"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Üçüncü geçiş dönemi de âdem Hava hikayesi gibi hikayelerden bildiğimiz kolektif alandan köleci sisteme geçişi ifade eden dinsel seremonilerdi. Geçiş ritüelleri içinde yarın kaygısı taşındığı gibi belki de daha fazlası sosyal bir travmaydı. Geçiş ritüeli yeni durumu geçmişin kolektif müktesebatın yasalarıyla bağdaştırma işiydi. Geçiş ritüelleri önce totem alanla, sonra türlü ittifaklarla ortaya konmuştu. Hemcinsler ilk kez totemi bir kolektif alanda güvendeydiler ve yarın endişeleri hayli aşağı çekilmişti. İşte hemcinsler bu sosyo kolektif kazanımı korumak istiyorlardı. Her ittifakı durum eski duruma karşı bir gelecek kaygısını taşıttırdı hemcinslere. Travmalar hem bu nedenle hem izole bir totemi sosyolojiyle vardı. Bu nedenle travmalar bir çeşit bağışıklık sistemi direnç limesiydi. Bu direnci sosyal anlama üzerinde ortaya koyup sosyal anama üzerinde çözüme kavuşturuyorlardı. Geçiş ritüeller eski birikimler üzerine şimdiki ahvaller ile birikimliydi. Geçiş ritüelleri kendini tekrardı. Ya da kendi sosyolojini kendi kolektif alanını kopyalama işiydi. Geçiş dönemi olayları olgu, olay ve oluşumun en temel yasasıydı. Geçiş ritüelleri de grubuna ve kendisine endeksli olan tekrarıyla folklorik bir ibadetti. Ve geçiş dönemi seremonileri çoğu kez gelişme patentli bir ikna dili anlatımdı. Yani Âdem ve Hava da totem dönemden beri ola gelen izole bir kolektif alanda ilahi ittifaklara ve köleci ahitlere doğru çıkışları anlatan yansımalardan mülhem birçok geçiş dönemlerinin grup travmalarını duruma göre modülasyonlarla anlatmanın diliydi. Bir anlatımda Âdem'in kendisi yani Âdem tarafın Hava'sı karşı taraf Hava'nın Âdem'ine kendi totem yiyeceği olan buğdayı sunuyordu. Başka bir versiyonda da Hava karşı Âdem'e kendi totem mesleği totem yiyeceği elmayı sunuyordu. Bu anlatımlar bu haliyle totem dönemden ilahi döneme geçen grupları karakterize ediyordu. 22b Dumuzi, Geştinna hikayesi gibi. Ancak bu hikâyede sunu ilahi ittifaklar gibi grupların birbirine yakınlaşması için değildi. Aksine grupların yasak bir meyveyle birbirini aldatıcı, kandırıcı ve tuzak kurucu seremonileri işleniyordu. Yasak açıklanmıyordu. Biz biliyoruz ki yasak, izole bir totem geçmişin hafıza kaydını burada bu biçimde bir anlatımla dışa vurumdu. Bu anlatım köleci dönem içindeydi. Çünkü aldatma, hile, tuzak kurma vs. hep köleci mantığın köleci dil unsurlarıydı. Köleci anlatımda karşı grup sunuları yakınlaşma için değil de karşı tarafa aldatma, yanıltma (ikna etme) biçimi üzerinde söylüyordu. Âdem’in Hava’ya Hava’nın Âdeme yaklaşımı köleci ve hileci mantıklı yaklaşımdı. Sunular hep karşı Eva tarafından karşı Ademe gruba ya da grup temsilcisi ademe yapılıyordu. Sunan ve sunulanlar karşı gruptan karşı cinslerdi. Totem dönemden ilahi ittifaklı dönem içine geçişte yanıltma aldatma yoktu. Yanıltma aldatma hile özel mülkiyetçi tasavvurla kotarıldı. Hile köleci sistem içinde günümüze kadar geldi. Günümüzde bile dehşetengiz biçemde süren yüz seksen derecelik dönmelerdi. Bir gün söylediğini diğer günkü sözüyle dün dündür bugün bugündür diyen yalanlama işiydi. Âdem ve Hava birçok geçiş dönemlerini ifade eden hikâye sanatı söyleyişiydi. Hikâye bir ittifakı olay karşısında, eski totem yasağını aşma işiydi. Âdem ve Hava üreten zıt gruplardı. Âdem ve hava üreten, kendi meslek çekiciliği içindeki zıtların izole ayrıştırıcı lığı ve yine zıtların cinsel çekiciliği üzerinde yakınsayan geçiş sürecini motif etmenin dil anlatımıydı. Geçiş dönemi hikayeleri hem şimdiyi anlamaya matuftu. Hem kendi sonrasına köleci bir izan ile geri bağlanıcı bir zihinsel ikna metoduydu. Geçiş dönemi anlatım ve ritüelleri gelişmiş bir sosyal zekâ ve gelişmiş bir kolektif zekâ işiydi. Âdem ve Hava anlatısı içinde her biri ayrı bir zıt grubu temsil etmenin ifadesiydi. Kendisine yiyecek takdime si sunulan Âdem’in grubu, sunucu olan karşı grubu, Eva grubu olarak takdim etmektedir. Bu tür anlatımlar içindeki zıt grupları birbirine yaklaştırıcı müktesebatlar, ilk totemi grubun ilahi temas olguları içindeki analojiden çıkarılmıştılar. İlk temaslar totem yiyeceğini karşı gruba kurban sunusu yapan takdimeler ilk tapınak temaslarıyla zaten ortaya konmuştu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |