..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hayal gücünün tuvalinden başka birşey değildir. -Henri David Thoreau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > Timur KOHEN




17 Ocak 2023
Nicole Beatrix'in Atarisi  
Timur KOHEN
Gizemli bir adam Nicole Beatrix'e bir atari verir. Ondan istediği tek şey atarinin üzerindeki bir tuşu hiç kullanmamasıdır.


:FJA:
Avrupa Yakasından Anadolu Yakasına gitmek için iki seçeneğiniz vardır; intihar köprüleri ya da intihar vapurları. İstanbul’da intihar için en meşhur ve en görkemli yer hiç şüphesiz 15 Temmuz Şehitler Köprüsüdür. Köprü intihar için görkemli olduğu kadar bir intiharın en keyif alınacağı yer bile olabilir. Diğer seçenekte hiç fena sayılmaz.

Haftanın neredeyse her günü, hafta sonları dahil, 21 yaşındaki Nicole Beatrix bu demir canavarlara biner ve karşıya geçerdi. İlk dakikalar martıları izler, sonrasında sessizce denizi izlerdi. Avrupa Yakasına geçtiğinde fazla vakit kaybetmeden hemen dönüş vapuruna binerdi. Anadolu Yakasına vardığında da vakit kaybetmeden evine giderdi. Bu onun için beleşe yakın bir aktivite gibi bir şeydi.
Her ne sebeple olursa olsun bu yolculuk sonuç olarak kendisini daha iyi hissettirirdi. Kış aylarında dahi olsa vapurun açık kısmında seyahat ederdi. Böylesi zamanlarda soğuktan ölecekmiş gibi gelirdi hep.
Vapurdayken martı seslerini duyabilmek için kulaklığının sesini kısardı. Bazen fısıltıyla karışık sex kokan konuşmalara şahit olabiliyordu. O zamanlar sesi açıp güneşli günden keyif almaya çalışıyor ve güneş ışınlarının vücudunu ısıtmasının tadını çıkarıyordu.
Nicole Beatrix son yolculuklarında tam karşısında olmasa da bir adamı fark etmeye başladı. Başında sürekli Ecevit Şapkası olan ve vişne çürüğü renginde kadife bir ceket giyiyor. Beatrix’in bu adama dair aklında kalan diğer bir şey ise tuhaf bir gözlük takıyor olmasıydı. Beatrix’in o adamla ilgili korku duyacağı zamanlar gelecek.
Adam o hafta boyunca sürekli aynı yerde ve sürekli aynı kitabı okuyordu. (Sofi’nin Dünyası, kalın bir kitap gibi görünüyordu.) Fakat ne adam ne de Beatrix günlerce tek kelime etmeden ama birbirlerinin varlığını hissederek yolculuk ettiler. Beatrix şarkı dinlerken, denizi izlerken ve martılara bakarken göz ucuyla ona bakmayı ihmal etmiyordu.
‘Sapık çıkabilir. Onunla konuşmayı aklından bile geçirme Beatrix.’ İçindeki ihtiyatlı ses ona aynen böyle söylüyordu. Sıradan bir adama benziyor olması dışında onu kötü gösterecek hiçbir şeyini görmemişti. Onu fark ettiği günden beri aynı yerde, aynı tip elbiselerle ve aynı kitabı okuyordu.
‘Sapık çıksa ne olur? Ha! O kadar insanın içinde bana ne yapabilir? Mantıklı iç sesi ona daha yakın gibi geliyordu. Beatrix adama bakmaya devam ediyordu. Sonra hiç de beklemediği bir şey oldu.
‘Okuduğum kitabımı merak ettiniz?’
Beatrix duymuyor numarası yaptı. Kulaklığını gösterdi. Fakat adam soruyu duyduğundan gayet emin bir şekilde cevap beklemeye koyuldu.
Ah! Şey! Daha önce gördüm mü diye bakıyordum.’
Ecevit Şapkalı adam kitabın kaldığı yerine bir ayraç koydu ve kitabı kapattı.
‘Kitapları görerek mi tanımaya çalışıyorsunuz?’
Beatrix ne diyeceğini şaşırmış bir haldeydi. Adamın arka tarafında oturan bayanla tamamen tesadüfen gözgöze geldiler. Beatrix kadına yardım isteyen gözlerle bakıyordu. Fakat kadın gözlerini çoktan başka yöne çevirmişti.
‘Sanırım okuyarak…’
Adam kıpırdamadan ve gözlüklerinin içinden bakmaya devam ederek. ‘İşte beklediğim cevap buydu.’
‘Bu arada benim adım Akın Alp Ateş. Sizin?’
Beatrix ;Üç, iki, bir ateş. Diye büyüyen şakasını içinde bastırmaya çalışsa da yanağında bir gülme, daha doğrusu seğirme oldu.
‘Beatrix. Nicole Beatrix.’
‘Memnun oldum.’
‘Ben de…’ Dedi Nicole. ‘Fakat isminizi öğrenmem sizi tanıdığımı göstermez.
Adam, elindeki kitabı göstererek. Sofi de aynen sizin gibi düşünüyor. Nicole’un bir şey anlamadığını düşünerek, ’Kitaptaki karakteri demek istedim. Gizemli bir yabancıdan mektup alıyor.’
Nicole Beatrix kaşlarını yukarı kaldırarak ‘Anladım.’ Dedi.
‘Tatile mi geldiniz?’ diye sordu adam. Nicole ismimden dolayı diye düşündü içinden. ‘Hayır. Burada yaşıyorum. Siz?’
‘Ben bir yabancıyım. Merak ettiğim ve görmek istediğim yerleri geziyorum. Bazen dolu bir valizle, bazen parmak arası terlik, şort, bir tişört ve bir kredi kartıyla seyahat ediyorum. Kafama göre. Dünya üzerindeki her yer benim ilgi alanım. Gittiğim yerlerde bazen insanlarla konuşurum.’
‘Bazen mi?’ İhtiyatlı iç sesi ona net bir soru sormuştu. ‘Onunla daha fazla konuşma.’ Nicole ihtiyatlı iç sesini dinlemeye karar verdi. Zaten vapur yanaşmak üzereydi.
‘Sizinle tanışmak çok güzeldi Akın Bey.’ İçinden Bay üç A demek geçti ama bunu diyemezdi.
‘Hiç olmazsa vapur durana kadar bana eşlik edin. Konuştuğum nadir insanlardansın.’
Nicole kendini tehlikede hissetmiyordu ama yine de adamın tuhaflığı onu temkinli davranmaya itiyordu.
Vapurun yanaşmak için büyük bir gürültüyle düdüğünü çaldı.
‘Sizin karakteriniz hakkında bir tahminim var. Duymak ister misiniz?’
Nicole içinden ‘Bu nereden çıktı?’ diye düşünse de adama karşı koyamadı ve olur manasında başını salladı.
‘Anladığım kadarıyla iç sesine büyük önem veriyorsun. Temkinli yaşamayı seviyorsun. Yüz hatlarının daha iyi olmasını isterdin. Sanırım bu sosyal medyadan kaynaklanan bir şey olabilir.’
Nicole içinin okunduğunu hayretle dinlese de bunu çaktırmak istemiyordu.
‘Kısmen söyledikleriniz doğru.’ Diye kestirip attı.
Ayrıca…’ dedi. ‘Müzik dinlemeyi çok seviyorsun. Sanırım Türkçe Pop ama 80’ler ve 90’ları seviyorsun.’
Beatrix biraz ürkmeye başlamıştı. Beni iyi gözlemlemiş, onu fark ettiğim güne kadar ve belki de fark etmediğim diğer günler.
‘Seni iyi tahlil ettiğimi düşünüyorum. Seni temin ederim ben iyi bir gözlemciyimdir.’
‘Doğrusunu söylemek gerekirse hem şaşırdım hem de biraz korktum.’
Adam gülümsemeye başladı. Beatrix adamın yüzünde ilk defa bir jest gördüğü için sevindi. Normal, sıradan bir insan gibi, diye söylendi mantıklı iç sesi.
Bu arada vapur iyice hızını kesmişti. Görevliler vapurdan inecekler için vapurla kara arasına çektikleri seti son bir kere kontrol ediyorlardı.
‘Sizi korkutmak istemezdim. Aslında söylediğim şeylerin çoğusu bu vapurdaki herkeste vardır.’
Nicole bir an önce vapurdan inmek ve eve gitmek istiyordu. Adam onu korkutmuyordu ama temkinli biri gibi de gelmiyordu.
‘Haklısınız, söylediğiniz şeyler yuvarlak şeylerdi. Herkesin az biraz karakterinde olan şeyler.’ Oturduğu yerden kalktı ve ‘Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum.’ Dedi. Adam tepki vermedi. Yüzünde beliren gülümseme birdenbire yok olmuştu.
‘Şimdi değil Bay Beatrix.’ Şapkasının gölgelediği yüzü şimdi hiç görünmüyordu. Nicole istemeden yerine oturdu.
‘Sana bir şey vermem gerekiyor. Çünkü seni seçtim.’
‘Sizden bir şey alacağımı nereden çıkarıyorsunuz?’ Şimdi ciddi manada korkuyordu ama vapur boşalmadan aşağıya inmek için hala vakti olduğunu bildiği için rahat görünmeye çalışıyordu.
‘Seni tanıyorum. Vapura bindiğin her gün seni izledim. Taki beni fark edene kadar seninle konuşmadım.’
Nicole hayretler içerisinde adamın anlattıklarını dinlemeye devam ediyordu. İçinde müthiş bir merak belirmişti. Çünkü bu gizemli yabancının kim olduğunu öğrenmek istiyordu. İsmi bile tuhaftı. Koskoca ülkede kaç tane Akın Alp Ateş adında insan vardır?
Adam konuşmaya devam ediyordu. ‘Sana vereceğim şey senin gibi birini son derece heyecanlandıracak ve mutlu edecek. Seni ve içindekileri hissettim Beatrix. Seni görmeden çok önce bile böyle düşünüyordum.’ Elleriyle tuttuğu kitabı sol eline alarak, sağ eliyle yanına gelip oturmasını işaret etti.
Nicole bir kedi gibi istenileni yaptı. ‘Sizin bana bir kötülük etmesinden çok korkuyorum.’ Diyecekti ki bundan son anda vazgeçti.
‘Sana zarar vermeyeceğim.’Adam gülümsüyordu. Sanki içimi okuyor diye düşünüyordu Beatrix. ‘Aklı başında biri bu kadar kalabalığın içinde birine zarar vermez öyle değil mi?’ Nicole Beatrix susmayı tercih etmişti. Çünkü konuşsa da sussa da aynı gibi geliyordu. Bu tuhaf adam neredeyse onun cümlelerini söyleyecekti.
Adam oturduğu oturağın altına doğru uzandı. Beatrix hayretle daha önce orada olmadığına yemin edebileceği eski ama şık bir çantaya bakıyordu şimdi. Adam çantanın ağzını yavaşça açarken ona verilecek şeyin heyecanından kalbi deli gibi atıyordu. Zaman uzuyor ve çantanın içerisinde bir şeyler arayan adamın eli bir türlü dışarı çıkmıyordu. Nicole bir ara, adamın o çantanın içerisindeki elinin daha ne kadar derinlere girebileceğini merak etti. ‘Sonunda, sonunda!’ diye içinden bağırmaya başladı.
Çok uzun zamandır el değmediği belli oluyordu. Zaman onu eskitmemiş bilakis daha gizemli ve teknolojik bir hale getirmiş gibiydi. Nicole, hediye karşısında gerçekten aklından olacak kadar heyecanlanmıştı.
‘Bu benim mi?’ diye sordu Nicole. Gözlerini kırpmıyordu.
‘Evet. Senin.’ Dedi adam. ‘Senin atarin.’
Atari Nintendo’nun Game Boy Atarisiydi. Hem de renkli olanından.
Her şeyiyle çok güzel bir oyuncak gibi görünüyordu. ‘Atari için beş oyun vereceğim. Bu oyunları istediğin gibi oynarsın. Yalnız, şu tuşa asla basma.’
Nicole heyecandan boşalan vapura aldırış dahi etmiyordu. Atari onun aklını başından almıştı. Çocukken farklı türde atarilerle oynamıştı ama şu an gördüğü tam bir klasikti. Kolay kolay bulunmuyordu. Adam atariyi ona uzattığında düşünmeden aldı.
‘Hafif olması gerekmez miydi? İyi de kaç kere eline böyle bir atari aldın ki? Ağır mı hafif mi nasıl bileceksin?’ Nicole parmaklarını atarinin tuşlarında gezdirmeye başladı. Adamın ‘Şu tuşa asla basma.’ Dediği tuşu da hafifçe yokladı. Her tuş onda farklı bir hissiyat bırakıyordu. Ama o tuş, onu şimdiden çok merak etmeye başlamıştı.
‘Bunu bana neden verdin?’
‘Sorularının cevaplarını er ya da geç alacaksın.’
Nicole ‘Ben… Ben…’ diye gevelemeye başladı.
‘Biliyorum. Sen yabancılardan karşılıksız bir şey almazsın.’ Bu sözleri şefkatle söyledi.
‘Hayır. Onu demek istemedim. Benim oyun oynayacak vaktim yok. Eğer oynarsam sınavlardan kalabilirim. İşin doğrusu ben bir oyun bağımlısıyım. Ve bu oyunları bitirmem gerekecek.’
Adam, Nicole gülümseyerek bakmaya devam etti. ‘Vaktini vapurlarda harcıyorsun. Neredeyse her gün. Belki bundan kısar oyunlara vakit ayırırsın. Bir şey değişmemiş olur. Ne dersin?’
Adam gerçekten mantıklı konuşuyordu. Ya da Nicole şu an aldığı hediyenin heyecanıyla adam ne söylese mantıklı kabul edecektim.
‘Sanırım öyle yapabilirim.’



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın fantastik roman kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beyaz Melek 4. Bölüm
Beyaz Melek 8. Bölüm
Kısa Saç '. Bölüm
Beyaz Melek 6. Bölüm
Beyaz Melek 7. Bölüm
Renkli Düşler Dükkânı
Nicole Beatrix'in Atarisi 2. Bölüm
Kod. X
Beyaz Melek 5. Bölüm
Beyaz Melek

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tüm Işıkları Yak!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kemer [Öykü]
Kayıp Yol [Öykü]
Secret War [Öykü]
Reli Hermanni'nin İlginç Hikâyesi [Öykü]


Timur KOHEN kimdir?

Çalışmalarımı neredeyse her gün gözden geçiriyorum. Büyük bir emekle yazdığım romanlarımı nasıl daha çarpıcı, sürükleyici, gizemli ve fantastik hale getirebileceğimin çalışmasını yapıyorum. Okuyucunun geçmişte, şimdi ve gelecekte vermek istediğim düşünceyi alması için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Zamana yenilmeyecek, yaşamaya devam edecek eserler oluşturmak için uğraş veriyorum. İmgeleri merak öğesiyle işlemeyi seviyorum. Gizemin ve merak öğesinin son ana kadar fantastik bir atmosferde sürüp gitmesini seviyorum. Okuyucunun gözünde ve ruh dünyasında küçükte olsa bir yer etmek için gizemle yazma serüvenime devam ediyorum.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Timur KOHEN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.