Gerçek bir sevgide diðer insanýn iyiliðini istersin. Romantik sevgide diðer insaný istersin. -Margaret Anderson |
|
||||||||||
|
Nedense insanýn üretemediði 6 milyon yýllýk bir yeryüzü El ‘in dediði gibi “insanlar güzel güzel yesinler” kabilinde türümüze hiç boyun eðmemiþti! Türümüz üretim hareketi içine girmeseydi, yeryüzünün türümüze boyun eðeceði de yoktu. Yeryüzü tam da kolektif kapasiteyi özel mülkiyete dönüþme iþtahýnýn kabardýðý sýrada mana algýsýna dönüþme biçimini alýyordu. El, bu kabaran düþünce iþtahý üzerine modüle (bindiriþ) olmakla “oyunda ben de varým” diyordu. Hatýrlanacaðý gibi El, her bir özel mülkiyet duygusunun biçimlendiði yerde, her bir mülk sahibi “bay erki”, monarþin ile birlikte türlü türlü söylemlerle, birçok sayýda politeisti biçimde boy vermiþti. Oyunda ben de varým diyen El, bu oyunda gizletilmiþ bir mana iþtahtý. Kolektif kapasiteye sahip olmanýn gizletilen mana iþtahýydý. Bu baðlam ile sanaldý. Ayný zamanda da El mana anlayýþý, her bir Nemrutla, her bir firavunla, Ýbrahim’le vs. de somut bir anlamdý. El, geçmiþi bilmeyen insan üzerinde kiþilerin bilgisizliðini ve bencilliðini kullanacak ve kiþilerin bilgisizliði bencilliði üzerine bindiriþ edilecek bir modülasyon algýydý. . Ýnsanlar üzerinde kendi saltanatýný kurmak için; "yeryüzü, size boyun eðsin istedim", diyecekti. Böylece El ihsasçýlarý "yeryüzünü size boyun eðdirdim" diyen bu söylem içindeki etki sanatýyla (büyü sanatýyla) El ihsasçýlarý El 'i insanýn içine insanýn düþüncesine ve eylemleri içine sirayet ettirdiler. Mülk sahibinin karþýsýnda ezilmiþ, sindirilmiþ insan, "yeryüzünü size boyun eðdirdim" söylemindeki "boyun eðen yeryüzü" betimlemesi içinde kendi boyun eðikliðini, dikleþen bir boyun olarak görüyordu. Ezilen gurur “kendisine boyun eðen yeryüzüyle onere oluyordu”. Kiþi; "yeryüzünü kendisine boyun eðer” önemde görmesinden ötürüdür ki, kiþiler bu nedenle kendilerine “eþrefi mahlûk, yani yaratýlanlarýn en þereflisi” gibi bir önem atfederler! Siz sömürülen þerefe haiz yaratýk görmeseniz de insanýn köle olmakla incinen gururu kabarýyordu! Eþref sözü onuru incinen insana üst perdede ruhi bir meþruiyet oluyordu. Ýnsanýn yeryüzü tarafýndan saygý deðer görülen öneminden ötürü, ezik ruhlar bu önem içinde bu önemle taltif olurlarken, mecburen taltif olduðu “bu sözün söyleyenini” de kabul etmiþ oluyorlardý. Yoksa köle ruh, mülk sahibi efendi karþýsýna “eþrefi mahlûk” olarak çýkamazdý. Kendisini ve gururunu efendiye kabul ettiremezdi. Zaten ihsasçý efendi de buna tavdý. Artýk yol her taraftan El 'e çýkacaktý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |