"Denemeler"de gördüðüm þeyi Montaigne'de deðil, kendimde buluyorum. -Pascal |
|
||||||||||
|
Türsel tarihimiz, üreten kolektif iliþkiler içine geçene kadar, avcý toplayýcý kolektif eylem alanlarý doðada bulduklarý kadarýyla yetiniyorlardý. Bu yetinme içinde ya hepsi kýsmen açtýlar. Ya da hepsi toktular. Yani kolektif ortamlar saðlama zorluklarýnýn da saðlatma kolaylýðýnýn da tam anlamýyla paylaþýldýðý ortamlardý. Eþ deyiþle ilk kolektif inþalarýn içinde toklar karþýsýnda kötülüðe yönelecek bir açlarý yoktu. Kolektif alan kendi içinde vaat eden El mantýðýyla bozulmuþtu. Bozulan kolektif dengeler nedenle; kolektif baðýn kiþiye gereken yanýtý vermemesi nedenle; kolektif baðlar bencil oluþa doðru tavsamýþtý. Eðer zorunlu kolektif baðlardan doðan kolektifi bilinçle, istihkaký aramak kötülükse, kötülüðe yönelme iþi zorunlu kolektif baðlarýn gereði olan, meþruiyeti eylemidir! Meþruti vicdanýn dayanaðý, rýzk daðýtma gibi afaki deðildi. Kolektif eylem alaný içindeki kolektif davranýþlar sonrasý kendisi açken toklarý yoktu ki açlar toklara imrensindi. Açlar gýybet edip, fitneye sokulup ta insanlar sadaka alasýnlardý! Ya da "kolektif eylemli alan baðlaþmalarý içinde" kolektif baðlaþmalar gereði, özellikle rýzký verilmemiþ olma gibi uyduruktan açlarý yoktu ki, onlara acýsýndý. Onlara merhamet edip lütfetsindi. Sadaka versindi. Onlarýn hayýr duasýný alsýndý. Adalet üzere olsundu! Kolektif alanýn bunlarý bilmesi, bunlarý düþünmesi bile olanaksýzdý. Zaten bunlar varsa kolektif baðlaþmanýn iðfali vardýr. Baþlangýcýn "kolektif inþa eylem alaný içinde, sadaka almanýn, adaletle olmanýn vs. karþýlýklarý yoktur". Yani açýn karþýsýnda tok yoktu. Tokun karþýsýnda da aç yoktu ki, sadaka alýnsýn. Ve ne demekse adalet üzere olunsundu. Açlýk niye önemdi? Açlýk niye vurguydu? Açlýk neden inþacý ana unsurdu? Yoksa midemiz için mi yaþýyorduk? Da mideyi ön plana çýkarýp, o güzel haslet dediðimiz sadaka verme, adil olma gibi MANAYI açlýðýn gerisine atýyorduk? Bu soru en kof, en bayaðý, en bilmezce bir sorudur. Dahasý hiçbir kolektif üreten inþanýn baþýnda içinde sadaka verme, adil olma MANA anlayýþý yoktur. Ne kadar köfte o kadar ekmek der gibi; "ne kadar kundura o kadar buðdaydý". Ne kadar kundura demekten kasýt; kundurayý yapan sektörün nüfus sayýsý kadar bir nüfusun besin teminini karþý taraftan buðdayla karþýlanmasý demek olan MANA anlayýþýydý. Ya da buðday üreten sektörün nüfus sayýsý kadar bir nüfusun kundurasýný da kunduracýlarýn saðlayýp giydirme yapacaðý MANA anlayýþýdýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |