..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
En büyük mutluluk ve en büyük sýkýntý anlarýnda sanatçýya gereksinme duyarýz. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Türkiye > GAYE DÝLEK GEZER




18 Mart 2022
Diriliþ Destaný Çanakkale  
Vatan, Çanakkale

GAYE DÝLEK GEZER


Çanakkale deyince ecdadýn ruhu nasýl da dile geliyor, emanetini soruyor. Unutmayalým ki onlar ölse de o ruhu hissettiðimiz ölçüde yaþayacaklardýr. Bu topraklarda açan her çiçeðin onlarýn þehit bedenlerinden fýþkýran ‘’þehadet çiçekleri’’ olduðunu unutmadan bu vatana sahip çýkmalýyýz. Selam sana Seyit on baþý, selam sana Bigalý Memed Çavuþ, Seyid Ali ve niceleri... Onlar isimlerini tarihe altýn harflerle yazdýran kahramanlar. Ey yeni nesil, bu þehitler bu bayrak sana bakýyor. Bu görevi üstlenecekleri bekliyor. Ýþte o bilinç sizsiniz. Sizsiniz o ölümsüz ruh, o eþsiz Çanakkale!


:GGE:
www.youtube.com/watch?v=uk4-6w1Ytf8


Ey þanlý bayraðým
Sonsuza dek dalgalan!
Destanýnla, þanýnla yaþa
Ey yüce vatan.

Ey tarihi zaferlerle dolu millet ve eþsiz deðer Çanakkale. Gel yazayým seni satýrlara desem sýðmazsýn. Sen Çanakkale’sin, diriliþ simgesisin. Vatana sevdalanýþ, bile bile ölüme gidiþsin.
Ey cennet kokulu diyar, yüce þehidimin þehadet topraðý! Son þafaktaki son dua, yüce bir ülkü içindi bu veda.
Þehitlerimiz, bize bu cennet vataný armaðan ederken geriye dönmeyenlerimiz. ‘’Geldiler, gördüler, döndüler.’’
Ýþte Çanakkale’nin özeti.

Bu sene Çanakkale zaferimizin 107. yýlýný yine büyük bir gururla, yüce bir idrakle kutluyoruz. Bizler bu büyük harpte dünyanýn en büyük devletleri ile cenk ettik. Ýngiltere, Fransa, beraberinde getirdikleri binlerce sömürge askeri ve iki yüz yýl yenilmeyen donanma. Yeneceklerinden emindiler çünkü teknolojik üstünlük onlardaydý ama tek bir þeyi hesap edememiþlerdi bu milletin yenilmez azmini. Yenemeyince hýrs yapýp kraliyet ordusunu bile getirdiler ama yine sonuç yok. Gaz sýkmayý düþündüler bu kez de rüzgâr ters esti. Allah Allah nidalarýyla ölüme koþanlarýn bu kez de imdadýna Allah yetiþti. Ne yaptýysalar olmadý, baþaramadýlar.

Metre kareye altý yüz mermi, dehþet!

Amaçlarý neydi peki, neden geldiler? Osmanlý’nýn kalbine giden boðaz yoluna pençelerini takmýþlardý amaçlarý Ýstanbul’du, Osmanlý’yý tarihe gömüp milletimizi bu topraklardan atmaktý. Bu zaferi kazanacaðýmýz aslýnda yaþanmýþ insan öykülerinden de belliydi.

Geldiler evet yýl 1915.

Ýþgal devletlerinin ana kumanda gemisinin baþýnda bulunan amiral, kaptan köþkünden bizim siperlere bakar ve iki bin tane top namlusu sayar oysa bir çoðu soba borusudur top sanýp korksunlar diye soba borularýný koymuþtuk oraya. Amiral kazanacaðýndan emindi çünkü boðaza mayýn döþediðimizi düþünüp mayýnlarý boðazdan temizletmiþti. Bu arada ‘’Nusret’’ diye bir mayýn gemisi yok aslýnda çünkü asýl adý Nusrat’týr. Amiral yüzbaþýyý çaðýrýp ona boðazdaki mayýnlarý temizleme görevini verir hem de ne görev. ‘’Yüzbaþý bu görev senin seni binbaþý yapacaðým’’ der. Düþünsenize yüzbaþý hem tarihe geçecek hem de rütbe alacak. Ellerindeyse çaðýn en güçlü silahlarý, ufuklar görünmüyor her yer kan.

Tarihin o sayfasýnda yüzbaþý Cemal Durusoy devreye girer:
’’Arkadaþlar mayýnlarý temizleyip temizlemediklerini anlamanýn tek bir yolu var mayýnlar suyun beþ metre altýnda olur bir uçak bulup keþif uçuþu yaparsak boðazda mayýn olup olmadýðýný anlarýz.’’ der. Uçaðýmýz yok ama denildiðinde ’’zamanýnda ‘’Ýsmail Efendi’’ Kahire’ye gitmek için Ýstanbul’dan havalanmýþtý rahmetli oldu iþte o uçak kaz daðlarýnda düþtü’’ diye yanýtlar. O uçaðý bulup onarýrlar. Keþif uçuþundan sonra anlarlar ki suda mayýn yok çünkü düþman bütün mayýnlarý temizlemiþ. Bunun üzerine Nusrat bir kez daha mayýn býrakýr. Onardýðýmýz o uçaða Japonya’da batan Ertuðrul fýrkateyni’nin adý verilir. Peki Ertuðrul adlý o uçaðý bu millet hatýrlýyor mu?
Amiralin elinde rapor, yüzbaþý raporunda boðazdaki bütün mayýnlarýn temizlendiðini belirtmiþ ve tam yol Ýstanbul demiþ. Geldiklerinde kýmýldayamazlar çünkü her taraf mayýn. Amiral donanmasýný geri çekmek zorunda kalýr. ’’Çabuk bana yüzbaþýyý çaðýrýn ’’der. Amiral savaþ mahkemesini kurdurur ve yüzbaþý yargýlanýr. Çanakkale savaþýnýn en þaþkýn adamýdýr yüzbaþý, ne olduðunu bir türlü anlayamaz.
’’Ama ben görevimi yaptým suda mayýn olmamalý’’ dese de inandýramaz karar idamdýr.
Tarihe geçecekti, rütbe alýp binbaþý olacaktý oysa dahasý Ýstanbul da sevgilisiyle buluþup evlenecekti þimdi ise ölecek. Amiral öfkeli bir þekilde baðýrýr:
’’Yüzbaþý gemimin direðine asýlacak!’’der.
’’Mahkumun son sözünü sorarlar’’
Yüzbaþý baþýný kaldýrýp amiralin gözlerinin içine bakar.
’Babaa!’’
Amiral öz oðlunu o sabah kendi gemisinin direðine astýrýr.
Ýþte bu Ertuðrul uçaðýnýn uçuþu ve Nusrat’ýn mayýn býrakmasýnýn ardýnda böyle büyük bir dram vardýr. Yürek yakan bu gerçek insan hikâyelerini anlamadan Çanakkale’yi anlamak mümkün deðildir.

Bir diðer hikâyeye gelecek olursak iþte bu hikâye Çanakkale ruhunun özeti gibidir.
Morfin yani aðrý kesici o dönemde cephaneden bile deðerliydi. Bir sýhhýye çadýrý kurulur ve ameliyathanenin olduðu çadýrýn önüne de bir masa konur her yaralý asker önce o masaya yatýrýlýr. Doktorun elinde enjektör göreviyse sadece kurtulma þansý olanlara morfin yapmaktýr çünkü morfin o dönemde oldukça azdýr. Ne zor bir görev düþünsenize o doktoru çünkü ölecek bile olsa herkesin morfine ihtiyacý vardýr. Sedyeyle bir yaralý getirilir baðýrsaklarý dýþarý çýkmýþ paramparça. ‘’Bunu kaldýrýn’’ der. Bir baþka yaralý gelir doktor bakar eðer ki ameliyat olup kurtulma þansý varsa ona morfini yapar. Bir baþka yaralý gelir sedyede inleyip yardým ister. Doktor caný yanarak da olsa yine ayný sözü söyler.
‘’Bunu kaldýrýn!’’
Sonra paramparça halde bir baþkasý daha gelir sadece diz kapaðý gözükmektedir bunu kaldýrýn dediði anda yaralý askerden bir ses gelir: ’’baba!’’
Acýma duygusu olmasýn diye elini yüzüne siper eden doktor, ‘’baba’’ sözünü duyunca elini indirir ve karþýsýnda öz oðlunu görür. Hasta Mehmetçik baðýrýr:
’’Baba beni tanýmadýn mý, baba yardým et! ’’
Herkes öylece doktora bakakalýr elinde aðrý kesici. Acýlý doktor sýhhiye erlerine dönerek þunu söyler: ’’Bunu gölge bir yere kaldýrýn!’’ Sonra da görevini arkadaþýna sevk edip yaralýlarýn olduðu bölüme gider ve bir de bakar ki oðlu ölmüþ. Bu yüzdendir ki kurtuluþ savaþýmýzýn ruhudur Çanakkale, ön sözüdür.

Çanakkale zaferimiz olmasaydý kurtuluþ savaþýmýz da olmazdý ve bizler baðýmsýz olamazdýk. Çanakkale kimlik kazandýran zafer, dönüm noktasýdýr. Tarih geçmiþ deðildir geçmemiþtir. Bu ibretlik sayfalar da asla unutulmayacak asla geçmeyecektir. Çünkü biz o günlerimizi, þehitlerimizi unutursak önümüzü göremeyiz, hedeflerimizi bilemeyiz. Bir millet ki, zaferini sonraki kuþaklara aktarabildiði ölçüde muzafferdir. Yoksa tarih unutulup gitmiþ zaferlerle doludur.

Peki nedir Çanakkale’nin sýrrý? Savaþý çok yakýndan takip eden bir Ýngiliz savaþ muhabiri gördüklerine inanamamakta þenliðe gider gibi ölüme gidenleri anlayamamaktadýr. Günlerden bir gün yolu Kilitbahir’ e düþer ve orada oyun oynayan çocuklarý görür ve merak edip isimlerini sorar Gazanfer, Muzaffer, Zafer, Cihat ve Fatih. Ýsimlerdeki ses uyumu dikkatini çeker ve anlamlarýný sorar. Rum tercüman bilebildiði kadar açýklar. Bu açýklamalarý iþiten gazeteci ‘’ iþte der Çanakkale’nin sýrrý iþte burada. Çocuklarýna bu isimleri veren bir millet maðlup edilemez.

Bu zafer inananlarýn zaferidir. Futbol takýmlarýnýn önemli futbolcularý futbolu býrakýp, lise öðrencileriyse sýralarýný býrakarak cepheye koþtu. 15 – 16 yaþlarýndaki liseli öðrencilerin tek bir saldýrýda Ýngiliz makinelisi ile biçildiðini düþündüðümüzde yüreklerimiz nasýl da burkulur. Olayý gören Türk askerinin aðzý yýllardýr býçak açmamýþtýr. Bu hikâyelerden de anlýyoruz ki Çanakkale’yi Çanakkale yapan gelenler deðildir gelenleri karþýlayan o asil ruhtur.

Unutmayalým ki saðlam bir gelecek umudu bu bilinçle yaþar bu milleti anlamak Çanakkale ile baþlar.

Bu öyle bir ruhtur ki çelik ve barut, iman ve azmin karþýsýnda yenik düþmüþtür.

Seyit Onbaþýnýn 215 kiloluk mermiyi sýrtladýðý âný yanýndaki arkadaþý Niðdeli Ali þöyle özetler: ‘’Kemikleri çatýrdýyordu.’’

Davalarý haktý, davalarý VATANDI.

Çanakkale öyle bir yerdir ki yokluk varlýðý, maneviyat maddiyatý; özgürlük sömürgeyi yenmiþtir. Esaretin zinciri kýrýlmýþ esir uluslara örnek olunmuþtur.

Churchill, ‘’Ýngiliz gururum olmasa Türkleri alýnlarýndan öperdim’’ der.

Bir tarafta güle oynaya maðrurca gelen yedi düvel diðer yanda geri dönmeyi düþünmeyenler.

Cepheye gitmeden önce analarý tarafýndan ‘’Bayrak inecekse, ezanlar dinecekse sakýn ha geri dönme ey oðul, git ya gazi ol ya þehit. Ben seni þehit anasý olmak için doðurdum vatana kurban ol diye kýnaladým, yaran kabuk baðlar baðlamaz yeniden cepheye git diyerek gönderilen evlâtlar, diðer taraftaysa böylesine yiðit vatan evlatlarýný kovmaya gelen yedi düvel.
Erdemini yýkamadýðýn düþmanýn yenilgisinden emin olmamalýsýn diye boþuna dememiþler.

Mehmetçik öyle bir cenk ediyordu ki düþmanla, iþaret parmaðý yerinde yoktu ama bunu bilmeden savaþýyordu. Tek bilmesi gereken þey bu vatanýn kurtulmasý gerektiðiydi. Mehmetçik düþmanla olaðanüstü þartlarda savaþýyordu yarý aç yarý tok. Ezineli Yahya çavuþ erlerine bir kurþunla iki kiþiyi vurmalarýný söylemiþtir. Malum, cephane azdýr. Yokluk içinde zor þartlarda savaþýyordu millet sadece savaþmýyor insanlýk örneði de gösteriyordu. Yaralý Anzak askerini taþýrken merhamet, silahsýz Ýngiliz askerine ateþ etmeyerek namus dersi veriyordu çünkü milletimiz öyle bir ruha sahipti ki özü insanlýktý, merhametti, imandý, azimdi, baðýmsýzlýk aþkýydý. Günümüzde yok olmaya yüz tutan insanlýðýn tüm dünyaya örnek olan insanlýðýydý. Tam da insan olmanýn öyküsüydü Çanakkale.

Bir milletin zenginliði milli ögeleridir. Milli ögelerini unutan bir toplum yoksullaþmaya ve yok olmaya mahkumdur.

Bu destaný unutturmamalýyýz. Unutursak eðer yýllar sonra çocuðunuz sorduðunda:’’ baba, anne Çanakkale nedir?’’ diye verebilecek bir cevabýmýz olsun çünkü atalarýmýz boyun eðmemiþ ölüme gitmiþtir.

Çanakkale savaþýndaki büyüklüðümüz Mustafa Kemal’in söylediði sözlerde de gizlidir. Atatürk ölen insanlarla ilgili olarak:

’’Onlar artýk bizim de çocuklarýmýzdýr.’’ der.

Canlarýný hiç düþünmeden bu topraða veren þehitler için yüce Allah der ki “Onlara ölü demeyiniz onlar diridirler.
Ölü deðil onlar. Malazgirt þehitleri, Çanakkale þehitleri, Sakarya þehitleri, Kýbrýs þehitleri, Güneydoðu þehitleri, 15 Temmuz þehitleri ve Mustafa Kemal Atatürk...

Hepimiz oradaydýk, birdik bütündük bu yüzden yenemediler bizi.

Çanakkale ruhu ölmediði sürece bu vatan baki kalýr yeter ki bu þuuru kaybetmeyelim. Bu ruhun iki mihenk taþý vardýr vatan sevgisi ve iman. Bunlara sahip olmayan bu ruhu anlayamaz. Türk ordusunun, Çanakkale’deki savunma zaferini Darülfünûn müderrisi Ýsmail Hakký, 22 Þubat 1918’deki yazýsýnda þöyle özetlemiþtir:

‘’Çanakkale müdafaasý yapýlmýþ, kazanýlmýþtýr. Lâkin vazife yalnýz askerler ve kumandanlar için bitmiþtir. Bizim için bitmemiþtir, baþlamamýþtýr bile. Herkes bilsin ki Akdeniz mezarýna kanlarýný akýtanlar ölmek için ölmediler. Hep bu tarih, bu namus ve fazilet tarihi için öldüler. Onlarýn kan borcunu ödemek lazým...Þairler destanlarýný yapsýnlar, ressamlar levhalarýný çizsinler, heykeltraþlar timsâllerini yaratsýnlar, muharrirler hikâyelerini yazsýnlar, sað kalanlarý rahmet okusunlar...(Halil Ersin Avcý, Çanakkale Ruhu.)

Tarih bizi çaðýrýyor, Çanakkale ruhu bize sesleniyor eðer ki onu iyice dinler anlarsak millet olmanýn o yüce erdemine ulaþabiliriz zira özünü kaybeden milletler yok olmaya mahkûmdur. Çanakkale bu milletin özüdür. Allah bir daha miletimize zeval göstermesin diyorsak daha çok çalýþmalýyýz. Çünkü bizler ölüme giden, eþsiz bir vatan sevgisine sahip olan baþarmýþ bir neslin evlatlarýyýz ve ilham almalýyýz .

Çanakkale deyince ecdadýn ruhu nasýl da dile geliyor, emanetini soruyor. Unutmayalým ki onlar ölse de o ruhu hissettiðimiz ölçüde yaþayacaklardýr. Bu topraklarda açan her çiçeðin onlarýn þehit bedenlerinden fýþkýran ‘’þehadet çiçekleri’’ olduðunu unutmadan bu vatana sahip çýkmalýyýz.

Selam sana Seyit on baþý, selam sana Bigalý Memed Çavuþ, Seyid Ali ve niceleri... Onlar isimlerini tarihe altýn harflerle yazdýran kahramanlar. Ey yeni nesil, bu þehitler bu bayrak sana bakýyor. Bu görevi üstlenecekleri bekliyor. Ýþte o bilinç sizsiniz. Sizsiniz o ölümsüz ruh, o eþsiz Çanakkale!

Baþta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm þehitlerimizin ruhlarý þad olsun, diriliþ destanýmýz kutlu olsun.

Gaye Dilek GEZER.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kitaplar Ölmesin
Biz Olmazsak
Leylim Ley
Bin Yalan Bir Doðru (Sohbet Tadýnda)
Bakýþ Açýmýzýn Kelam/kalem Ucu
Kadýna Bakýþýn Kör Noktasý (Kadýnlar Gününe Özel)
Sevgi - Li Edebiyat
Geliþtiri
Ego Deneyi/mi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sessiz Konuþacaðým [Þiir]
Yaþama Bakýþ [Þiir]
Gelir misin Yar? [Þiir]
Öteler Ötesinden (Manevi Þiir) [Þiir]
Nokta Tutulmasý [Þiir]
Acý Duymasýn Kalbin (Öldürülen Kadýnlara Ýthafen) [Þiir]
Sen Çanakkale'sin [Þiir]
Sen de Unutursun [Þiir]
Nedensiz Veda [Þiir]
Affet Sevdiðim (Mizahi) [Þiir]


GAYE DÝLEK GEZER kimdir?

Gayretler bitmedikçe GAYELER, GAYELER bitmedikçe gayretler bitmez. Hiçbir yazýmýz paylaþýlmadan geliþmez. VAR OLSUN güzel okurlar!

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmeyi sevmiyorum ama Simyacý romanýný ilk okuduðumda yok artýk sanki ben yazmýþým deyip yazarýn burcunu araþtýrmýþ ve ayný burçtan olduðumuzu görmüþtüm þaþýrarak.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © GAYE DÝLEK GEZER, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.