"Bir kitabın kaderi okuyanın zekasına bağlıdır." -Latin Atasözü |
|
||||||||||
|
Başımıza gelen ,bir an olsun unutmamamız gereken olaylardan ders çıkarmaktan neden uzak kalmayı tercih ediyoruz? Yine siz değerli okurlarıma ,yaşamakta olduğumuz hayat içerisinde insanlar hakkında ,yapmakta olduğum büyük önem arz eden gözlemlerime dayanarak bir yazı sunmaya karar verdim. Umarım, ders çıkarmadığımız yanlışlar yüzünden israf etmekte olduğumuz vaktimizin, bir daha bize geri dönmeyeceğinin bilincine varmışızdır. insanlar ilk yanlışı yapmaktan kendisini alamazlar. Yaptıkları bu yanlış kazanılması gerektiğine inanılan bir tecrübe olmaktadır. Bir de şu var insanlar yanlış yapmayacak diye bir kaide yoktur. Büyüklerimiz tarafından boşuna söylenmemiştir. “Hatasız kul olmaz. “Sözü fakat bu güzel söz insanlar her zaman yanlışları tekrar edebilir babında söylenmemiştir. Bunun bilincinde olmakta ders çıkarmak yerine, aynı yanlışların içerisine düşmekten kendisini geri çekmeyen insanların yararına olacağının bilinmesi gerekmektedir. Yalnız, aynı yanlışa ikinci defa düşmemek için de büyük uğraşlar vermeleri ,kendilerinin yararına olacaktır. Hayatımızda ders almamız lazım gelen fakat bir türlü yaşadıklarımızdan pay biçmediğimiz olaylarla karşılaşıyoruz .Yine de önümüze kendi ellerimizle indirmekte olduğumuz perdelerin kaldırılmasına müsaade etmiyoruz. Bahsi geçen perdeleri kaldırmak isteyen kimseleri de ,çok bilmişlikle itham etmek yanlışlarından ders çıkarmayanların kolayına geliyor. İnsanlar her zaman yaptıkları bir yanlışın üzerine giderek aynı hatayı tekrar yapmaktan ,onu ağızlarına almış oldukları bir sakız misali çiğnemekten geri durmuyor ,yaşadıkları acıları yeniden yaşayacaklarını hiç düşünmüyorlar. Yani dediğim dedik ,çaldığım düdük mantığı ile hareket etmeyi yineleme yolunda yürümekten bir türlü vazgeçmek istemiyorlar. Ağızlarından atmak istemedikleri o sakızın ,kendilerini boş bir çukura götürmekten geri durmayacağını hesap etme düşüncesine kafalarında yer vermiyorlar. Bahsetmekte olduğum fikri kafalarından attıkları anda benliklerinden bir şeyler kaybedeceklerinde ısrarcı oluyor ,yollarını değiştirmeyi tercih etmiyorlar. Yükte hafif ,fakat pahada ağır bir hata yüzünden ,uğradıkları zararı görmezden gelerek ,yapmakta oldukları yanlış tercihlerinin götürdüğü karanlığa sürüklenmenin doğruluğu inancını ,kafalarından silme fikrinin gereksizliğine inanıyorlar. Beyinlerinde yer verdikleri yanlış üzerine yanlış yaptıran boş fikirlerine bağlılıkları, insanların yaşamlarında olumsuz etkileşimlere sebep olduğuna da şahit oluyoruz. Uğramış oldukları kayıpların büyüklüğünün göz ardı edildiği ,fark edilen önemli bir gerçektir. İnsanoğlunun ders çıkarmak istemediği konulardan bir tanesi ,kendisini telafisi imkansız yanlışlara sürükleyen kapıldığı elinden bir oyuncak misali bırakmak istemediği hırslarıdır. Hırsları yüzünden ,zamanı geldiğinde bulunduğu yerden al aşağı olacak kendisine sunulan fırsatlardan yoksun kalarak ,bir varmış bir yokmuş denilen bir masala dönüşeceğinin idrakinde olmuyor. İnsanın bilincine varması lazım gelen hayatını bir deprem etkisi ile, enkaza dönüştüreceği göz önünde olan yanlışlara düşmeden önce, yapacaklarını en az iki defa düşünmesi gerektiğidir. Bunun yolunun da başımıza gelenlerden ders çıkarılmasından geçtiğini gayet iyi biliyoruz. Büyüklerimizin bizlere vermekte olduğu tavsiyeleri kulak arkası etmemiz de bizim yaptığımız yanlışları tekrar ettiğimizin göstergesidir. Düşünülmelidir ki ,bize yapılan konuşmaların hiçbir tanesi boşa değil, hepsi yerinde edilmiş sözlerdir. Biz ne yapıyoruz ,atalarımızın vermiş olduğu öğütleri hiçe sayarak, kendi yolumuzda yürümeyi seçiyor ,bir daha elde edemeyeceğimiz kayıplara uğrayacağımız yollara yöneliyoruz. Burnumuzun dikine gitmemiz yüzünden ,nelerden olduğumuzun farkında bile olamadığımızın en büyük şahidi yine kendimiz oluyoruz. Rotamızı ders almadığımız hatalarımızın çizmesine izin verdiğimiz için, avucumuzun içinden kayıp gidenleri gözümüzden kaçırdığımızı fark edemiyoruz. Onun için diyorum ki bize ait olan geminin dümenine ,hiçbir zaman başka birisinin geçmesine müsaade etmeden kendi yolumuzu alma seçiminde bulunmak ,hayatımızda yaptığımız en iyi şey olacaktır. Biz bu söylediklerimi dikkate almayıp ,arkamıza bakmadan hayatı sürdürme yolunu seçersek ,her daim kendimizi idame ettiremez ,ders çıkarmadığımız yapmış olduğumuz hatalarımızın içerisinde kaybolur gideriz. Düşünülmesi lazım gelen tek şeyin, içerisinde sürüklendiğimiz yanlışlarımızdan ders çıkarmak ve aynı yanlışların hayatımızı yanması beklenen ışığa hasret bırakacağıdır. Yalnızlığa mahkum olmamak için, önünüzde size yol gösteren ilim güneşinin batmasına engel olmanız ,yapmış olduğunuz her yanlışınızdan bir ders alarak tecrübe sahibi olmak ,hayatınız boyunca sizi bir adım daha ileriye götürecektir. Yanlışlarınızla başbaşa kalmak yerine ,rotanızı onların çizmesinin önüne geçerek ,hayatınız boyunca kazandığınız deneyimlerinizi kendinize pusula olarak kullanmaktan vazgeçmemeniz gerektiği inancını idrak etmek ,yaşamakta olduğunuz hayatınızın tek doğrusudur.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |