..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir kýþ sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uðramadan geçmiyor. -Hal Borland
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Yazarlar ve Yapýtlar > Osman AKTAÞ




5 Temmuz 2022
Þeyh Bedreddin Þiirinde Din Faktörü  
Osman AKTAÞ
Siz hiç pislik içine düþmüþ bir altýnýn deðerini yitirdiðini gördünüz, duydunuz mu ya da bir altýn küpünün içine bir parça tezek düþünce, o tezeðin altýn deðeri kazandýðýný gördünüz, duydunuz mu? Ben ne gördüm ne de duydum.


:IEJ:
Siz hiç pislik içine düþmüþ bir altýnýn deðerini yitirdiðini gördünüz, duydunuz mu ya da bir altýn küpünün içine bir parça tezek düþünce, o tezeðin altýn deðeri kazandýðýný gördünüz, duydunuz mu? Ben ne gördüm ne de duydum.

Son günlerde Türkiye’de ve dünyada yaþanan Ýslam ya da Müslüman kisvesindeki kiþilerin yaþadýklarý ahlak sorunu, din faktörünün yeni baþtan deðerlendirilmesini gündeme getirmiþtir. Marks’ýn orta çað Hristiyanlýðý için söylediði “Din bir afyondur” cümlesi bugünkü Müslümanlarýn sergilediði dinin tam da bu cümleyle örtüþüyor olduðunu söylemek sanýrým yanlýþ olmaz. “Görünen köy kýlavuz istemez” sözü belki bugünün Müslümanlarýnýn dini temsilleri için söylenmiþ bir söz deðil, ama bugünü çok da güzel ifade etmekte.

Þimdi ben bir Ýslam Misyoneri olarak insanlara bu dinin yüksek ve ilahi deðerlerini anlatmaya çalýþsam, insanlara demen gereken “Selam” kelimesinden Ýslam kelimesinin türediði ve bu kelimenin de sevgi, hoþgörü ve barýþ anlamlarýna geldiðini doðal olarak söylemem gerekir. Eminim karþýmdaki insanlar da bana, Müslümanlarýn hýrsýz, sahtekâr, dolandýrýcý, adam kayýran, hak hukuk gözetmeyen, insanlarý fýrkalara ayýrmakta bir mahsur görmeyen, kendileri için helal olan her þeyin baþkalarý için haram olduðunu iddia eden kimseler olduklarýný söyleyip, benim anlattýðým dinin Müslümanlýk olmadýðýný, baþka bir þeyden bahsettiðimi söyleyeceklerdir. Böyle söylemezlerse eðer, benim bir yalancý olduðumu düþünüp, söylemezler mi? Ýþte mistik kültür veya din mefhumuna saldýrýnýn kaynaðý da bu sosyal gerçeklik deðil mi? Ben bile neredeyse dine saldýrabilecek duruma gelmiþsem, diðerlerinin bunu yapmasý bana göre gayet normal.

Yazýnýn baþýnda altýn ve pislik benzetmesine yer vermiþtim, þimdi o benzetmeye yeniden dönelim. Altýn Allah’ýn dini, pislik bugünkü Müslümanlarýn gösterdikleri davranýþlar… Müslümanlar Allah’ýn dinine bulaþmakla onu deðersizleþtirebilirler mi ya da Müslümanlar Allah’ýn dinine tabi olduklarýný söylemekle deðer kazanabilirler mi?

Ben her insanýn doðuþtan Tanrý inancýný taþýdýðýný düþünüyorum. Ateist dediðimiz kesim de kozmos denilen maddeyi ezeli ve ebedi varlýk olarak kabul edip Tanrýlaþtýrmakta. Yani tarih boyunca din ve Tanrý inancý olmayan bir varlýk bana göre yoktur. Kimi göksel birtakým varlýklara, kimi yerde gördüklerine, kimi muhayyilesinde oluþturduklarýna, kimi korkusunun, kimi sevgisin var ettiði varlýklara iman etmeyi sürdürmekte. Bütün insanlar kendi iman ettiklerinin dýþýndakileri batýl kabul etmekteler. Kiminin Tanrý’sý batýn, kiminin Tanrý’sý Zahir’dir.

***

Nazým Hikmet… Nazým bir zaman sözde Ýslamcý ya da muhafazakâr denilen kesimlerce vatan hani, þiir hýrsýzý, ahlaksýz, Stalin’i peygamber gibi gören, Türkiye’yi deðil, SSCB’yi anayurt kabul eden bir hain ve bir devlet düþmaný olarak tanýndý / tanýtýldý. Bakýn vatan hainliðini kendisi nasýl anlatýyor “Vatan Haini” adlý þiirinde.

“…
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarýnýzýn ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, þose boylarýnda gebermekse açlýktan,
vatan, soðukta it gibi titremek ve sýtmadan kývranmaksa yazýn,
fabrikalarýnýzda al kanýmýzý içmekse vatan,
vatan týrnaklarýysa aðalarýnýzýn,
vatan, mýzraklý ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaþlarýnýzsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombasý,
Amerikan donanmasý, topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuþ karanlýðýmýzdan,
ben vatan hainiyim.
Yazýn üç sütun üstüne kapkara haykýran puntolarla:
Nâzým Hikmet vatan hainliðine devam ediyor hâlâ.”

Nazým Hikmet… Sosyalist çevrelerce kabul edilen evrensel düzeyde bir þair… “Tam Baðýmsýz Türkiye” sloganýyla yola çýkan ve kelle koltukta yürüyen, Türkiye’de olduðu sürece ömrünün önemli bir kýsmýný hapislerde geçiren bir vatansever. Evrensel þair kabul edilmesinin nedenlerinden biri, evrensel bir þair olan Neruda’nýn Nazým’ýn ölümü üzerine duygularýný ifade ettiði þiiri...

“Bir Güz Çelengi

Sana Þili'nin kýþ krizantemlerinden bir demet
sunuyorum
Ve soðuk ay ýþýðýný güney denizleri üzerinde parýldayan
Halklarýn kavgasýný ve kavgamý benim
Ve boðuk uðultusunu acýlý davullarýn, kendi yurdundan...
Kardeþim benim, adanmýþ asker, dünyada nasýl da
yalnýzým sensiz.
Senin çiçek açmýþ bir kiraz aðacýna benzeyen
yüzünden yoksun
dostluðumuzdan, bana ekmek olan,
rahmet gibi susuzluðumu gideren ve kanýma güç katan
Zindanlardan kopup geldiðinde karþýlaþmýþtýk seninle
Kuyu gibi kapkara zindanlardan
Canavarlýklarýn, zorbalýklarýn, acýlarýn kuyularý
Ellerinde izi vardý eziyetlerin
Hýnç oklarýný aradým gözlerinde
Oysa sen parýldayan bir yürekle geldin
Yaralar ve ýþýklar içinde.
…”

Ýþte Nazým’ýn Evrenselliði. Ve bu evrensel vatan haini, bir zorbalýða baþkaldýran bir din adamýný destanlaþtýrýyor. Bu destan kahramaný Þeyh Bedreddin.

Þeyh Bedreddin Destaný’nda Nazým’ýn din görüþünü, ateizmle iliþkisini ve mistik düþüncelerin toplumsal geliþmelerdeki katkýsýný nasýl dile getirdiðini birlikte görelim.

***

Þeyh Bedreddin Destaný 14 bölümden oluþmakta. Destaný bir bütün olarak ele alýp, kültürel ve beþerî yönü ile Kur’an-ý Kerim ayetleri doðrultusunda ilahi yönüyle deðerlendirmek…

Osmanlý arþiv bilgilerinde Bedreddin’in Ýslam karþýtý düþünceler yaydýðý ve peygamberlik iddiasýnda bulunduðu, asýl Ýsyan nedeninin ise Bedreddin’in kazaskerlikten alýnmasý olarak gösteriliyor ve idamý da meþru bir zemine oturtulmuþ oluyor.

Türkler Müslüman olduktan sonra din adamlarýna çok önem vermiþler, eski oba beylerinin yerini þeyhler ve mürþitler almýþtýr. Bu din adamlarýna önemli ölçüde arazi verilmiþ, bir tür týmar beyi gibi iþlevlerini yürütmüþler, savaþ zamanlarýnda ise gönüllüler hariç bu tarikatlarýn üyelerini askerlik ve vergiden muaf tutmuþlardýr. Daha sonraki yýllarda devlet kendince, dirlik ve düzeni saðlamak için bu tür yapýlaþmalarýn güçlenmesine meydan vermediði gibi, kendi yandaþlarýný bu kuruluþlarýn baþýna geçirmek için uðraþ vermiþ, baþaramadýðý zaman da onlarý yok etme yolunu seçmiþtir.

Bedreddin, Mehmet Çelebi döneminde yaþayan ve isyan eden bir tarikat þeyhidir. Nazým Çelebi Mehmet’i ve tahta çýkýþýný bakýn nasýl anlatýyor?

“Sedirde al yeþil, dal dal Bursa ipeklisi,
duvarda mavi bir bahçe gibi Kütahyalý çiniler,
gümüþ ibriklerde þarap,
bakýr lengerlerde kýzarmýþ kuzular nar idi.
Öz kardeþi Musa’yý ok kiriþiyle boðup
yani bir altýn leðende kardeþ kanýyla abdest alarak
Çelebi Sultan Memet tahta çýkmýþ hünkâr idi.”

Derler ki, Fetret devrinden çýkan Osmanlý gerek mali gerek askeri ve gerekse siyasi yapýlaþmada hayli zayýf düþmüþtür. Bu nedenle sivil kuruluþlarýn birçoðu bugünkü anlamda kamulaþtýrýlmýþ, vergileri artýrmýþ, tekke ve tarikatlardan da devlete bir miktar yardým yapýlmasýný zorunlu kýlmýþtýr. Ýþte bu zorunlu yardýma maruz kalan tarikatlardan biri de Þeyh Bedreddin tarikatýdýr. Nazým Ýznik halkýnýn o günkü durumunu þu dizelerle anlatýyor.

“Bu göl Ýznik gölüdür.
Yanýnda Ýznik kasabasý.
Ýznik kasabasýnda
kýrýk bir yürek gibidir demircilerin örsü.
Çocuklar açtýr.
Kurutulmuþ balýða benzer kadýnlarýn memesi.
Ve delikanlýlar türkü söylemez.”

Toplanan gelirin önemli bir kýsmý devlet tarafýndan alýnýnca, kalan bütçe tekkenin masraflarýný karþýlamaya yetmemeye baþlamýþ ve zamanla homurtular da isyana dönüþmüþtür. Devlet alacaklarýndan vazgeçmek yerine bu kuruluþu yok etme yoluna gitmiþtir. Devlet kendi itibarýný halkýn rahatýndan daha çok öncelediðini göstermiþtir. Bunu Nazým’ýn destanýna aldýðý Kaygusuz Abdal deyiþinde de görüyoruz.

“Baba Musa’mýzdan almýþ cehdini
Gördün mü Kaygusuz zulmün vaktini
Padiþahlar tacý ile tahtýný
Yoklar gider bizim Dede Sultan’a”

Osmanlýyý kurduran ve devletleþtiren bir tarikatken, Osmanlý birdenbire tarikat karþýtý durumuna geliyor. Ýnsan cevapsýz bir soru da olsa ya da tatminkâr cevabý olmayan bir soru da olsa “Neden” sorusunu sormadan yapamýyor.

“Bedreddin yiðitleri ufka baktýlar.
Gitgide yaklaþýyordu bu topraðýn sonu
fermanlý bir ölüm kuþunun kanatlarýyla.
Oysaki onlar bu topraðý,
bu kayalardan bakanlar, onu,
üzümü, inciri, narý
tüyleri baldan sarý,
sütleri baldan koyu davarlarý,
ince belli, aslan yeleli atlarýyla,
duvarsýz ve sýnýrsýz,
bir kardeþ sofrasý gibi açmýþtýlar.”

Tarikat ve tekkeler var olaný paylaþmak amacý doðrultusunda kurulan mekanlardý. “Yârin yanaðýndan gayri” her þeyin paylaþýldýðý mekânlar…. Her þeyin paylaþýldýðý yerlere de destek veren elbette olacaktýr.

Allah Kur’an-ý Kerim’de malýnýzýn kýrkta birini yoksullara verin demiyor. Ben böyle bir ayet görmedim, duymadým da. Allah her türlü koþulda verebilecekleri ne kadar çok olursa o kadar iyi olurdan oldukça çok ayette bahsediyor. Al-i Ýmran suresi 92. Ayette bunlardan biri, “Sevdiðiniz þeylerden baðýþta bulunmadýkça hayra ermiþ olmazsýnýz. Sizin hayýr için harcadýðýnýz her þeyi ise Allah bilir” diyor.

Bedreddin’in kendi kendine verdiði söz nazýmýn dizelerinde ölümsüzleþiyor.

“Ben gayrý zuhur ve huruç edeceðim!
Toprak adamlarý topraðý fethe gideceðiz.
Ve kuvveti ilmi, sýrrý tevhidi gerçeklendirip
biz milletlerin ve mezheplerin kanunlarýný
iptâl edeceðiz…»

Bilindiði üzere mezheplerin tamamý toplumlarý gerek yaþantý, gerek dini düþünce ve gerekse siyasal anlayýþ olarak parçalara ayýrmaktan ibaret. Nazým, bir noktada kendi dine bakýþ açýsýný bu dizelerde Bedreddin’e söyletiyor.

Savaþ öncesi bir manzara… Okuyanýn tüylerini ürperten bir manzara… sular yanmadý, sular kana boyandý, boyanacak.

“Sýcaktý.
Sýcak.
Sapý kanlý, demiri kör bir býçaktý sýcak.

Bu gelen
Þehzade Murattý.

Sýcaktý.
Bedreddin halifesi mülhid Mustafa baktý,
baktý köylü Mustafa.
Baktý korkmadan
kýzmadan
gülmeden.
Baktý dimdik
dosdoðru.
Baktý O.
En yumuþak, en sert
en tutumlu, en cömert,
en
seven,
en büyük, en güzel kadýn:
TOPRAK
nerdeyse doðuracak
doðuracaktý.”

Ve karþýlýklý kýran kýrana bir savaþ… Her savaþ elbette toplu cinayettir. Ve her savaþýn kaynaðý da dindir. Ýnananlar ve inanmayanlar arsýnda geçmekte bu savaþlar. Yukarýda da bahsettiðimiz gibi Bedreddin sahte peygamberlikle suçlanmýþ ve bu yüzden yok edilmiþ olduðu söylenmekte. Taht kavgalarýnda kundaktaki bebeði bile öldürmekten imtina etmeyen birinin hangi mantýkla dini deðerleri koruduðunu anlamak da göre mümkün deðil. Ayný dine inanan kiþilerin arasýnda ihtilafa bakýldýðýnda da bu bozgunculuk apaçýk ortaya çýkmakta.

“Bedreddin yiðitleri þehzade ordusunun karþýsýna
çýktýlar.
Dikiþsiz ak libaslý
baþ açýk
yalýnayak ve yalýn kýlýçtýlar.
Mübalaða cenk olundu.
Aydýnýn Türk köylüleri,
Sakýzlý Rum gemiciler,
Yahudi esnaflarý,
On bin mülhid yoldaþý Börklüce Mustafa’nýn
düþman ormanýna on bin balta gibi daldý.”

Birbirini öldüren ve birbirini dinsizlikle suçlayan iki topluluk… Her dönemde bunu görmek mümkün. Sýffin savaþý Müslüman olduklarýný iddia eden kimselerin birbirlerini öldürme meþruiyetinin baþlangýcý. O gün bugün birbirlerini türlü bahane ve sebepler yaratarak ve birbirlerini dinsizlikle suçlayarak öldürmekteler. Herksin masum, herkesin suçlu olduðu bir dünyada yaþýyoruz. “Bana destek vermiyorsan kafirsin” mantýðýnýn hüküm sürdüðü bir dünya…

Ýnsanlar hak bildikleri yolda yürüyorlarsa ölüm onlar için toya gitmek gibidir. Bedreddin de Hak bildiði yolda yürüyenlerdendi. Nazým da böyle gördü ve destanlaþtýrdý.

“Bedreddin gülümsedi.
Aydýnlandý içi gözlerinin,
dedi:
– Mademki bu kerre maðlubuz
netsek, neylesek zaid.
Gayrý uzatman sözü.
Mademki fetva bize aid
verin ki basak baðrýna mührümüzü.”

Bedreddin ne ilkti, ne de son. Dünya denen yerde peygamberler, peygamber soyundan gelenler, ariler, alimler, müderrisler öldürülüyorsa sorgulanacak çok þey var demektir. Bedreddinler ve Pir Sultanlar elbette ölecek. Hak ölenin deðil, hak yaþayanýn. Ölenin hakký mahþere…

Yaðmur çiseliyor.
Gecenin geç ve yýldýzsýz bir saatidir.
Ve yaðmurda ýslanan
yapraksýz bir dalda sallanan þeyhimin
çýrýlçýplak etidir.

Yaðmur çiseliyor.
Serez çarþýsý dilsiz,
Serez çarþýsý kör.
Havada konuþmamanýn, görmemenin kahrolasý hüznü
Ve Serez çarþýsý kapatmýþ elleriyle yüzünü.

Yaðmur çiseliyor.

1400 yýl süregelen bu zihniyet, uzay çaðýnda dünyayý mahvedip yaþanmaz hale getirip, uzayýn neresinde yaþanabilir, çalýþmalarý yapýlýrken bizim uðraþtýðýmýz þeylere bir bakar mýsýnýz? Din adýna insaný sömüren mi ararsýn, devleti kutsallaþtýrýp insaný hiç sayanlar mý ararsýn, Atatürk’ü tabulaþtýrýp onun arkasýna sýðýnarak kendi sömürü düzenine yön verenler mi ararsýn, “Peygamber hata yaptý biz hata yapmayýz” diyen küstahlar mý ararsýn, bir insana dokunmanýn Allaha ibadetten öncelikli olduðunu iddia edenler mi arasýn, Sevr maðarasý olayýný günümüze taþýyýp kendisine mal edenleri mi ararsýn, çirkeflikle ilgili ne ararsan var derde devadan gayri.

Korkunç bir manzarayý süslü göstermenin en kolay yolu belki de din. “Düþünerek ve aklederek iman edin” diyen bir Allah’ýn bile buyruðunu hiçe sayýp, her þeyi din adýna meþru görmektir Müslümanýn görevi bu zihniyete göre. Aksi ise þirk, münafýklýk, kâfirlik, teröristlik, bozgunculuktur

Bedreddin’e de, Nazým’a da Allah’tan rahmet diliyorum.

23 Haziran 22
Gölcük



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýbreti Baba (Hýdýr Gürel)

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kuzeyden Gelen Melek
Okuma Alýþkanlýðý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Veda Partisinde Veda Hutbesi [Þiir]
Düþ Geçiti [Þiir]
Saat Gökyüzüne Yaklaþýyor [Öykü]
Efsun [Öykü]
Sevgi Ya da Aþk Algýsý [Deneme]
Doðanýn Çýlgýn Yaratýðý ve Aþk [Deneme]
Aþkýn Tarifi [Deneme]
"Korkma Sönmez... "" Þairi [Deneme]
Bugün 23 Nisan [Deneme]
Eros'a Rekabet [Deneme]


Osman AKTAÞ kimdir?

1965 Erzurum doðdu. Gazi üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, TDE bölümünden mezun oldu. Sýrasýyla Van, Bartýn, Antalya,Bursa, Ankara, Bodrum'da öðretmen olarak görev yaptý. Halen Kocaeli'bde görev yapmakta. yaklaþýk 40 yýldýr þiir,öykü ve eleþtiri yazýlarý yazmakta. Eserleri: 1. ayArsýz; Uludað Yayýnlarý 2007 (Þiirler) 2. bermudayý tek geçmek; Cinius Yayýnlarý 2016 (Þiirler) 3. AsiMilat(ör); Cinius Yayýnlarý 2017 (Politik Denemeler) 4. (D)OKU(N)MUÞTUK; Cinius Yayýnlarý (Kitap Eleþtirileri) 5. cennet cazgýrlarý; Cinius Yayýnlarý 2017(Þiirler) 6. çorak düþler ülkesi; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 7. Yaðmur Yankýlarý; Artus Yayýnlarý 2018 (Öyküler) 8. Sessiz Çýðlýk; Cinius Yayýnlarý 2018(Kitap Eleþtirileri) 9. dar vakitte aþk; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 10. Âþýk Hüseyin Fizâhî; Cinius Yayýnlarý 2018 (Þiirler) 11. Þuaraya Elhan Olmak; Cinius Yayýnlarý 2019 (Þairler Üzerine Denemeler) 12. ναυάγιο αγάπης (enkaz-ý aþk): Cinius Yayýnlarý 2019 (Þiirler)


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Osman AKTAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.