Bazen evrende yalnýz olduðumuzu düþünürüm, bazen de olmadýðmýzý. Her iki durumda da bu düþünce beni afallatýr. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Milli Eðitim Bakaný Sayýn Mahmut Özer okullar açýlýrken her tür tedbirin alýndýðýný, yüz yüze eðitimden dönülmeyeceðini söylüyor, öðretmenlere de cilala parlat babýndan etkileyici seslenmeler yapýyordu. Okullar açýldý. Öðrenciler geldi. Biz öðretmenler de gördük ki okullarda, bakan Sayýn Özer öðretmenlere Ýl Milli Eðitim Müdürlüðü koordinesinde gönderttiði elli adetlik maske ve bir mini litre kolonya dýþýnda alýnmýþ herhangi bir önlem söz konusu deðil. Bakýn neredeyse unutuyordum, bunlarýn yanýnda bir de dijital ateþ ölçer göndermiþler. Yalnýz bu ateþ ölçerler sanýrým Sayýn Selçuk zamanýndan kalma. Yanýlýyor muyum yoksa... Biz sýnýf mevcutlarýnýn kalabalýðýndan yakýnýp, konuyu dillendirirken, sayýn bakan kýrsal kesimlerde öðrenci yetersizliði olan okullarýn sayýlarý ile büyük þehir okullarýndaki öðrencileri toplayýp genel ortalamayý alýyor. Sayýn bakan sizin aldýðýnýz ortalama Türkiye geneli için doðru bir ortalama mý bundan da pek emin deðilim; varsayalým ki doðru, diyelim ki, Erzurum, Karaçoban ilçesindeki bir okulun bir sýnýfýnda sekiz öðrenci, Bursa’da bir okulun bir sýnýfýnda ise elli öðrenci var. Bu sýnýflarýn ortalamasý alýndýðýnda, ortalama yirmi dokuz olur. Ancak iki sýnýfýn öðrenci aktarýmýný eþitlemek için ne Karaçoban’daki öðrencileri Bursa’ya, ne Bursa’daki öðrencileri Karaçoban’a gönderebilirsiniz. Ben elli kiþilik sýnýftan da vazgeçtim; sýnýf diye kullanýlan küçücük bir odaya on altý çiftli sýra masa koyuyoruz ve her sýraya iki kiþi oturtuyoruz. Bunlar üstelik on altý, on yedi yaþýnda iri yarý genç kýz ve delikanlýlar. Bu gençlerin sosyal mesafesini nasýl ayarlayýp riskli ortamý ortadan kaldýracaksýnýz? Ýki kiþi arasýndaki kafa mesafesi on santim. Beden mesafesi zaten yok. Bir diðer husus, ortalama büyüklükte bir okulun toplam öðrenci sayýsý yedi yüz, sekiz yüz. Bu öðrencilerin dar bir bahçede birbirleriyle sosyal mesafeyi korumalarýný nasýl saðlayacaksýnýz? Bu çocuklar okula girdiklerinden çýktýklarý ana kadar hangi olgun þartlarda maskelerini çýkarýp da oksijen alabilecekler? Sabah sekiz, akþam beþ mesaisi yapan bu çocuklar bütün gün karbondioksit soluduklarýnda korumaya çalýþtýðýnýz saðlýklarýný zaten aldýðýnýz tedbirler bozmuyor mu? Bir okulda en az on beþ on altý sýnýf, bir kütüphane, üç idareci, bir memur, bir rehberlik servisi odasý, iki mescit, bir çay ocaðý, dört ayakyolu, bunlarý birleþtiren koridorlar, merdivenler, merdiven korkuluklarý, sýralar masalar, sehpalar, koltuklar, çeþitli araç ve gereçlerin konduðu bir sürü dolap... bunlarý hangi personelle dezenfekte etmeyi düþündünüz ve kaç okulun ihtiyacý olan personeli verdiniz? Bakanlýk utanmasa, okul idarecileri ile öðretmenlere temizlik iþlerini siz yapýn diyecek duruma geldi. Her okulda ya bir geçici yardýmcý hizmetler personeli var ya da yok. Þimdi ben buradan bakýnca baþka bir manzara, Ankara’dan bakýlýnca baþka bir manzara mý görünüyor bu ülkede? Bakanlýkta çalýþan personel kendi yönettikleri okullarýn þartlarýný bilmiyor mu, bilmek iþlerine mi gelmiyor? Ben bir vatandaþ olarak merak ediyorum, eðer ülke þartlarýný ve yönettikleri kurumlarýn þartlarýný bakanlýk çalýþanlarý bilmiyorlarsa, orada ne iþ yapýyorlar? okullarýn þartlarýný ve ihtiyaçlarýný biliyorlarsa, neden tedbir alýp ihtiyaçlar karþýlanmýyor? Bu yöneticileri engelleyen faktör ne? Bu ihtiyaçlar hükümete iletilmiyor mu? Amerika’da bilmem kaç katlý bina yapýlýyor, adýný ilk kez duyduðumuz bir ülkeye cami yapýlýyor, yardým yapýlýyor, ama devlet kendi kurduðu ve en çok ihtiyaç duyduðu kurumun ihtiyaçlarýný görmezden gelip, toplumsal bir risk yaratýyor. Bunlarýn sorgulanmasý ve aksayan hususlarýn gözden geçirilmesi gerektiðini düþünüyorum. Halbuki, dersler yarým saat ya da yirmi beþ dakikaya düþürülse, okul ikiye bölünse, üç gün yarýsý, diðer üç gün diðer yarýsý gelse, sosyal mesafe korunmuþ, dýþarýda öðrencilerin nefes alabilecekleri ortak alan hazýrlanmýþ, kalabalýk ortamdan dolayý kýrk dakikada verilmekte zorlanýlan dersler de yirmi beþ dakikada daha rahat verilebilmiþ olacak. Ýllaki, yardýmcý personel sorunu her þekilde mutlaka çözülmeli ve okullarda görevli en az bir saðlýk personeli de bulundurulmalýdýr. Benim derdim kimseye akýl vermek deðil, ama bu toplumda birlikte yaþýyoruz. Bu riski birlikte göðüslüyoruz. Bürokratlar öðrencileri kendi çocuklarý gibi görmedikleri için yukarýda saydýðým eksiklikleri dikkate almýyor olabilirler. Ben bir öðretmenim. Bana hak ettiðim deðeri ve karþýlýðý vermeyebilirsiniz, ancak her öðrencim benim çocuðum, onlarýn risk altýnda yaþamalarýna ne gönlüm, ne vicdaným, ne ahlakým, ne merhametim, ne de törel deðerlerim izin vermez ve beni uykusuz býrakýr. Eksiklik hepimizde var; eksiklikleri gördükçe, duydukça ve fark ettikçe gidereceðiz. Bütün eksikliklerin giderilmesi için çaba gösterildiðini görmek ve bilmek istiyorum. Ülkece her alanda, ama öncelikte eðitimde atýlan adýmlarýn çoðalmasý umut ve dileðiyle... 21 Eylül 21 Gölcük
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Osman AKTAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |