Musa'nýn öyküsü ve Musa öykücüleri, Nuh’a göre daha geliþmiþ bir köleci ortamýn ürünüydüler. Musa, kolektif ortamda uzaklaþmýþ bir paylaþma tekniði içinde Nuh öðretisine sarýlmýþ Firavunun mülküne göz koymuþtu.

9

Nuh'un kolektif kapasiteye göz dikmesi Musa’nýn Firavun mülküne göz dikme iþi zamana ve zemine göre oluþan köleci bir fikriyatýn ürünüydüler. Firavunun malýný elde etmek için Musa adý üzerinde ve Musa lehine kurgulanan çeþitli hikâyeler eþliðinde Musa'yý saray ehlinden bile yaparlar.

Musa Firavunun mülküne göz dikmeyi baþaramadýðý zaman Musa bu planýna kavmini de dahil eder. "Ey Ýsrail oðullarý! Ey kavmim! Mýsýrdan çýkarken eliniz boþ çýkmayýn. Mýsýrý soyun. Komþunuzun zinet eþyasý altýn, gümüþ neyi varsa beraberinize alýn" der.

Mýsýrda çýkan Musa, kavmiyle birlikte 40 yýl çöllerde gezer. Musa kavmine güvenip de baþka El mülklerine saldýrmaya cesaret edemez. Ýsrailoðullarý, Mýsýr da soyduklarý mücevherlerle altýnda bir buzaðý heykeli yaptýklarý söylenir.

Rivayete göre Ýsrail oðullarý azýtýp sapýtýp altýn buzaðýya taparlar. Ki bu rivayet tam bir "þecaat arz ederken sirkatini söyleyiþtir".

Çünkü canýný zor kurtaran insanlarýn, güya Musa'nýn El 'ine tapmak yerine buzaðý heykeli yapýp, buzaðýya tapma, sapmasýný anlatacak kadar altýnlarýnýn olmasý, hýrsýslýklarýnýn dolaylý ikrarýdýr.

Yani köle göçmenlerin 40 yýl dolaþacaðý çöllerde harcayacaðýndan fazla buzaðý yapacak kadar altýnlarýnýn olmasý, o ahval içinde Mýsýr'ýn soyulduðunun kanýtýdýr.

Musa'daki mülk talaný azmi arzý mevut söylemi ile kendi kutsal öðretisinin bir vasiyeti ve bir mirasýna dönüþür. Musa'nýn El 'i hýrsýzlýk ve yaðmayý önce Ýbrahim'e "gözüyün gördüðü yeri sana ve zürriyetine verdim" diye ahit yapar. Sonra da Musa'ya "arzý mevut" vaadi içinde Ýbrahim'e yaptýðýný tekraren söyler.

Nasýl ki El kolektif alan içinde kolektif alanýn zenginliklerini yaðmalatmaya bir cevazdý (izin ruhsattý); arzý mevut da vaat edilen savaþýlarak alýnacak olan ganimetti.

Arzý mevut da "bir baþka köleci mülkiyeti çapul lamaydý". Ýnþanýn temeli çapul üzerine bina ediliyordu. Günümüzdeki karþýlýðý fetihler sonrasýnda ülke içindeki özelleþtirme ve ihalelerdi.

Köleci El mülkiyeti içindeki arzý mevut ve baþka dinlerin fütuhatý baþka El topraklarýný yaðmaya, talana, insanlarý köle kýlmaya ve kýtale izindi. Arzý mevut kutsal olmaktan öte çapuldu. Çapul arzusuydu. Çapul arzusu ilkin kolektif alaný tarumar etme gelenekleþmesinden ileri geliyordu.

Arzý mevut da zaman içinde baþka baþka yerlerde, baþka El topraklarý olmuþ kolektif zenginlikleri yani þimdiki El topraklarýný; ganimet olarak yaðmalama iþiydi. Buna "arzý mevut" yani vaat edilmiþ topraklar deniyordu.

El mülkiyeti kavramýnýn uygulanýþýyla dünyaya zulüm gelmiþti. Arzý mevut; zulmün El tarafýnda meþru edilmesiydi. Özel mülkü çapul yapmaydý. Özel mülkün talan edilip ele geçirilmesiydi. Ýnsanlarýn köle edilmesine ve kýtaline meþruiyet izniydi.

Kolektif alan adaletin kendisiydi. "Ol Mahi ki derya içedir (deryada çýkarýlmadýkça) deryayý bilmez" misali El mülkü inanýcýlarýnýn da kolektif alandan ayrýlmadýkça, "kolektif adaleti" bilmeleri olanaksýzdý? Öyle ya kolektif alan neye göre adaletti? Ya da köleci sistem neye göre adaletsizdi?

Kolektif emek yerine, mülk sahibinin kazanç arzusuna göre adaletsizlik "alýn teri dökme" öðüt ve kavramýyla kolektif emek üzerinde hukuksuzlaþmaydý.

Yine kolektif tümseleni sinerjin enerji nedenle üretim nesneleri ve üretilen tüketilecek ve kullanýmlar, paydaþlýðýndan; bir lokma bir hýrka zihniyetine geçiren adaletsiz oluþun hukuksuzluðuydu.

Kolektif alandan çýkýnca kolektiflik alan iþleyiþiyle bitiþik olan adalet; adaletin kolektifliðinden (paydaþlýðýndan) sýyrýlmasýyla köleci sistem içinde kolektif adaletin boþluk alaný, dýmdýzlak ortada belirim vermiþti. Köleci adalet hakça bölüþümler içinde kolektif adalete yaklaþtýkça adalet olacaktý