Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
Yararı yok bunu itiraf etmenin, gidermekte gösterilecek çabayı küçümserseniz. Çünkü o boşluğu gidermek için yapabileceğiniz tek şeyin sahip olduklarınızı artırmak olduğunu düşünüyorsunuz. Kendinize karşı o kadar acımasızsınız ki acınızı dindirmeyecek bir ilaca belki de acınıza sebep olacak şeyler yapıp kazandığınız paradan veriyorsunuz. Biraz karışık oldu sanırım açıklayayım. Sabah çoğunlukla beraber olmaktan çok da haz etmediğiniz insanlarla çalışarak güne başlamak çok da iç açıcı gelmiyordur. Zira bir insanı tanımak için ya beraber çalışmak ya da evlenmek gerekir diye düşündüğüm için sanırım. Ya bütün günü beraber geçirip aynı zamanda enerji dolu olup çözmek zorunda olduğunuz tonlarca problemden bahsedersem o zaman işler iyice çığırından çıkar. İşte tam da bütün bunlara her gün devam etmek için gösterdiğiniz çaba sonunda aldığınız kocaman aylığı, o içinizdeki doyuramadığınız açlığı doyurma hazzı içinde alışveriş yaparken, harcadığınız çil çil altınlardır sizi acımasız yapan. Dolaptaki etiketi çözülmemiş tişörtler, henüz sunmaya değer! misafirinize ulaşamamış servis kaseleri, üzerinize sıkmaya değer! bir davete katılmanızı bekleyen parfümler, beğenerek aldığınız ama ona uyan bir gömlek almanızı bekleyen kravatlar, daha neler neler. Onu besledikçe acıktığının farkında bile değilsiniz. Söylenenlere aldırmıyorsunuz çünkü kendinize konduramıyorsunuz. Ancak zaman aleyhinize işliyor. Tik tak tik tak tik tak. İşte Hollywood süper kahramanları gibi karşımıza MİNİMALİZM çıkıyor. İsmi gibi kendi de onu ne kadar büyüttüğünüz ile değil onu ne kadar uygulayabileceğiniz ile hayatınıza girebilir. Minimalizm, Aşama bir; Varlığınızı bütünlediğini düşündüğünüz nesnelerin ne kadarından vazgeçebilirsiniz ? Aşama iki; Vazgeçtiğinizi düşünürsek bu ne kadar sürer ? Aşama üç; Her karar verdiğinizde uygulamayı hiç başlayamadığınız diyetler ya da sporlar gibi erteliyor musunuz ? Hayatınızın içinde kendinizi büyüterek mi barınmak istiyorsunuz ya da eskilerin hatırladığı veresiye satan gibi eşyaların içinde güneşin doğmasını görmek için batmasını bekleyenlerden mi olacaksınız karar verin lütfen.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aysun Güven, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |