimilere göre lüzumsuz. Bir canı kırar, incitirim diye korkarım. Bir ruhu yaralarım diye... Zincirleme kazaya sebep vermek... felaketim olur, korkarım. Mecazen. Bunları bir gün ifadelere dökmek , aklıma düşmemişti. Sonuçta, insanım. Tek başına kalmak yalnızlık değil. Ruhun yalnızlığı korkutucu. Tahammül edilemez. 7/24 , kesintisiz, yürek sıcaklığı elzem. Her an. Her salise. Hisseder. Görünmez boyutlardaki her dalgalanmayı, her renk değişimini. Ruhun görmeye, sese, söze ihtiyacı yok. Hisseder. Yalandan kim korkar. Sindirilmiş bir gerçek. Baştan sona herşey süslü bir kandırmaca. Hayat söz konusu. Güzelliklerle öyle bir süslenmiş ki, kapılmamak zor. Edebiyat, müzik, sinema, olmuş hayat... Şarkılarda kaderimiz, kitaplar hikayemiz, yaşantımız sahnelenir; hepsi hayat. Benzerliğimiz, dürüstlüğümüz kadar. Günü kurtarmak, aklımız ve becerimiz kadar. Şans bir yere götürdüğünde akıl mantık, hatta yürek, ne yazık, hatırı olduğu kadar. Sık düşünürüm, o şans herkesi değiştirir mi diye. Ben değişir miydim. Kalp gözüm kapanır mıydı... Bir de, nedir bu şans denen kader dönemeci?.. Anladığım kadarıyla, herkes muzdarip. Şikayetçi herkes, hayatından. Fena olanı şu ki, yalandan dolandan değil, olandan olmayandan şikayetçi insan. Bir kolayımız yok şu hayatta. Bu yüzdendir insanlığımdan iğrenmem... Ah be, neler var, neler!.. Kış boyu pencereme serçelerin ziyareti. Bahar uyanışı. Zamansız çiçek açan ağaçlara kalp ağrısı yapan merhametim. Havada yeşilin kokusu. İçimdeki, zamana yenilmeyen heyecan. Yaşamak, herşeye rağmen, yine de çok güzel!.. Bana mı, sana mı güzel?!.. eylül
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © eylül, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |