Bildiðim tek þey, ben bir Marksist deðilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Hakan Yozcu Hakikat Gazetesi – Lefkoþa Hakan Tulumbacý, bir emekli bandocu astsubay arkadaþýmýz. Geçen gün Gaziler Cemiyeti’nde birlikte kahve içtik. Sohbet ettik… Hakan Tulumbacý, 30 yýllýk bir müzisyen. Hem çalýyor, hem söylüyor. Çocuklarýný da kendisi gibi müzisyen yetiþtirmiþ. Geçmiþte benim öðrencim olan Umut da babasý gibi bir müzisyen olmuþ. Konservatuvarý bitirmiþ. Hakan, adeta bana içini döküyor. Sanat deyince benimle bir dost, bir kardeþ edasýnda dertleþiyor. Ýçindeki bütün sýkýntýlarý, kafasýndaki düþünceleri benimle paylaþýyor: “Sanata ve sanatçýya bu ülkede deðer verilmiyor” diye baþlýyor sohbete. Devam ediyor: “Sanata ve sanatçýya deðer verilseydi, bu ülke çok daha iyi yönetilirdi ve bu gün yaþadýðýmýz sýkýntýlar yaþanmazdý. Ülke çok daha iyi olurdu.” diyor. Sanatçýlarýn politikaya girmeyiþini, dolayýsýyla mecliste yeteri kadar sanatçýnýn olmayýþýný, ilgili bakanlýða sanat ile ilgisi olmayan kiþilerin “Bakan” olarak getirilmesini bir handikap olarak ele alýyor. Bu konuda görüþlerini þöyle sýralýyor: “Sanatçýlar politikaya pek heves etmiyorlar. Siyasete atýlmýyorlar. Meclise baktýðýmýzda pek sanatçý gördüðümüzü söyleyemeyiz. Oysa sanatçýlarýn da mecliste temsil edilmesi gerekir. Politikada alýnacak kararlar toplumu yönlendirmeye ve huzura erdirmeye yönelik olmalý. Oysa siyasetçiler, hep, kendi gelecekleri endiþesini duyarak politika yapmaya çalýþýyor. Bu nedenle saðlýklý bir politika üretilemiyor. Bana göre sanatçýlar da mecliste olsaydý olaylara daha farklý gözle bakarlardý. Daha duygusal yaklaþarak memleketi dürüstçe yönetirlerdi. Diðer sanatçýlarýn hallerinden onlar anlarlardý. Ve ayrýca sanatýn geliþmesi için çaba harcarlardý. Bu gün ülkemizde sanata ve sanatçýya gereken deðer maalesef verilmiyor. Örnek verecek olursak müzisyenler sadece þarkýcý olarak düþünülüyor. Oysa sanat bir bütündür. Her sanat dalýnýn ayrý sanatçýlarý vardýr. Bunlarýn hepsi kendi alanýnda ayrý bir deðerdir. Edebiyatçýlarýmýz, ressamlarýmýz, heykeltýraþlarýmýz, müzisyenlerimiz artýk aklýnýza ne geliyorsa yani sanatla uðraþan her kimseyi kast ediyorum. Bunlarýn hepsi üretiyorlar. Topluma bir þeyler vermeye çalýþýyorlar. Onlara duygu ve düþünceleriyle yön veriyorlar. Politikacýlarýn bunlara karþý bakýþ açýlarý pekiyi deðil. Müzisyenleri hala “Çalgýcý” olarak görüyorlar. Þairleri “Melankolik”, resim yapanlarý da “Boyacý” olarak niteliyorlar. Bir türlü sanatçý kelimesi çýkmýyor aðýzlarýndan. Bu da sanatçýmýza verilen deðeri gözler önüne seriyor.” diyor. Hakan Tulumbacý, heykeltýraþlýk gibi bir sanatýn ülkemizde pek yaygýn olmadýðýný, daha ziyade dýþardan getirilen sanatçýlarýn eserleriyle bu ihtiyacýn giderildiðini söylüyor. “Ben, heykeltýraþ sanatçýsý görmedim. Duymadým. Varsa da bilmiyorum. Bundan haberim olmadý. Oysa bu ülkede her alanda sanatçý yetiþir. O potansiyel var” diyor. Devam ediyor: “Müzik, þiir, resim gibi sanatlar, bu gün, dünyada paranýn yapamayacaðý reklamý yapýyor. Bir ressam resmiyle, bir müzisyen notalarýyla, bir þair þiirleriyle ülkesinin adýný tüm Dünya’ya duyuruyor ve ülkesini tanýtýyor. Bu gün bir Fransa þairleriyle, bir Almanya Müzisyenleriyle, bir Ýspanya Ressamlarýyla adýný dünyaya duyurmuþtur. Amerika ise film sektörü ile adýndan söz ettirmiþtir. Bu ülkeler dünyaca ünlü sanatçýlarýyla süper güç olmuþlardýr.” Hakan Tulumbacý, bizde de böyle olmasý gerektiðini, sanata önem verilirse ülkede kalkýnma ve geliþme olacaðýný belirtiyor: “Sen, sanatýna ve sanatçýna önem verirsen her þey ahenk içinde olur.” diyor… Tulumbacý, 30 yýl önce müziðe baþladýðý ilk günler ile bu günü karþýlaþtýrarak “Teknolojinin bu gün çok geliþtiðini, kendilerinin yokluklar içinde müziðe baþladýðýný, ama günümüz gençliðinin bu gün çok þanslý olduðunu, imkânlarýn eskiye oranla daha fazla olduðunu, önemli olanýn bu imkânýn bu gençlere saðlanmasý olduðunu” söylüyor. “Günümüzde teknoloji ilerledi. Bu sayede her þeye kolayca ulaþabiliyorsunuz. Her iþi kolayca yapabiliyorsunuz.” diyerek ülkemizdeki gençlerin müzik alanýnda da güzel iþler yaptýðýn ve onlarýn desteklenmesi gerektiðini belirtiyor: “Kýbrýs’taki gençler, þu anda Türkiye ve Dünya standartlarýnda iþ yapýyorlar. Ama onlara yeterli imkân tanýnmýyor. Bu nedenle gençler kendilerini yenileyemiyorlar. Müziðe yatýrým yapamýyorlar. Dýþardan gelen sanatçýlar ön planda tutuluyor. Örnek verecek olursak Türkiye’den gelen bir sanatçý ile ayný kalitede müzik yapmamýza raðmen ona 60-70 bin lira veya daha fazla ücret verilmesi, bunun yaný sýra gençlerimizin 3 veya 5 bin lira ile geçiþtirilmesi ve onlarla ucuz pazarlýk yapýlmasý gençlerimizi yaptýðý iþten soðutuyor. Onlar da çareyi yurt dýþýna gitmekte arýyorlar. Siyasetçilerin bunu anlayýp, bunun önüne geçmesi gerekir. Yoksa kýsa bir süre sonra müzik yapan bir sanatçý bulunmaz adada.” diyor. Müzik alanýnda güzel iþ yapan kiþilerden de örnek veriyor: “ Okan Ersan, Erkan Erzurumlu, Ayhan Baþkal, Ýbrahim Esteralla ve Kadir gibi isimler müzik alanýnda çok güzel iþler yapýyor. Peki, bunlarýn kýymeti ülkemizde ne kadar biliniyor? Benim kendi oðlum da müzik yapýyor. Profesyonel müzik eðitimi almasýna raðmen yukarýda saydýðým sebeplerden dolayý deðer bulamýyor. Ben, 30 yýllýk müzisyenim. Ama müzik alanýnda ülkeye faydalý bir hizmet veremedim. Kendi çapýmda hala müzikle uðraþýyorum. Ama o kadar... Þu anda gençler adýna bir þeyler söylemek istedim. Ben, gençlerimize inanýyorum ve onlara güveniyorum. Müzik adýna çok güzel iþler yapýyorlar. Sadece onlara sahip çýkýlmasýný istiyorum. Onlara sahip çýkýlýrsa çok daha güzel iþler yapýlýr. Yok, sahip çýkýlmazsa, müziðimiz kendi odasýndan dýþarý çýkamaz. Kendi odasýnda hapis kalýr.” diyor… Düþüncelerini bizimle paylaþan Hakan Tulumbacý arkadaþýmýza çok teþekkür ederek ayrýldým oradan… Ayrýlýrken de sanat adýna çok yararlý ve samimi düþünceler duymuþtum. Bu duygu ve düþüncelerin bilinmesi için ben de köþeme taþýdým…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |