..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir kimse, neden oltasýný, içinde tek bir balýk olmadýðýný bildiði bir göle sarkýtýr? -Adalet Aðaoðlu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Yazarlar ve Yapýtlar > Osman AKTAÞ




15 Temmuz 2021
Ýbreti Baba (Hýdýr Gürel)  
Osman AKTAÞ
Ben Ýbreti Baba’yý ilk kez rahmetli Feyzullah Çýnar’la tanýdým. Mahalli âþýklarýn içinde çok deðer verdiðim, sazýný, sözünü, karakterini hayranlýkla takip ettiðim Feyzullah Çýnar’ý hâlâ severek dinlemeyi sürdürüyorum.


:AECI:
Ben Ýbreti Baba’yý ilk kez rahmetli Feyzullah Çýnar’la tanýdým. Mahalli âþýklarýn içinde çok deðer verdiðim, sazýný, sözünü, karakterini hayranlýkla takip ettiðim Feyzullah Çýnar’ý hâlâ severek dinlemeyi sürdürüyorum. Feyzullah Çýnar’ýn söylediði, Ýbreti Baba’ya ait “Ezelden bade-yi aþk ile mestiz” adlý bu þathiye, yüreðime bir kurþun gibi iþledi dersem yeridir. O günden sonra ister kendi sesinden, ister baþkalarýndan ne kadar ibreti Baba þiirleri varsa, hem dinledim, hem okudum.

Ýbreti Baba Türk halk þiirinin en zor þiir türü olan þathiyenin yirminci yüzyýldaki en önemli ustasýdýr ve neredeyse bütün þiirleri de þathiyedir. Arada sýrada söylediði taþlama, semai ve güzellemeler de vardýr.

Ýbreti Baba’yý bir miktar tanýtarak þiirleri üzerinde durmak ve yüreðimden geçenleri siz þiire gönül verenlerle paylaþmak istiyorum.

Ýbreti Baba’nýn asýl adý Hýdýr Gürel’dir. Ýbreti Baba’nýn dedeleri Malatya’nýn Akçadað ilçesinden kalkýp, Kayseri’nin Sarýz ilçesine baðlý Kýrkýsrak köyüne gelip yerleþirler. Babasý Ali, anasý Sultan’dýr. Ýbreti’nin babasý at sýrtýnda köy köy dolaþýp, meyve ve öteberi satarak geçimini saðlayan biri. Ýbreti Baba rumi 1336, miladi 1920’de doðmuþtur. Ýbreti Baba üç yaþýndayken anasý vefat eder. Babasý Hatice adýnda baþka hanýmla evlenir. Hatice’den beþ çocuðu olur.

Ýbreti Baba on yedi yaþlarýndayken evlenir, hanýmý teyzesinin kýzý Sultan'dýr. Köþkerlik (ayakkabý tamirciliði) yapar ve ayakkabý üretimiyle geçimini saðlar.

Üç yýl askerlik yapan Ýbreti Baba, askerde iken babasýný kaybeder. Askerlik dönüþü Maraþ’ýn Afþin ilçesine giderek, on sekiz gün gibi kýsa bir zamanda biçki, dikiþ öðrenir. Ýbreti Baba, Sarýza döner ve bu sanatýný on sekiz yýl sürdürür. Bu arada saza söze büyük ilgi duyan Ýbreti Babanýn okuma meraký da artar. Geceleri gaz lambasýnýn ýþýðýnda okuyarak, kendini yetiþtirir.

19. yüzyýlda yaþamýþ ünlü halk þairi Edip Harabi’nin tarzý ve etkisi belirgindir Ýbreti Baba’da. Kitaplarýnýn içinde özenle koruduðu çok eski bir Harabi divaný bulunmasý Ýbreti’nin bu þaire olan sevgi ve saygýsýný gösterir. Seyrani, Dertli, Erzurumlu Emrah, Meluli sevdiði diðer þairlerdir. Aþýk Hüdai, Ýbreti Baba’nýn çaðdaþý olarak en beðendiði ozan olarak bilinir.

Ýbreti, babanýn altý çocuðu olur. Bu kalabalýk nüfusla doðal olarak geçim darlýðý çeker ve birden çok iþi de bir arada yapmaya baþlar. Saz yapýp satmak, diþ çekmek, madencilik, en son fotoðrafçýlýk gibi iþleri de yapar. Madencilikte yaptýðý kazýlarda yüzde seksen isabet kaydetmesine karþýn ekonomik yetersizlikler nedeniyle bu iþi sürdüremez. Devlet desteði alamadýðý için bulduðu krom, gümüþ, kurþun madenleri toprak altýnda kalýr. Son olarak fotoðrafçýlýk hizmeti yapmakta olan Ýbreti Baba, Sarýz’da elektrik olmadýðý için iþini sürdürmekte zorlanýr ve Elbistan’a gider. Elbistan’da fotoðrafçýlýða devam ederken, 1967’de patlak veren Elbistan olayýnda fanatik bir gurubun saldýrýsýndan Ýbreti Baba da nasibini alýr; dükkâný tahrip edilir, kendisi de canýný zor kurtarýr. Bunun üzerine tekrar Sarýz'a döner, burada da beklentilerine karþýlýk alamayýnca Ýstanbul’a göçer.

Ýbreti Baba 5 Kasým 1976 tarihinde Ýstanbul’da Hakk’a yürür.

Ben Ýbreti Baba’nýn þiirleri üzerine duygularýmý kaleme almadan önce Ýbreti Baba’nýn Ýslam ve Anadolu Kýzýlbaþlýk anlayýþýný deðerlendirdiði bir deyiþini sunmak istiyorum.

Bakalým sazý eline alan Ýbreti Baba konuya iliþkin neler söyledi…

“Hangi peygamberden kaldý bu usul
Hangi ayet bunun hakkýnda nazil
Sünnet, sakal, býyýk kesmek mi gafil
Bu mu Müslümanlýk iþaretiniz

Kitapsýz þunlar ki bilmezler suçun
Dýþýn temiz tutar, arýtmaz için
Cehennem deresi riyakâr için
Ýblisten saklýdýr ibadetimiz

Mümin okuyan mý, emri tutan mý
Yoksa ilmi para ile satan mý
Namazda duvara cephe tutan mý
Ancak su ile mi teharetiniz

Ölmeden ölenin temiz ölüsü
Mevt-i kýble an'a mevttir dirisi
Günah, yuðmak deðil daha doðrusu
Ölü yuðmak ancak bir adetimiz

Cilve-yi Rabbani Ali'de kudret
Bu kudretle zâhir eyledi hikmet
Hak Ali ile birdir, bu nasýl gaflet
Hatemullahi kul u bihim iþaretiniz

Dört mezhep lafýna vermeyiz kýymet
Abbasi icadýn biliriz elbet
Ehlibeyte râgýp olmayan her fert
Ta elestten beri cenabetimiz

Muhibbî evlâdýz deðiliz inkâr
Bu yüzden softaya göründük aðyar
Ta'ani teþninizden ne gamýmýz var
Herkese mâlum bir habasetiniz

Vaiz pendi etmez asla bize kâr
Bizlere malumdur yâr ile aðyar
Müstakim adlý bir tarikimiz var
O yoldandýr hakka garabetimiz

Mirac bir kademdir girebilene
Haktan yakýn yoktur görebilene
Hakimdir Muhammet, Ali cihana
Mahþerden sonra mý þol cennetiniz

Siz cennete aþýk, biz de cemale
Acep bundan kimler erer kemâle
Huri, gýlman için çekmeyiz çile
Sizin onlar için hep teatiniz

Sümme vechullahi demiþiz beli
Lâ taknet u min rahmete ezeli
Mescidi melâik ademdir celi
Bizim bu camide ibadetimiz

Men aref remzinden dersimiz aldýk
Dört kitap ilmini bir nokta bildik
Cami-yi vücutta namazý kýldýk
Beþ deðil dem be dem ibadetimiz

Ger zuhur edeydi Mehdi-yi devran
Meydana çýkardý güruh u þeytan
Tið-ý hunrizini çaldýðý zaman
Âþikâr olurdu kabahatiniz

Ayrý gayrý deðil, kulda sýrrý var
Mümin olan bunu edemez inkâr
Haktan gayrý nesne görmeyiz zinhar
Bu mu göze çarpan kabahatimiz

Ali öldü dersin, mezarý nerde
Kendisi tabutu gömdüðü yerde
Bunu bilmek kýsmet olmaz her ferde
Ýþte bu yüzdendir hakaretiniz

Ali'nin kudreti edilmez tarif
Nice sýrlarý var akla muhalif
Yeni midir adâvete tesadüf
Yoksa ezelden mi bu adetiniz

Davut çalmadý mý udu, tamburu
Ona ermedi mi hidayet nuru
Musiki çalmanýn var mý kusuru
Nedir taþ atmaktan ticaretiniz

Farz ile sünnetten geri kalmayýz
Çünkü hak mevcuttur meçhul bilmeyiz
Yýlda bir kez biz Mekke 'ye varmayýz
Gönül Kâbesi’dir ziyaretimiz

El kalb el mü’minin beyt'ül hûdadýr
Bu yüzden haccýmýz haccý kübradýr
Hazinetullahtýr hem Beytullah’týr
Dem be dem bu hacdýr ziyaretimiz

Kürsüde vaaz eder, gözü bakar kör
Kendini hoþ görür, özgede kusur
Bunlar rafazi der, hem dahi kâfir
Nedir bu zümreye adavetiniz

Millet seçmek deðil bizdeki temel
Doðru söz üzere ederiz amel
Acem sözlerinden Kuran var evvel
O gösterdi rahý hidayetimiz

Ýbadetin hasý selahý dâim
Nefsimiz neyinden kýlarýz saim
Mal zekâtý vermek nemize lâzým
Hak yola baþ vermek iradetimiz

Zencefil, zina yok bizden dilin çek
Evlâdýmýz tahir piç deðil biþek
Hak emri üzere süreriz sürek
Yok böyle batýl bir adetimiz

Kâinatý yoktan var eden Allah
Ondan gayrý var mý bir ata, ana
Niçin olmadýnýz bu sýrra âgâh
Bu kadar mý baðlý basiretiniz

Ýbreti farið ol, uyma cahile
Nasihatin hiçe gider nafile
Hüner odur kiþi kendini bile
Ondan belli olur maharetimiz”

Bu yazýya giriþ yaparken, Ýbreti babanýn yirminci yüzyýlýn en önemli þathiye ustasý olduðundan söz ettim. Bu doðrultuda þathiye hakkýnda kýsa bir bilgi vermek elzemdir.

Þathiye Arapça bir kelime ve “Þath” kökünden gelmektedir. “Þath” kelimesi Arapça'da alaylý söz anlamýna gelir. Tasavvufta ise sûfînin kendisinden geçtiði bir sýrada söylediði þeriata aykýrý söz ve hareket anlamýna gelir ki, söyleyen bu kendinden geçme durumunu fark ettiði anda söylenenleri acizliðe baðlayýp, doðru olanýn hak olduðunu yeniden zikreder.

Þath kelimesi Türkçe'de bir duygu veya düþünceyi iðneleyici ve alaylý bir þekilde dile getirmek demektir.

Þathiye, ilahi güç ve isteklere karþý ilk bakýþta sert eleþtiriler ve karþý çýkýþlar gibi görünmekle birlikte, aslýnda insan mizaç ve nefsinin bir tür sýnanmasýdýr da denilebilir. Tanrý hata yapmaz. Hata yapan insandýr. Ancak insan hatasýný kabullenmediði için suçu bir baþka varlýða atmaya meyillidir. Bu suçun gerekçesini ya doðrudan Tanrý’ya atfedecek, ya onun yerini alacak ve kendisini de kurtaracak baþka bir varlýk bulacak ki, bu varlýðý da yaratýyor, adýna da “Felek” diyor. Ýþte bu durumu bir nebze de, görebilmek için, Türk þairleri þathiyeyi kullanmayý sürdürmüþler. Ýnsanýn içinden geçenleri, ama ifade edemediklerini þairler dile getirip, “Ne kadar da haklý” ya da “týpký benim düþüncelerimi ifade etmiþ” dedirtecek duygularý sergileyen þairler, þiirlerinin sonunu insanýn yanýldýðýný, yanlýþlarýn ilahi güçten deðil, beþerin tutarsýz davranýþýndan kaynaklandýðýný ifade ederek þiirlerini tamamlamýþlardýr / tamamlamaktalar.

Tarihsel süreç içinde bazý önde gelen isimlerden Hallaç Mansur, Yunus Emre, Þahabeddin-i Maktul, Bayezid-i Bistami, Muhyiddin-i Arabi, Kaygusuz Abdal, Eþrefoðlu Rumi, Niyazi Mýsri þathiyeyi kullanmýþlardýr. Bu isimlerden bazýlarýnýn konuþmalarý, bazýlarýnýn þiirleri þathiyedir.

Beni üzen ve yeri gelmiþken þairlerin en çok yakýndýðý ve benimde bu yüzden görev saydýðým bir konuyu dile getirmek istiyorum; her þair gibi Ýbreti Baba’nýn da þiirlerini okuyan icracýlar þairin söylediðini þiirindeki kimi dizeleri ya da kavramlarý ya dünya görüþlerine uygun düþmediði için deðiþtirip söylüyorlar, ya akýllarýnda kaldýðý biçimde yanlýþ söylüyorlar. Bu durumdan en çok yakýnanlardan biri rahmetli Mahzuni, diðeri ise Abdurrahim Karakoç’tu. Eminim Ýbreti Baba’da yaþasa ve söylediði þiirin deðiþtirildiðini duysaydý ayný ýstýrabý duyar, imkân bulsa, deðiþtirenin de yüzüne tükürürdü.

Bu deðiþikliðe bir örnek vermek okuyucu kitlesi ve deðiþtirenler için de yerinde olacaktýr diye düþünüyorum.

“…
Ararýz Mevla’yý vicdanýmýzda
Allah aþikârdýr seyranýmýzda
Türk dili okunur irfanýmýzda
Arabi Farisi lisan gerekmez
…”

Bu dörtlükte geçen “Türk” kavramý Türk’e düþman olan her kimin zoruna gidiyorsa, söylerken, “Türk” kavramýný deðiþtirip “Kuþ” kavramý olarak söylemekteler ki, bu þekilde söyleyen bütün icracýlarý da esefle kýnýyorum ve Ýbreti Baba’nýn þiirleri üzerinde duralým, diyorum.

***

Þiirde þathiyenin nasýl iþlendiðini birlikte görelim.

“Minareye çýkýp bize baðýrma
Haberimiz vardýr, saðýr deðiliz
Sen kendini düþün bizi kayýrma
Sizlerle kavgaya uður deðiliz

Eðer insanlýksa doðru niyetin
Nefsini ýslah et varsa kudretin
Bize lazým deðil senin cennetin
Huriye gýlmana esir deðiliz

Ýbreti, bu hale insan acýnýr
Ham sofular bu sözlerden gücenir
Aslýna ermeyen elbet gocunur
Onu avutmaya mecbur deðiliz”

Görüldüðü gibi, ilk dörtlükten itibaren okuyan kiþinin dinden çýkmýþ birini düþüneceði bir þiiri, son dörtlükte, kimler için ve ne için söylediði açýklanarak düþünce tamamen deðiþtiriliyor. Ýþte þathiye dediðimiz þiir türü bu. Bunu þair mizahi bir anlatým içinde de kullanabilir, Ýbreti Babanýn yaptýðý gibi sert bir üslupla bir karþý çýkýþ biçiminde de kullanabilir.

“Bir kaz aldým ben karýdan
Boynu da uzun borudan
Kýrk abdal kanýn kurutan
Kýrk gün oldu kaynatýrým kaynamaz”

Biçiminde, dergâha giren ve bir þeyler öðrenmemek için sanki özel çaba sarf eden bir öðrenciden söz etmekte bu þathiyesinde Kaygusuz Abdal. Kaygusuz Abdal ile Ýbreti Baba arasýndaki üslup farký…

Ýbreti Baba’nýn þiirinde ne anlam, ne ölçü, ne ses düzeni olarak hiçbir kusur yok. Ýrticalen (hazýrlýksýz) söylenen þiirlerde kusur illaki olmakta. Ýþte ustalýk ya kusursuz söylemek, ya kusuru en aza indirmekle olmakta.

Þiirde Ýbreti Baba’nýn mizacýna uygun sert sessizlerden oluþan seslerin aðýrlýkta olduðunu görmekteyiz. Anlam olarak da ayný sertliðin þiire hakim olduðu meydanda.

Bir diðer husus ise, yine þiirde görüldüðü gibi, Ýbreti Baba “Taþlama” ile “Þathiye” türlerinin sentezini yaparak, kendine has bir þiir özelliði kullanarak ustalýðýný ayrýca ortaya koymakta.

Ýbreti Baba’dan bir baþka mükemmel þathiye:

“Ýlme hizmet edip, uykudan kalktým
Sarýk seccadeyi elden býraktým
Vaizin her günki vaazýndan býktým
Ramazaný sele verdim de geldim

Aklým ermez ahret eðlencesine.
Saygým var insanýn düþüncesine
Hayal cennetinin has bahçesine
Yobaz sürüsünü sürdüm de geldim

Ýbreti emelim insana hizmet
Eþim bana huri, evim de cennet
Hacýya, hocaya kalmadý minnet
Ýbriði, tespihi kýrdým da geldim”

Arap geleneði, Ýslam kavramlarýný alýp kendi hayallerine adapte edenler için söylenen, yine hem taþlama, hem de þathiye türünün sentezi olan bir Ýbreti Baba þiiri…

1400 yýldýr hep ayný þeyler söyleniyor, ama hep ayný yanlýþlar yapýlmaya devam ediliyor. Ben diyorum ki, söyleyen himmet ve hikmetten yoksun kimseler olduðu için söyledikleri zevk vermeyen müzik türünden baþka bir þey deðil. Peygamber söylerken, etkili oluyordu da, bunlar söylerken neden etkili olmuyor? Vaizler, mollalar, hocalar, derviþler kendilerini gözden geçirmeliler.

Bir baþka husus, “Kur’an-ý Kerim’i âlim olmayan anlamaz” diyen âlimler, bu kutsal kitabýn ne kadarýný anladýlar? Söylediklerinin “Akýl ve mantýk dini” olan Ýslam’la ne kadar örtüþüyor? Bunlarýn yeni baþtan gözden geçirilmesi gerekir, diye düþünüyorum. Zaten Ýbreti Baba da bu hususlara bu þiirinde dikkat çekiyor. Birincisi din, cennet ve hurilerden önce dünyada nasýl yaþanmasý gerektiðinin sýnýrlarýný çiziyor. Ýkincisi Allah sadece kendisine kulluk yapýlmasýný istiyor. Üçüncüsü Allah boþa harcama yapýlmamasýný ve ihtiyaç sahiplerinin gözetilmesini istiyor ve bu yüzden eskiler “Hac kapýnýn önünde” deyimini kullanýyorlar. Bu yüzden Allah gösteriþi bir kibir alameti sayýp yasaklýyor. Þimdi bu karakter ve zayýflýkta olan hacý ve hocalara kiþi minnet duyarsa, imanýný ve ibadetlerini gözden geçirmeli. Ýþte Ýbreti Baba’nýn dile getirdiklerini ben böyle anlýyorum.

Ýbreti Baba ayný zamanda, beþeri aþkýn da kýyýlarýný aþýndýrmýþ deli dalgalarla.

“Aþkýn pazarýna uðrarsa yolun
Ateþlere yakýp seyran ederler
Gönül kaptýr da bak, görürsün halýn
Din iman býrakmaz talan ederler

Kimi kaþý kara kirpikleri ok
Kimi çok sevimli, iþvesi pek çok
Kiminin yüzünde hiç pervasý yok
Âlemin diline destan ederler

Ýbreti, güzeller nazik edalý
Nerde âþýk varsa, baþý belalý
Çöllere düþürür Mecnun misali
Dünyayý baþýna zindan ederler”

Yine Ýbreti Baba’dan bir þathiye… Bu þiirde de uydurulmuþ hayallerin peþinde koþan garip dindarlardan söz ediyor Ýbreti Baba.

Ey sofu bizlere kem gözle bakma
Özünü fark eden insanýmýz var
Gerekse cennete bizi býrakma
Bizim de bir huri gýlmanýmýz var

Manasýn biliriz ilm ü irfanýn
Bizce deðeri yok kuru dâvânýn
Bunun için bize gel sýkma canýn
Hep dinlere önder vicdanýmýz var

Kim hoþlanýr senin böyle halinden
Hem dua hem küfür çýkar dilinden
Geçtik ham sofunun kýl u kalinden
Hilkati-i âdemiz izanýmýz var
…”

Ýbreti Baba semai konusunu da þiirlerine az da olsa taþýmýþtýr. Yukarýda bahsedildiði gibi Erzurumlu Emrah ve Seyrani’yi çok seven bir ozandýr. Gerek Seyrani, gerekse Emrah Türk halk þiirinin vazgeçilmezi semai türünün ustalarýdýr.

Yine efkârlandý divane gönlüm
Gam kederle yüklü kervaným vardýr
Ah u vah çekmekle tükendi ömrüm
Ýçerimde derdi hicraným vardýr

Gönül vazgeçer mi boyu fidandan
Emsali bulunmaz devri zamandan
Yaradan ayrýlalý usandým candan
Tek teselli kasý kemaným vardýr

Ýbreti, yarýmý unutmam bir an
Gözlerimden akar yas yerine kan
Dedim yar yüzünü göreyim hemen
Çünkü derdi hasret çekenim vardýr

Hulasa, bu dünyadan birçok peygamber, kaðan, âlim, þair gibi, bir de Ýbreti Baba geçti. Allah rahmet etsin. Ruhu þad, mekâný cennet olsun.

20 Haziran 21
Gölcük



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þeyh Bedreddin Þiirinde Din Faktörü

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kuzeyden Gelen Melek
Okuma Alýþkanlýðý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Veda Partisinde Veda Hutbesi [Þiir]
Düþ Geçiti [Þiir]
Saat Gökyüzüne Yaklaþýyor [Öykü]
Efsun [Öykü]
Sevgi Ya da Aþk Algýsý [Deneme]
Doðanýn Çýlgýn Yaratýðý ve Aþk [Deneme]
Aþkýn Tarifi [Deneme]
"Korkma Sönmez... "" Þairi [Deneme]
Bugün 23 Nisan [Deneme]
Eros'a Rekabet [Deneme]


Osman AKTAÞ kimdir?

1965 Erzurum doðdu. Gazi üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, TDE bölümünden mezun oldu. Sýrasýyla Van, Bartýn, Antalya,Bursa, Ankara, Bodrum'da öðretmen olarak görev yaptý. Halen Kocaeli'bde görev yapmakta. yaklaþýk 40 yýldýr þiir,öykü ve eleþtiri yazýlarý yazmakta. Eserleri: 1. ayArsýz; Uludað Yayýnlarý 2007 (Þiirler) 2. bermudayý tek geçmek; Cinius Yayýnlarý 2016 (Þiirler) 3. AsiMilat(ör); Cinius Yayýnlarý 2017 (Politik Denemeler) 4. (D)OKU(N)MUÞTUK; Cinius Yayýnlarý (Kitap Eleþtirileri) 5. cennet cazgýrlarý; Cinius Yayýnlarý 2017(Þiirler) 6. çorak düþler ülkesi; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 7. Yaðmur Yankýlarý; Artus Yayýnlarý 2018 (Öyküler) 8. Sessiz Çýðlýk; Cinius Yayýnlarý 2018(Kitap Eleþtirileri) 9. dar vakitte aþk; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 10. Âþýk Hüseyin Fizâhî; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 11. Þuaraya Elhan Olmak; Cinius Yayýnlarý 2019 (Þairler Üzerine Denemeler) 12. ναυάγιο αγάπης (enkaz-ý aþk): Cinius Yayýnlarý 2019 (Þiirler)


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Osman AKTAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.