..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Düşgücü güzelliği, adaleti, mutluluğu yaratır. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Çağdaş Sanat > Hakan Yozcu




1 Ekim 2019
Sanatçı Mehmet Samer İle Tiyatro Üzerine  
Hakan Yozcu
Samer, “Dramanın eğitimde olması gerektiğini, öğrencilere küçük yaşlarda tiyatro eğitiminin verilmesi gerektiğini, böyle olursa kendilerini daha iyi hissedeceklerini, toplum içinde nasıl davranacaklarını öğreneceklerini” belirtiyor. Devam ederek “Çocuklarla çalışmanın farklı bir yöntemi vardır. O nedenle uzman kişilerle çalışılması gerekir. Tiyatroyu bilen ve o eğitimi alan kişilerle çalışılırsa başarı artar” diyor.


:IAD:
     “Hakikat WEB TV”, yeni yayın dönemine yeni stüdyolarında başladı. “Hakan Yozcu İle KKTC Güncel” adlı programımız Salı günleri saat 14.00’e alındı. Bundan böyle sevenlerimiz bizi, bu saatte canlı yayında izleyebilirler.
     Geçtiğimiz Salı günü konuğumuz Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Sanatçısı, tiyatro ve sinema oyuncusu Mehmet Samer idi.
     Mehmet Samer ile tiyatro ve sinema üzerine içten bir sohbet gerçekleştirdik. Program o kadar akıcı ve seviyeli idi ki 50 dakikanın nasıl geçtiğini anlayamadık.
     Mehmet Samer, “Aslında Kahramanmaraşlı olduğunu, daha sonra ailesi ile birlikte Kıbrıs’a geldiğini” anlattı.
     Tiyatro sevgisi ve aşkı daha ilkokul çağlarında başlamış. Kendi bölgelerinde kurulan HAS-DER, o yıllarda “Alaattin’in Sihirli Lambası” adlı bir oyun oynayacakmış. Çocuklardan da bu rolü oynayabilecek birini arıyorlarmış. Tabii şans, ona gülmüş. Bu rolü kendisine vermişler. Ve bu oyunda görev almış. Bu iş, o kadar çok hoşuna gitmiş ki daha o zamanlar tiyatrocu olacağına dair kendi kendine söz vermiş. Öyle ki lise yıllarında Turizm Bölümünde okumasına rağmen tiyatrodan hiç vazgeçmemiş. Bu yıllarda da okul tiyatrosunda görevler almış.
     Askerlik çağına gelince askere gitmiş. Üniversite ise askerlikten sonra gülmüş kendine. Askerlik bittikten sonra Yakın Doğu Üniversitesi Sahne Sanatlarının sınavlarına girmiş ve başarılı olmuş. Bundan sonra resmen tiyatro hayatı başlamış.
     Mezun olduktan hemen sonra, Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları oyuncusu Nergül Tuncay “Harikalar Mutfağı” adlı bir oyunun yönetmenliği için görevlendirilmiş. O da Mehmet Samer’i arayarak bu oyunda görev almasını istemiş. Devlet Tiyatroları Müdürü ile görüşerek önce hizmet alımı ile oyuna başlamış. Başarılı olmasından dolayı Devlet Tiyatroları’na sözleşmeli eleman olarak alınmış. 7 yıldır da burada görev yapıyor. Birçok oyunda görev almış.
     Bu sezon yine bir çocuk oyunuyla başlıyorlar. Oyunun adı:“Otobüs Durağında Üç Bencil” 15 bin minik seyirciye ulaşmayı hedefliyorlar. Oyun “Birlikte hareket etmenin iyi olduğu” mesajını veriyormuş.
     Mehmet Samer “Çocuklara tiyatro izletmenin çok yararlı olduğunu” belirterek şunları söylüyor: “Çocuklar, izledikleri oyunları hiç unutmuyorlar. Oyunun verdiği mesaj, yıllarca onlarda etkili oluyor. Bu çocuklara özgüven sağlıyor. Ben, yapabilirim diye düşünüyor. Yeter ki verilen mesaj doğru verilsin, iyi verilsin.”
     Samer, “Dramanın eğitimde olması gerektiğini, öğrencilere küçük yaşlarda tiyatro eğitiminin verilmesi gerektiğini, böyle olursa kendilerini daha iyi hissedeceklerini, toplum içinde nasıl davranacaklarını öğreneceklerini” belirtiyor. Devam ederek “Çocuklarla çalışmanın farklı bir yöntemi vardır. O nedenle uzman kişilerle çalışılması gerekir. Tiyatroyu bilen ve o eğitimi alan kişilerle çalışılırsa başarı artar” diyor.
     “Devlet tiyatrolarında yönetmen sıkıntısı olduğunu, yönetmene ve hatta birkaç yönetmene ihtiyaç olduğunu” belirtiyor. “Yönetmen olmayınca oyun çıkarmada zorluk yaşanıyor.” diyor
     Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları olarak birkaç kez Konya’ya festivale gittiklerini, orada KKTC’yi en iyi şekilde temsil ettiklerini ve oynadıkları oyunun izleyenler tarafından çok beğenildiğini dile getiriyor. Devam ediyor:
     “Festivallere sık sık katılmamız lazım. Sesimizi oralarda duyurmamız lazım. Sanatla KKTC’yi daha iyi tanıtabilir ve daha iyi yerlere getirebiliriz. Ülkelerin tanıtımında sanatın önemi yadsınamaz. Gittiğimiz yerde bize KKTC neresi? Öyle bir yer var mı diye soranlar oluyor. Yani Türkiye’de bile bunu soruyorlarsa bu, kendimizi yeteri kadar tanıtamıyoruz demektir. Oyunumuzu izleyenler şaşırıyor. Kıbrıs’ta böyle oyunlar çıkıyor mu diye soruyorlar. O zaman sanata daha çok önem vermemiz gerekiyor diye düşünüyorum.”
     “Seyirci bazen acımasız olabilir. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Sizi eleştirir. Kusurlarınızı dile getirir. Bu, sizi daha iyi olmaya sevk etmelidir. Seyirci oyunu beğenirse ayakta alkışlıyor. Bu yapılan icraata bağlı. Seyirci, bizi her zaman takdir ediyor. Biliyorsunuz, şu an bir salonumuz yok. Yıllar önce yanmış. Ama biz bunu bahane etmiyoruz. Oyunlarımızı mutlaka seyirci ile buluşturuyoruz. İşimizi en iyi şekilde yapıyoruz. Ama salon olmayınca seyirci demorolize oluyor. Bunun ortadan kalkması için salonun bir an önce yapılması gerekiyor. Savaştan çıkan ülkeler bile ilk iş olarak tiyatro salonlarını yapıyorlar. Kültür ve sanatla büyümek gerek. Sanata önem veren ülkeler mutlaka kalkınıyor. Bizim de böyle olmamız lazım. Sanata ve kültüre önem vermek zorundayız.”
     Mehmet Samer, sinema filmlerinde ve bazı dizilerde de rol almış: “Halam Geldi”, “Geniş Aile” sinema filmlerinde ve “Galip Derviş” adlı bir TV dizisinde görev almış. Yakında Kıbrıs’ta çekilmesi düşünülen “Hababam Sınıfı” adlı filmde de rol alacakmış.
     KKTC’nin doğal bir film platformu olduğunu, doğanın, denizin, tarihin buna çok elverişli olduğunu ve burasının bir sinema cenneti yapılabileceğini, bu sayede de ülkenin adının bütün dünyada duyulacağını söylüyor.
     Kıbrıs’ta telif yasasının olmayışından dolayı oyun seçmekte zorlandıklarını bu nedenle kendilerinin oyun yazmaya yöneldiklerini belirtiyor.
     “Her oyun bizim için ayrı bir heyecandır. Ben, her oyunda aynı heyecanı yaşıyorum. Her defasında başaramayacağım korkusunu yaşıyorum. Bu nedenle oyuna daha fazla ve daha ciddi sarılıyorum. Mutlaka her rolümü önemsiyorum.” diyor.
     Son olarak “Sanata mutlaka önem verilmesini” belirterek “Sanatın bir üst dereceye çıkarılması demek devletin de büyümesi, kalkınması demektir. Sanata ve sanatçıya önem verilirse ülkenin adı da o kadar duyulur. Tanıtımı yapılır.
     Gençlerimiz, tiyatroyu sevsinler. Hayallerinin peşinden koşsunlar. Gelsinler, bize başvursunlar. Biz, her türlü desteğe ve yardıma hazırız. Deneyimlerimizi, bilgilerimizi onlarla paylaşmaya hazırız. Gerek kostüm, gerek malzeme, işte ne gerekiyorsa yardımcı olmaya hazırız. Onları sınavlara hazırlamaya hazırız. Yeter ki istesinler... Biz yanlarındayız…” diyor.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın çağdaş sanat kümesinde bulunan diğer yazıları...
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Bir Bahar Bekliyorum Üzerine
Her Şey Gülüşünde Saklı
İnciraltı Şairleri
Boyacı’ya Büyük İlgi
Nkl Sanat Gecesi Büyük İlgi Gördü
İlk Yerli Operamız: Arap Ali Destanı
Nkl’de Edebiyat Sokağı
Erdinç Akgür İle Devlet Tiyatroları’nı Konuştuk

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sessizliğin Hikayesi Üzrine
Denizli Türk Dünyası Şairleri Buluşmasının Ardından
Cevahir Caşgir’den "100süz Şiirlerim"
Orhan Pamk'un "Kar" Romanı
ve İlk Bölüm Yayınlandı
ve İlk Bölüm Yayınlandı
"Bitemeyen Proje" Üzerine
Beşik Gibi Sallandık
"Kırmızı Pazartesi" Romanının Düşündürdükleri
Olcay Kıraç İle Kıbrıs Sorunu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Acı Ektim [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Vakit Gelince [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]
Helallik İstiyorum [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.