..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanın en iyi tarafı ürperebilmesidir. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




23 Haziran 2023
Totemi Dil 26  
Bayram Kaya
Kolektif ise hiç kimsenin olmayan ve herkesle olan. Herkesle ortaya konandır. Tek başına hiç kimsenin kolektifliği ortaya koyması olanaklı değildir. Bu nedenle verili düzlem olan doğada hiçbir zaman emek yoktur. Dalda koparıp yediğiniz elmaya harcadığınız işe kimse emek diye, alın teri diye pay vermez.


:CBB:
Ortada kaldırılan kolektif dil kavramları yerine rızk vermeyi, keyfe göre rızk dağıtmayı ve alın teri gibi köleci dil kavramlarını ortaya koymuştu. Artık öğrenme ve öğretme dili köleci mantıklı dil üzerinde öğrenme ve köleci mantığa göre düşünmenin dili olan fasit daireydi (kısır döngüydü).

Alın teri söyleminin kolektif bir geri bağlanım mesajı yoktu. Alın teri mülk sahibinin mülküne karşı çalışmaydı. Ve hiçbir nesnel karşılığı olmamakla mülk sahibinin takdirinde olan bir ödeme biçimiydi.

Kolektif inşa oluşurken mülk ve mülk sahibi olmadığı için soyut bir alın teri kavramı da yoktu. Evet çalışırken terliyoruz da su içmek, dinlenmek dışında terin bir karşılığı yoktu. Ter, emek yerine kullanılır dersek bu iki kere salağa yatmak, cahilliği ikiye katlamak olur. Çünkü bu durum teri, emekle eşleştirilir.

Oysa emek köleci bir dil kavramı olmayıp, kolektif bir dil kavramıdır. Karşılıklı olan kişisi transfer emeğe kolektif emek diyoruz. Dikkat ederseniz emekte karşılıklı emek var. Transfer emek var. Ve kolektiflik emeklerin kolektif bağlaçla kolektif anlamı var.

Kolektif atıflar olmadan emek kavramı ortaya konamaz. Oysa alın teri ile eşleşen emek, işverenin parası; mülk sahibinin mülkü karşısındaki "emek durumuna indirgenir". Emeğin tarihselliği kalmaz.

İşte siz bu kolektif emek kavramı olan anlamı olduğu gibi alın teri ile eşleştirmekle hem bilgiyi hem kolektif geçmişi karartıyorsunuz. Emeği, mülk karşısında ve mülk sahibi karşısındaki alın teriyle bilerek veya bilmeyerek aynılaştırıyorsunuz.

Mülk sahibi zaten emek kavramının çağrışımlarını unutmanızı istiyor. Tıpkı rızk söylemiyle kolektif payınızı ve kolektif paydaşlığınızı unutturduğu gibi. Emek dendiğinde işverenin parası ya da mülk sahibinin mülkü karşısındaki “alın terini anlamanızı” istiyor. Burada kolektiflikten eser yoktur.

Kısacası tarihsellik emek dediğiniz zaman kolektif alanı, transfer kişi emeklerini, kolektif bağlacı pay ve paydaşlığınızı çağrışırken; alın teri işverenin parasının, mülk sahibinin mülkü karşısındaki aczi yetinizi haklaşama gayretidir. Oysa emeğin zorunlu ve somut bir kolektif pay ve paydaşlık karşılığı vardır.

Kolektif ise hiç kimsenin olmayan ve herkesle olan. Herkesle ortaya konandır. Tek başına hiç kimsenin kolektifliği ortaya koyması olanaklı değildir. Bu nedenle verili düzlem olan doğada hiçbir zaman emek yoktur. Dalda koparıp yediğiniz elmaya harcadığınız işe kimse emek diye, alın teri diye pay vermez.

Dalda koparıp kolektif alana getirdiğiniz elma, size yavru bakımına karşılık oluyorsa işte bu emektir. İşte emeğin anlamı karşılıklı transfer emeklerden doğar. Değilse emek mülk karşılığında ortaya konmamıştır. Bu beş bin yıllık bir illüzyondur.

Rızk söylemiyle, alın teri söylemiyle, mülk sahibinin takdiri söylemiyle kolektif olan kolektif pay ortada kalka. Kolektif payın, kolektifi paydaşlar olmanın, sinerjinin ve kolektif emeğin, geri bağlayıcılığı ortada kalkar. Bir nebi kendi öğretisi içinde mülk sahibine ya da işverene "Amelenin ücretini alnının teri kurumadan verin" der.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölçü 2
Ölçü 1
Ölçü 4
Hemcinslerin Tarihi 11
Hemcinslerin Tarihi 14
Hemcinslerin Tarihi 4
Ölçü 3
Hemcinslerin Tarihi 6
Hemcinslerin Tarihi 12
Hemcinslerin Tarihi 13

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bildin mi? III [Şiir]
Ayrılık Nedir? [Şiir]
Bildin mi? [Şiir]
Bildin mi? II [Şiir]
Bülbülü Öldürmek [Şiir]
Hata Yapmak [Şiir]
Asuman [Şiir]
Ne Devletsun Ne Devletlu [Şiir]
Köle 2 [Şiir]
İçimizdeki Yabancı [Şiir]


Bayram Kaya kimdir?

Emekli eğitimci. 1950 Mucur / Kırşehir doğumlu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.