..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bana arkadaþýný söyle, sana kim olduðunu söyleyeyim. -Cervantes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Ýstanbul > M.NÝHAT MALKOÇ




29 Mayýs 2019
Fetih Ruhunun Gücü Yahut Ýstanbul'un Fethi  
M.NÝHAT MALKOÇ
Dünya tarihinin akýþýný deðiþtiren hadiselerin baþýnda gelir Ýstanbul’un Fatih Sultan Mehmet Han tarafýndan fethedilmesi… Bin yýllýk Bizans’ýn kâbusudur 29 Mayýs 1453 günü… 1453 yýlýnýn Mayýs’ýnýn son Salý günü Ýstanbul kapýlarýna dayanan Sultan Ýkinci Mehmet, önündeki engelleri bir bir aþmýþtý. Bu, Bizans’ýn düþüþü, Osmanlý’nýn yükseliþiydi. Onun içindir ki Batýda uðursuz sayýlýr Salý günleri… Hatta bizim oralarda da Salý gününün uðursuz olduðuna inanýrlar. Bu, ecnebilerin kültürümüze ve inançlarýmýza soktuðu bir fitneden baþka bir þey deðildir. Bizans için uðursuz olan Salý, bizim için bayram derecesinde sürur günüdür.


:GFI:
M. NÝHAT MALKOÇ

     Dünya tarihinin akýþýný deðiþtiren hadiselerin baþýnda gelir Ýstanbul’un Fatih Sultan Mehmet Han tarafýndan fethedilmesi… Bin yýllýk Bizans’ýn kâbusudur 29 Mayýs 1453 günü… 1453 yýlýnýn Mayýs’ýnýn son Salý günü Ýstanbul kapýlarýna dayanan Sultan Ýkinci Mehmet, önündeki engelleri bir bir aþmýþtý. Bu, Bizans’ýn düþüþü, Osmanlý’nýn yükseliþiydi. Onun içindir ki Batýda uðursuz sayýlýr Salý günleri… Hatta bizim oralarda da Salý gününün uðursuz olduðuna inanýrlar. Bu, ecnebilerin kültürümüze ve inançlarýmýza soktuðu bir fitneden baþka bir þey deðildir. Bizans için uðursuz olan Salý, bizim için bayram derecesinde sürur günüdür.

     Çað açýp çað kapayan feth-i mübin, asýrlarý aþýp günümüze ulaþan bir idealin somutlaþmasýdýr. Büyük þair Yahya Kemal’in Aziz Ýstanbul’unun mübarek ve muazzez Müslüman beldesine dönüþmesidir. 21 yaþýndaki iman ve fazilet sahibi bir delikanlýnýn Molla Gürani ve Akþemseddin’in manevî tedrisatýndan geçerek dünyaya damgasýný vurmasýdýr. Kahramanlýðýn maneviyatla bütünleþmesidir fetih. Ýman ve cengâverlik kanatlarýyla yücelere baþ deðdirmektir. Hak için hakikate boyun eðmektir fetih… Sonsuzluða talip olmaktýr.

Ýstanbul dünyada apayrý bir yere ve konuma sahip müstesna bir þehirdir. Her yönüyle adeta bir yeryüzü cennetidir. Ýstanbul’un emsalini arayanlar beyhude zaman geçiriyor demektir. Kültürlerin cenk meydanýdýr burasý. Bu beldenin güzelliklerini ve özelliklerini saymakla bitiremeyiz. Þairler bu harikuladelikleri dile getirmek için nice dizeler sarf etmiþlerdir. Ýstanbul’un güzelliklerini Yahya Kemal þu dörtlüklerle bihakkýn ebedileþtirmiþtir:

“Sana dün bir tepeden baktým azîz Ýstanbul!
Görmedim gezmediðim, sevmediðim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtýma keyfince kurul!
Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre deðer.”

Ýstanbul canlar pahasýna alýnan, þehitler ve gaziler diyarýdýr. Tarihin yönünü ve akýþýný deðiþtiren bu þanlý zafer, iman ve irfan neslinin inancýnýn tecellisidir. Emsalsiz bir þahlanýþýn panoramasýdýr. Ulubatlý Hasanlarýn, hayatý memada tercih ettikleri tarifsiz bir hazdýr. Bizler, az sonra öleceðini bile bile surlara bayrak dikmek için kendini feda eden Ulubatlý Hasan’ýn taþýdýðý ruhu idrak edebiliyor muyuz? O ki Enderun’da yetiþmiþ, dinî ve fennî ilimleri hýfzetmiþti. O ki her tarafý yara bere içinde olmasýna raðmen vazifesini bitirmenin hazzýný yaþýyordu. Cennet kapýlarý ardýna kadar açýlmýþtý bu Allah dostunu karþýlamak için…

Fatih Sultan Mehmet, bu Hak dostunun düþman karþýsýndaki rahatlýðý ve cesareti karþýsýnda hayretler içinde kalmýþ, son nefesini vermek üzere olan bu cengâverin yanýna gelerek durumunu gözlemiþti. O yiðit yürekli adam, son nefesini verdiði bu demlerde yine de gülümsüyordu. Bu durumun sebebini soranlara þu cevabý veriyordu: “Biraz evvel buralarý Allah Resulü teftiþ ediyordu. Onun gül cemalini gördüm. Sürurum, sevincim bundandýr.”

Ulubatlý, ölümde buldu ölümsüzlüðü... Onun dudaklarýndan dökülenler iman ehlinin gül yüzünden yansýyan hissiyattýr. Bazýlarýnýn düþündüðü gibi ‘mitos’ deðildir. Ýstanbul’a dair anlatýlanlar, gerçeðin ta kendisidir. Fakat bunlarý anlamak engin bir ruha sahip olmakla mümkündür. Manevî boþluklar içerisinde debelenenlerin bu hakikatlere ‘mitos’ demesini yadýrgamamak lazýmdýr. Zira ulvî duygular yüce ruhlardan süzülür. Denî ruhlarda ancak denî hissiyat barýnýr. Anlamak için manevî derinlik gerekir. Bu derinlik ancak maneviyatýn ruhlarý kuþatmasýyla elde edilir. Uhrevî deðerleri yok farz edenlerden büyük duygularý sindirmesini ve hakkýyla anlamasýný beklemek, köre fili tarif ettirmek kadar abes ve yanýltýcýdýr.

Günümüz gençliðiyle, taptaze bir delikanlý iken Ýstanbul’u fethedecek cesaret ve donanýma sahip Sultan Mehmet’i mukayese ettiðimizde acaba nasýl bir görüntüyle karþýlaþýrýz? Bugünkü gençlik ile bundan altý asýr evvelki gençlik ne durumdadýr? Ýla-yý kelimetullah uðruna bütün varýný vermeye hazýr olan Osmanlý nesli ile günümüz gençliði arasýnda daðlar kadar fark var. Bugünkü gençlik büyük bir ahlak erozyonuyla karþý karþýyadýr.

Gününü gün etmeyi ve hayatýný doyasýya yaþamayý yegâne gaye edinen günümüz gençliði, bizi biz yapan ulvî duygulardan yoksundur. Bu fevkalade acý ve esef verici bir durumdur. Bugünkü þartlar altýnda onlara fetih ruhunu anlatmak ve yaþatmak hiç de kolay deðildir. Fatih’in Ýstanbul’u fethettiði yaþtaki gençler, kör nefislerine köle oluyorlar. Karanlýk dehlizlerde kaybolup gidiyorlar. Ecnebi nehirlerde yýkanýp arýndýklarýný sanýyorlar; oysa kirlendikçe kirleniyorlar. Zamanýn kokuþmuþluðu ruhlarýný sýkýca sarýyor, adeta kelepçeliyor.

Günümüz gençleri daðlardan kalyonlar çektirecek, surlarýn diþlerini kerpetenlerle sökecek bir cesarete ve arý ruha sahip deðildir. Onlar zamanýn çarklarýnda ezilmiþlerdir. Fatih’in Ýstanbul’u fethettiði yaþta olan bu yeni nesil, taþýdýðý deðerden de habersizdir. Þair Arif Nihat Asya, benliðini yitiren bu ara nesle acýyarak, biraz da kýzarak þöyle sesleniyor:

“Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster: Kabaran sular nasýl yýkar bendini?
Küçük görme, hor görme, delikanlým kendini
Þu kýrýk abideyi yükseltecek taþtasýn;
Fatihin Ýstanbul’u fethettiði yaþtasýn!”

Medeniyetin beþiði Ýstanbul’u Ýslam kültürüne kazandýran Fatih Sultan Mehmet, bir zihniyetin müþahhas sembolüdür. Bence fetihten evvel onun ruh köküne inmek, ahlakýnýn dayanaðýný araþtýrmak lazýmdýr. Düþleri hakikate dönüþtüren bu genç sultan, asaletli bir neslin terkibiydi. Çok genç bir yaþta koca bir imparatorluða hükmetmek, güç merkezi olmak hiç de kolay deðildir. O, gücünü Ýslam’dan ve yüreðini muhkem tutan imandan alýyordu. Osmanlý padiþahlarýnýn asýl gayesi toprak kazanmak deðil, Ýslam’ýn sedasýný daha geniþ bir coðrafyaya eriþtirmekti. Buna ‘cihat ruhu’ da diyebiliriz. Üç kýtada at koþturanlar bu zihniyetin mahsulüydüler. Tarihimizdeki parlak zaferler bu ruhun peþinden akýp gelmiþlerdir.

Ýstanbul; Hacý Bayram-ý Veli, Molla Gürani ve Molla Hüsrev gibi maneviyat erenlerinin tasarrufuyla karanlýktan aydýnlýða çýkmýþtýr. Onlar Fatih’in manevî rehberleri ve akýl hocalarýydý. Fakat Fatih manevî ilimlerin yanýnda matematik, felsefe ve diðer pozitif bilimlerde de yetiþtirmiþti kendini. O, tek kanatla uçulamayacaðýný çok iyi bilen eþsiz bir komutandý. Ýlim meclislerinin müdavimiydi o…Padiþah olmasýna raðmen ilmin ayaðýna giderdi. Ýlim ve hikmet meclislerinden istifade ederdi. 21 yaþýndaki genç bir yürek böyle yoðun bir eðitim neticesinde yetiþmiþ, yaþýyla kýyaslanamayacak derecede birikim kazanmýþtý.

Dünya siyasetini çok iyi bilen Fatih, bir rivayete göre altý tane yabancý dil bilen ender devlet adamlarýndan biriydi. Onu þimdikilerle kýyaslayýnca ortaya çýkan fark bariz olarak görülüyor. “Ya ben Ýstanbul’u alýrým ya da Ýstanbul beni!” demek böyle bir inancýn ve eðitimin neticesidir. Demek ki Fatih olmak öyle sýradan ruhlarýn harcý deðildir. Fatih olmak çileye talip olmaktýr, korkuyu yürekten silip atmaktýr. Bunun bedeli de, nimeti de büyüktür.
Ýstanbul’un fethi asla bir macera neticesinde gerçekleþmemiþtir. Fethe dair her þey aný anýna hesaplanmýþtýr. Bunu sadece Sultan Mehmet yapmamýþtýr. O, bu ekibin baþý olma þerefini yaþamýþtýr. Fakat Ýstanbul’un fethinin derunî kahramanlarýnýn emeklerini de görmezlikten gelmemeliyiz. Onlar kendilerini görünmez kýlmanýn gayreti içerisinde olsalar da bizler bu örnek þahsiyetleri yeni yetiþen nesillere örnek þahsiyetler olarak takdim etmeliyiz.

“Benim ormanýmdan bir yaþ dal kesenin baþýný keserim” diyecek kadar iyi bir çevreci, yüzlerce gazel yazacak kadar usta bir þairdi Fatih Sultan Mehmet… Surlarý döven toplarý bizzat tasarlayan akil bir mühendisti ayný zamanda… Onu Fatih yapan kuru bir cesaret deðildi þüphesiz… Pek çok güzel hususiyet bir araya gelerek Fatih’in madde ve mana kalýbýný oluþturmuþtur. Fatih’i anlamadan mukaddes fethi anlayamazsýnýz. Fatih’in eþsiz kudretini anlamak için de onun ruhunu besleyen nurlu oluklardan nasiplenmeniz gerekir.

Ýstanbul’u, Türk-Ýslam âlemine bahþedilen nimetlerin en güzeli bilip baðrýmýza basýyoruz. Onun yüce Fatih’ini de gönülden selamlýyoruz. Bizler de o çapta ve o ruhta nesiller yetiþtirmenin gayreti içerisinde olacaðýmýzý tüm dünyaya haykýrýyoruz. Yaþasýn fetih ruhu… Yaþasýn fetih heyecaný… Yaþasýn geleceðin Fatihlerini yetiþtirecek analar, babalar…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Köprübaþý Lisesi'nin Eðitim Çýnarý: Recep Aydýn
Sizin Çocuðunuzun da Bir Pulsuz Dilekçesi Vardýr
Yaþlýlara Saygý ve Hürmet
Hayatý Anlamlý Kýlmak
Þiirimizde Cumhuriyet
Marifet Ýltifata Tabidir
Atatürk ve Cumhuriyet
Þehidimin Son Örtüsü Bayraðým!..
Yunus Emre'de Hoca (Öðretmen) Sevgisi
Oruç Kalkandýr

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Neslin Hamurkârý [Þiir]
Muhsin Baþkan [Þiir]
Önce Ahlâk, Maneviyat [Þiir]
Tutumlu Ol Çocuðum [Þiir]
Ân Bu Ân, Vakit Þimdi [Þiir]
Babamýn Dönüþü [Þiir]
Yerli Malý Kullanýn [Þiir]
Ýfrit Ýle Karýnca (Manzum Masal) [Þiir]
Çanakkale Geçilmez [Þiir]
Halep'e Kelepçe [Þiir]


M.NÝHAT MALKOÇ kimdir?

NÝHAT MALKOÇ’UN BÝYOGRAFÝSÝ Beþ çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ýnda Trabzon’un Köprübaþý ilçesine baðlý Gündoðan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. Ýlkokulu komþu köy olan Güneþli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öðrenimini Köprübaþý Lisesi’nde tamamladý. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktý. Lise son sýnýfta girdiði üniversite imtihanýnda KTÜ/Fatih Eðitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Öðretmenliði Bölümü’nü kazandý. Dersaneye gitme imkâný ve zaman kaybýna tahammülü olmadýðý için kazandýðý fakülteyle yetindi. 1992 yýlýnda okulu bitirdi. Ýlk göz aðrýsý olarak nitelediði Gümüþhane’de beþ yýla yakýn öðretmenlik yaptý. Her geçen gün öðretmenliði daha çok sevdi. Artýk öðretmenliði bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu Ýstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öðretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocaðýnda yüzlerce yabancý subaya güzel Türkçe’mizi öðretti. Ankara’da girdiði sýnavý kazanarak Akçaabat Anadolu Ýmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatý Öðretmeni olarak atandý. Burada iki yýl görev yaptý. Daha sonra girdiði yazýlý ve sözlü imtihaný kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ýn baþkenti Aþkabat’a,üç yýl görev yapmak üzere, öðretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi Ýlâhiyat Fakültesi’nde ve Ýlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öðretmeni olarak çalýþtý. Yine Aþkabat’ta Türkçe Öðretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yýl boyunca deðiþik milletlerden kiþilere Türkçe’yi sevdirerek öðretti. Þu anda Akçaabat’a baðlý Derecik Ýlköðretim Okulu’nda görev yapmaktadýr. Bugüne kadar,en büyüðünden en küçüðüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazý ve þiir yazdý. Bu yayýn organlarýndan Türk Edebiyatý,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çýnar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Þenliðin Sesi,Ýnsanlýða Çaðrý,Yeni Sesleniþ,Gençliðin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüþhane,Kuþakkaya,Ortadoðu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaþ,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yýllardan beri deneme,makale,fýkra ve þiirler yazmaktadýr. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazý Ýþleri Müdürlüðü’nü yaptý. Kültürel organizasyonlarýn çoðunda aktif olarak görev aldý. Sevgi,Dostluk ve Kardeþlik konulu þiir yarýþmasýnda birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediði Çevre ile ilgili yarýþmada birincilik,yine ayný belediyenin düzenlediði “Ýki binli Yýllara Doðru Trabzon” konulu makale yarýþmasýnda mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin deðiþik zamanlarda organize ettiði þiir yarýþmalarýnda birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandý. Karadeniz Yazarlar Birliði kurucularýndandýr. Halen bu birliðin üyesidir. Bunlarýn yanýnda elinin altýndaki öðrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onlarýn da pek çok kültürel yarýþmada ödüller almasýna zemin hazýrlamýþtýr. Ýkisi kýz,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasýdýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Necip Fazýl Kýsakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlý


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.